Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

RAMAZAN ŞEFKATİ ORUÇ BEREKETİ (1 Kullanıcı)

yakal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Şub 2007
Mesajlar
69
Tepki puanı
0
Puanları
0
Kulluk hazzı
Şirin gezegen sevinçten uçuyordu. Gümüş rengi hilâl şahitlik ediyordu rahmet'e. Elvan elvan, çeşit nimetler içiçe. Kuş sütü eksik bir bereket sofrası. Davet sahibini kabul eden her fert pürdikkat beklemede. Ağız ve boğaz, sadece söze açık. Mide feryadı basıyor, ama sesi kısık. Üstelik cevap veren yok‚ çok geçmedi, gün battı, şafak kızıla döndü, tekbirler çınladı gökkubbede felâh, felâh... Peşinden bir nidâ erişti: "Buyurun!" dendi.
Hiçbir ordu bu kadar itaatli değildi âmirine. Bir müjdeydi bu sesleniş, bir ezelî davetti ötelerden... Nimetleri hem tatmaya, hem tanımaya çekiyordu herkesi. Zahir ve bâtın duygular bir coşku içindeydi. Aymazlık perdesi iyice aralanmış, sonuna kadar çekilmişti. Mün'im'i görme şevki bütün kalbleri kapladı. Her davetlide tatlı bir ünsiyet vardı. Âlemi sarmalayan şefkat ve merhamet kucağı hasbî bir mukabeleye açılmıştı. "İnsan" ismine şükreden her beşer, bu şerefli kerameti anında gösterme heyecanına kapıldı ve "kulluk" şuuru canlandı birden ruh ikliminde...
"Buyurun" emrine itaat bir kat daha gelişti. Hiç kimse hür değildi. Serbest davranamıyordu. Emir kuluydu, Abdullah'tı. Cünudullah erlerinden bir fertti sadece. O erler ki, biri ay, diğeri güneş; biri Cebrail, öbürü Mikâil'di. O kulla aynı eğitim alanında silâh altındaydılar. Cirmi ve cismi küçüktü, ama görevi ve kıymeti gök ve yerleri geçiyordu.
Ordunun her ferdi o misafirin etrafında pervane olmuştu, her biri tam kapasite çalışarak. Şenşakrak tablacılık yapıyorlardı zevkle ona: Bulut su taşıyor, deniz balık üretiyor, koyun süt imal ediyor, arı bal getiriyor, toprak ana dünyalar dolusu nimet yetiştiriyor Besmele çekerek. Misafir ise; temsilci ve sözcüydü, Kur'ân diliyle halife. En ağır görev onun omzundaydı. Hediyeleri sunacaktı. Dergâha yanaşmış, kapının önüne gelmişti. Hamd anahtarını çevirir çevirmez kurtkuş, meleksemek bayram etti. Hayatlarının neticesi, sözcülerinin eliyle Nimet Verene sunuldu defalarca, her iftar saati artarak, her sabah ezanıyla yenilenerek taze taze...
Şefkat güzeli
İmece usulü bir çalışma sürüyor âlemde. Yaratılıştan bu yana her varlık birbirinin imdadına koşuyor. Fabrikanın dişlileri gibi işliyorlar, biri ötekinin önüne geçmeden. Üstelik komşusunun sınır taşını aşmadan.
Yağmur toprağı ıslatıyor, toprak yeşile beşiklik ediyor, yeşil ineğe yem oluyor, inek âdemoğluna sütünü takdim ediyor. Faaliyet devam ediyor "Yâ Muîn!" isminin aydınlığında; topraktan bitkiye, bitkiden hayvana, hayvandan insana, insandan insana ve birbirleri arasında...
Kâinatla barışık yaşayan her mü'min bu faaliyetlerden mesajını alıyor. Kurulu düzene ayak uydurmak için "dünya ehli" ile birlikte hareket ediyor. Yardımlaşma bu sefer insanlar arasında işlemeye başlıyor. Ramazan bu hıza hız katıyor, gönülleri tutuşturuyor. Açlık ateşi mideyi yakınca hemcinsine şefkat bütün kalblerde canlanıyor.
Böylece insanî bir görev devreye girmiş oluyor, yavaş yavaş gerçek şükrün kapısı aralanıyor bir esas olarak; zekâtla, sadakayla, fitreyle, iftariyeliklerle ve bütün infak şubeleriyle...
Melek benzeri
Ramazan'ın her saniyesi bir sevap pınarı. Ahiret kazancı için verimli bir zemin. Amellerin bereketlenmesi için ilkbaharın Nisan yağmuru. Beşer kulluğunun resmi geçidi için parlak ve mukaddes bir bayram şenliği...
Oruçlu. bedenî ihtiyaç ve hazlardan uzaklaşmış meleklerden bir melek. Dünyada ömür sürerken öbür âlemi yaşayan bir âhiret adamı. Belli bir süre de olsa fânilere sırt dönmüş bir Samed aynası; kalbiyle Rabbini gören basiretli bir göz. Rabbânî iltifata ve perdesiz huzura kabul edilmiş özel bir kul, bir Reyyan müjdelisi...
Mükemmel oruç
Mide tek başına oruç tutmuyor, bütün duygular ve azalar oruçlu, dil oruçlu: Yalanı terk etmiş, gıybeti bırakmış, kaba ve çirkin sözlere bulaşmamış. Kur'ân okuyor, zikir ve tesbihle ıslanıyor, salavat ve istiğfarla meşguliyet içinde gün boyu... Kulak oruçlu: Boş, lüzumsuz, kötü sözlere kapalı; hak söze ve Kur'ân'a açık.
Ve nihayet kalb oruçlu, hayal oruçlu, fikir oruçlu, akıl oruçlu...Ve hepimiz bütünümüzle oruçluyuz...
Rahmet deryası
Nefis zebun, insan nankör, gaflet kuşatmış bütün benliğini. Tepeden tırnağa âciz ve biçare. Boylu boyuna fakir ve muhtaç; ihtiyaçları ebede kadar uzanmış. Bir çiçeği istiyor, peşinden baharı, peşinden Cenneti ve nurlu sonsuzu; cemâli ve kemâli...
Gırtlağına kadar kusur içinde, bir de kusurunu üstüne almaz mı, görmek istemez mi, zincirleme felaket. Zayıflık bütün varlığını kaplar kaplamasına da, çabuk bozulur, dağılır, et ve kemikten ibaret olduğunu düşünmez. Gözünü bürüyen bir hırs, önünü kapayan bir ihtiras, aklını çelen bir dünya aşkıyla fâniye meftun olur, ölümlü hayata bel bağlar. Bâkiyi ve bekâyı gözardı ediverir, ahlâk sukutuna uğrar. Sonunda oruç Hızır gibi imdada yetişir.
İlâhi dergâha kalb telefonuyla bağlantı kurar. Ramazan bütün yaralarına merhem olur. Üstüne çöreklenen her düşmanı merhamet ve şefkat silâhıyla uzaklaştırır. Niyaza ve ilticaya verir varlığını. Rahmet kapısını çalarken, mânevî şükür en candan dostudur hep yanıbaşında...
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
ankara
RE: RAMAZAN ŞEFKATİ ORUÇ BEREKETİ

selamun aleykum. Rabbim razı olsun.
çok güzel tasvir eden ve anlatan bir yazıydı, çok beğendim.;)
Allah ibadetlerimizi samimiyet ve iştahla yapmamızı nasip etsin inşaAllah.B)
selam ve dua ile..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt