Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ramazan ayinin fazileti (1 Kullanıcı)

MEHMET_1960

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Tem 2006
Mesajlar
273
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
64
Konum
GaziAntep
Web Sitesi
www.ravza-imutahhara.com
RAMAZAN AYININ FAZİLETİ



Allah’u Tealanın bizlere nasip etmesiyle, tekrar mübarek Ramazan ayına kavuştuk. Bu mübarek ayın faziletini, değerini ve Müslümanların bu ayda neleri yapması gerektiğinden bahsedeceğiz. Bu ayın önemini bizlere Peygamber efendimiz (sav) şu hadisi ile gösteriyor:

“Eğer kullar Ramazan ayındaki üstünlükleri bilselerdi bütün senenin Ramazan olmasını isterlerdi.“ (Tabarani)

Ramazan ayı on bir ayın sultanı olup, insanlığın karanlıktan aydınlığa, alçaklıktan yükselişe ve delaletten hidayete götüren Kur’an’ın indirildiği aydır. Allah’u Teala şöyle buyurmaktadır:

“Ramazan ayı insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık deliller olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.” (Bakara 185)

Ramazan ayı bereket ve rahmet, hataların silindiği ve duaların kabul olduğu aydır.

Resul (sav) şöyle buyurdu:“Ramazan ayı size bir bereket ayı olarak gelmiştir. Allah’u Teala bu ayda rahmetiyle sizi o kuşatır. Bu ayda rahmet indirir, hataları siler, duaları kabul eder. Allah’u Teala bu ayda hayır hususundaki yarışlarınıza bakar ve meleklere karşı sizinle iftihar eder. Allah’a karşı hayır ortaya koyunuz. Çünkü bedbaht kişi, bu ayda Allah’ın rahmetinden mahrum olan kişidir.” (Tabarani)

Diğer bir hadiste:“Beş vakit namazla cuma, diğer cumaya kadar, Ramazan ayı diğer Ramazana kadar büyük günahlardan kaçınıldığı müddetçe küçük günahları örterler.” (Müslim)

Ebu Hureyre (ra)’dan Resul (sav) buyurdu ki:

“Her kim inanarak ve karşılığını sırf Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa onun geçmiş günahları bağışlanır.”

Ramazan ayı cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapatıldığı, cennetin süslendiği, cennetin ve Hurilerin insanları beklediği aydır. Ebu Hureyre (ra)’dan Resul (sav) şöyle buyurdu:

“Ramazan ayı girdiği zaman, cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kilitlenir. Şeytanlar zincire vurulur.”

Diğer bir hadiste:“Ramazanın ilk gecesi olduğu zaman, Cehennem kapıları kapanır, onun hiç bir kapısı açılmaz. Cennet kapıları açılır, o kapılardan hiç biri kapanmaz. Münadi şöyle seslenir: Ey hayır isteyen gel, koş! Ey şer isteyen, (kötülüklere karşı) kendini tut! O ayda Allah’ın cehennemden azatlıları vardır. Bu, Ramazan bitinceye dek her gece vaki olur.” (Tirmizi)

İbni Abbas (ra) dan: Resul (sav) şöyle buyurdu: “Cennet seneden seneye, Ramazan ayı için süslenir. Ve şöyle der: -Allah’ım bizim için bu ayda kullarından bizde kalacak insanlar kıl! Hurilerde şöyle dua ederler: -Allah’ım! Kullarından bu ayda bize kocalar ihsan eyle. Kim bu ayda kendini muhafaza edipte içki içmezse, iftira ve buhranla bir mümini rahatsız etmezse, hata ve günahlardan sakınırsa, Allah ona her gece, yüz tane huri verir, ayrıca ona altın gümüş, yakut ve zebercedden bir köşk yapar. Bütün dünya bir araya getirilip de o köşke konsa, bir keçi bağlanacak kadar yer işgal ederdi. Kimde ramazan ayında içki içer, bir mümine iftira eder yada bir günah ve hata işlerse, bir senelik amelini iptal eder. Onun için Ramazan ayına karşı dikkatli olun zira o, Allah’ın ayıdır.”

Ramazan ayında tutulan orucun, mükafatının kat kat fazla olacağını ve bu ayda, bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesinin olduğunu, gösteren hadisler şunlardır. Ebu Hureyre (ra)’dan rivayette Resul (sav) diyor ki;

“Adem oğlunun bütün amellerine karşılık verilecek sevap on mislinden yedi yüz misline kadar katlanır. Allah’u Teala buyurdu ki: Oruç müstesna! Oruç benim içindir, onun karşılığını ancak ben vereceğim. Oruçlu kişi, nefsani arzularını ve yemesini benim için terk eder. Oruçlu kişi için iki türlü ferahlık vardır: Biri iftar anındaki ferahlık, diğeri Rabbine kavuştuğu zamanki ferahlıktır. Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur.” (Müslim)

Utbe bin Abdullah (ra)’dan, Resul (sav) buyurdu ki; “Kim Allah yolunda farz orucu olarak bir gün oruç tutarsa Allah, onu cehennemden yerler ve gökler arasındaki mesafe kadar uzaklaştırır. Kim de bir gün nafile olarak oruç tutarsa, Allah cehennemi ondan gökle yer arası kadar mesafe ile uzaklaştırır.” (Tabarani)

Allah’u Teala kadir gecesiyle alakalı şöyle buyurdu;

”Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.” (Kadir 2)

Resulullah (sav) şöyle söylüyor;

“Kadir gecesi Ramazanın son on gecesidir. Kim ki bu gecede ecir dileyerek ibadet için kıyam ederse Allah, onun önceki ve sonraki günahlarını affeder.” (Müslim)

Görüldüğü gibi Allah ve Resulü, bu Mübarek Ramazan ayının bizler için ne kadar faziletli, bereketli ve rahmet dolu bir ay olduğunu gösteriyor. Bu mübarek ayın faziletlerinden faydalanabilmek için, ümmetin bu aydaki durumunun ve bizlerin neler yapmamız gerektiğini bilmemiz gerekir.

Bugünkü Müslümanların Ramazan ayını nasıl karşıladıklarını ve geçirdiklerine bakarsak, içler acısı bir durumda olduklarını görürüz. Ne yazık ki kimilerine Ramazan ayı bir rol oynamayıp, kendileri için Ramazan orucunun geçerli olmadığını zannetmektedirler. Kimileride oruç ve teravih ibadetlerini adet ve gelenek olarak görüp, orucu perhiz için ve teravih namazlarını da spor niyetiyle kılıp, Müslüman gözükmekte. Ümmete ve yaşadıkları devletlere baktığımızda şunları görebiliriz: Ümmet hala zulüm, eziyet ve yok edilmekle karşı karşıya kalıp kendisine bu mübarek ayda rahat ve huzur verilmiyor, küfrün istilasından ve baskısından kurtulamıyor.

Ümmetin yaşadığı devletler ise, hem Müslüman gözüküp aynı zamanda küfür fikirleri ve kültürünü aşılamaya çalışıyor, Ramazan ayı başladığında Gazete ve Televizyon kanallarında İslami (onların anladığı ve vermek istediği) konulara yer ayırdıkları gibi, Ramazan programı adı altında eğlenceli dans ve müzik programları ile donatıp, yanı sıra Ramazan tombalası düzenliyorlar. Müslümanların Ramazan ayına aynı günde başlayıp aynı günde beraber Ramazan bayramını yapmalarını engelliyorlar.

Bütün bunlar Müslümanları bir çatı altında toplayacak, Ramazanın bereketinden ve faziletinden faydalanacak aynı günde oruca başlayıp aynı günde bayram yaptıracak, bu ayda da İslamı, cihad vasıtasıyla aleme yayacak, bir İslam Devletinin bulunmadığından kaynaklanmaktadır.

Tarihe baktığımızda Müslümanlar izzetli, şerefli ve huzurlu bir hayat sürdürdükleri devletleri vardı. Onlar bu çatı altında cihatlar yapıp İslamı aleme taşıdılar ve onunla korundular. Hatta Ramazan ayı, onların dünya işlerini ve cihatlarını aksattırmadı, aksine daha da bir aşk ve şevkle yaptılar. Bazı örnekler verecek olursak: Şirk ve putçuluğun mağlup olduğu, Ebu Cehil’in öldürüldüğü ve Tevhidin galip geldiği Bedir günü (Büyük Bedir Savaşı) hicretin ikinci yılının Ramazan ayının yirmi yedinci cuma günü vuku bulmuştur.

Kâbenin etrafındaki putların yıkıldığı ve putçuluğun imha edildiği Mekke’nin fethi Ramazan ayının onuncu gününde vuku bulmuştur.

Tebük savaşı ve İslamın Yemene yayılması bu ayda olmuştur. Endülüs Tarık b. Ziyad tarafından 19 Temmuz 711 senesinde fethedilmiştir.

Görüldüğü gibi tarih bizim için bir ibrettir. Müslümanlar Ramazan ayını bir vesile kılarak kendisine çeki düzen verip, bu Mübarek ayın bereketinden ve faziletinden faydalanması ve karşılığını Allah’tan umması gerekir. Çünkü Allah’u Teala Müslümanlara bir fırsat vererek, bu mübarek ayı bereket, rahmet ve mağfiret dolu kılmıştır. Neden bizleri yoktan yaratanın sözünü tutup, onun uyarısını dinlemiyoruz. Neden ümmeti bu durumdan kurtarıp, Allah’u Tealanın istediği hale ümmetin dönüşmesine yardımcı olmuyoruz ve neden Allah’ın bu ayda sonuna kadar açmış olduğu cennet kapılarından bizleri girdirecek amelleri işlemiyoruz neden? Gelin Kur’an’a ve sünnete sımsıkı sarılalım. Çünkü, Kur’an bu ayda indirilmiş ve eğriyi doğrudan ayırt etmiş, beşeri nizamların yanlışlığını gösterip düzen sahibinin ancak Allah’u Tealanın olduğunu bizlere göstermiştir. Rabbimiz bu ayda inen Kur’an’la bizlere doğru yolu gösterip, bizim için hiç bir mazeret bırakmamıştır. Allah’u Teala En’am suresinde şöyle buyurmaktadır;

“Yahut "Bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz diye (Kur'an'ı indirdik). İşte size de Rabbinizden açık bir delil, hidayet ve rahmet geldi. Kim, Allah'ın âyetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalimdir! Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden ötürü azabın en kötüsüyle cezalandıracağız.” (En’am 157)

Bizlere Kur’an ulaştığına göre, doğru yolu göstermiş ve ona göre amel etmemizi Allah’u Teala bizden istemektedir.

Son olarak, sevgili Peygamberimizin Şaban ayının son gününde Sahabelere yaptığı konuşmayı hatırlatarak yazımızı bitirmek istiyoruz. Selman’dan rivayet edildiğine göre, Resul (sav) şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Büyük ve Mübarek bir ay sizi gölgesi altına almıştır. Bu öyle bir aydır ki, bu ayda bin geceden daha hayırlı bir gece bulunmaktadır. Öyle bir aydır ki, Allah bu ayda oruç tutmayı farz kıldı, gecelerinde kalkıp ibadet etmeyi nafile kıldı. Bu ayda her kim hayır hasletlerinden biri ile Allah’a yaklaşırsa Ramazan ayı dışında farz ibadet yapmış gibi sevap kazanır. Bu ayda her kim farz bir ibadeti yerine getirirse Ramazan ayı dışında yetmiş farz yerine getirmiş gibi sevap kazanır.”

”Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın da sevabı cennettir. Ramazan ayı Allah’ın Kullarını gözetme ayıdır, mü’minin rızkının arttırıldığı aydır. Bu ayda her kim bir oruçluya iftar verirse günahları mağfiret olunur, kendiside cehennem ateşinden azad olur, oruçlu kişinin sevabından hiç bir şey eksilmediği halde onun tuttuğu orucun sevabı kadar sevap da kendisine yazılır.”

Sahabeler dediler ki: -Ya Resulullah! bizim her birimiz oruçluya iftar yemeği verecek güçte değildir. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Allah bu sevabı bir hurma ile yahut bir yudum su yahut bir miktar süt ile iftar verenlere de verecektir. Bu ayda dört şeyi çok yapın: İkisi ile Rabbinizi razı edersiniz, İkisine ise sizin ihtiyacınız vardır. Rabbinizi razı kılacağınız iki şey şunlardır: Allah’’tan başka bir ilah bulunmadığına şehadet etmek, Allah’a karşı istiğfarda bulunmak. İhtiyacınız olan iki şeyde şunlardır: Allah’’tan cenneti isteyin. cehennemden ona sığınırsınız. Her kim oruçluya su verirse Allah Teala ona benim havuzumdan su içirecektir ki, cennete girinceye kadar bir daha susamayacaktır.”

Rabbimizden bu mübarek Ramazan ayını Ümmeti Muhammede hayırlı kılıp, bu kötü durumdan bizleri kurtarmasını niyaz ederiz. (Amin)
 

MEHMET_1960

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Tem 2006
Mesajlar
273
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
64
Konum
GaziAntep
Web Sitesi
www.ravza-imutahhara.com
Re: Ramazan ayinin fazileti

RAMAZAN AYININ FAZİLETLERİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Merhum Şeyh Saduk, muteber bir senet ile İmam Rıza'dan (a.s), o da babalarından onlar da Hz. Emir-ül Muminin Ali'den (a.s) şöyle rivayet etmişlerdir; buyurdu: Resul-i Ekrem (s.a.a) bir gün bize hutbe okuyarak şöyle buyurdu:

"Ey insanlar, Allah'ın ayı bereket, rahmet ve mağfiret ile size doğru gelmekte, öyle bir ayki Allah katında en üstün aydır. Onun günleri en faziletli günler, geceleri en faziletli geceler ve saatleri en faziletli saatlerdir. Bu ayda siz Allah'ın ziyafetine davet edilmiş ve Allah'ın değer verdiği kimselerden sayılmışsınız. Nefesleriniz bu ayda tespih (zikir) ve uykunuz ibadet sayılır. Amelleriniz kabul ve dualarınız icabet edilir. O halde doğru niyetler ve temiz kalplerle Allah'tan isteyin ki sizi bu ayın orucunu tutmaya ve kendi Kitabını (Kur'an'ı) okumaya muvaffak eylesin; zira hiç şüphesiz gerçek bedbaht (kimseler), bu yüce ayda Allah'ın mağfiretinden mahrum kalan kimselerdir. Bu ayda açlık ve susuzluğunuzla kıyamet gününün açlık ve susuzluğunu hatırlayın. Fakir ve düşkünlerinize sadaka verin. Büyüklerinize saygılı ve küçüklerinize karşı şefkatli olun; yakınlarınıza sılayı rahim yapın. Dilinizi koruyun gözlerinizi haram olan şeylere yumun ve kulaklarınızı haram olan şeylere tıkayın. Halkın yetimlerine şefkatli davranın ki sizin yetimlerinize de şefkatli davranılsın.

Günahlarınızdan Allah'a tövbe edin ve namaz vakitleri en faziletli vakitlerdir. O vakitlerde Allah kullarına rahmet gözüyle bakar. Onunla münacat ettiklerinde cevap verir. Onu çağırdıklarında lebbeyk der ve ona dua ettiklerinde icabet eder.

Ey insanlar, canlarınız amellerinizin elinde rehindir. Onları istiğfar dileyerek kurtarın; sırtlarınız vizr-u vebaliniz ağırlaşmıştır; uzun secdelerinizle onları hafifletmeye çalışın. Şunu bilin ki hiç şüphesiz, şanı yüce Allah, namaz kılan ve secde edenleri azap etmemeğe, insanlar Rabb'ul-alemin'in huzurunda durup (hesap verecekleri) sırada onları korkutmamaya dair kendi izzetine ant içmiştir. Ey insanlar kim bu ayda mümin bir oruçluya iftar yemeği verirse, Allah katında bir köle bağışlamanın sevabını alır ve geçmiş günahlarının bağışlanmasına vesile olur.

"Ya Resulullah, hepimizin buna gücü yetmiyor." denilince, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: Bir yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunmaya çalışın. Bir içim suyla da olsa cehennem ateşinden korunmaya çalışın. Zira Allah-u Teala bu azı yapan kimseye de aynı mükafatı verir eğer ondan fazlasına gücü yetmez ise.

Ey insanlar, içinizden kim bu ayda ahlakını güzelleştirirse, bu, ayakların kaydığı günde sırattan (rahatlıkla) geçmesini sağlar. Kim bu ayda eli altında olanlara (hizmetçilere, çoluk, çocuklara ve...) kolaylık sağlar ve yüklerini hafifletirse Allah da onun hesabını hafifletir.

Kim bu ayda (başkalarına karşı yapabileceği) şer ve kötülüklerinin önünü alırsa, Allah da onu mülakat edeceği günde, ona karşı gazabının önünü alır. Kim bu ayda bir yetime değer verir ona ikram ederse, Allah da kıyamette ona değer verir, merhamet eder. Bu ayda yakınlarına sılayı rahimde bulunan kimseyi Allah kendisini mülakat edeceği günde rahmetine kavuşturur, akrabalarıyla ilişkisini kesen kimseyi de Allah kıyamet gününde kendi rahmetinden mahrum kılar. Bu ayda müstehap bir namaz kılanın Allah cehennem ateşinden kurtuluşunu yazar. Kim bu ayda farz bir namazı kılarsa diğer aylarda kıldığı yetmiş farzın sevabını almış olur. Kim bu ayda bana çok salat-u selam getirirse terazilerin hafif olacağı günde Allah onun (amel) terazisini ağırlaştırır. Bu ayda Kur'an'dan bir ayet okuyan kimse diğer aylarda bir Kur'an hatmetmenin sevabını alır.

Ey insanlar! Cennetin kapıları bu ayda açıktır, Rabbinizden isteyin ki onları yüzünüze kapatmasın. Cehennem kapıları ise kapalıdır; Rabbinizden dileyin ki onları sizin yüzünüze açmasın. Şeytanlar da bu ayda bağlanmışlardır. Rabbinizden dileyin ki onları size musallat etmesin..."

Yine merhum Şeyh Saduk'un nakline göre Resulullah (s.a.a) Ramazan ayı girdiğinde ellerinde bulunan bütün esirleri serbest bırakırdı ve her dilenciye bağışta bulunurdu. Mefatih-ul Cinan kitabının yazarı merhum Şeyh Abbas Kummi şöyle devam ediyor: Ramazan ayı alemlerin Rabbi Allah-u Teala'nın ayıdır ve ayların en faziletlisi ve en üstünüdür; öyle bir aydır ki sema kapıları, cennet kapıları ve Allah'ın rahmet kapıları onda açılır ve cehennem kapıları kapanır, bu ayda öyle bir gece vardır ki onda Allah'a yapılan ibadet bin ayda yapılandan daha hayırlıdır. O halde bu mübarek ayda gafletten kaçın ve gece gündüzlerini nasıl değerlendireceğine, kendini ve uzuvlarını Allah'a günahtan nasıl koruyacağına dikkat et. Sakın gecelerini uykuyla geçiren, gündüzlerini ise Hakkın zikrinden gafil olanlardan olma. Bir hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır: "Ramazan ayının her günü, iftar vaktinde Allah bir milyon insanı cehennem ateşinden azad eder, ( Ramazanın) Cuma gecesi ve gündüzü olduğunda ise bütün Ramazan'da azad olanların sayısı kadar insan azaptan kurtulur."

O halde ey aziz, sakın Ramazan ayı geçip de bir günahı bile kalan kimselerden, istiğfar ve duadan mahrum sayılan günahkarlardan olma; zira İmam Sadık'tan (a.s.) şöyle rivayet edilmiştir: "Ramazan ayında bağışlanmayan kimse artık gelecek Ramazana kadar bağışlanmaz; Arafat çölünde bulunmaya muvaffak olup da (orada istiğfar ve tövbe eden) kimseler hariç."

Evet nefsini Allah'ın haram ettiği şeylere bulaşmaktan ve haram şeylerle iftar etmekten koru ve İmam Sadık'ın şu tavsiyelerine amel etmeyi ihmal etme; buyuruyor ki;

"Oruçlu olduğun zaman, kulağın, gözün, tüylerin, derin ve bütün uzuvların da (günahlara ve hatta mekruhlara karşı) oruç tutsun." Yine buyuruyor ki: "Oruçlu olduğun gün ile oruçlu olmadığın gün aynı olmasın." Bir başka hadisinde, "Oruç sadece yemek ve içmeğe karşı değildir. Oruç tuttuğunuz vakit, dillerinizi yalandan koruyun ve gözlerinizi Allah'ın haram kıldığı şeylere kapayın. Birbirlerinizle çekişmeyin; birbirinize haset etmeyin. Birbirinizin aleyhine (yalan yere, hatta doğru yere) yemin etmeyin, birbirinize sövmeyin; küfürleşmeyin. Birbirinize zulmetmekten, akılsız davranışlarda bulunmaktan ve eziyet etmekten kaçının; Allah'ın zikrinden ve namazından gaflette olmayın. Susmayı (boş yere konuşmamayı), sabır ve doğruluğu, kötü insanlardan kaçınmayı, kendinize düstur edinin. Batıl sözler, yalan, iftira, düşmanlık, kötü zanda bulunmak, gıybet, söz taşımak gibi (kötü sıfatlardan) kaçının.

Her an ahirete meyleden ve kurtuluş günlerinizi (Hz. Mehdi'nin -a.f- zuhurunu) ve Allah'ın vaat ettiklerini gerçekleştirmesini bekleyen ve Allah'ın likasına hazırlanan kimselerden olun. Sükûnet, vakâr, (Allah'a karşı) huşu ve huzuyu elden bırakmayın ve Allah karşısında, efendisinden korktuğu halde onun şefkatine ümit bağlayan ve ona karşı kendisini zelil ve hakir gören köleler gibi olun.

Ey oruçlu olan, kalbin ayıplardan, batinin habasetten, cismin kir ve pislikten temizlensin. Allah'tan gayri her şeyden beri olup, velayeti Allah'a halis kılmaya çalış ve Allah'ın nehyettiği şeylerden, gizlide ve aşikarda oruçlu ol (onlardan kaçın). Gizli ve aşikarda Allah'tan korkup oruç günlerinde kendi nefsini O'na (Allah'a) hediye et. Kalbini tamamıyla ona ayır ve nefsini Allah'ın emir ve nehiylerini yerine getirmeye ada. Bütün bu zikrettiklerimden hangisini eksik edersen, orucunda da o kadar eksiklik meydana getirmiş olursun. Babam (a.s) şöyle söylemiştir: "Resulullah (s.a.a) oruçlu bir kadının, cariyesine küfür ettiğini görünce, bir miktar yemek isteyerek kadına, "Hadi ye!" buyurdu; kadın: "Ben oruçluyum ya Resulullah"! deyince Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Cariyene küfür ettiğin halde nasıl oruçlu olabilirsin? Oruç sadece yemek ve içmeye karşı değildir. Allah orucu aslında yemek ve içmek dışında olan fiili ve sözlü kötülüklerden uzak durmak için engelleyici bir vesile olsun diye emretmiştir. Evet ne azdır oruç tutanlar; ne çoktur aç kalanlar."

Hz. Emir-ül Müminin Ali (a.s) da şöyle buyurmuştur: "Nice oruç tutanlar var ki orucundan, susuzluktan başka bir şey nasip alamaz ve nice gece ibadete duranlar var ki yorgunluktan başka bir nasibi olamaz. Ne güzeldir akıllıların uykusu ve oruç tutmaları! (olanların uykusu ahmakların orucu ve gece ibadetlerinden daha hayırlıdır.)

Cabir b. Yezid, İmam Muhammed Bakır'dan (a.s) şöyle rivayet etmiştir. Resulullah (s.a.a) Cabir b. Abdullah'a şöyle buyurmuştur: "Ey Cabir, işte bu Ramazan ayıdır; kim bu ayın gündüzünü oruç tutup, gecesinin bir miktarını ibadetle geçirir, karnını ve fercini haramdan korur ve diline hâkim olursa (onu haram ve boş şeylerden korursa) Ramazandan çıktığı gibi günahlarından da çıkar."

Cabir: "Ya Resulullah, ne güzeldir bu hadis!" deyince Resul-i Ekrem (s.a.a) de "Ne de zordur bu şartlar!" diye buyurdu.

Ramazan ayının amelleri
Bütün Ramazan ayının müşterek amelleri vardır ki bu ameller dört kısma ayrılmaktadır.
 

MEHMET_1960

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Tem 2006
Mesajlar
273
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
64
Konum
GaziAntep
Web Sitesi
www.ravza-imutahhara.com
Re: Ramazan ayinin fazileti

RAMAZAN AYININ FAZİLETLERİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
1- Bütün Gündüz ve Gecelerde Yapılan Ameller
Merhum Seyyid İbn-i Tavus, İmam Sadık (a.s) ve İmam Musa Kazım'dan (a.s) şöyle rivayet etmektedir: "Ramazan ayının başından sonuna kadar her farz namazdan sonra şu duayı oku:

اللَّهُمَّ ارْزُقْنِى حَجَّ بَيْتِكَ الْحَرَامِ فِى عَامِى هَذَا وَ فِى كُلِّ عَامٍ مَا أَبْقَيْتَنِى فِى يُسْرٍ مِنْكَ وَ عَافِيَةٍ وَ سَعَةِ رِزْقٍ وَ لا تُخْلِنِى مِنْ تِلْكَ الْمَوَاقِفِ الْكَرِيمَةِ وَ الْمَشَاهِدِ الشَّرِيفَةِ وَ زِيَارَةِ قَبْرِ نَبِيِّكَ صَلَوَاتُكَ عَلَيْهِ وَ آلِهِ وَ فِى جَمِيعِ حَوَائِجِ الدُّنْيَا وَ الْآخِرَةِ فَكُنْ لِى اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ فِيمَا تَقْضِى وَ تُقَدِّرُ مِنَ الْأَمْرِ الْمَحْتُومِ فِى لَيْلَةِ الْقَدْرِ مِنَ الْقَضَاءِ الَّذِى لا يُرَدُّ وَ لا يُبَدَّلُ أَنْ تَكْتُبَنِى مِنْ حُجَّاجِ بَيْتِكَ الْحَرَامِ الْمَبْرُورِ حَجُّهُمْ الْمَشْكُورِ سَعْيُهُمْ الْمَغْفُورِ ذُنُوبُهُمْ الْمُكَفَّرِ عَنْهُمْ سَيِّئَاتُهُمْ وَ اجْعَلْ فِيمَا تَقْضِى وَ تُقَدِّرُ أَنْ تُطِيلَ عُمُرِى [فِى طَاعَتِكَ] وَ تُوَسِّعَ عَلَىَّ رِزْقِى وَ تُؤَدِّىَ عَنِّى أَمَانَتِى وَ دَيْنِى آمِينَ رَبَّ الْعَالَمِينَ.

Yine her farizadan sonra şu duayı okursun:

يَا عَلِىُّ يَا عَظِيمُ يَا غَفُورُ يَا رَحِيمُ أَنْتَ الرَّبُّ الْعَظِيمُ الَّذِى لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَىْءٌ وَ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ وَ هَذَا شَهْرٌ عَظَّمْتَهُ وَ كَرَّمْتَهُ وَ شَرَّفْتَهُ وَ فَضَّلْتَهُ عَلَى الشُّهُورِ وَ هُوَ الشَّهْرُ الَّذِى فَرَضْتَ صِيَامَهُ عَلَىَّ وَ هُوَ شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِى أَنْزَلْتَ فِيهِ الْقُرْآنَ هُدًى لِلنَّاسِ وَ بَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدَى وَ الْفُرْقَانِ وَ جَعَلْتَ فِيهِ لَيْلَةَ الْقَدْرِ وَ جَعَلْتَهَا خَيْرا مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ فَيَا ذَا الْمَنِّ وَ لا يُمَنُّ عَلَيْكَ مُنَّ عَلَىَّ بِفَكَاكِ رَقَبَتِى مِنَ النَّارِ فِيمَنْ تَمُنُّ عَلَيْهِ وَ أَدْخِلْنِى الْجَنَّةَ بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ .

Merhum Kef'emi "Misbah" ve "El-Beled-ül Emin" kitabında, Şeyh-i Şehit (r.a) ise kendi Mecmuasında Resul-i Ekrem'den (s.a.a) şöyle rivayet etmişlerdir: "Kim Ramazan ayında her farizadan sonra şu duayı okursa Allah onun günahlarını bağışlar.

اللَّهُمَّ أَدْخِلْ عَلَى أَهْلِ الْقُبُورِ السُّرُورَ اللَّهُمَّ أَغْنِ كُلَّ فَقِيرٍ اللَّهُمَّ أَشْبِعْ كُلَّ جَائِعٍ اللَّهُمَّ اكْسُ كُلَّ عُرْيَانٍ اللَّهُمَّ اقْضِ دَيْنَ كُلِّ مَدِينٍ اللَّهُمَّ فَرِّجْ عَنْ كُلِّ مَكْرُوبٍ اللَّهُمَّ رُدَّ كُلَّ غَرِيبٍ اللَّهُمَّ فُكَّ كُلَّ أَسِيرٍ اللَّهُمَّ أَصْلِحْ كُلَّ فَاسِدٍ مِنْ أُمُورِ الْمُسْلِمِينَ اللَّهُمَّ اشْفِ كُلَّ مَرِيضٍ اللَّهُمَّ سُدَّ فَقْرَنَا بِغِنَاكَ اللَّهُمَّ غَيِّرْ سُوءَ حَالِنَا بِحُسْنِ حَالِكَ اللَّهُمَّ اقْضِ عَنَّا الدَّيْنَ وَ أَغْنِنَا مِنَ الْفَقْرِ إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَىْ‏ءٍ قَدِيرٌ.

Merhum Kuleyni'nin El-Kafi'de Ebu Basir'den nakline göre İmam Sadık (a.s) Ramazan ayında şu duayı okurdu.

اللَّهُمَّ إِنِّى بِكَ وَ مِنْكَ أَطْلُبُ حَاجَتِى وَ مَنْ طَلَبَ حَاجَةً إِلَى النَّاسِ فَإِنِّى لا أَطْلُبُ حَاجَتِى إِلا مِنْكَ وَحْدَكَ لا شَرِيكَ لَكَ وَ أَسْأَلُكَ بِفَضْلِكَ وَ رِضْوَانِكَ أَنْ تُصَلِّىَ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ أَهْلِ بَيْتِهِ وَ أَنْ تَجْعَلَ لِى فِى عَامِى هَذَا إِلَى بَيْتِكَ الْحَرَامِ سَبِيلا حِجَّةً مَبْرُورَةً مُتَقَبَّلَةً زَاكِيَةً خَالِصَةً لَكَ تَقَرُّ بِهَا عَيْنِى وَ تَرْفَعُ بِهَا دَرَجَتِى وَ تَرْزُقَنِى أَنْ أَغُضَّ بَصَرِى وَ أَنْ أَحْفَظَ فَرْجِى وَ أَنْ أَكُفَّ بِهَا عَنْ جَمِيعِ مَحَارِمِكَ حَتَّى لا يَكُونَ شَىْ‏ءٌ آثَرَ عِنْدِى مِنْ طَاعَتِكَ وَ خَشْيَتِكَ وَ الْعَمَلِ بِمَا أَحْبَبْتَ وَ التَّرْكِ لِمَا كَرِهْتَ وَ نَهَيْتَ عَنْهُ وَ اجْعَلْ ذَلِكَ فِى يُسْرٍ وَ يَسَارٍ وَ عَافِيَةٍ وَ مَا أَنْعَمْتَ بِهِ عَلَىَّ وَ أَسْأَلُكَ أَنْ تَجْعَلَ وَفَاتِى قَتْلا فِى سَبِيلِكَ تَحْتَ رَايَةِ نَبِيِّكَ مَعَ أَوْلِيَائِكَ وَ أَسْأَلُكَ أَنْ تَقْتُلَ بِى أَعْدَاءَكَ وَ أَعْدَاءَ رَسُولِكَ وَ أَسْأَلُكَ أَنْ تُكْرِمَنِى بِهَوَانِ مَنْ شِئْتَ مِنْ خَلْقِكَ وَ لا تُهِنِّى بِكَرَامَةِ أَحَدٍ مِنْ أَوْلِيَائِكَ اللَّهُمَّ اجْعَلْ لِى مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلا حَسْبِىَ اللَّهُ مَا شَاءَ اللَّهُ.

Bu duanın ismine "Hac duası" denir. Merhum Seyyid İbn-i Tavus bu duayı "İkbal" kitabında Ramazan ayı gecelerinde akşam namazından sonra okunmasını İmam Sadık'tan (a.s) rivayet etmiştir. Merhum Kef'emi ise "El-Beled-ül Emin" kitabında bu duanın Ramazanın her günü ve ilk gecesinde okunmasının müstehap olduğunu. Merhum şeyh Müfid ise "El-Muhriç" kitabında bu duanın Ramazanın ilk gecesinde akşam namazından sonra okunmasının müstehap olduğunu nakletmiştir.

Ramazan ayının gece ve gündüzlerinin en faziletli ameli Kur'an okumaktır. Evet mümkün mertebe bu ayda bol bol Kur'an okuyalım; zira Kur'an bu ayda inmiştir. Hadis-i şerifte; "Her şeyin bir baharı vardır. Kur'an'ın da baharı Ramazan ayıdır" buyrulmaktadır. Diğer aylarda her ay bir Kur'an hatmi müstehaptır. Bazı rivayetlerde ise en az altı günde bir hatim rivayet edilmiştir. Fakat Ramazan ayında sünnet olan her üç günde bir Kur'an hatmidir. Hatta her gün bir hatim yapılırsa da iyidir. Merhum Allame Meclisi, bazı Ehl-i Beyt İmamlarının (a.s) bu ayda, kırk, hatta daha fazla hatim yaptıklarını rivayet etmişlerdir. Eğer insan yaptığı hatimleri on dört Masum'un (a.s) mukaddes ruhlarına (her masum'a bir hatim olmak üzere) hediye ederse daha fazla sevap alır. Bazı rivayetlerden bu hatimleri onlara hediye eden kimsenin kıyamet gününde onlarla birlikte olacağı anlaşılıyor.

Yine bu ayda çok dua etmek, namaz kılmak Allah'tan mağfiret dilemek ve bol, bol "La ilahe illallah" zikrini söylemek sünnettir. İmam Zeyn-ül Abidin'in (a.s) Ramazan ayı girdiğinde dua, zikir, istiğfar ve tekbirden başka bir şey konuşmadığı, rivayet edilmiştir. Evet bu ayda hadisler yoluyla nakledilen ibadetler ve müstehap amellere çok önem vermeliyiz.

2- Ramazan Gecelerinde yapılması Müstehap Olan Ameller
1- İftar etmek;

Şiddetli halsizlik ve iftar için kendisini bekleyen birileri olmadığı takdirde akşam namazının ardından sonra iftar etmek müstehaptır.

2- Haram ve şüpheli olmayan helal şeylerle özellikle helal hurmayla iftar etmek; insanın kıldığı namazın sevabını dört yüz kat artırır. Ruteb (bir hurma çeşidi) helva, nöbet şekeri, sıcak su gibi şeylerle de iftar etmek iyidir.
 

MEHMET_1960

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Tem 2006
Mesajlar
273
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
64
Konum
GaziAntep
Web Sitesi
www.ravza-imutahhara.com
Re: Ramazan ayinin fazileti

3- İftar ederken rivayet edilen iftar dualarını okumak mesela şu duayı:

اللَّهُمَّ لَكَ صُمْتُ وَ عَلَى رِزْقِكَ أَفْطَرْتُ وَ عَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ

"Ellahumme leke sumtu ve ela rızkike eftertu ve eleyke tevekkeltu." Bu duayı, iftar vakti okuyan kimseye Allah o gün oruç tutanların sevabını bahşeder. Bazı rivayetlerde Hz. Emirül Müminin'in (a.s) iftar etmek istediği vakit şu duayı okuduğu nakledilmiştir.

بِسْمِ اللَّهِ اللَّهُمَّ لَكَ صُمْنَا وَ عَلَى رِزْقِكَ أَفْطَرْنَا فَتَقَبَّلْ [فَتَقَبَّلْهُ] مِنَّا إِنَّكَ أَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ.

"Bismillah, Ellahumme leke sumna ve ela rızkike efterna, fetekebbel minna, inneke entes-semîul elîm."

4- İlk aldığı lokmada;

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ يَا وَاسِعَ الْمَغْفِرَةِ اغْفِرْ لِى

"Bismillahirrehmanirrahîm, ya vasiel-meğfireti iğfir lî." derse, Allah-u Teala'nın mağfiretine mazhar olur. Hadis-i şerifte şöyle geçer: "Allah-u Teala Ramazan ayının her gününün son saatinde bir milyon insanı (azaptan) azad eder. Allah-u Teala'dan dile ki seni de onlardan saysın."

5- İftar vakti Kadir (İnna Enzalna) suresini okumak.

6- İftar vakti sadaka vermek ve oruçlu müminlere iftar vermek, hatta bir kaç hurma veya bir içim suyla bile olsa (gücü yetmeyenler için).

Resul-i Ekrem'den (s.a.a) bu konuda şöyle rivayet edilmiştir: "Kim bir oruçlu (mümine) iftar verirse onun (oruç) sevabının aynısını iftar veren de alır elbette oruç tutanın sevabından bir şey eksilmeksizin. Yine o yemeğin gücüyle yaptığı her amelin sevabının aynısı iftar veren için de yazılır."

Merhum Ayetullah Allame Hilli "Risalet-üs Sadiye" kitabında İmam Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet etmiştir: "Bir mümin Ramazan ayında bir mümine bir lokma yemekle (dahi iftar) verirse Allah onun için otuz mümin köleyi azad etmenin sevabını yazar ve Allah katında bir duası kabul olur."

7- Ramazan ayının her gecesinde bin defa Kadir suresini okumak da rivayet edilen ameller arasındadır.

8- İmkanı olan kimse için her gece yüz defa Duhan suresini okuması sünnettir.

9- Merhum Seyyid İbn-i Tavus günahların bağışlanması için her gece şu duanın okunmasını rivayet etmiştir:

اللَّهُمَّ رَبَّ شَهْرِ رَمَضَانَ الَّذِى أَنْزَلْتَ فِيهِ الْقُرْآنَ وَ افْتَرَضْتَ عَلَى عِبَادِكَ فِيهِ الصِّيَامَ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِ مُحَمَّدٍ وَ ارْزُقْنِى حَجَّ بَيْتِكَ الْحَرَامِ فِى عَامِى هَذَا وَ فِى كُلِّ عَامٍ وَ اغْفِرْ لِى تِلْكَ الذُّنُوبَ الْعِظَامَ فَإِنَّهُ لا يَغْفِرُهَا غَيْرُكَ يَا رَحْمَانُ يَا عَلامُ.

10- Akşam namazından sonra birinci bölümde geçen "Hac duasını" okumak:

11- Ramazanın her gecesinde "İftitah duası" diye meşhur olan şu duayı okumak.

اللَّهُمَّ إِنِّى أَفْتَتِحُ الثَّنَاءَ بِحَمْدِكَ وَ أَنْتَ مُسَدِّدٌ لِلصَّوَابِ بِمَنِّكَ وَ أَيْقَنْتُ أَنَّكَ أَنْتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ فِى مَوْضِعِ الْعَفْوِ وَ الرَّحْمَةِ وَ أَشَدُّ الْمُعَاقِبِينَ فِى مَوْضِعِ النَّكَالِ وَ النَّقِمَةِ وَ أَعْظَمُ الْمُتَجَبِّرِينَ فِى مَوْضِعِ الْكِبْرِيَاءِ وَ الْعَظَمَةِ اللَّهُمَّ أَذِنْتَ لِى فِى دُعَائِكَ وَ مَسْأَلَتِكَ فَاسْمَعْ يَا سَمِيعُ مِدْحَتِى وَ أَجِبْ يَا رَحِيمُ دَعْوَتِى وَ أَقِلْ يَا غَفُورُ عَثْرَتِى فَكَمْ يَا إِلَهِى مِنْ كُرْبَةٍ قَدْ فَرَّجْتَهَا وَ هُمُومٍ [غُمُومٍ‏] قَدْ كَشَفْتَهَا وَ عَثْرَةٍ قَدْ أَقَلْتَهَا وَ رَحْمَةٍ قَدْ نَشَرْتَهَا وَ حَلْقَةِ بَلاءٍ قَدْ فَكَكْتَهَا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى لَمْ يَتَّخِذْ صَاحِبَةً وَ لا وَلَدا وَ لَمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِى الْمُلْكِ وَ لَمْ يَكُنْ لَهُ وَلِىٌّ مِنَ الذُّلِّ وَ كَبِّرْهُ تَكْبِيرا الْحَمْدُ لِلَّهِ بِجَمِيعِ مَحَامِدِهِ كُلِّهَا عَلَى جَمِيعِ نِعَمِهِ كُلِّهَا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى لا مُضَادَّ لَهُ فِى مُلْكِهِ وَ لا مُنَازِعَ لَهُ فِى أَمْرِهِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى لا شَرِيكَ لَهُ فِى خَلْقِهِ وَ لا شَبِيهَ [شِبْهَ] لَهُ فِى عَظَمَتِهِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الْفَاشِى فِى الْخَلْقِ أَمْرُهُ وَ حَمْدُهُ الظَّاهِرِ بِالْكَرَمِ مَجْدُهُ الْبَاسِطِ بِالْجُودِ يَدَهُ الَّذِى لا تَنْقُصُ خَزَائِنُهُ وَ لا تَزِيدُهُ [يَزِيدُهُ] كَثْرَةُ الْعَطَاءِ إِلا جُودا وَ كَرَما إِنَّهُ هُوَ الْعَزِيزُ الْوَهَّابُ اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ قَلِيلا مِنْ كَثِيرٍ مَعَ حَاجَةٍ بِى إِلَيْهِ عَظِيمَةٍ وَ غِنَاكَ عَنْهُ قَدِيمٌ وَ هُوَ عِنْدِى كَثِيرٌ وَ هُوَ عَلَيْكَ سَهْلٌ يَسِيرٌ اللَّهُمَّ إِنَّ عَفْوَكَ عَنْ ذَنْبِى وَ تَجَاوُزَكَ عَنْ خَطِيئَتِى وَ صَفْحَكَ عَنْ ظُلْمِى وَ سَتْرَكَ عَلَى [عَنْ] قَبِيحِ عَمَلِى وَ حِلْمَكَ عَنْ كَثِيرِ [كَبِيرِ] جُرْمِى عِنْدَ مَا كَانَ مِنْ خَطَاىَ [خَطَئِى] وَ عَمْدِى أَطْمَعَنِى فِى أَنْ أَسْأَلَكَ مَا لا أَسْتَوْجِبُهُ مِنْكَ الَّذِى رَزَقْتَنِى مِنْ رَحْمَتِكَ وَ أَرَيْتَنِى مِنْ قُدْرَتِكَ وَ عَرَّفْتَنِى مِنْ إِجَابَتِكَ فَصِرْتُ أَدْعُوكَ آمِنا وَ أَسْأَلُكَ مُسْتَأْنِسا لا خَائِفا وَ لا وَجِلا مُدِلا عَلَيْكَ فِيمَا قَصَدْتُ فِيهِ [بِهِ] إِلَيْكَ فَإِنْ أَبْطَأَ عَنِّى [عَلَىَ] عَتَبْتُ بِجَهْلِى عَلَيْكَ وَ لَعَلَّ الَّذِى أَبْطَأَ عَنِّى هُوَ خَيْرٌ لِى لِعِلْمِكَ بِعَاقِبَةِ الْأُمُورِ فَلَمْ أَرَ مَوْلًى [مُؤَمَّلا] كَرِيما أَصْبَرَ عَلَى عَبْدٍ لَئِيمٍ مِنْكَ عَلَىَّ يَا رَبِّ إِنَّكَ تَدْعُونِى فَأُوَلِّى عَنْكَ وَ تَتَحَبَّبُ إِلَىَّ فَأَتَبَغَّضُ إِلَيْكَ وَ تَتَوَدَّدُ إِلَىَّ فَلا أَقْبَلُ مِنْكَ كَأَنَّ لِىَ التَّطَوُّلَ عَلَيْكَ فَلَمْ [ثُمَّ لَمْ‏] يَمْنَعْكَ ذَلِكَ مِنَ الرَّحْمَةِ لِى وَ الْإِحْسَانِ إِلَىَّ وَ التَّفَضُّلِ عَلَىَّ بِجُودِكَ وَ كَرَمِكَ فَارْحَمْ عَبْدَكَ الْجَاهِلَ وَ جُدْ عَلَيْهِ بِفَضْلِ إِحْسَانِكَ إِنَّكَ جَوَادٌ كَرِيمٌ الْحَمْدُ لِلَّهِ مَالِكِ الْمُلْكِ مُجْرِى الْفُلْكِ مُسَخِّرِ الرِّيَاحِ فَالِقِ الْإِصْبَاحِ دَيَّانِ الدِّينِ رَبِّ الْعَالَمِينَ الْحَمْدُ لِلَّهِ عَلَى حِلْمِهِ بَعْدَ عِلْمِهِ وَ الْحَمْدُ لِلَّهِ عَلَى عَفْوِهِ بَعْدَ قُدْرَتِهِ وَ الْحَمْدُ لِلَّهِ عَلَى طُولِ أَنَاتِهِ فِى غَضَبِهِ وَ هُوَ قَادِرٌ [الْقَادِرُ] عَلَى مَا يُرِيدُ الْحَمْدُ لِلَّهِ خَالِقِ الْخَلْقِ بَاسِطِ الرِّزْقِ فَالِقِ الْإِصْبَاحِ ذِى الْجَلالِ وَ الْإِكْرَامِ وَ الْفَضْلِ [وَ التَّفَضُّلِ‏] وَ الْإِنْعَامِ [الْإِحْسَانِ‏] الَّذِى بَعُدَ فَلا يُرَى وَ قَرُبَ فَشَهِدَ النَّجْوَى تَبَارَكَ وَ تَعَالَى الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى لَيْسَ لَهُ مُنَازِعٌ يُعَادِلُهُ وَ لا شَبِيهٌ يُشَاكِلُهُ وَ لا ظَهِيرٌ يُعَاضِدُهُ قَهَرَ بِعِزَّتِهِ الْأَعِزَّاءَ وَ تَوَاضَعَ لِعَظَمَتِهِ الْعُظَمَاءُ فَبَلَغَ بِقُدْرَتِهِ مَا يَشَاءُ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى يُجِيبُنِى حِينَ أُنَادِيهِ وَ يَسْتُرُ عَلَىَّ كُلَّ عَوْرَةٍ وَ أَنَا أَعْصِيهِ وَ يُعَظِّمُ النِّعْمَةَ عَلَىَّ فَلا أُجَازِيهِ فَكَمْ مِنْ مَوْهِبَةٍ هَنِيئَةٍ قَدْ أَعْطَانِى وَ عَظِيمَةٍ مَخُوفَةٍ قَدْ كَفَانِى وَ بَهْجَةٍ مُونِقَةٍ قَدْ أَرَانِى فَأُثْنِى عَلَيْهِ حَامِدا وَ أَذْكُرُهُ مُسَبِّحا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى لا يُهْتَكُ حِجَابُهُ وَ لا يُغْلَقُ بَابُهُ وَ لا يُرَدُّ سَائِلُهُ وَ لا يُخَيَّبُ [يَخِيبُ‏] آمِلُهُ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى يُؤْمِنُ الْخَائِفِينَ وَ يُنَجِّى [يُنْجِى‏] الصَّالِحِينَ [الصَّادِقِينَ‏] وَ يَرْفَعُ الْمُسْتَضْعَفِينَ وَ يَضَعُ الْمُسْتَكْبِرِينَ وَ يُهْلِكُ مُلُوكا وَ يَسْتَخْلِفُ آخَرِينَ وَ الْحَمْدُ لِلَّهِ قَاصِمِ الْجَبَّارِينَ مُبِيرِ الظَّالِمِينَ مُدْرِكِ الْهَارِبِينَ نَكَالِ الظَّالِمِينَ صَرِيخِ الْمُسْتَصْرِخِينَ مَوْضِعِ حَاجَاتِ الطَّالِبِينَ مُعْتَمَدِ الْمُؤْمِنِينَ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى مِنْ خَشْيَتِهِ تَرْعَدُ السَّمَاءُ وَ سُكَّانُهَا وَ تَرْجُفُ الْأَرْضُ وَ عُمَّارُهَا وَ تَمُوجُ الْبِحَارُ وَ مَنْ يَسْبَحُ فِى غَمَرَاتِهَا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى هَدَانَا لِهَذَا وَ مَا كُنَّا لِنَهْتَدِىَ لَوْ لا أَنْ هَدَانَا اللَّهُ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى يَخْلُقُ وَ لَمْ يُخْلَقْ وَ يَرْزُقُ وَ لا يُرْزَقُ وَ يُطْعِمُ وَ لا يُطْعَمُ وَ يُمِيتُ الْأَحْيَاءَ وَ يُحْيِى الْمَوْتَى وَ هُوَ حَىٌّ لا يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَىْ‏ءٍ قَدِيرٌ اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ عَبْدِكَ وَ رَسُولِكَ وَ أَمِينِكَ وَ صَفِيِّكَ وَ حَبِيبِكَ وَ خِيَرَتِكَ [خَلِيلِكَ‏] مِنْ خَلْقِكَ وَ حَافِظِ سِرِّكَ وَ مُبَلِّغِ رِسَالاتِكَ أَفْضَلَ وَ أَحْسَنَ وَ أَجْمَلَ وَ أَكْمَلَ وَ أَزْكَى وَ أَنْمَى وَ أَطْيَبَ وَ أَطْهَرَ وَ أَسْنَى وَ أَكْثَرَ [أَكْبَرَ] مَا صَلَّيْتَ وَ بَارَكْتَ وَ تَرَحَّمْتَ وَ تَحَنَّنْتَ وَ سَلَّمْتَ عَلَى أَحَدٍ مِنْ عِبَادِكَ [خَلْقِكَ‏] وَ أَنْبِيَائِكَ وَ رُسُلِكَ وَ صِفْوَتِكَ وَ أَهْلِ الْكَرَامَةِ عَلَيْكَ مِنْ خَلْقِكَ اللَّهُمَّ وَ صَلِّ عَلَى عَلِىٍّ أَمِيرِ الْمُؤْمِنِينَ وَ وَصِىِّ رَسُولِ رَبِّ الْعَالَمِينَ عَبْدِكَ وَ وَلِيِّكَ وَ أَخِى رَسُولِكَ وَ حُجَّتِكَ عَلَى خَلْقِكَ وَ آيَتِكَ الْكُبْرَى وَ النَّبَإِ الْعَظِيمِ وَ صَلِّ عَلَى الصِّدِّيقَةِ الطَّاهِرَةِ فَاطِمَةَ [الزَّهْرَاءِ] سَيِّدَةِ نِسَاءِ الْعَالَمِينَ وَ صَلِّ عَلَى سِبْطَىِ الرَّحْمَةِ وَ إِمَامَىِ الْهُدَى الْحَسَنِ وَ الْحُسَيْنِ سَيِّدَىْ شَبَابِ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَ صَلِّ عَلَى أَئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ عَلِىِّ بْنِ الْحُسَيْنِ وَ مُحَمَّدِ بْنِ عَلِىٍّ وَ جَعْفَرِ بْنِ مُحَمَّدٍ وَ مُوسَى بْنِ جَعْفَرٍ وَ عَلِىِّ بْنِ مُوسَى وَ مُحَمَّدِ بْنِ عَلِىٍّ وَ عَلِىِّ بْنِ مُحَمَّدٍ وَ الْحَسَنِ بْنِ عَلِىٍّ وَ الْخَلَفِ الْهَادِى الْمَهْدِىِّ حُجَجِكَ عَلَى عِبَادِكَ وَ أُمَنَائِكَ فِى بِلادِكَ صَلاةً كَثِيرَةً دَائِمَةً اللَّهُمَّ وَ صَلِّ عَلَى وَلِىِّ أَمْرِكَ الْقَائِمِ الْمُؤَمَّلِ وَ الْعَدْلِ الْمُنْتَظَرِ وَ حُفَّهُ [وَ احْفُفْهُ‏] بِمَلائِكَتِكَ الْمُقَرَّبِينَ وَ أَيِّدْهُ بِرُوحِ الْقُدُسِ يَا رَبَّ الْعَالَمِينَ اللَّهُمَّ اجْعَلْهُ الدَّاعِىَ إِلَى كِتَابِكَ وَ الْقَائِمَ بِدِينِكَ اسْتَخْلِفْهُ فِى الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفْتَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِ مَكِّنْ لَهُ دِينَهُ الَّذِى ارْتَضَيْتَهُ لَهُ أَبْدِلْهُ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِ أَمْنا يَعْبُدُكَ لا يُشْرِكُ بِكَ شَيْئا اللَّهُمَّ أَعِزَّهُ وَ أَعْزِزْ بِهِ وَ انْصُرْهُ وَ انْتَصِرْ بِهِ وَ انْصُرْهُ نَصْرا عَزِيزا وَ افْتَحْ لَهُ فَتْحا يَسِيرا وَ اجْعَلْ لَهُ مِنْ لَدُنْكَ سُلْطَانا نَصِيرا اللَّهُمَّ أَظْهِرْ بِهِ دِينَكَ وَ سُنَّةَ نَبِيِّكَ حَتَّى لا يَسْتَخْفِىَ بِشَىْ‏ءٍ مِنَ الْحَقِّ مَخَافَةَ أَحَدٍ مِنَ الْخَلْقِ اللَّهُمَّ إِنَّا نَرْغَبُ إِلَيْكَ فِى دَوْلَةٍ كَرِيمَةٍ تُعِزُّ بِهَا الْإِسْلامَ وَ أَهْلَهُ وَ تُذِلُّ بِهَا النِّفَاقَ وَ أَهْلَهُ وَ تَجْعَلُنَا فِيهَا مِنَ الدُّعَاةِ إِلَى طَاعَتِكَ وَ الْقَادَةِ إِلَى سَبِيلِكَ وَ تَرْزُقُنَا بِهَا كَرَامَةَ الدُّنْيَا وَ الْآخِرَةِ اللَّهُمَّ مَا عَرَّفْتَنَا مِنَ الْحَقِّ فَحَمِّلْنَاهُ وَ مَا قَصُرْنَا عَنْهُ فَبَلِّغْنَاهُ اللَّهُمَّ الْمُمْ بِهِ شَعَثَنَا وَ اشْعَبْ بِهِ صَدْعَنَا وَ ارْتُقْ بِهِ فَتْقَنَا وَ كَثِّرْ بِهِ قِلَّتَنَا وَ أَعْزِزْ [أَعِزَّ] بِهِ ذِلَّتَنَا وَ أَغْنِ بِهِ عَائِلَنَا وَ اقْضِ بِهِ عَنْ مُغْرَمِنَا [مَغْرَمِنَا] وَ اجْبُرْ بِهِ فَقْرَنَا وَ سُدَّ بِهِ خَلَّتَنَا وَ يَسِّرْ بِهِ عُسْرَنَا وَ بَيِّضْ بِهِ وُجُوهَنَا وَ فُكَّ بِهِ أَسْرَنَا وَ أَنْجِحْ بِهِ طَلِبَتَنَا وَ أَنْجِزْ بِهِ مَوَاعِيدَنَا وَ اسْتَجِبْ بِهِ دَعْوَتَنَا وَ أَعْطِنَا بِهِ سُؤْلَنَا وَ بَلِّغْنَا بِهِ مِنَ الدُّنْيَا وَ الْآخِرَةِ آمَالَنَا وَ أَعْطِنَا بِهِ فَوْقَ رَغْبَتِنَا يَا خَيْرَ الْمَسْئُولِينَ وَ أَوْسَعَ الْمُعْطِينَ اشْفِ بِهِ صُدُورَنَا وَ أَذْهِبْ بِهِ غَيْظَ قُلُوبِنَا وَ اهْدِنَا بِهِ لِمَا اخْتُلِفَ فِيهِ مِنَ الْحَقِّ بِإِذْنِكَ إِنَّكَ تَهْدِى مَنْ تَشَاءُ إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ وَ انْصُرْنَا بِهِ عَلَى عَدُوِّكَ وَ عَدُوِّنَا إِلَهَ الْحَقِّ [الْخَلْقِ‏] آمِينَ اللَّهُمَّ إِنَّا نَشْكُو إِلَيْكَ فَقْدَ نَبِيِّنَا صَلَوَاتُكَ عَلَيْهِ وَ آلِهِ وَ غَيْبَةَ وَلِيِّنَا [إِمَامِنَا] وَ كَثْرَةَ عَدُوِّنَا وَ قِلَّةَ عَدَدِنَا وَ شِدَّةَ الْفِتَنِ بِنَا وَ تَظَاهُرَ الزَّمَانِ عَلَيْنَا فَصَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَ آلِهِ [آلِ مُحَمَّدٍ] وَ أَعِنَّا عَلَى ذَلِكَ بِفَتْحٍ مِنْكَ تُعَجِّلُهُ وَ بِضُرٍّ تَكْشِفُهُ وَ نَصْرٍ تُعِزُّهُ وَ سُلْطَانِ حَقٍّ تُظْهِرُهُ وَ رَحْمَةٍ مِنْكَ تُجَلِّلُنَاهَا وَ عَافِيَةٍ مِنْكَ تُلْبِسُنَاهَا بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ.
 

MEHMET_1960

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Tem 2006
Mesajlar
273
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
64
Konum
GaziAntep
Web Sitesi
www.ravza-imutahhara.com
Re: Ramazan ayinin fazileti

RAMAZAN AYININ FAZİLETLERİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

12- Yine her gece şu duanın okunması müstehaptır.

اللَّهُمَّ بِرَحْمَتِكَ فِى الصَّالِحِينَ فَأَدْخِلْنَا وَ فِى عِلِّيِّينَ فَارْفَعْنَا وَ بِكَأْسٍ مِنْ مَعِينٍ مِنْ عَيْنٍ سَلْسَبِيلٍ فَاسْقِنَا وَ مِنَ الْحُورِ الْعِينِ بِرَحْمَتِكَ فَزَوِّجْنَا وَ مِنَ الْوِلْدَانِ الْمُخَلَّدِينَ كَأَنَّهُمْ لُؤْلُؤٌ مَكْنُونٌ فَأَخْدِمْنَا وَ مِنْ ثِمَارِ الْجَنَّةِ وَ لُحُومِ الطَّيْرِ فَأَطْعِمْنَا وَ مِنْ ثِيَابِ السُّنْدُسِ وَ الْحَرِيرِ وَ الْإِسْتَبْرَقِ فَأَلْبِسْنَا وَ لَيْلَةَ الْقَدْرِ وَ حَجَّ بَيْتِكَ الْحَرَامِ وَ قَتْلا فِى سَبِيلِكَ فَوَفِّقْ لَنَا وَ صَالِحَ الدُّعَاءِ وَ الْمَسْأَلَةِ فَاسْتَجِبْ لَنَا [يَا خَالِقَنَا اسْمَعْ وَ اسْتَجِبْ لَنَا] وَ إِذَا جَمَعْتَ الْأَوَّلِينَ وَ الْآخِرِينَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَارْحَمْنَا وَ بَرَاءَةً مِنَ النَّارِ فَاكْتُبْ لَنَا وَ فِى جَهَنَّمَ فَلا تَغُلَّنَا وَ فِى عَذَابِكَ وَ هَوَانِكَ فَلا تَبْتَلِنَا وَ مِنَ الزَّقُّومِ وَ الضَّرِيعِ فَلا تُطْعِمْنَا وَ مَعَ الشَّيَاطِينِ فَلا تَجْعَلْنَا وَ فِى النَّارِ عَلَى وُجُوهِنَا فَلا تَكْبُبْنَا [تَكُبَّنَا] وَ مِنْ ثِيَابِ النَّارِ وَ سَرَابِيلِ الْقَطِرَانِ فَلا تُلْبِسْنَا وَ مِنْ كُلِّ سُوءٍ يَا لا إِلَهَ إِلا أَنْتَ بِحَقِّ لا إِلَهَ إِلا أَنْتَ فَنَجِّنَا.

13- Şu duanın da okunması İmam Sadık'tan (a.s) rivayet edilmiştir.

اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ أَنْ تَجْعَلَ فِيمَا تَقْضِى وَ تُقَدِّرُ مِنَ الْأَمْرِ الْمَحْتُومِ فِى الْأَمْرِ الْحَكِيمِ مِنَ الْقَضَاءِ الَّذِى لا يُرَدُّ وَ لا يُبَدَّلُ أَنْ تَكْتُبَنِى مِنْ حُجَّاجِ بَيْتِكَ الْحَرَامِ الْمَبْرُورِ حَجُّهُمْ الْمَشْكُورِ سَعْيُهُمْ الْمَغْفُورِ ذُنُوبُهُمْ الْمُكَفَّرِ عَنْ سَيِّئَاتِهِمْ [عَنْهُمْ سَيِّئَاتُهُمْ‏] وَ أَنْ تَجْعَلَ فِيمَا تَقْضِى وَ تُقَدِّرُ أَنْ تُطِيلَ عُمُرِى فِى خَيْرٍ وَ عَافِيَةٍ وَ تُوَسِّعَ فِى رِزْقِى وَ تَجْعَلَنِى مِمَّنْ تَنْتَصِرُ بِهِ لِدِينِكَ وَ لا تَسْتَبْدِلْ بِى غَيْرِى.

14- "Enis-üs Salihin" kitabında Ramazan ayının her gecesinde şöyle dua edilmesi rivayet edilmiştir:

أَعُوذُ بِجَلالِ وَجْهِكَ الْكَرِيمِ أَنْ يَنْقَضِىَ عَنِّى شَهْرُ رَمَضَانَ أَوْ يَطْلُعَ الْفَجْرُ مِنْ لَيْلَتِى هَذِهِ وَ لَكَ قِبَلِى تَبِعَةٌ أَوْ ذَنْبٌ تُعَذِّبُنِى عَلَيْهِ.

15- Merhum Kef'emi, Seyyid İbn-i Baki'den şöyle nakletmektedir. "Kim Ramazan ayının her gecesinde iki rekat namaz kılarak, her rekatta Hamd suresini ve İhlas suresini üç defa okur, selam verdikten sonra da şu zikri okur;

سُبْحَانَ مَنْ هُوَ حَفِيظٌ لا يَغْفُلُ سُبْحَانَ مَنْ هُوَ رَحِيمٌ لا يَعْجَلُ سُبْحَانَ مَنْ هُوَ قَائِمٌ لا يَسْهُو سُبْحَانَ مَنْ هُوَ دَائِمٌ لا يَلْهُو

Sonra da yedi defa tesbihat-ı erbaayı okuyup ardından şu zikri söyler:

سُبْحَانَكَ سُبْحَانَكَ سُبْحَانَكَ يَا عَظِيمُ اغْفِرْ لِىَ الذَّنْبَ الْعَظِيمَ

Ve bilahere Resulullah'a (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'ine on defa salavat getirirse Allah günahlarını bağışlar..."

16- Hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: "Ramazan ayının her gecesinde Fetih suresini sünnet bir namazda okuyan kimse, o yıl korunmuş olur."

17- Ramazan ayı gecelerinin bir ameli de gecelere serpiştirilerek kılınan bin rekatlık namazdır. Fıkıh ve dua kitaplarında bu namaz, genişçe zikredilmiştir. Namazın kılınış şeklinde ise ihtilaf vardır. İbni Ebi Kurra'nın İmam Muhammed Taki'den (a.s) naklettiği ve Şeyh Müfid'in ve ulemanın çoğunun kabul ettiği kılınış şekli şöyledir:

İlk o günde her gece yirmi rekat olmak üzere sekiz rekatı akşam namazından sonra, geri kalanı ise yatsı namazından sonra ikişer ikişer kılınır. Son On günde ise her gece otuz rekat olmak üzere yine sekiz rekatı akşam namazından sonra, geri kalanı ise yatsı namazından sonra kılınır. Böylece yedi yüz rekatı kılınmış olur. Geri kalan üç yüz rekatı ise Kadir gecelerinde (on dokuz, yirmi bir ve yirmi üçüncü geceler) her gece yüz rekat olmak üzere kılınır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt