Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

RAHMAN ve RAHİM (1 Kullanıcı)

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Besmele'de Rahman ve Rahim isimlerinin bulunması, besmelenin ilahi merhametin bir ürünü olduğunu gösterir. Hem Vahiy olarak böyledir, hem ilahi yardım duası olarak böyledir, hem Allah'ın verdiği imkanı kullanarak işe girişme açısından böyledir, hem Allah'ı hep hatırda ve gündemde tutmanın bu rahmetin bir tezahürü olması açısından böyledir.

"Acıma" anlamına gelen 'rahmet'ten türetilen Rahman ve Rahim Allah'ın iki sıfatıdır. Birincisi sıfat-ı müşebbehe, ikincisi mübalağa ile ism-i faildir. Sıfat-ı mü-şebbehe özelliğin devam ve değişmezliğini, ism-i fail ise oluş ve yenilenmeyi ifade eder. Hattabi Rahman'ın tüm varlıkları kuşatan bir rahmeti, Rahim'in de "inananlara karşı rahim*dir" (33:43) ayetini delil göstererek sadece mü*minlere özgü bir rahmeti ifade ettiğini söyle-mistir. Ne var ki, İbn Kayyım el-Cevziyye bu iki sıfat konusunda, kelimenin dil yapısından yola çıkarak şu isabetli sonuca varır: Rahman, Allah'ın zatıyla kaim bir özelliği*dir. Bunun anlamı O'nun özünde merhamet sahibi olmasıdır. Rahim ise, O'nun tüm eylemlerinde merhametli olmasıdır. Birincisi öze ilişkin, ikincisi eyleme iliş*kindir. Yani O, özünde Rahman olduğu

için işinde de Rahim'dir; bir başka deyişle, merhametli olduğu için merhametle muamele eder. Onun içindir ki, Kur'an'da "müminlere karşı Rahim'dir" (bi'l-mü'mi-nine rahim) formuyla birden fazla geldiği halde "müminlere karşı Rahman'dır" şeklinde hiç gelmez. Bu sebeple "Rahman" ismi "Rahim" isminden daha kapsamlıdır (Menar 1/48). Abduh'a göre ise "Rahman" ismi "fu'lan" vezninden geldiği için süreklilik değil geçicilik ve arızilik ifade eder. Dolayısıyla bu özelliğin sürekliliğini, kalıcılığını ve kesintisizliğini belirtecek başka bir sıfata ihtiyaç duyar, o da "Rahîm"dir. Bu ikisi birbirini güçlendiren iki sıfattır.

Rahman, Allah'ın zati bir sıfatıdır. Zati sıfata dayalı olarak gerçekleşen bir ikram*da, ikram görenin hak edip etmediğine, isteyip istemediğine bakılmaz. Rahmet et*mek Rahman olmanın bir gereğidir. Kullar kendilerinden istenilince gazaplanırlar, Allah ise kendisinden istenilmeyince gazaplanır. Zira Allah Rahman ve Rahim'dir ve merhametinin tecellisine vesile olan duayı bu yüzden ibadetin merkezine yerleştirmiştir.

Kur'an'da bu iki sıfatın da ortak mastarı olan "rahmet"ten türetilmiş sıfatların kullanıldığı ayetlere baktığımızda, bu ayetlerin sanıldığı gibi tümüyle rahmet, bağış, af ve merhametle ilgili olmadığını görüyoruz:

Hz. İbrahim'in babasını uyardığı yerde: "Ey Babacığım, ben Rahman'dan sana bir azab ulaşmasından korkarım." (19:45) ve "Rahman'dan için için korkan insanları..." (36:11) ve "Fakat Rahman bana bir zarar vermek isterse." (36:23). Bu ve daha bunlara benzer ayetler de gösteriyor ki, Rahman ismi Kur'an'ın her yerinde af ve mağfirete ilişkin kullanılmamakta, kimi yerde mutlak ve mücerret bir isim olarak kullanılmaktadır.

Rahman, Yemen ve Yemame taraflarında bir tanrıya verilen bir isimdi. Müseyli-me, Allah'tan değil de Rahman'dan vahiy aldığını söylüyordu. Dahası son zamanlar*da arkeolojik kazılardan öğrenildiğine gö*re, güney Arabistan'da Tevrat ve İncil'in tanrıları için Rahmanan sıfatı kullanılıyordu. Mekkeli müşrikler kendileri için yabancı, hatta garip olan bu sıfatın Allah'ın bir sıfatı olmasına şiddetle muhalefet etmişlerdi. "Onlar Rahman'ı inkar ediyorlar" (13.30) ayetini, bölgede Allah inancının olmadığı yönünde değil, Allah'ın Rahman isminde simgeleşen hayata ve eşyaya müdahil olma niteliğini reddettikleri yönünde anlamak daha doğru olacaktır. Nitekim bu ibarenin hemen ardından "De ki, o benim Rabbim'dir; kendisinden başka ilah bulunmayandır" ifadesi gelir. Bu, Allah'ın rahimiyyetini inkarın rububiyyetini inkar etmenin bir sonucu olduğunun, rububiy-yetini inkarın da uluhiyetini inkar anlamına geleceğinin bir ifadesidir. Kur'an aktüel olan bir tanrı adını Allah'ın sıfatlarından biri, hatta en önemli sıfatı yapmıştı. Öyle ki, bu sıfat Kur'an'da adeta Allah'ın zatıyla özdeşleşmiştir (Z. Özcan, Teolojik Herme-

nötik, 140).

Alıntıdır........
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt