Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

~Peygamberimizin sefaati~ (1 Kullanıcı)

hatice-e

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
61
Tepki puanı
0
Puanları
0
[big]Peygamberimizin sefaati[/big]

Ebu Hüreyre radiyallahu anh anlatiyor:

Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem söyle buyurdu:
„Kiyamet gününde insanlarin efendisi benim. Bu da neden, biliyormusunuz?
Allah Teala gelmis gelecek bütün insanlari düz bir yere topalayacak. Orasi, insanlara bakan kimsenin hepsini görebilecegi, cagiranin hepsine sesini duyurabilecegi bir yerdir.

Günes insanlara yaklastirilacak, herkez sikintidan ve kederden artik dayanamayacak hale gelince birbirine:
„Icinde bulundugunuz sikintiyi, basiniza gelen hail görmüyormusunuz? Halinizi Rabbinize arz ederek size sefaat edecek birini bulmayi düsünüyormusunuz?“ diye soracaklar. Bazilari ötekilerine:

„Babaniz Ademe gidiniz“ diyecekler. Ademe gidip:
„Ey Adem! Sen insanlarin babasisin. Seni Allah kudret eliyle yaratti. Sana kendi ruhundan üfledi. Meleklere sana secde etmesini emretti, onlarda secde ettiler. Seni cenete yerlestirdi.Rabbine varip bizim icin sefaat et.icinde buludugumuz hali, basimiza gelen derdi görmüyormusun?” diyecekler. O da: “Bugün Rabbim cok gazapli. Ne daha öncesinde böyle gazaplandi, nede bundan sonra böyle gasaplanir. Rabbim o agaca yaklasmami yasaklamisti, ama ben Onu dinlemedim. Asil benim nefsim sefaat edilmeye muhtactir; benim nefsim, benim nefsim! Siz baskasina gidin; Nuha gidin” diyecek. Onlarda Nuha gelerek:

"Ey Nuh! Sen yeryüzü halkina gönderilen rsüllerin ilkisin. Allah Teala sana “cok sükreden kul” demisti.icine bulundugumuz perisan hali görmüyorusun? Basimiza gelenleri görmüyormusun? Rabbinin huzurunda biz seffat etmeyecekmisin?” diyecekler. O da:

"Bugün Rabbim benzeri görülmedik sekilde gazaplidir. Ne daha önce böylesine gazaplandi, ne de bundan sonra böyle gazaplanir. Benim bir duam vari; onuda kavmimin aleyhine kullandim. Asil benim nefsim sefaat edilmeye muhtactir; benim nefsim, benim nefsim! Siz baskasina gidin. Ibrahime gidin“ diye karsilik verecek onlarda Ibrahime gidecekler:

„Sen Allah’in Peygamberisin, yeryüzü halki icinde Allah’in dostu sensin.Rabbinin bize sefaat et! Icinde bulundugumuz perisan hali görmüyormusun?“ diyecekler. O da sunlai söyleyecek:

„Bugün Rabbim benzeri görülmedik sekilde gazaplidir. Ne daha önce böylesine gazaplandi ne de bundan sonra böyle gazaplanir. Ben vaktiyle üc yalan söylemistim. Asil benim nefsim sefaat edilmeye muhtactir; benim nefsim, benim nefsim! Siz baskasina gidin; Musaya gidin.“ Onlar da Musaya gelerek söyle diyecekler:

„Ey Musa! Sen Allah’in Resulüsün. Allah sana Peygamberlik vermek ve seninle konusmak suretiyle seni diger insanlardan üstün kilmistir. Rabbinin huzurunda biz sefaat et. Icinde bulundugumuz hali görmüyormusun?“ O da:

„Bugün Rabbim benzeri görülmedik sekilde gazaplidir. Ne daha önce böylesine gazaplandi, ne de bundan sonra böyle gazaplanir. Ben öldürülmesine dair emir almadigim bir adami öldürdüm. Asil benim nefsim sefaat edilmeye muhtactir; benim nefsim, benim nefsim! Siz baskasina gidin; Isaya gidin“ diyecek. Onlarda Isaya gelerek:

„Ey Isa! Sen Allah’in Resulü, Onun Meryeme yönelttigi kelimesi ve Onun yarattigi bir ruhsun.sen daha esikte iken insanlarla konustun. Rabbinin huzurunda bize sefaat et! Icinde bulundugumuz perisan hali görmüyormusun?“ diyecekler. Isada:

„Bugün Rabbim benzeri görülmedik sekilde gazaplidir. Ne daha önce böylesine gazaplandi, ne de bundan sona böyle gazaplanir“ diyecek, ama bir günah zikretmeyecek. Sonra da, „asil benim nefsim sefaat edilmeye muhtactir; benim nefsim, benim nefsim! Siz baskasina gidin; Muhammed’e gidin“ diyecek. Bana gelecekler:

„Ya Muhammed! Sen Allah’in Resulü ve son Peygambersin. Allah Teala senin gelmis gecmis tüm günahlarini bagaslamistir. Rabbinin huzurunda bize sefaat et! Icinde bulundugumuz perisan hali görmüyormusun?“ diyecekler.
Bende yürüyüp Ars’in altina gelecegim, Rabbime secdeye kapanacagim. Sonra Allah Teala kimseye ögretmedigi en güzel hamd ü senayi bana ilham edecek. Sonra bana hitaben:
„Ya Muhammed! Secdeden basini kaldir! Iste! Istedigin sana verilecek! Sefaat et, sefaatin kabul edilecek“ buyuracak. Bende basimi secdeden kaldiracagim ve:

„Ya Rabbi! Ümmetimi bana bagisla! Ya Rabbi! Ümmetimi kurtar! Ya Rabbi! Ümmetimi bagisla!” diye yalvaracagim. O zaman bana:

“Ya Muhammed! Ümmetinden hesaba cekilmeden Cennete girecek olanlari, Cennet kapilarinin en sagindaki Babü’l-Eymen’den iceri al! Onlar baskalariyla beraber Cennetin diger kapilarindan da gireceklerdir” buyuracak. Sonra Resül-i Ekrem sözüne söyle devam etti:
“Canimi kudretiyle yasatan Allah’a yemin ederim ki, Cennet kapilarinin iki kanadi arasindaki mesate, Mekke ile (Bahreyn’deki) Hecer veya Mekke ile (Suriye’deki) Busra arasindaki mesate kadar genistir.”
 

m_muaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
7,359
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ~Peygamberimizin sefaati~

allah razı olsun ..selametle..
 

samuray-x

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Şub 2007
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ~Peygamberimizin sefaati~

Allah hepimize şefaet nasib etsin!
 

-Esmani-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Eki 2006
Mesajlar
2,169
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Web Sitesi
islamtarihim.com
RE: ~Peygamberimizin sefaati~

s.a

rabbim bizi efendimiz ,habibin s.a.v. in şefaatinden mahrum eyleme
 

sert

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
2,045
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konum
İzmir
RE: ~Peygamberimizin sefaati~

Allah kendi mülkünde böyle birşeyi kimsenin yapma hakkı ve gücü olmadığını, eğer böyle bir şey olacaksa ancak kendi izniyle olabileceğini böyle bir izni ise kimseye vermediğini, Allah kullarını şirkten sakındırırken kendisi kendine ortaklar edinerek mülkünde hükümranlığını paylaşmadığını bu yetkinin tamamen kendisine ait olduğunu şu ifadelerle beyan ediyor:

"De ki şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz." (Zümer/44)
Kur'an o günün müşriklerine ait olan bu anlayışı reddetmesine rağmen; zamanla kurtlar kuzu postuna bürünerek bu düşünceyi müslümanların gündemine taşımışlar, istediklerini yapabilmek için de birtakım şahıs zaman ve mekanları kutsayarak onların yardımını istemeyi DİN'in emri gibi göstermeye çalışmışlardır. Allah'ın kullarından kendilerine yardımda bulunacak şefaatçiler icat etmişlerdir.
Allah'ın "sadece bana kulluk edeceksiniz ve sadece benden yardım isteyeceksiniz" hükmünü görmezlikten gelmişlerdir.
Allah hiçbir peygamberi kendisine ortak olsun diye göndermemiştir. Onların da asla böyle bir daveti olmamıştır.
"Cennettekiler cehennemde bulunanlara uzaktan uzağa sorarlar; Sizi can yakıcı ateşe sokan nedir? Onlar da şöyle cevap verirler: "Biz namaz kılmaz, yoksulu da doyurmazdık. Batıla dalanlarla dalardık, ceza gününü de yalanlardık. Sonunda ölüm bize gelip çattı. "Artık şefaatçıların şefaatı onlara fayda vermez. Durum böyle iken onlara ne oluyor ki aslandan kaçan yaban eşekleri gibi öğütten kaçıyorlar." (Müddessir/40-51)

Burada Allah'tan başka şefaatçı edinenlerin hazin sonu sergilenmektedir. Dünyada, yolunda savaştıkları ilahları onları terketmiş şefaatlarını umdukları kimselerin ise hiç bir şeye kadir olmadıklarını görmüşlerdir.
"Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki; Onlar birşeye sahip olmadıkları ve birşeyi akledemedikleri halde mi şefaat edecekler? De ki; “Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı onundur. Sonra ona döneceksiniz." (Zümer/43-44)

Buradaki "Hükümranlık" ifadesini dikkatlice okuyalım. Allah'tan başkasından şefaat beklemek, onun hükümranlığına müdahale etmek ve ona şirk koşmak anlamına geldiğini görürüz.

"Kimsenin kimseye birşey ödemeyeceği, hiç kimseden şefaatin kabul edilmeyeceği, kimseden fidye alınmayacağı ve yardım da görülmeyeceği günden korunun." (Yusuf/48)

"Rablerine toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Ondan başka bir dost ve şefaatcileri yoktur. Umulur ki Allah'tan sakınırlar." (En'am/51)
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: ~Peygamberimizin sefaati~

Şefaat nedir?

Şefaat, müminlerden büyük günah işlemekten dolayı cehennem azabını hak edenler hakkında, başta Nebiler Serveri Hz. Muhammed Mustafa (sas) olmak üzere, peygamberlerin, şehitlerin ve sâlihlerin Allah’ın izin ve rızası dahilinde Cennet’e girmeleri için dua ederek talepte bulunmalarıdır. Dünya fâni ve geçicidir. Burada çekilen sıkıntılar da bir cihetle işlenen günahlara keffaret sayılır. Ancak insanların perişan ve derbeder olacakları ve kendilerini kurtaracak yeni bir amele de fırsat bulamayacakları bir gün gelecektir -ki, biz ona ahiret diyoruz- işte o gün, Allah Rasulü bütün insanlığı içine alan şefaatiyle ortaya çıkacak ve “en büyük şefaat” ma’nâsına “şefaat-ı uzmâ”sıyla şefaat edecektir. Nitekim, “Her Peygamber’in bir duası vardır. Ben ise, duamı inşaallah kıyamet gününde ümmetime şefâat etmek için saklamak istiyorum.” (Buhârî, Daavât, 1) hadisi bu hakikati ifade etmektedir.
Efendimiz, şefaatinin büyük günah işleyenlere olduğunu ifade etmişler ve “Benim şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenleredir.” (Buhârî, Rikak, 51) buyurmuşlardır. O her hususta olduğu gibi bu mevzuda da bir denge insanıdır. Zaten bütün ümmet O’nun bu ifadeleriyle teselli bulmakta ve Allah Rasulü’nün şefaatine nail olmayı ummaktadır.


Kimler şefaat edecek?


Şefaat herkesten önce Cenab-ı Hakk’ın kendi elindedir ve O’nun izni ve emri ile gerçekleşebilir. Şefaat etmesine izin verilenler kendi dilediklerine değil, yine Allah’ın dilediklerine şefaat imkânını bulabilir. Kulun günahını ancak Allah affedebilir. Ama bu affı, dilediği seçkin kullarının hatırı için yapmakla onların şerefini bütün mahşer ehline ilân eder. Bu mânâya en büyük mazhar Efendimiz’dir. Allah’ın O en sevgili kulu, mahşer meydanında Makam-ı Mahmud denilen ulvî bir makamda Rabb’ine secde edecek, yalvarıp yakaracak, Allah’ın kendisine ilham ettiği ve o güne kadar duyulmamış hamd cümleleriyle O’nu tâzim edecek ve sonunda kendisine şefaat izni verilecektir. O da ancak Allah’ın razı olduğu kimselere şefaat edebilecektir. Nitekim “Allah’ın huzurunda, O’nun izin verdiğinden başkasının şefaatleri fayda vermez.” (Sebe, 34/23) “Göklerde nice melek vardır ki, Allah, dilediği ve razı olduğu kimseler için izin vermedikçe onların şefaatı hiçbir işe yaramaz.” (Necm, 53/26) ayet-i kerimeleri bu hakikati dile getirmektedir. B)
 

Allah_affetsin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
139
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ~Peygamberimizin sefaati~

mü'min kardeşlerim islamı yüreğinizle yaşıyorsunuz ne mutlu bizlere..Allah hepimizi geçmiş günahlarımızdan ötürü affetsin...

şeffat için hergün aklınıza geldikçe salavat getirin.. şunu bilinki her salavatınızı melekler resule iletir..kim ne kadar fazla söylerse peygamberimizde ona şefaat eder Allah hepimizin kalbinde olsun
amin...
 

Ahmed_1907

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Tem 2006
Mesajlar
992
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
TOKAT
RE: ~Peygamberimizin sefaati~

ELLERİNİZE SAĞLIK KARDEŞLERİM.
ALLAH RAZI OLSUN HEPİNİZDEN
RABBİM BİZLERİDİE PEYGAMBERİMİZ MUHAMMED MUSTAFA NIN ŞEFAATİNE NAİL EYLŞESİN İNŞALLAH
ALLAH'A EMANET OLUN
SELAM VE DUA İLE...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt