Alemlerin efendisi, hastalığı ağırlaşıp, şiddetli ağrılarının olduğu gün, Eshabını mescidde
toplayıp,“Ey Eshabım! Bilmiş olunuz ki, aranızdan ayrılmam yaklaştı. Kimin bende hakkı
varsa, benden istesin. Benim yanımda sevgili olan, benden hakkını istesin veya helal
etsin ki, Rabbime ve rahmetine bunları ödemiş olarak kavuşayım” buyurdu.
Sonra evine çekildi. Alemlerin efendisi, artık son anlarını yaşıyordu, mübarek
dudaklarından,
“Aman! Aman! Ellerinizdeki kölelerinize iyi davranınız! Onların üzerlerine elbise
giydiriniz, karınlarını doyurunuz. Onlara yumuşak konuşunuz. Namaza, namaza devam
ediniz. Kadınlarınız ve köleleriniz hakkında Allahü teâlâdan korkunuz!.. Ey Allah’ım! Beni
yarlıga! Bana rahmetini ihsan eyle!.. Beni Refik-i ala zümresine kavuştur!..” cümleleri
döküldü.
Cebrail aleyhisselam gelince de ona; “Allahü teâlâ kat üç muradım vardır: Biri;
ümmetimin günahkarlarına beni şefaatçı etmesi, ikincisi; dünyada yaptıkları günahlardan
dolayı onlara azab etmemesi, üçüncüsü; Perşembe ve Pazartesi günleri ümmetimin
amellerinin bana arzedilmesidir.” buyurdu.
Cebrail aleyhisselam, Allahü teâlâdan, bu üç arzusunun da kabul edildiği haberini verdi.
Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz rahatladı. Son nefesinde bile “Namaza! Namaza!
Ellerinizdeki kölelerinize...” diye tavsiyede bulunmaktan geri durmamakta idi. peygamberimizin
en son sözü “Kadınlarınız ve ellerinizdeki köleleriniz hakkında Allah’dan korkunuz!”
buyruğu oldu.
Rebiül’evvel ayının on ikinci Pazartesi günü kuşluk vakti, Hz. Aişe, şifa bulması için dua
edince, Peygamberimiz “Hayır! Ben, Allah’dan, Refik-ı ala zümresine katılmayı Cebrail,
Mikail ve İsrafil ile birlikte olmayı dilerim!Ey Allahım! Beni, Refik-ı ala zümresine
kavuştur! Ey Allahım! Bana, rahmetini ihsan et! Beni, Refik-ı ala zümresine kavuştur!”
diyerek duaya devam ediyordu. Sonra, gözü evinin tavanına doğru dikildi ve “Allahım! Beni,
Refik-ı ala zümresine kat!” diye dua etti. Sonra da gözlerini kapadı...
toplayıp,“Ey Eshabım! Bilmiş olunuz ki, aranızdan ayrılmam yaklaştı. Kimin bende hakkı
varsa, benden istesin. Benim yanımda sevgili olan, benden hakkını istesin veya helal
etsin ki, Rabbime ve rahmetine bunları ödemiş olarak kavuşayım” buyurdu.
Sonra evine çekildi. Alemlerin efendisi, artık son anlarını yaşıyordu, mübarek
dudaklarından,
“Aman! Aman! Ellerinizdeki kölelerinize iyi davranınız! Onların üzerlerine elbise
giydiriniz, karınlarını doyurunuz. Onlara yumuşak konuşunuz. Namaza, namaza devam
ediniz. Kadınlarınız ve köleleriniz hakkında Allahü teâlâdan korkunuz!.. Ey Allah’ım! Beni
yarlıga! Bana rahmetini ihsan eyle!.. Beni Refik-i ala zümresine kavuştur!..” cümleleri
döküldü.
Cebrail aleyhisselam gelince de ona; “Allahü teâlâ kat üç muradım vardır: Biri;
ümmetimin günahkarlarına beni şefaatçı etmesi, ikincisi; dünyada yaptıkları günahlardan
dolayı onlara azab etmemesi, üçüncüsü; Perşembe ve Pazartesi günleri ümmetimin
amellerinin bana arzedilmesidir.” buyurdu.
Cebrail aleyhisselam, Allahü teâlâdan, bu üç arzusunun da kabul edildiği haberini verdi.
Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz rahatladı. Son nefesinde bile “Namaza! Namaza!
Ellerinizdeki kölelerinize...” diye tavsiyede bulunmaktan geri durmamakta idi. peygamberimizin
en son sözü “Kadınlarınız ve ellerinizdeki köleleriniz hakkında Allah’dan korkunuz!”
buyruğu oldu.
Rebiül’evvel ayının on ikinci Pazartesi günü kuşluk vakti, Hz. Aişe, şifa bulması için dua
edince, Peygamberimiz “Hayır! Ben, Allah’dan, Refik-ı ala zümresine katılmayı Cebrail,
Mikail ve İsrafil ile birlikte olmayı dilerim!Ey Allahım! Beni, Refik-ı ala zümresine
kavuştur! Ey Allahım! Bana, rahmetini ihsan et! Beni, Refik-ı ala zümresine kavuştur!”
diyerek duaya devam ediyordu. Sonra, gözü evinin tavanına doğru dikildi ve “Allahım! Beni,
Refik-ı ala zümresine kat!” diye dua etti. Sonra da gözlerini kapadı...