PEYGAMBER EFENDİMİZİN SÜTANNESİ
Peygamber Efendimizin doğduğu sene de yaylalarda yaşayan Beni Sa’d kabilesinden birçok hanım, sütanneliği niyeti ile Mekke’ye gelmişti. Beni Sa’d kabilesi, Mekke civarındaki kabileler arasında; şerefte, cömertlikte, mertlik ve tevazuda ve Arapçayı düzgün konuşmakta pek meşhurdu.
O sene Beni Sa’d kabilesinin yurdunda şiddetli bir kuraklık ve kıtlık hüküm sürüyordu. Bu kabileden Halime hatun bu durumu şöyle anlatır: ‘Ben o sene kırlarda gezip ot toplar, bunu bulduğum için Allahu Tealaya şükrederdim. Bazen üç gün geçmesine rağmen ağzıma bir şey koymazdım. Bu halde iken bir çocuğum oldu. Bir taraftan açlık, diğer yandan da doğumun sıkıntısı vardı. Açlıktan yer ile göğü, gece ile gündüzü fark edemediğim anlar da olurdu. Bir gece sahrada uyuyakalmışım. Rüyamda bir şahıs beni sütten ak bir suyun içine daldırdı ve, ‘Bu sudan iç’ dedi. Kanıncaya kadar içtim. Sonra içmem için yie zorladı. İçtikçe içtim, baldan tatlıydı. ‘Sütün çok olsun ey Halime! Beni tanıdın mı?’ diye sordu. Tanımadığımı söyleyince; ‘Bensenin sıkıntılı halinde ettiğin hamd ve şükrünüm. Ey Halime! Mekkeye git. Orada sana bir ‘NUR’ arkadaş olur, bereketlerle dolarsın. Bu rüyayı da kimseye söyleme!’ dedi. Uyanınca göğüslerimin süt ile dolu bulduğum gibi sıkıntı ve açlığın da beni terk ettiğini gördüm’
Peygamber Efendimizin doğduğu sene de yaylalarda yaşayan Beni Sa’d kabilesinden birçok hanım, sütanneliği niyeti ile Mekke’ye gelmişti. Beni Sa’d kabilesi, Mekke civarındaki kabileler arasında; şerefte, cömertlikte, mertlik ve tevazuda ve Arapçayı düzgün konuşmakta pek meşhurdu.
O sene Beni Sa’d kabilesinin yurdunda şiddetli bir kuraklık ve kıtlık hüküm sürüyordu. Bu kabileden Halime hatun bu durumu şöyle anlatır: ‘Ben o sene kırlarda gezip ot toplar, bunu bulduğum için Allahu Tealaya şükrederdim. Bazen üç gün geçmesine rağmen ağzıma bir şey koymazdım. Bu halde iken bir çocuğum oldu. Bir taraftan açlık, diğer yandan da doğumun sıkıntısı vardı. Açlıktan yer ile göğü, gece ile gündüzü fark edemediğim anlar da olurdu. Bir gece sahrada uyuyakalmışım. Rüyamda bir şahıs beni sütten ak bir suyun içine daldırdı ve, ‘Bu sudan iç’ dedi. Kanıncaya kadar içtim. Sonra içmem için yie zorladı. İçtikçe içtim, baldan tatlıydı. ‘Sütün çok olsun ey Halime! Beni tanıdın mı?’ diye sordu. Tanımadığımı söyleyince; ‘Bensenin sıkıntılı halinde ettiğin hamd ve şükrünüm. Ey Halime! Mekkeye git. Orada sana bir ‘NUR’ arkadaş olur, bereketlerle dolarsın. Bu rüyayı da kimseye söyleme!’ dedi. Uyanınca göğüslerimin süt ile dolu bulduğum gibi sıkıntı ve açlığın da beni terk ettiğini gördüm’