Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

peygamber duaları-1 (1 Kullanıcı)

pinar1988

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 May 2008
Mesajlar
322
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Muhammed Mustafa SAV’in Duaları
a) Besmele Duası
“Ey Rabbim! Girişeceğimi her işe doğruluk ve içtenlik üzere girmemi, bırakacağım her işten de doğruluk ve içtenlik göstererek çıkmamı sağla; ve bana katından bir sültan/destekleyici bir güç-bir tutamak bahşet.” (17/80.)
Peygamberimiz Muhammed S’in bu duası, gecenin derinliklerinde, teheccüd ve Kur’an tilaveti için kıyam ettiğinde, gün’e diri bir ruh ve Tevhid bilinçle başlaması için Yüce Allah tarafından öğretilmiştir. “Allah’ın yardımı olmadan hiçbir işi başaramayacağımız” gerçeği, duada öne çıkan önemli ögedir. Yine her işe dua ile ve Allah’ın adı ile başlanması gerektiğine ilişkin vurgular taşıyan bu yakarış, bütün eylemlerimizde Rabbimiz’in rızasını asla hatırdan çıkarmamamızın lüzumunu işlemektedir.

b) Tevhid Duaları
İstiâne(yalnız Allah’tan yardım dileme) duası
“Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz.” (Fatiha Suresi,1/5.)

Tevhid ve Ebedi Hidayet Duası
İman ettikten sonra insanların kalplerinin eğrilmesi mümkündür. Bunun için hidayetten sonra Allah’ın Hadi ve Mü’min sıfatlarının sağlayacağı güvenlik şemsiyesi altında kalıp, daimi bir koruma istemek gerekir. İşte bu gerçeği hatırlatan Rabbimizin, peygamberimizden ve onun ümmetinden istediği en güzel yakarış örnekleri:
“Bizi dosdoğru yola ilet! Nimet verdiklerinin yoluna, gazabına uğrayanların ve sapkınların yoluna değil.” (Fatiha Suresi,1/6-7.)
Allah’ın gelmiş geçmiş ve halen yürürlükte olan hükümleri arasında ayırım yapmadan iman etme ve dünyevi sorunlar tarafından kuşatma altında olan imanımızı sonsuza dek muhafaza edebilmemiz için, peygamberimize ve ümmetine tavsiye edilmiş diğer yakarış örnekleri:
“Ey Rabbimiz! Derin kavrayış sahipleri dışında hiç kimse ders almasa da ilahi kelamın Muhkem, müteşabih tüm beyanlarına inanır; onlar arasında ayırım gözetmeyiz. Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi hakikatten bir daha saptırma ve bize rahmetini bağışla, Sensin hakiki Lütuf Sahibi. Ey Rabbimiz! Geleceğinde hiçbir kuşku bulunmayan O Gün’ü görüp yaşamaları için mutlaka insanlığı bir araya toplayacaksın. Tanıklık ederiz ki, Allah vadini yerine getirmekten asla kaçınmaz.”(Ali İmran,3/7-9.)

Tevhid ve Tevazu Duası
İlahlıkta ve Rablikte ortağı bulunmayan Yüce Allah, Peygamberimizin şahsında tüm müminlerin tevazuyu nasıl kendilerine şiar edineceklerini dua formunda öğretmektedir:
“Ey Egemenlik Sahibi Allahım! Sen egemenliği dilediğine verirsin, dilediğinden alırsın; dilediğini yüceltir dilediğini alçaltırsın. Bütün iyilikler Senin elindedir. Doğrusu Sen istediğini yapmaya kadirsin. Gündüzü kısaltarak geceyi uzatır, geceyi kısaltarak gündüzü uzatırsın ve dilediğine her türlü hesabın üstünde rızık bağışlarsın.” (Ali İmran,3/26-27.)

Hamd Duaları
Hamd; Allah’ı övmek, O’ndan başkasına O’na rağmen değer vermemektir. Tevhid’in tüm hayata hakim kılınması gereken ibadet boyutunda yer alan hamd ihmale gelmeyecek kadar önemli bir tutumdur. Bu tutumun sözlü olarak daima dile getirilmesi, fiili olarak da her anımızı kuşatmalıdır.
“Her türlü hamd/övgü yalnızca bütün alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Hesap Günü’nün yegane hakimi olan Allah’a mahsustur.” (Fatiha,1/1-4.)
“Her türlü övgü, gökleri ve yeri yaratan, karanlığı ve parlak aydınlığı var eden Allah’a özgüdür. Hakikati bile bile inkar edenler başka güçleri Rableri ile eş tutarlar.” (Enam,6/1.)
“Bütün övgüler Allah’a yakışır. O Allah ki, kuluna ilahi kelamı indirmiş ve onun anlaşılmasını güçleştirecek hiçbir çapraşıklığa yer vermemiştir.” (Kehf,18/1.)
“Hamd göklerde ve yerde ne varsa tümünün gerçek maliki olan Allah’a mahsustur. Ahirette de hamd O’na mahsus olacaktır. Yalnız O’dur hikmet sahibi, her şeyden haberdar olan. O, toprağa giren ve çıkan her şeyi, ondan çıkan her şeyi, gökten inen ve ona yükselen her şeyi bilir. O, tek başına rahmet kaynağıdır, mağfiret sahibidir.” (Sebe,34/1-2.)
“Her türlü övgü göklerin ve yerin yaratıcısı olan ve melekleri iki, üç veya dört kanatlı elçiler yapan Allah’a mahsustur. O dilediğini kendi yaratılış alemine katıp onu genişletir. Kuşkusuz Allah her şeye kadirdir. Allah’ın insanlar için açacağı rahmet kapısını kimse kapatamaz. Ve O’nun kapattığını da kimse açamaz. Çünkü O, kudret ve hikmet sahibidir.” (Fatır,35/1-2.)

Tevekkül Duası
Kıyamet’in zamanı vb. Gaybî konular sınırlı bir şekilde bilinebilir. Bu yüzden insan idrakiyle bilinemeyecek olan alanlara ilişkin çabalar boşunadır. Peygamberimiz Muhammed S’e böyle bir yakarışla haddini bilmezlere cevap vermesi istenmiştir:
“Ey Rabbim! İnsanlarla aramızda hakça hüküm ver! Rabbimiz sizin (O’na ve fiillerine ilişkin gaybı taşlamak anlamına gelen) tüm tanımlama gayretlerinize karşı yardımına başvurulacak yegane hakimdir.” (Enbiya, 21/112.)

Tahkim Duası
Tüm varlık aleminin yegane hakimi olan Allah, insanların ayrılığa düştükleri konularda hükmüne başvurulmaya en layık olandır. Dünyada iken Rabbimizin peygamberlerle insanlığa duyurduğu mesajlar, bu ayrılıkların giderilmesinde başvurulması gereken kaynaklardır. Ahirette ise en küçük ayrıntı dahi karara bağlanacaktır. Her iki alemde de tahkim yetkisi Allah’tadır. İşte bu yetkiyi insanlığa bir kez daha hatırlatan Kur’an’da hem peygamberimize hem de bize nasıl bir tahkim duası yapmamız gerektiği öğretilmiştir:
“Ey Allahım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey yaratılmış varlıkların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilen! Kullarının ayrılığa düştükleri her konuda aralarında hüküm verecek olan yalnız Sensin!” (Zümer,39/46.)

İstiâze Duaları
İnsan ve cin şeytanlarından ve onların kurdukları planlardan Allah’a sığınmak gerekir. Cin ve insan şeytanlarının bulandıran çabalarından dolayı toplumsal hayat içinde Hakikat saflığını yitirebilmektedir. Bu nedenle daima istiaze duası yapmak, kalplerimizin paklığını korumak için şarttır. Çok şükür Rabbimiz bunu da nasıl yapacağımızı, Peygamberimiz üzerinden Kıyamet’e kadar yaşayacak müminlere rehberlik ederek beyan etmiştir:
“De ki: Sığınırım ben yükselen şafağın Rabbine. O’nun yarattıklarının şerriden ve kıskançlık duyduğunda kıskancın şerrinden.” (Felak, 113/1-5.)
“De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine, insanların hakimine, insanların ilahına, fısıldayan sinsi ayartıcının şerrinden, insanların kalbine fısıldayan cinlerin ve insanların bütün ayartmalarından.” (Nas,114/1-6.)

İstiâze ve Beraat Duası
Peygamberimizin zalimlerle arasındaki sınırların pekiştirilmesini, onların yaptıklarından beri olmayı dilediği bu yakarış Allah’a istiâze ederek/sığınarak bitmektedir:
“Ey Rabbim!Sana ortak koşarak baş kaldıranların vaad edildikleri azabın gerçekleşmesine tanık olmamı diliyorsan, Rabbim o zaman, benim de bu zalim insanlardan biri olmama izin verme. Ey Rabbim!Tüm kötü dürtülerin kışkırtmalarına karşı sana sığınıyorum. Rabbim, onların bana yaklaşmalarından da sana sığınıyorum.”(Mü’minun,23/93,94,97,98.)
 

Gök Kubbe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ara 2008
Mesajlar
3,422
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
selamun aleyküm allah razı olsun::)
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
mevlam razı kalsın güzel paylaşımdı
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt