Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Paríslí havva...prof.dr . Eva !!! (1 Kullanıcı)

Bilnur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2008
Mesajlar
709
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
--- PARISLÍ HAVVA ve hikayesi...!
Pakistan'ın ünlü şair ve düşünürü Muhammed İkbal'in oğlu, babasının bir kitabını kendisine takdim ettiğinde, Fransa'nın en itibarlı kurumlarından biri olan İlmî Araştırmalar Millî Merkezi'nde (CNRS) yöneticilik yapıyordu. Mevlânâ ismine ilk defa bu kitapta rastladı.

Ve Mevlânâ'nın o eserde geçen birkaç beyti, birkaç sözü Prof. Dr. Eva de Vitray-Meyerovitch'i adeta büyüledi. Öylesine büyüledi ki hemen Batı dillerinde ondan yapılmış tercümeleri aramaya başladı. Çok azdı. Bulabildiklerini okumadı, adeta içti. Hemen İslâm konusunda araştırmalara başladı. İslâm'la ilgili eserleri ve Kur'an mealleri okudu.

Yaşı ellilerdeydi. Fransa'nın en köklü aristokrat ve koyu dindar bir ailesinden geliyordu. Aristokrat çocuklarının öğrenim gördüğü en seçkin okullarda eğitim görmüş, Fransız ve İngiliz güzide mürebbiyeler elinde yetişmişti. Her zaman özel hizmetçileri ve şoförleri olmuştu. Nihayet iyi bir tahsilden sonra profesörlük mevkiine yükselmişti. Çalıştığı merkezin prestiji sayesinde de dünyanın en ünlü bilim ve fikir adamlarıyla tanışmıştı. İslâm'la ilgili araştırmalarının ardından tam Müslüman olmaya karar vermişti ki, "İki milyarı bulan onca Hıristiyan yanlış yolda da bir ben mi doğruyu buluyorum acaba?" kuşkusuyla kendi dinini daha yakından inceleme kararı aldı.

Üç sene ünlü Sorbonne Üniversitesi'ndeki Hıristiyanlığın kutsal kitapları ile ilgili yorumlar yapan önemli bir profesörün derslerine devam etti. O profesöre ve diğer Hıristiyan din adamlarına içini kemiren soruları yöneltti. İkna edici hiçbir cevap alamadı. Daha sonra tanıştığı ve baba gibi hürmet ettiği dünyaca meşhur oryantalist Louis Massignon'a derdini açtı. Massignon, Eva Hanım'a verecek cevap bulamadı. Kendisine son kararını vermeden önce başka bir şehirdeki çok değerli bir rahibe gitmesi ve onunla görüşmesi tavsiyesinde bulundu. Gitti, görüştü, fakat tam bir hayal kırıklığına uğradı.

Paris'e döndü. Manevi ızdıraplar içinde kıvranıyordu. Onca yıldan sonra, o yaşta din değiştirmek pek de kolay olmasa gerekti. İyice bunaldı ve bir gün yatmadan önce Allah'a şöyle yakardı: "Yârabbi, bunca zamandır senin hak dinini bulmak için elimden geleni yaptım. Bunun en büyük şahidi de Sensin. Ne olur artık bana gerçek yolu göster ve hidayete erdir!"

Rüyasında, kendisini ölmüş ve mezara konulmuş olarak gördü. Yukarıdan kabrini seyrederken baş ucunda bir mezar taşı gördü. Yaklaşıp baktı. Orada Arap harfleriyle "Havva" yazısını okudu. Bu sırada kulağına ötelerin ötesinden bir ses geldi: "İşte burası senin mezarın! Sen Müslüman olarak öleceksin!"

Samimiyetinin ve onca yıl süren ciddi arayışının mükâfatı işte bu şekilde muhteşem bir müjdeyle noktalanmıştı.

İlerlemiş yaşına rağmen, kendisine hidayet yolunu açan Mevlânâ'yı okumak ve eserlerini çevirmek için kolları sıvadı. Paris Üniversitesi'nin Şark Dilleri bölümüne üç yıl devam ederek Farsçayı en iyi şekilde öğrendi. Kısa zamanda Arapçayı da en iyi bildiği diller arasına kattı. İlk defa olarak Muhammed İkbal'in ve Mevlânâ'nın bütün eserlerini Fransızcaya çevirdi. Telif ve tercüme olarak arkasında kırk kadar eser bıraktı. Gazete ve dergilere verdiği röportajları, tıklım tıklım dolu salonlardaki konferansları ve ömrünün son anlarına kadar yazdığı kitap ve yaptığı tercümeleriyle pek çok Fransız'ın kalbini İslâm'a ısındırdı.

İran'da ve Mısır'daki Ezher Üniversitesi'nde dersler verdi. Kendi memleketi başta olmak üzere bazı Batı ve pek çok İslâm ülkesinde sayısız konferanslar verdi.

Konya Belediyesi'nin yıllarca süren gayreti sonucu mezarı Paris'ten Konya'ya taşınan ve "Beni Mevlânâ Hazretleri'nin yanına gömün" şeklindeki vasiyeti yerine getirilen Eva Hanım, Müslüman olduktan sonraki adıyla Havva Hanımefendi, Türkiye'yi çok sever, doğup büyüdüğü Paris'te ise kendisini yabancı gibi hissettiğini söylerdi.

"İslâm'ın Güleryüzü" kitabıyla tanıdığımız Eva de Vitray-Meyerovitch (Eva dö Vitre-Meyeroviç)'in Paris Camii'ne iki yüz metre mesafedeki mütevazı apartman dairesini vefatından sonra bile ziyaret edenler, orayı oldukça sade döşeli bir dergâh gibi görmüşler ve içerisinde hâlâ buram buram maneviyat koktuğuna bizzat şahit olmuşlardır.

"Dilimize Çevrilen Eserleri"

İslâm'ın Güleryüzü, Duanın Ruhu, Güneşin Şarkısı, Mekke: İslâm'ın Kutsal Şehri.
 

FIRAT SÖNÜK

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 May 2009
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
"İşte burası senin mezarın! Sen Müslüman olarak öleceksin!"
 

Bilnur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2008
Mesajlar
709
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
tşk ederim..selam ve dua ilee
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
43
selamün aleyküm...
Allah celle celalüh sizlerden razı olsun..
.ok güzel ve gerekli bir bilgi paylaşımıydı
ellerinize sağlık nasiplendirdiniz..
selam ve dua ile
 

Bilnur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2008
Mesajlar
709
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
selamün aleyküm...
Allah celle celalüh sizlerden razı olsun..
.ok güzel ve gerekli bir bilgi paylaşımıydı
ellerinize sağlık nasiplendirdiniz..
selam ve dua ile

aleykümselam..

kardeşim allah sizlerdende razı olsunn..
selam ve dua ile..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt