Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Paranın yeri kalb değil ceptir (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Mal iyi de değildir, kötü de değildir. İyilik, kötülük, onu kullanandadır. Kötü olan dünya, Allahü teâlânın razı olmadığı, ahireti yıkıcı yerlerde kullanılan şeyler demektir. Süfyan-ı Sevri hazretleri buyuruyor ki:
"Para, mal ve mülk, kişinin zahid olmasına mani değildir. Dünyalığı bulunmayan da zahid sayılmaz. Dünyanın faydasız şeylerine aşırı düşkünlük olup olmadığı araştırılıp, ona göre hüküm verilir. Bir kimsenin elinde dünyalığı vardır. Fakat zahiddir. Bir kimsenin de dünyalığı yoktur. Lakin zahid değildir. Mal, insanın silahı gibidir. Yani, insan canını, sıhhatini, dinini ve şerefini mal ile korur."

Rezzak olan yani rızkları veren Allahü teâlâdır ve yarattıklarının rızklarına kefil olmuş, kullarını bu sıkıntıdan kurtarmıştır. Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz. Kendimize değil, Allahü teâlâya güvenmeliyiz. Kul olarak bize düşen görev budur. Kuşlar gibi olmalıyız. Zira kuşlar, sabahleyin yuvalarından aç olarak çıkar, tevekkül edip sebeplere yapıştıkları için, akşama tok olarak dönerler.

Mal, mülk yani bunların sevgisi, bir kimsenin gönlüne, kalbine girerse, o kimseyi şımartır ve bu hâl, onun sonu olur. Mal, mülk, iyi niyetle kullanılırsa faydalı olur. Niyet iyi olmazsa insanın felaketine sebep olur. Peygamber efendimiz zaman zaman; (Faydasız ilmi öğrenmekten, Allahü teâlâdan korkmayan kalbden, dünyaya doymayan nefsten, Allah için ağlamayan gözden ve kabule layık olmayan duadan Allahü teâlâ bizi korusun) buyururlardı.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
“Kalb yani gönül birden fazla şeyi sevmez. Bu bir şeye olan sevgisi kesilmedikçe başka şeyi sevemez. Kalbin mal, evlat, mevki gibi çeşitli arzuları, bağlantıları ve sevdikleri görülür ise de bu sevgilileri hakikatte hep bir sevgilisi içindir. O biricik sevgilisi de, kendi nefsidir. Onların hepsini, kendi nefsi için sevmektedir. Bunları, hep kendi nefsi için istemektedir. Nefsine olan sevgisi kalmazsa, nefsi için onlara olan sevgisi de kalmaz. Bunun içindir ki, kul ile Rabbi arasındaki perde, kulun kendi nefsidir. Kul, hep nefsini düşünmektedir. Bunun için perde, yalnız kendisidir. Başka hiçbir şey değildir. Kul, kendi nefsini düşünmekten büsbütün kesilmedikçe Rabbini düşünemez. Allahü teâlânın sevgisi onun kalbine yerleşemez.”

Kalb, muhabbet yeri, sevgi yeridir. Sevgi, muhabbet bulunmayan kalb ölmüş demektir. Kalbde, ya dünya sevgisi, yahut Allah sevgisi bulunur. İbadet yaparak, kalbden dünya sevgisi çıkarılınca, kalb temiz olur. Bu temiz kalbe, Allah sevgisi, kendiliğinden dolar. Günah işleyince, kalb kararır, hasta olur. Dünya muhabbeti yerleşerek, Allah sevgisi gider. Kalbin bu hâli, bir şişeye benzer. Su doldurunca, havası çıkar. Suyu boşaltınca, hava kendiliğinden dolar. Muhammed Parisa hazretleri buyuruyor ki:
“İnsanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran perdelerin en zararlısı, kalbin kararması, hasta olması, yani dünya sevgisinin kalbe yerleşmesidir. Bu sevgi, kötü arkadaşlardan ve lüzumsuz şeyler seyretmekten hasıl olur. Çok uğraşarak, bunları kalbden çıkarmalıdır. Allahü teâlâya kavuşmak isteyenlerin, bunlardan ve nefsi kuvvetlendiren, azdıran her şeyden sakınması lazımdır. Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki, kalbi temizlemeye ve nefsi ezmeye çalışmayanlara, zevklerini, şehvetlerini bırakmayanlara bu nimeti ihsan etmez.”

Ata bin Meysere el-Horasani hazretleri buyuruyor ki:
“Dünya işleriyle uğraşırken ahiretinizi unutmayınız. Bir kimsenin dünyada makam, mal ve mülk sahibi olması, herkesin yanında sözünün geçmesi, ahirette Cehenneme düşmesine, ateşte yanmasına mani olamaz. Orada hüküm, Allahü teâlânındır. Dilerse azap eder, dilerse Cennetine koyar. Onun için bu dünyada, Allahü teâlânın rızasını kazanmaya, şu imtihan yurdunda, iman edip, salih ameller yapan, iyiliği emredip, kötülükten alıkoyan, bu uğurda gelen sıkıntılara katlananlardan olmaya çalışmak lazımdır."

Şeytanın vesvesesinden şikâyet eden birine, Ebu Ali Dekkak hazretleri; "Kalbini dünyaya bağlama. Kalbinden dünya muhabbetin kökünden sök ki, üzerine serçe konmasın. Zira böyle ağaçta şeytanın yuvası bulunur ve iblisin kuşları gelip oraya konarlar" buyurmuştur.

Ahmed Gazali hazretleri de; “Görülmüyor mu, insanlar La ilahe illallah diyor, fakat nefsinin arzu ve isteklerine, paraya ve dünyaya tapıyor. Yarın kıyamet gününde Allahü teâlâ; "Ey kulum! Yalan söyledin" deyince ne cevap vereceksin. Halbuki sen, dünya malına ve paraya kulluk ediyorsun” buyurmaktadır.

Netice olarak, İslamiyet’te paranın yeri, kalb değil ceptir. Para, Müslümanın kalbinde değil cebinde olmalıdır. Para, kalbde ise, bu kötüdür ve sevilmez.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
S.A ALLAH (C.C) RAZI OLSUN.
GÜZEL BİR PAYLAŞIM OLMUŞ.

Ve aleyna aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatutu.Tüm mümin kardeşlerimizden inşaAllah.Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem der ki:
" Hangi ipin ucundan tutarsanız Allah'a ulaşırsınız."Duayla kalınız.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt