Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"ÖZLÜ SÖZ"ler, "NÜKTE"ler.. (1 Kullanıcı)

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45


DEMİRCİ DÜŞÜNÜRSE



Kalan mazi, gelense ölüm..
Zaman ikisi arasında ikincisine daha yakın.
O halde eğrileri düzeltmeyi zamana yaymamalı ki
hayat közünde dövülmeyen eğriler ölüm suyunda söndürülür.

 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
MESAJ : SiYAH ve BEYAZ

MESAJ : SiYAH ve BEYAZ

MESAJ: SİYAH VE BEYAZ
(anlayış adına güzel bir hikaye...)

Ortaokulda iken, sınıf arkadaşlarımdan birisiyle ciddi bir tartışmaya
girdim.
Onun haksiz olduğundan, kendiminse hakli olduğumdan emindim.

Öğretmenimiz bize çok iyi bir ders vermeye karar verdi.
Bizi bütün
sınıfın önüne çıkardı ve onu masanın bir tarafına, beni de diğer tarafına
yerleştirdi.
Masanın tam ortasında yuvarlak bir nesne vardı.
Siyah renkli bir nesne.
Arkadaşıma o nesnenin rengini sordu.

Arkadaşım ;
" Beyaz " diye yanıtladı.

Söylediğine inanamadım, çünkü nesne siyahtı.
Yeniden tartışmaya başladık, bu kez de nesnenin rengi hakkında.
Öğretmen bu kez beni çocuğun yerine , onu da benim yerime geçirdi.
Ve bu defa bana nesnenin rengini sordu."
Beyaz " yanıtını vermek zorundaydım, çünkü belli ki nesnenin bir tarafı beyaz, bir tarafı siyahtı.
Öğretmenimiz o gün bana çok güzel bir ders verdi.
Karsımdaki kişinin bakış acısını anlamam için, kendimi onun yerine koymam gerekiyordu.


***
Alıntıdır.
***
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Haya sıyrılmış inmiş öyle yüzsüzlük ki her yerde
Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde

Mehmet Akif Ersoy​
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
BiLGE ile KÖPEK

BiLGE ile KÖPEK

Bir bilge, bir göletin başında oturmaktadır. Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktadır. Bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu içer. O anda bilge düşünür:

-Benim bundan öğrendiğimm şu oldu,der.
-Bir insanın istekleri ile aras೩ndaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır. Kendi içinde büyüttüğü engellerdir. İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir.

Ama biraz daha düşününce aslında gerçek öğrendiği şeyin bundan farklı olduğunu görür. Asıl öğrendiği şey, insanın bir bilge bile olsa bir köpekten öğrenebileceği bilginin var olduğudur. Bu yüzden ne varsa paylaş, senden de öğrenilecek bir şeyler vardır diğer insanlar için...

Her insanın bir hikâyesi ve söyleyecek bir sözü mutlaka vardır.
 

Emrullah*

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2009
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
vardım ilim meclisine
eyledim ilim talep
dedilerki ilim sonra
illa EDEP illa EDEP


Yunus Emre
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Eğer karşınıza yakası açık, gömleğinin düğmesi kopmuş bir asker çıkarsa bilin ki bu adam savaş meydanında kesinlikle başarılı olamaz.

Hani yakası kapalı veya düğmesi kopmamış olsaydı savaşta işi bitirir de demek istemiyorum.

Hayır, bu durum mevzunun bir kısmıdır, tamamı değil;
yani eğer her şeyi tamamsa, fakat örneğin postallarının bağı gevşek veya açıksa,
emin olun ki savaş meydanında sizin istediğiniz gibi olmayacaktır.

Askerin işi tertemiz, düzenli ve kendisinden beklenen gibi olmalıdır.
Gevşek ve laubali yürümek anlamsızdır.



Bir keresinde orduya mensup üst düzeyde hizbullahi bir subay yanıma geldi
ve mukaddesata fazla bağlı olan bu insan karşıma terlikle çıkmıştı.
Ona ‘eğer bir daha seni böyle görürsem içeri almam, hadi şimdi git’, demiştim.
Daha sonra bir kez daha yanıma geldi.
Bu kez ayağında düzgün bir çizmesi vardı.


Bazıları hizbullahi olmayı düzensiz olmakla karıştırıyor,
oysa hizbullahi olmak bu değil.


Tarih boyunca tüm hizbullah’ın lideri olan Emir’ul Müminin Ali (sa)
‘düzenli olun’,
diye buyurur.

Peki düzenli olmak ne demektir?

Her yerde düzgün olmayı isteyen anlayıştır.
Savaş meydanının da bir düzeni vardır.
Askerin de kendine özgü düzeni vardır ve bu düzene uyması gerekir.

(İmam Cafer Sadık (sa) tugayında görevli
din adamları ve komutanları ile görüşmede
gerçekleşen konuşmadan)
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
KURABiYE HIRSIZI

KURABiYE HIRSIZI

Bir gece kadinin biri bekliyordu hava alaninda,
Daha epeyce zaman vardi, uçagin kalkmasina.
Havaalanindaki dükkandan bir kitap ve bir paket kurabiye alip, buldu kendisine oturacak bir yer.

Kendisini kitabina öyle kaptirmisti ki,
yine de Yaninda oturan adamin olabildigince cüretkar bir sekilde aralarinda duran paketten birer birer kurabiye aldigini gördü,
ne kadar görmezden gelse de..

Bir taraftan kitabini okuyup, bir taraftan kurabiyesini yerken, gözü saatteydi..
"kurabiye hirsizi" yavas yavas tüketirken kurabiyelerini.
Kulagi saatin tik taklarindaydi ama yine de engelleyemiyordu tik tak lar sinirlenmesini.

Düsünüyordu kendi kendine,
"Kibar bir insan olmasaydim, Morartirdim su adamin gözlerini!"

Her kurabiyeye uzandiginda, adam da uzatiyordu elini.
Sonunda pakette tek bir kurabiye kalinca
"Bakalim simdi ne yapacak?"
dedi kendi kendine.

Adam, yüzünde asabi bir gülümsemeyle Uzandi son kurabiyeye ve böldü kurabiyeyi ikiye.
Yarisini kurabiyenin atarken agzina, verdi diger yariyi kadina.

Kadin kapar gibi aldi kurabiyeyi adamin elinden ve
"Aman Tanrim, ne cüretkar ve ne kaba bir adam,
Üstelik bir tesekkür bile etmiyor!"

Animsamiyordu bu kadar sinirlendigini hayatinda,

Uçaginin kalkacagi anons edilince bir iç çekti rahatlamayla.
Topladi esyalarini ve yürüdü çikis kapisina,

Dönüp bakmadi bile "kurabiye hirsizi" na.

Uçaga bindi ve oturdu rahat koltuguna,
Sonra uzandi, bitmek üzere olan kitabina.

Çantasina elini uzatinca, gözleri açildi saskinlikla.
Duruyordu gözlerinin önünde bir paket kurabiye!

Çaresizlik içinde inledi,
"Bunlar benim kurabiyelerimse eger;
Ötekiler de onundu
ve paylasti benimle her bir kurabiyesini!"


Özür dilemek için çok geç kaldigini anladi üzüntüyle,
Kaba ve cüretkar olan,
"kurabiye hirsizi"
kendisiydi iste.

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt