Diyeceksiniz ki, 'Mazhar Bey, para verildiğini öğrenince mi "Hey gidi Günler!Hey" dedin?' Tabi ki hayır.Benim dert yanıp imrendiğim nokta, o zamanda yaşanan muhabbet dolu zamanlar.
Şimdi kapitalist rejimin, sömürgesi altına birer birer girerken o güzelim yıllardaki birlik, samimiyet, muhabbet, kardeşlik ortamı beni etkiliyor...Gelelim o dönemdeki uygulamanın detaylarına.
Osmanlı Davleti zamanında, astronomi bu kadar ileri düzeyde olmadığı için Ramazan'ın ne zaman başlayıp ne zaman biteceği şimdiki gibi aylar öncesinden bilinemezdi.Bu yüzden vaktin belirlenmesi için insanlar açıklık yerler gider, gökyüzünü takip ederek yeni ayın doğuşunu beklerlermiş...
Oraya gönderilen devlet görevlilerinin veya kendi isteğiyle bu işe gönül veren insanların yeni Ay'ın doğduğunu bildirmesi ile Ramazan başlarmış.Diyeceksiniz.Bu güven nasıl oluyor!
Oraya çıkıp "Hilal'i gördüm!" demekle olmazmış.Bu ödülü hak etmek ve Ramazan'ın başlaması için yeterli sayılmazmış.Hilal'i görnenlerin yanında iki şahir istenirmiş.Eğer şahitleri ile birisi Hilal'i görürse direk şahitleriyle mahkemeye gidermiş.Durumu anlatırmış.
Mahkeme şahitleri de gördükten sonra durumu araştırırmış.Ve eğer denildiği gibi Ramazan'ın başlama veya bitiş zamanı gelmişse buna uyulur, bu haberi veren adama ve şahitlerine de yüklü miktarda ödül verilirmiş...
Ramazan ayının başlangıç ve bitişini, Kadir gecesinin ne zaman olduğunu tespit etmek İstanbul Kadısı’nın göreviymiş.Onun görevlendirdiği insanlar özellikle minarelerden hilali gözetlerlemiş..
Hilali gördüklerinde şahitleriyle birlikte kadının huzurunda mahkeme kurulur,Hilali görenler ‘Şu saatte gördüm. Bu gece Ramazan’ın başlangıcıdır. Şahadet ederim’ dedikten sonra şahitlerin de ifadeleri ile durum kesinleşince Ramazan başlarmış.
Bütün bu işler gizlilik içerisinde yapılır durumla ilgili bir bilgi dışarıya sızdırılmazmış.Bu sırada Ramazan’ın başladığını halka duyuracak mahyacılar mahkemenin dışında beklerlermiş.
Ramazan'ın kesinleşmesi durumunda haber önce Bâbıaliye' ye oradanda padişaha bildirilirmiş.Padişah'ın onayından sonra camilerde kandiller yakılırmış.Bu kandilleri gören halk ise Ramazan'ın geldiğini anlarmış...
Bu durumda siz de demez misiniz "Hey gidi günler!Hey!" diye...
Hepinizin gelecek Ramazan Ayı mübarek olsun inşaallah...