Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

oruç tutmak faydalıdır (1 Kullanıcı)

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Oruç tutmak faydalıdır
Sual: Oruç tutmak vücuda zarar verir mi?
CEVAP
Hayır; çünkü Allahü teâlâ, zararlı olan bir şeyi emretmez. Tıp uzmanları diyor ki:
Oruçlu kimselerde adrenalin ve kortizon hormonları kana daha kolaylıkla karışmaktadır. Bu hormonlar, tesirlerini kanserli hücreler üzerinde de göstermektedir. Böylece bu hormonlar kansere karşı bir çeşit kalkan rolünü oynamakta, yani kanser hücrelerinin çoğalmasını önlemektedir. Oruç tutan bünye, adeta bakıma girer, iç organları saran yağlar erir, vücudun zindeliği artar, direnme gücü kazanır, mide, böbrek, şeker, kalb ve karaciğer hastalıklarına karşı mukavemeti artar.

Karaciğer, oruçlu iken, 3-5 saat istirahat eder, gıda depolama işine bir müddet ara vermiş olur. Bu arada, korunma sistemini güçlendirici globülinleri hazırlar. Midedeki kaslar ve salgı ifraz eden hücreler, oruç müddetince birkaç saat dinlenir. Kan hacmi de azaldığı için tansiyon düşerek kalb rahatlar.

Gıda artıkları iyi yakılmayınca, damarları yıpratır. Yakılmayan yağlar, damarları daraltır, damar sertliği denilen rahatsızlığa sebep olur. Akşama doğru vücutta gıda hemen hiç kalmaz. Yani bütün gıdalar yakılmış olur. Bu bakımdan bazı hastalıklara, bilhassa damar sertliği olanlara oruç tutmak iyi gelmektedir. Oruç iken vücudun diğer organlarında da dinlenme olur. Az yemek ve oruç tutmak vücudun sıhhati için önemlidir. Zekat, malın kiridir. Zekat veren, malını kirden koruduğu gibi, oruç tutan da vücudun zekatını ödemiş, hastalıklardan onu korumuş olur. Peygamber efendimiz, (Her şeyin bir zekatı vardır. Vücudun zekatı ise oruçtur) buyurmuştur. (İbni Mace)

Orucun faydaları çoktur. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Oruç iç organları inceltir. Eti eritir ve Cehennem ateşinden uzaklaştırır. Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hatırına, hayaline gelmeyen Allahü teâlânın nimetleri ancak oruç tutana nasip olur.) [Taberani]

Orucun sevabı diğer ibadetlere göre daha fazladır. Hadis-i kudside, (Her iyiliğe, on mislinden 700 misline kadar sevap verilir. Fakat oruç bana mahsustur, onun mükafatını ben veririm. Çünkü kulum, benim için şehvetini ve yeme içmesini bırakmıştır) buyuruldu. (Buhari)

Her iyiliğin sevabını Allahü teâlâ verdiği halde, orucun sevabı için, (Ben veririm) buyurmasının hikmeti vardır. Yeryüzünün tamamı Allahü teâlânın mülkü olduğu halde, Kâbe’ye Beytullah yani (Allah’ın evi) denmesi ona şeref vermek içindir. (Oruç bana mahsustur) demekle de ona özel bir şeref vermiştir.

Oruç tutana verilecek sevabın muayyen bir ölçüsü yoktur. Oruçlunun durumuna göre, çok sevap verilecektir. Başkaları oruç yerken oruç tutmak daha sevaptır. Hadis-i şerifte, (Oruçlunun yanında oruçsuzlar yiyince, melekler, oruçluya dua eder) buyuruldu. (Tirmizi)

Herhangi bir sebeple nafile oruç tutamayan, şükretmeli; misafirlere, fakirlere yemek yedirmelidir. Hadis-i şerifte, (Şükredip yemek yediren, sabredip oruç tutan gibidir) buyuruldu. (Tirmizi)

Şükredenlere çok mükafat verilecektir. Şükür, İslamiyet’e uymak demektir.

İmam-ı Rabbani hazretleri, (Ramazanda nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu aya saygısızlık edenin, bu ayda günah işleyenin bütün senesi günah işlemekle geçer) buyurmaktadır.

O halde bilhassa Ramazan ayında günah işlemekten daha çok sakınmak gerekir. Mübarek yerlerde yapılan ibadetlere de daha çok sevap verilir. Hadis-i şerifte, (Mekke’de bir Ramazan orucu tutmak, başka yerde tutulan bin Ramazan orucundan efdaldir) buyuruldu. (Bezzar)

Cuma günü yapılan ibadetlere de kat kat sevap verilir. Cuma günü işlenen günahlar da iki kat yazılır. Kıymetli günlerin değerini bilmek ve gereğini yapmak gerekir.

alıntıdır
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anhın rivayetine göre, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:


"Âdemoğlunun işlemiş olduğu her iyilik ve ibadet, sevap bakımından on katından yedi yüz katına, Allah’ın dilediği sayıya kadar artar

Allah buyuruyor ki: ‘Ancak oruçlu böyle değildir Çünkü oruç sırf Benim rızam için tutulmuştur, Bana aittir O zevkleri ve yemesini Benim için bırakır’

Oruçlu için iki sevinç vardır: Birinci sevinci iftar vaktindeki sevincidir Diğeri de, Rabbine kavuşup mükâfatını aldığı zamanki sevincidir

Allah’a yemin ederim ki, oruç tutanın ağzının kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur" (İbni Mâce, Sıyam: 1)
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Mü’min, orucu sırf Allah emrettiği için tutar O' nun rızaını kazanma düşüncesini taşır Akşama kadar bekler, bir şey yiyip içmez Rabbine olan kulluk derecesini gösterir Akşamleyin sofraya oturduğu zaman da Yaratıcısının “Buyurun” emri gelmeden elini uzatamaz Cenab-ı Hakkın şefkat ve merhamet dolu nimetlerine geniş ve umumi bir ibadetle karşılık vermeye çalışır

Oruç ibadetinde gösteriş, riya yoktur İnsan gerçekten oruçlu olduğunu sadece Yaratıcısına, kendisini besleyip büyütene, türlü türlü nimetlerle ihtiyacını giderene gösterir, arz eder Kimsenin görmediği bir yerde orucunu bozabilecekken bozmaması, Allah için tuttuğunun en güzel ifadesidir

İşte bunun için Cenab-ı Hak, “Oruç, Benim rızam için tutulmuştur Bana aittir, mükâfatını da Ben vereceğim” buyuruyor

Her iyiliğin ve ibadetin karşılığında verilecek sevap, âyet ve hadislerle bildirilirken, orucun sevabı için bir had-hudut konmamış, belli bir sayı ve miktar belirtilmemiştir

Demek ki, ihlâsla yapılan ibadetlerin zevki, manevî karşılığı, uhrevî mükâfatı sonsuz olacaktır

Ebu Ümame Radiyallâhu Anh anlatıyor:


Dedim ki: “Ya Resulallah, bana hayırlı bir amel tavsiye eder misiniz?”

Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, "Oruç tut, çünkü oruca denk bir ibadet yoktur" buyurdu

Tekrar sordum: "Bana güzel bir iş yapmamı tavsiye eder misiniz?"

"Oruç tutmaya bak Çünkü Allah yanında onun kadar sevaplı bir ibadet yoktur" buyurdular (Nesâi, Sıyam: 43)


Ali ibni Ebi Talib Radiyallâhu Anhın rivayetine göre, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu:


"Oruç, içinin çektiği yiyecek ve içeceklerden kimi alıkoyarsa, Cenab-ı Hak ona Cennet meyvelerinden yedirir ve sularından içirir" (Kenzü’l-Ummal, 3:329)


Mübarek Ramazan ayı, âhiret ticareti için kurulmuş kârlı bir sergi ve pazara benzer

Ramazan, âhirette derlenecek ürünler için ekim yapılacak uygun ve verimli bir zamandır Amel ve ibadetleri bereketlendiren, sevaplarını artıran bir Nisan yağmuru gibidir

Oruç tutan mü’min yiyip içmeyi bir süre için geçici olarak bırakmakla bir çeşit “âhiret adamı” olur, Cenab-ı Hakkın sıfatına aynalık eder

Evet, Ramazan-ı Şerif bu fani dünyada, fani ömür içinde, kısa bir hayatta daimi bir ömür ve bâki bir hayatı içine alır, kazandırır

Burada geçici olarak bıraktığı yiyecek ve içecekleri daimi bir şekilde Cennette yer, içer


İbadetin kapısı oruç


Damra ibni Habîb Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resul-i Ekrem Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:


Her şeyin bir kapısı vardır İbadetin kapısı da oruçtur
(Kenzü’l-Ummâl, 8:447)

alıntıdır
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
43
selamün aleyküm...
ablam Allah celle celalüh senden razı olsun...
çok güzel ve faideli bir konu paylaştın...
yeni öğrendiklerim oldu inşallah uygulamak nasip olur..

selam ve dua ile
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
ORUÇ VE FAYDALARI

Ramazan ayında oruç tutmak İslam'ın beş şartından biridir. Oruç, niyet ederek tan yerinin ağarmasından itibaren güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve cinsi ilişkide bulunmamak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir.

Peygamberimiz oruç tutanlar için şu müjdeyi veriyor: "Kim inanarak ve mükafatını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır."(El-Buhari, Savm:7)

Oruç,ancak Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için tutulur. Oruç, iyi bir irade terbiyesidir: İnsanlara iyi huylar ve ahlak güzelliği sağlar, insanı olgunlaştırır. Oruç, aynı zamanda müslümanı günah işlemekten ve cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır. Acıma duygusunu geliştirir, sağlığımızın korunmasına yardımcıdır, nimetlerin değerini bildirir, olaylar karşısında sabırlı olmayı öğretir.

RAMAZAN ORUCU VE ORUÇ ÇEŞİTLERİ

Ramazan orucu müslüman, akıllı ve ergenlik çağına gelmiş kimselere farzdır. Ramazan orucu, kameri aylardan Ramazan ayının bazen 29, bazen 30 gün sürmesine göre 29 veya 30 gün olarak tutulur.

Oruçlarda niyet önemlidir. Niyet kalp ile olur. Geceleyin imsaktan önce veya imsak vaktinde ertesi gün oruç tutacağını kalbinden geçiren bir müslüman o günün orucuna niyet etmiş olur. Oruç tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimse de oruca , niyet etmiş sayılır. Ancak oruç tutan kimsenin hem içinden niyet etmesi, hem de dili ile "Niyet ettim Ramazan'ın yarınki orucuna" diye söylemesi daha iyi olur.

Beş çeşit oruç vardır:

1. FARZ ORUÇ: Ramazan orucunun edası ve kazası farzdır. Keffaret oruçlarının tutulması da farzdır.

2. VACİP ORUÇ: Adak oruçları ile bozulan nafile orucun kaza edilmesi vaciptir.

3. SÜNNET ORUÇ: Kamerî aylardan Muharrem ayının 9-10 veya 10-11. günlerinde oruç tutmak sünnettir.

4. MÜSTEHAP ORUÇ: Kameri ayların 13. 14. 15. günleri ile her haftanın Pazartesi ve Perşembe günleri, Şevval ayında 6 gün oruç tutmak müstehaptır.

5. MEKRUH ORUÇ: İki türlü mekruh oruç vardır:
a) Muharrem ayının sadece 10. günü, yalnız Cuma veya Cumartesi günleri oruç tutmak, iki orucu iftar etmeksizin birbirine eklemek veya senenin tamamını oruçlu geçirmek "TENZÎHEN MEKRUH"tur.
b) Ramazan bayramının birinci günü ile Kurban Bayramının 4 günü oruç tutmak "TAHRÎMEN MEKRUH"tur.

RAMAZAN'DA ORUÇ TUTAMAYANLAR NE YAPARLAR?
Oruç tutmayacak kadar hasta olanlar, hastaya bakanlar, Ramazan ayında yolculuk yapanlar, gebe veya emzikli olanlar, aşırı yaşlılar ve düşkünler, aybaşı hali veya loğusalık halinde bulunan kadınlar Ramazan ayında oruç tutmazlar. Bunlardan:

a) Aybaşı hali veya loğusalık halinde olan kadınlar ile emzikli ve gebe olan kadınlar, bu özürleri sona erdikten sonra ve Ramazan ayı dışında oruçlarını kaza ederler.
b) Yolcular, yolculukları bitince oruçlarına başlarlar. Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını Ramazan ayından sonra tutarlar.


ORUCA NE ZAMAN VE NASIL NİYET EDİLİR
Orucun sahih olması için niyet etmek şarttır. Niyetsiz oruç makbul değildir.
Ramazan orucuna, akşamdan itibaren kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir. Şöyle ki:
Normal olarak oruca, sahur yemeğini yedikten sonra niyet edilir. Ancak sahurda uyanamayıp yeme içme zamanının bittiği imsak vaktinden sonra kalkan bir kimse, güneş doğmuş olsa bile, kuşluk vaktine kadar o günün orucuna niyet edebilir. Yeter ki, imsak vaktinden sonra orucu bozacak bir şey yapmasın.
Sahura kalkmak istemeyen bir kimse, akşamdan sonra yarının orucuna niyet edebilir, geceleyin kalkıp tekrar niyet etmesi gerekmez. Ramazan ayında tutulamayan orucu, başka günlerde kaza ederken niyetin geceleyin «tan yeri ağarmadan önce» yapılması gerekir. Keffaret oruçları da böyledir. Bu oruçlara imsaktan sonra niyet edilmez.
Niyet esasen kalp ile olur. Yani geceleyin, yarın oruç tutacağını kalbinden geçiren kimse niyet etmiş demektir. Oruç tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimsenin bu düşüncesi de niyettir. Oruca kalp ile niyet etmek yeterlidir. Ancak kalp ile yapılan bu niyeti dil ile söylemek daha iyidir. Bu sebeple, oruç tutacak olan kimse, hem içinden niyet etmeli, hem de dili ile: "Niyet ettim Ramazan-ı şerifin yarınki orucuna" diye söylemelidir.


ORUÇ NASIL TUTULUR
Oruç, imsâk vaktinde başlar. Oruca niyet eden kimse bu vakitten itibaren herhangi bir şey yiyemez, içemez ve orucu bozan şeyleri yapamaz. Bu durum akşam güneş batıncaya kadar devam eder. Güneş battıktan sonra yiyip içmek sûretiyle orucunu açar. İşte niyet ederek, imsâk vaktinden akşam güneş batıncaya kadar yememek, içmemek, ve orucu bozan şeylerden sakınmakla bir günlük oruç tutulmuş olur.

ORUCU BOZUP KAZA VE KEFFARET GEREKTİREN HALLER
Oruçlu olduğunu bildiği halde kasden;
1- Yemek, içmek, (ister gıda maddesi, isterse ilaç olsun)
2- Cinsi ilişkide bulunmak.
3- Sigara içmek
Orucu bozar, kaza ve keffareti gerektirir.

Kaza: Bozulan orucun yerine gününe gün oruç tutmaktır.
Keffaret: Bozulan bir gün orucun yerine iki ay veya altmış gün peşpeşe oruç tutmaktır.


Ramazan ayında niyet ederek oruca başlayan bir kimse özürsüz olarak bile bile yiyip içse veya cinsi ilişkide bulunsa orucu bozulur. Bozulan bu orucun gününe gün kaza edilmesi, ayrıca oruç özürsüz olarak ve bile bile bozulduğu için de keffaret tutması gerekir.

Başlanan bir orucu bilerek bozmanın dünyadaki cezası keffarettir. Yani altmış gün birbiri ardınca oruç tutmaktır. Herhangi bir sebeple keffaret orucuna ara verilir veya eksik tutulursa yeniden başlayıp altmış günü kesintisiz tamamlamak lazımdır. Kadınlar keffaret orucu tutarken araya giren âdet günlerini tutmazlar, âdet halleri bitince ara vermeden temiz günlerinde oruca devam ederek altmış günü tamamlarlar.


 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
ORUCU BOZUP YALNIZ KAZAYI GEREKTİREN ŞEYLER
1) Yenmesi mutad olmayan ve ilaç olarak da kulanılmayan şeyleri yutmak, (toprak, kağıt, pamuk gibi)
2) Buruna ilaç çekmek,
3) Kulağın içine yağ damlatmak,
4) Abdest esnasında ağzına ve burnuna su alırken kendi elinde olmayarak boğazına su kaçmak,
5) Ağzına aldığı renkli ipliğin boyası tükrüğe geçip, boyanan bu tükrüğü yutmak,
6) Zorla orucu bozulmak,
7) Ağız dolusu kusmak, (Kendi isteği ile)
8) Akşam vakti girmediği halde, akşam oldu zannederek iftar etmek,
9) İmsak vakti geçtiği halde, İmsak'a daha vardır zannederek yemek.
10) Kendi iradesi olmaksızın ağzına kar ve yağmur tanesi kaçan ve bunu yutmak
11) Meşru bir özür sebebiyle; makadından şırınga (iğne) yaptırmak


ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER
1) Oruçlu olduğunu unutarak yemek, içmek, (unutarak yiyip içerken oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzını yıkayıp oruca devam eder, oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur.)
2) Kulağına su kaçmak,
3) Göze ilaç damlatmak,
4) Gece yıkanması gerekirken sabahleyin yıkanmak,
5) Kendi isteği olmayarak kusmak,
6) İhtilâm olmak, (yani uyurken cünüplük hali meydana gelmek)
7) Kan aldırmak,
8) Kendi isteği olmayarak boğazına toz, duman girmek,
9) Ağzındaki tükrüğü yutmak.
10) Yemeksizin herhangi bir maddenin tadını boğazında hissetmesi
11) Nohut tanesinden daha küçük olan ve dişler arasında bulunan yiyeceği yutmak.

ORUÇLUYA MEKRUH OLAN HUSUSLAR
1- Bir şeyi dilinin ucuyla gereksiz yere tatmak
2- Lüzumsuz yere bir şey çiğnemek
3- Sakız çiğnemek
4- Kendisinden emin olmayan bir kişinin hanımını öpmesi, boynuna sarılması, kucağına alması.
5- Tükrüğü ağızda biriktirip yutmak
6- Kan aldırmak
7- Kendini zayıf düşüreceğini tahmin ettiği yorucu bir işte çalışmak.
8- Ağzına su alıp çalkalamak
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Nafile oruç ve fazileti
Sual: Nafile orucun da sevabı olur mu?
CEVAP
Oruç kazası olmayanın nafile oruç tutması çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir gün nafile oruç tutana kimseye, yeryüzü dolusu altın verilse, o orucun sevabını karşılamaz.) [İbni Neccar]

(Gizleyerek, bir gün nafile oruç tutana, Allahü teâlâ, Cennetini ihsan eder.) [Hatib]

Sual: Ramazandan sonra her ay oruç tutmak isteyen hangi günler tutmalıdır?
CEVAP
Her ay 3 gün oruç tutmak çok iyidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her [kameri] ayda, üç gün oruç tutmak, bütün yılı oruçlu geçirmek gibi sevaptır.) [Buhari]

(İbrahim aleyhisselam, her ayda 3 gün oruç tuttu. Allahü teâlâ da ona ömrü boyu oruç tutmuş gibi sevap verdi ve ömür boyu sanki yiyip içmiş gibi kuvvet, zindelik verdi.) [Beyheki]

(Her ay 3 gün oruç tutan, yılın tamamında oruç tutmuş gibi olur.) [Müslim]

(Her ay 3 gün oruç tutanın kalbindeki kin yok olur.) [Bezzar]

(Her ay 3 gün oruç tutanın kalbinin pası temizlenir.) [Nesai]

“Eyyâm-ı biyd” denilen kameri ayların 13, 14 ve 15. günleri de tutmak iyi olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Ayda 3 gün oruç tutan, ayın 13, 14 ve 15. günlerinde tutsun!) [Nesai]

(Her ay, eyyâm-ı biyd’de oruç tutan kimse, yılın tamamında oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur.) [Nesai]
Sual: Zilhicce ayında oruç tutmanın fazileti nedir, hangi günlerde oruç tutmalı?
CEVAP
Kurban bayramının bulunduğu aya Zilhicce denir. Zilhicce ayının ilk on gününde yapılan ibadetlerin kıymeti çoktur. Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir:
(Zilhiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmek de Kadir gecesini ihya etmeye bedeldir.) [İbni Mace]

(Zilhiccenin ilk on gecesinde yapılan amel için, 700 misli sevap verilir.) [Beyheki]

(Zilhiccenin ilk dokuz gününde oruç tutan, her günü için, helal malından yüz köle azat etmiş veya Allah yolundaki mücahidlere yüz at vermiş veya Kâbe’ye kurban için yüz deve göndermiş gibi sevaba kavuşur.) [R. Nasıhin]

(Bu on günün hayrından mahrum olan kimseye yazıklar olsun! Bilhassa dokuzuncu [Arefe] günü oruçla geçirmelidir! Onda o kadar çok hayır vardır ki, saymakla bitmez.) [T. Gafilin]

(Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutana, her günü için bir yıllık oruç sevabı verilir.) [EbulBerekat]

(Zilhiccenin ilk on günü fazilette bin güne, Arefe günü ise, on bin güne eşittir.) [Beyheki]

(Allah indinde zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!) [Taberani]

[Tesbih: Sübhanallah,
Tahmid: Elhamdülillah,
Tehlil: La ilahe illallah,
Tekbir: Allahü ekber, demektir.]

İlk on günün kıymeti
Peygamber efendimiz, Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerin, diğer aylarda yapılan amellerden daha kıymetli olduğunu bildirince, Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah, Allah yolundaki cihaddan da mı daha kıymetlidir?) dediler. Peygamber efendimiz, cevabında buyurdu ki:
(Evet cihaddan da kıymetlidir. Ancak canını, malını esirgemeden harbe gidip şehit olan kimsenin cihadı daha kıymetlidir.) [Buhari]

Ebüdderda hazretleri buyurdu ki:
(Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutmalı, çok sadaka vermeli ve çok dua ve istiğfar etmelidir! Çünkü Muhammed aleyhisselam, (Bu on günün hayır ve bereketinden mahrum kalana yazıklar olsun) buyurdu. Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutanın, ömrü bereketli olur, malı çoğalır, çoluk çocuğu belalardan muhafaza olur, günahları affolur, iyiliklerine kat kat sevap verilir, ölürken kolay can verir, kabri aydınlanır, Mizanda sevabı ağır gelir ve Cennette yüksek derecelere kavuşur.) [Şir’a]

Sual: Arefe günü oruç tutmanın önemi nedir?
CEVAP
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Arefe günü tutulan oruç, bin gün [nafile] oruca bedeldir.) [Taberani]

(Aşure günü orucu bir yıllık, Arefe günü orucu da, iki yıllık [nafile] oruca bedeldir.) [T.Gafilin]

(Arefede tutulan oruç, iki bin köle azat etmeye, iki bin deve kurban kesmeye ve Allah yolunda cihad için verilen iki bin ata bedeldir.) [T.Gafilin]
Sual: Receb ve Şaban aylarındaoruç tutmanın fazileti nedir?
CEVAP
Receb ayı, hürmet edilmesi gereken dört kıymetli aydan birisidir. Resulullah efendimiz, Receb ayına çok değer verir ve "Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir" diye dua ederdi. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Haram aylar, Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir.) [İbni Cerir]

(Haram aylarda Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri oruç tutana iki yıllık ibadet sevabı yazılır.) [Taberani]

(Haram aylarda bir gün oruç tutup bir gün yemek çok faziletlidir.) [Ebu Davud]

(Receb ayında Allahü teâlâya çok istiğfar edin; çünkü Allahü teâlânın, Receb ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkler vardır ki, ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.) [Deylemi]

(Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.) [Gunye]

(Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Recebin hepsini tutmuş gibi sevap verilir.) [Miftah-ül-cenne]

(Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Ya’la]

(Receb büyük bir aydır. Allahü teâlâ bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allahü teâlâ istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, "Geçmiş günahların af oldu” der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti.) [Taberani]

(Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutana, oruç tutulan günler dile gelip "Ya Rabbi onu mağfiret et" derler.) [Ebu Muhammed]

Şaban ayı
Hazret-i Âişe validemiz buyuruyor ki:
(Resulullahın, hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şabanın tamamını oruçla geçirirdi.) [Buhari]

Şaban ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Şaban, öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gafildir. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini isterim.) [Nesai]

Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur.) [Tirmizi]

(Şabanda üç gün oruç tutana, Hak teâlâ, Cennette bir yer hazırlar.) [Ey oğul ilmihali]

Bünyesi zayıf olanın, Şabanın 15 inden sonra oruç tutmayıp, farz olan Ramazan-ı şerif orucuna hazırlanması iyi olur. Sağlığı yerinde olan ise, Şaban ayının çoğunu, hatta tamamını oruçlu geçirebilir.

Berat gecesi
Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesidir. Yani 14 Şabanın bittiği günün gecesidir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şabanın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa, istesin vereyim” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.) [İbni Mace]

Sual: Aşure günü tutulan oruca kaza diye niyet edince, hastalık vb...sebeple orucu bozmak zorunda kalan kişi, bunun için kaza mı kefaret mi tutmalı?
CEVAP
Kazamız varsa zaten kaza edeceğiz, yoksa nafile olacağı için tekrar tutmak vaciptir.

Sual: Tam olarak kaza borcumu hatırlamıyorum; bu yüzden her nafile orucu tutarken, son kazaya kalan ramazan orucumu tutmaya diye niyet etsem sakıncası olur mu?
CEVAP
Çok iyi olur.

Sual: Nafile orucu sebepsiz bozmak uygun mu?
CEVAP
Nafile orucu, sebepsiz bozmak günahtır. Bozunca kaza etmek de gerekir.

Sual: Bir kişi yiyecek bir şey bulamazsa veya yemek hazırlamaya üşenirse, oruç tutsa caiz olur mu?
CEVAP
Çok iyi olur.

Sual: Şabanın 14. mü, 15. günü mü oruç tutulur?
CEVAP
Onbeşinci günü tutulur.

Nevruz günü oruç
Sual: Nevruz günü oruç tutmak mekruh olduğuna göre, her Pazartesi veya Perşembe günü oruç tutmayı âdet edinen, Nevruz günü bu günlere denk gelirse, yine oruç tutsa, mekruh olur mu?
CEVAP
Hayır, mekruh olmaz.

Sual: Savm-ı davud, yani bir gün yiyip bir oruç tutmak cumartesi ve mekruh güne denk gelse caiz mi?
CEVAP
Mahzuru olmaz. En faziletli oruçtur.

Sual: Sükut orucu var mı?
CEVAP
Yoktur.

Sual: İmsaktan sonra, nafile oruca niyet edip, dahveden önce, oruç tutmaktan vazgeçenin, bu orucu kaza etmesi vacip olur mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Şabanın 15. günü, cumartesine gelse, sadece bu gün oruç tutulur mu?
CEVAP
Bir gün öncesi ile veya bir gün sonrası ile tutulmalıdır.

Sual: Sadece cumartesi günleri oruç tutmakta mahzur var mı?
CEVAP
Yalnız cumartesi günü oruç tutmak mekruhtur.

Sual: Oruç neden cumartesi günü tek tutulmaz?
CEVAP
Cuma günü tek tutmak sünnet diyen ve mekruh diyen âlimler vardır. İhtiyaten tek tutmamak iyi olur. Ama hadis-i şerifte cumartesi günü tek tutmayın buyuruluyor. Sebebi bildirilmiyor. Cumartesi Yahudilerin önemli bir günüdür. Onlara benzememek için olabilir. Başka hikmetleri de olabilir.

Sual: Kaza orucu olmayanın, tuttuğu kaza orucu nafile mi olur?
CEVAP
Evet.

Sual: Nafile orucu bozunca sonra onu kaza gerekir mi?
CEVAP
Evet, kaza etmek vacibdir.

Sual: Bir olay için, mesela sınav vb...ya da korktuğumuz bir yere giderken veya korktuğumuz bir olayın sonucunun hayırlı olması niyetiyle nafile oruçlu olmanın fazileti hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
Oruçlu olmak, abdestli olmak, zikretmek elbette faydalıdır. Kaza borcunuz olmasa bile, oruca niyet ederken, kazaya niyet etmek daha uygundur.

Sual: Hadis-i şerifte (Şevval ayında da 6 gün oruç tutan, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur) buyuruluyor. Yani bir anlamda kabul olunmuş, hakiki tevbe-i nasuh gibi oluyor mu?

CEVAP
Hayır tevbe gibi olmaz. Tevbe pişman olup günahları terk etmektir. Yani artık bir daha günah işlememek demektir. Şevvalde 6 gün oruç tutanın böyle bir niyeti yok. O yine günahlarına devam edecek, sadece oruç tutmakla sevap işliyor, sevabı kadar günahı affoluyor. Sonra bu günahlar büyük günahlar için değil, küçük günahlar içindir. Büyük günahları, insan ve hayvan hakları kendisine veya vârislerine ödenmedikçe günahları affedilmez. Nafile ibadetin sevabına kavuşabilmek için imanda ve farzlarda kusurlu olmamak, haramlardan kaçıp günahlara tevbe etmek ve o işi ibadet olarak yapmaya niyet etmek şarttır. Abdest alanın da bütün günahları affolur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Abdest alan bütün günahlardan temizlenmiş olur.) [Müslim]
Bu da aynen Şevvaldeki oruç gibidir. Küçük günahlardan temizlenmiş olur.

Sual: Oruç tutarken bir davete gidilince, orucu bozmak günah mıdır?
CEVAP
Davete gidilince, Ramazan, kaza ve kefaret oruçları bozulmaz. Sadece nafile oruçlar bozulabilir. (Mevkufat)

Nafile oruç tutarken uygun bir davete gidilince, orucu bozmak günah değildir. Bir mümin arkadaşı sevindirmek ve onu üzmemek için davetine gidilir. Davete gidip de orucunu bozmayan bir kimseye Peygamber efendimiz, (Arkadaşın senin için bu kadar külfete girdiği halde, sen hâlâ “Oruçluyum” diyorsun. Şimdi ye, sonra yerine bir gün tutarsın) buyurdu. (Dare Kutni)

Yine buyurdu ki:
(Davete giden, Ramazan, kaza ve adak orucu değilse, [nafile ise] orucunu bozsun!) [Taberani]

(Din kardeşinin hatırı için nafile orucu bozana, bin günlük oruç sevabı yazılır. Bu orucu kaza edince de iki bin günlük sevap yazılır.) [Şir’a]

Öğleden sonra, bir zaruret olmadıkça, nafile orucu bozmamalıdır! Hadis-i şerifte, (Nafile oruç tutan kimse, öğleye kadar muhayyerdir) buyuruldu. (Taberani)

Sual: Cuma günü kaza orucu tutmak mekruh mu?
CEVAP
Cuma günü nafile oruç tutmak müstehaptır. Yani mahzuru olmaz. Kaza orucu tutmak da böyledir. Bazı âlimler Cuma günü tek başına nafile oruç tutmak mekruh dediği için, bütün âlimlere uymak gayesiyle yalnız Cuma günü oruç tutmamak daha uygun olur. Bir ihtiyaçtan dolayı tutulursa mekruh olmaz.

Oruçlu olduğunu söylemek
Sual: Nafile oruç tutarken, sorana oruçlu olduğumuzu söyleyince riya olur, orucun sevabı gider deniyor. Böyle bir şey var mı?
CEVAP
Hayır, riya olmaz ve orucun sevabı gitmez. Nafile ibadetleri gizli yapmak iyi olur. Mecbur kalmadıkça açıklamamalı. Sadakayı gizli vermeli, nafile namazları da gizli kılmaya çalışmalı. Ama gösterilmesinde fayda varsa, başkalarını teşvik edecekse, o zaman açıktan yapmak daha iyi olur. Riya kalbde olur. Yani insanlara gösteriş için ibadeti yapmak demektir. Allah rızası için yapınca, insanlar görse de mahzuru olmaz.
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Başlanılan ibadeti bozmak

Sual: Sitenizde, (Nafile namaz kılarken veya nafile oruç tutarken bir mazeretle veya mazeretsiz namazını veya orucunu bozan kimsenin, bunları kaza etmesi vacibdir; çünkü nafileye başlanınca, bunu tamamlamak vacib olur) deniyor. Bu, (Nafile oruç tutan kimse, öğleye kadar muhayyerdir) hadisiyle çelişkili değil mi? Eğer nafile orucu bozmakta kişi muhayyerse, (Başladığı ibadeti tamamlaması vacib olur) ifadesi yanlıştır. Çünkü muhayyer olan işi yapmamak niye günah olsun ki? Eğer başlanılan nafile bir ibadeti tamamlamak vacib ise, hadis-i şerifteki muhayyerlikten kasıt nedir?
CEVAP
Hadis-i şerifin açıklamasını, fıkıh kitaplarından öğrenmemiz gerekir. Kendimiz mânâ verirsek yanlış olur. Fıkıh kitaplarında deniyor ki:
Bozulan nafileleri tekrar kılmak vacib, bozulan farzları tekrar kılmak farzdır. Özürsüz bozmak ise haramdır. (Uyun-ül-besair)

İhtiyaç olunca, orucu bozmak caiz olur. Bir ibadete başlayınca, bunu özür olmadan bozmak haramdır. Farz olan orucu bozmak için sekiz özür vardır:
1- Hastalık,
2- Sefere çıkmak,
3- İkrah yani zalimin zorlaması,
4- Kadının hamile olması,
5- Çocuk emzirmek,
6- Açlık [dayanılamayacak derecede],
7- Susuzluk [dayanılamayacak derecede],
8- İhtiyarlık. (Bahr-ür-raık)
Bu özürlerden biri varsa, oruç tutmamayı mubah kılıyor. Bu özürleri olmasına rağmen, oruç tutabilen yine tutar.

Seferilik hakkında bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Seferde Ramazan orucunu tutan, mukimken oruç yiyen gibidir.) [Nesai]

Hâlbuki mukimken oruç yemek büyük günahtır. Hadis-i şerifler şartsız bildirilince şartlarının olduğu anlaşılır. Seferde sıkıntılı bir durum varsa, ibadetlerini ve işlerini aksatacaksa oruç tutmaması tavsiye ediliyor. Seferde rahatsa, oruç tutması iyi olur. Onun için bir hadis-i şerifin açıklaması olmadan hüküm vermemelidir.

Nafile oruç, mazeretli veya mazeretsiz bozulursa, kazası vacib olur. Bir kadın namaz kılarken ve oruçluyken hayzı başlasa, namazını ve orucunu bırakır. Nafile namazla, farz ve nafile orucu, kaza etmek vacibdir. Eğer, farz namaza niyet ettikten sonra hayz başlasa, namazı kaza etmez. Çünkü farz namazı affedilmiştir. (Redd-ül-muhtar)
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
selamün aleyküm...
ablam Allah celle celalüh senden razı olsun...
çok güzel ve faideli bir konu paylaştın...
yeni öğrendiklerim oldu inşallah uygulamak nasip olur..

selam ve dua ile
aleyküm selam amin kardeşim cümlemizden de inşallah. yeni öğrendiklerimizde oluyor bilgi tazelememizde oluyor. içimizdeki oruç tutma heyecanı artıyor. daha araştırıp yazı koyucam inşallah. selametle kardeşim.
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Çok yiyip içmek hastalıkların başıdır.) [Dâre Kutnî]

Çok yiyende acıma hissi azalır. Arzuları artar, harama dalar. Gayrı meşrû arzuları harekete geçiren yolları tıkamak gerekir. Açlık şeytanın yolunu tıkar. Hadis-i şerifte, (Şeytan, damardaki kan gibi, vücutta dolaşır, açlık ile yolunu daraltın) buyuruldu. (İhyâ)

Ramazanda oruçlu iken ölmek çok iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır.) [Deylemî]

Oruç tutana verilecek sevabın muayyen bir ölçüsü yoktur. Oruçlunun durumuna göre, çok sevap verilecektir. Mesela akıllı ise daha çok sevap alır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Oruç tutan, namaz kılan kimse, mükâfatını kıyamette aklı kadar alır.) [Hatîb]


Bekâr için de oruç faydalıdır. Hadis-i şerifte (Oruç şehveti keser) buyuruldu. (İ. Ahmed)

 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Aç durmanın faydaları

[Yukarı]
Sual: Oruç tutarak aç durmanın faydaları nelerdir?
CEVAP
Oruç tutmak başka, aç durmak başkadır.
Aç durmanın faydaları:

1- Aç duranın basireti açılır. Anlayış kabiliyeti artar. Hadis-i şerifte, (Aç duranın idraki artar, zekâsı açılır) ve (Tefekkür, ibadetin yarısı, az yemek ise tamamıdır) buyurulmuştur. (İ. Gazalî) Çok yiyen çok uyur, çok uyuyanın da ömrü boşa geçer. Çok yiyenin zekâsı ve zihni dumura uğrar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Çok yiyip içeni Allah sevmez.) [İ.Gazalî]
2- Açlık, kalbde incelik doğurur. Hadis-i şerifte, (Az yiyenin içi nurla dolar) ve (Allahü teâlâ, az yiyip içen ve bedeni hafif olan mümini sever) buyuruldu. (Deylemî)
3- Açlıkta arzular kırılır, nefs uysallaşır. Çok yemek, gafleti doğurur. Azgın bir atı zaptetmek zor olduğu gibi, çok yedirmekle nefsi zaptetmek de zordur. Açlıkla terbiyesi kolaylaşır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Az yemekle kalbinizi ihyâ edin!) [İ.Gazalî]

4- Tok olan şefkatsiz ve merhametsiz olur. Tok, açın hâlinden anlamaz. Çok yiyen sert ve katı kalbli olur. Hadis-i şerifte, (Çok yemekle kalbinizi öldürmeyin!) ve (Allahü teâlâ doyduktan sonra yiyip, midesini bozana buğzeder) buyuruldu. (İ. Gazalî)

5- Sinirlerine hâkim olan huzurlu olur. Açlık, günah işleme arzusunu kırar, kötülük etmeye mâni olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Aç ve susuz durarak nefsle cihad, Allah yolunda cihad gibidir.) [İ. Gazalî]

6- Çok yiyen çok su içer. Çok su içen çok uyur. Ömrü uyku ile geçer. Çok uyku da dünya ve ahiret kazancına mâni olur. Açlık, sinirleri uyanık, zinde tutar. Tokluk ahmaklığa yol açar, okuduğunu anlaması ve hatırında tutması zor olur. İki günde üç öğün yemek normaldir. Yani, bir gün sabah-akşam, öbür gün öğle vakti yemelidir. (Teshil-ül-menafi)

7- Çok yiyip göbek bağlamak zararlıdır. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem göbekli birine, (Bu fazlalık başka yerde olsaydı, daha iyi olurdu) buyurdu (Hâkim)

Yiyip içme ilmini öğrenmek, ibadet ilminden önce gelir. Beden sağlam olursa, dünyada rahata kavuştuğumuz gibi, sağlam vücutla daha çok hizmet etme imkânı olacağı için, ahireti kazanmaya da sebep olur. İki cihan saadeti için midemizi düşünmek gerekir. Acıkmadan yememeli, doymadan kalkmalıdır! İlim ve amel, az yemekte, kalb temizliği az uyumakta, hikmet az konuşmaktadır.

Az yemek ustalık, çok yemek hastalıktır. Evliya az uyur, az yer, az içer, sıratı kuş gibi geçer. Çok yiyen çok uyur, herkesten tembel olur. Çok yemek heder, çok uyumak kederdir. Çok yemek zihni çalıştırmaz, çok uyumak menzile ulaştırmaz. Az yiyenin kalb gözü körleşmez, açlıkla hastalık birleşmez.

Az yemek, meyvalı bir ağaçtır, hasta kalblere ilaçtır. Az yemek, nefsanî arzuları öldürür, kalbe ferahlık verir, ahirette güldürür. Az yemek tembellikten uzaklaştırır, bilgi kazanmayı kolaylaştırır. Az yiyenin kalbinde hikmet kapıları açılır, ağzından inci mercan saçılır. Çok yemek akıl için kıtlıktır, zekâ için sakatlıktır. Oburluk insana düşman olur, çok yiyenler pişman olur.

Az yemek, insan için nezâfettir, zihni açan firâsettir. Çok yemek, çok uyumak, çok konuşmak, kalbe sıkıntı verir, mide şişer, kalb ölür, acıkınca tekrar dirilir. Çok yiyen çok uyur, çok uyuyan çok konuşur, çok konuşan nimetten mahrum olur. Çok yemek mideyi bozar, midesi bozulanın dertleri azar. Bilen bilir, deli bile acıkınca aklı başına gelir. Az yemek nefse zindan, kalbe gülistandır. Çok yiyen unutkan olur, yüzü gülmez somurtkan olur.

Kim ki hep yemek fikrini güder, aklını nefse esir eder. Mideye olmak esir, aklı ve şuuru giderir. Kim az yemekle yarışır, evliyaya karışır. Çok yiyen obur olur, kalb evi kabir olur. Seni taşıyacak kadar yemek ye, sen onu taşıyacak miktar yeme! Şunu iyi bilesin, yemeği sen yiyesin, yemek seni yemesin! Eğer sen onu yersen, hepsi derman olur, yemek seni yerse hepsi dert ve duman olur. Ben insanım demeli, yemek için yaşamamalı, yaşamak için yemeli. Oruçtur vücudun zekâtı, çok yiyenin bozulur sıhhati, azalır şefkatı, tükenir takati. Az yemek bedenin istirahatı, az uyumak ruhun rahatı.

Çok yiyerek kalbini öldürme, şeytanı kendine güldürme! Çok yemek, organları çok çalıştırıp yıpratır, tedavi için doktor aratır. Çok yiyen hakikatı göremez, haramlardan çekinemez. Haram yiyenin işleri harama yönelir, her belâ haramdan gelir. Helalden bile fazla yiyenin yersiz olur sözleri, hem de ibretsiz bakar gözleri. Deme çok yemek çok yakıt olur, çok yiyenin anlayışı kıt olur.
Çok yiyenin az olur ibadeti, kaçırır ebedî saadeti. Çok yiyenin gözü doymaz, ibadetten zevk duymaz. Çok yemek tohumudur her derdin, az yemek ilacıdır her ferdin.

Az ye, az uyu, az söyle, nimete kavuşulur böyle. Çok yiyenin diridir nefsi, gönlü uyur çıkamaz sesi. Gönlü uyandırmak için bu sözü tutmalı, az yiyerek nefsi uyutmalı. Çok yiyen kötü fikirler güder, her an günaha meyleder. Gaflet istersen durma mideyi doyur, çünkü tok yatan çok uyur. Çok yemeyi unutmalı, sık sık oruç tutmalıdır
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Cuma günü yapılan ibadetlere de kat kat sevap verilir. Cuma günü işlenen günahlar da iki kat yazılır. Kıymetli günlerin değerini bilmek ve gereğini yapmak gerekir.allah razi olsun
amin kardeşim çok haklısınız Rabbim sizlerden de razı olsun. bu sitedeki sizler gibi birbirinden kıymetli kardeşlerim cumayı hatırlatıyor bizlere. belki gaflette olacaktık. hepsinden de Rabbim razı olsun.
 

Hüzünlü

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2008
Mesajlar
2,636
Tepki puanı
16
Puanları
38
Sıla kardeşim emeğine sağlık. Bilgilendirmenden faydalandım. Allah razı olsun.
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Sual: Rahatsızım, oruç tutmasam günah olur mu?

CEVAP
Orucun, birçok hastalığa faydalı olduğu, tıp mütehassısları tarafından açıklanmıştır. Hadis-i şerifte, (Her şeyin bir zekatı vardır. Bedenin zekatı da oruçtur) buyuruldu. (Beyheki)

Zekat veren, malını kirden temizleyip, tehlikelerden koruduğu gibi, oruç tutan da vücudunu hastalıklardan korur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sağlığa kavuşmak için oruç tutunuz!) [Taberani]

Midesinden veya başka bir yerinden rahatsızlığı olan bazı kimseler, hastalıklarını bahane ederek oruç tutmuyorlar. Oruç tutmanın kendisine zararı olup olmayacağını bilemeyen hasta, salih ve branşında mütehassıs olan doktora sorar. Böyle bir doktor, “Oruç tutmak sana zarar verir” derse, orucunu kazaya bırakır. Salih olmayan doktorun sözü ile hareket edilmez. Doktorun açıkladığı gibi, ilaç kullanan hastalar da ilaçların dozunu sahur ve iftara göre ayarlayarak oruçlarını tutabilirler. Oruç tutmaya mani olan hastalık çok azdır. Bu bakımdan salih bir doktora sormadan, orucu kazaya bırakmamalı!

 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Şeker hastası

Sual:
Şeker hastası oruç tutabilir mi?

CEVAP
Şeker hastalığı çeşitlidir. Salih bir doktor, “oruç tutamaz” demişse, tutmaz, fidye verir.


 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Emzikli kadın
Sual:
Hamile, emzikli kadın veya hasta oruç tutabilir mi?
CEVAP
Hasta, hastalığı artacak ise; hamile veya süt veren kadın, zayıf olursa, oruç tutmayıp, iyi olunca kaza eder. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Hasta, çocuğuna zarar gelmesinden korkan hamile kadın, oruca gücü yetmeyen ihtiyar, oruç tutarsa öleceğinden korkan çok zayıf kimse oruç tutmaz.) [Deylemi]

(Gebe ve emzikli kadın, kendisinin veya çocuğun sıhhatine zarar gelecekse, oruç tutmaz.)
[Buhari, Ebu Davud]

(Allahü teâlâ, gebe ve emzikli kadına oruç tutmamak için ruhsat vermiştir.)
[Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]

Sual:
Hamile kadın, “Ramazanda oruç tutmamak haram olur” diyerek oruç tutuyor, kendini ve doğacak çocuğunu riske sokuyor. Riske sokması uygun mu?
CEVAP
Müslüman, salih ve uzman bir doktor, oruç tutma derse onun sözüne uyulur, kâfir veya fasık bir doktorun sözü ile oruç bozulmaz.
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Sual: Teyzemin böbreğinde taş olduğu için doktor devamlı su içmesi gerektiğini söylemiş. Eğer fidye vermesi gerekiyorsa ne kadar ve ne vermeli? Bu fidyeyi bana vermesi uygun olur mu?

CEVAP
Oruç tutamayacak kadar hasta ise 30 günlük Ramazan için 53 kg un verir. Yahut değerini altın olarak verir. Siz fakirseniz size de verebilir.
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Sual: Ramazanda rahatsızlık sebebiyle tutamadığım 10 günlük orucu kaza ederken, peş peşe mi tutmam gerekir?

CEVAP
Peş peşe tutmanız gerekmez, fırsat buldukça tutarsınız.
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Sual: Düzenli olarak iğne kullanması gereken hasta, tutamadığı bu Ramazan oruçlarını nasıl ödemesi gerekir?

CEVAP
Bir aylık 53 kg un verir, yahut değeri kadar altın. Hasta zengin değilse bunu da vermez, dua eder.

Sual: Babam rahatsızlığı sebebiyle son iki yıla ait Ramazan-ı şerif orucunu tutamadı. Halen oruç tutamayacak durumda. Yaşı ilerlemiş olduğundan tekrar sıhhatine kavuşması şu an zor gözüküyor. Dinen zengindir. Ne yapması gerekir?
CEVAP
Oruç fidyesi verir, fakat iyi olduğu zaman, yine oruç tutması gerekir. Bir aylık oruç için 53 kg un vermesi gerekir, bir veya birkaç fakire verir.

Sual: Bir hasta, ilaç alarak orucunu bozsa, kefaret gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez. Çünkü dinimizin bildirdiği bir özürle, yani zaruretle oruç bozulunca yalnız kaza gerekir. Fakat basit bir şey için oruç bozulursa kefaret de gerekir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt