HUSEYIN SASMAZ
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 11 Eyl 2009
- Mesajlar
- 1,204
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 61
Ordunun Bayrak ve Sancakları
Ordunun bayrak ve sancakları bulunur. Ordunun başına tayin edeceği kimselere bayrak verecek olan Halife’nin kendisidir. Sancaklar ise ordu komutanları tarafından daha alttaki komutanlara takdim edilir.
Bunun delili ise Rasulullah (s.a.v.)'in uygulamasıdır. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) Orduya bir takım sancaklar ve bayraklar tespit etmişti. İbn Abbas'dan şöyle dediği rivayet edilmektedir: "Peygamber (s.a.v.)'in kullandığı sancak siyah, bayrağı da beyazdı.” [1]
Berâ b. Âzib'den gelen rivayete göre kendisine Rasulullah (s.a.v.)'in sancağı hakkında soru sorulmuş ve o da şöyle demişti: "Nemire bezinden, dörtgen, siyah bir bezdi.” [2] Nemire ise çizgili bir kumaş demek olup, el-Kamus el-Muhit'de şöyle denmektedir: "Nemire; küçük bulut parçası demektir. Çoğulu Nemir gelir. Habire (bez) ise, siyah-beyaz çizgileri bulunan elbise veya bedevi Arapların giyindikleri yünden aba demektir."
Yine Peygamber (s.a.v.)'in siyah yünden, üzerinde Lailahe illallah Muhammedün Rasulullah yazısı bulunan el-Ukab adında bir sancağı da vardı. El-Haris b. Hassan el-Bekri'den şöyle dediği rivayet edilmektedir: "Medine'ye geldiğimizde Rasulullah (s.a.v.)'in minber üzerinde, Bilal'in de kılıcı kuşanmış olarak onun önünde olduğunu ve siyah sancakların dalgalandığını gördük. Bu sancaklar da ne oluyor? diye sordum. Şöyle dediler: Amr b. el-As bir gazadan döndü, dediler.” [3]
Tirmizi'nin rivayeti ise şöyledir: "Medine'ye geldim, mescide girdim. Mescidin insanlarla dolup taştığını ve siyah sancaklar dikildiğini, Bilal'in de Rasulullah (s.a.v.)'in önünde kılıcını kuşanmış olarak durduğunu gördüm. İnsanların bu hali nedir, diye sordum, Şöyle dediler: O, (Peygamber) Amr b. el-As'ı bir cihete göndermek istiyor, dediler.” [4]
Cabir'den gelen rivayete göre de: "Peygamber (s.a.v.), Mekke'ye girdiğinde bayrağı beyaz idi.” [5]
Nesei'deki Enes'den gelen rivayet de şöyledir: "İbni Ümmi Mektum'un yanında Peygamber (s.a.v.)'in bazı gazvelerine ait siyah bir sancak vardı." Yine Enes'ten gelen rivayete göre: "Rasulullah (s.a.v.) Üzame b. Zeyd'i, Bizanslılara karşı savaşmak üzere bir ordunun başına tayin ettiğinde, bizzat kendi eliyle onun bayrağını bağlamıştı.”
Ancak, bayrak sancaktan farklıdır. Ebu Bekir b. el-Arabi der ki: "Sancak (liva), bayraktan (raye) farkıldır. Liva (Sancak), mızrağın ucuna bağlanıp onun üzerine bükülenin adıdır. Raye (Bayrak) ise; üzerine bağlanıp, rüzgarın dalgalanmasına bırakılandır."
Tirmizi de aralarında fark gözetme yoluna giderek "Sancaklar” ile ilgili başlık açıp önce yukarıda geçen Cabir hadisini sonra da el-Bera yoluyla gelen hadisi irad etti. Bayrak savaş esnasında kullanılır ve ordu komutanıyla birlikte bulunur. Nitekim Mute savaşı ile ilgili hadis-i şerifte şöyle geçmektedir: "Zeyd öldürüldü ve bayrağı Cafer aldı."
Sancak ise alamet olmak üzere ordu karargâhının yüksek bir yerine işaret olması için dikilir ve ordu komutanına verilirdi. Nitekim Usame'nin Şam'a doğru gönderilişini belirten hadiste varid olduğu gibi: "Peygamber (s.a.v.) bizzat kendi eliyle Üsame'nin sancağını bağladı." Yani Üsame'yi orduya komutan olarak tayin ettiği vakit eliyle sancağını bağladı.
Her ikisi arasındaki farka gelince; yani "bayrak" ile "sancağın" farkına gelince: Sancak, mızrağın ucuna bağlanır ve ona sarılır. Buna "alem" de denilir. Bu bayraktan büyük olur. Ordu komutanının bulunduğu yer için bir alamettir. Nereye giderse onu da birlikte götürür. Raye (bayrak) ise ondan daha küçük olur, bu da mızrağa bağlanır ve rüzgarın dalgalandırmasına bırakılır. Fiilen savaşacak olan kimse bunu alır. Ayrıca "ümmü'l harb" yani savaşın anası diye de künyelenir. Bir ordunun yalnızca bir sancağı olur. Ordunun taburları, alayları, bölükleri ve birlikleri için ise özel sancaklar bulunur.
İslâm tarihinde bağlanan ilk sancak, Abdullah b. Cahş'a verilen sancaktır. Sa’d b. Malik el-Ezdi'ye de üzerinde beyaz bir hilal bulunan siyah bir bayrak verilmiştir. Tüm bunlar, ordunun bayrak ve sancaklarının olmasının kaçınılmaz olduğunu, ordunun başına tayin ettiği kumandana bayrağın Halife tarafından verildiğini göstermektedir. Sancaklara gelince, bunları Halife’nin takdim etmesi caiz olduğu gibi bayrak alan komutanların takdim etmesi de mümkündür. Halife’nin sancak takdim etmesinin caiz oluşu, Seleme b. el-Ekva'dan gelen şu rivayettir: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Hiç şüphesiz sancağı, Allah'ı ve Rasulünü seven; Allah ve Rasulü tarafından da sevilen bir kimseye vereceğim. Allah zaferi onun eli ile verecektir.” Karşımızda Ali’yi gördük. Biz onun Ali olacağını ummuyorduk. İşte Ali dediler. Rasulullah (s.a.v.) bayrağı ona verdi ve Allah zaferi onun eli ile gerçekleştirdi." [6]
Bayrak almış kumandanların sancak takdim etmelerinin caiz oluşu, daha önce geçen el-Haris b. Hassan el-Bekri'nin: "Her taraf siyah bayraklarla dolu idi" ifadesinden anlaşılmaktadır. Bu hadise göre, komutan tek kişi olmakla birlikte orduyla beraber birçok sancağın olması mümkündür. Ordudaki bu kumandan ise Amr b. el-As idi. İster gazadan dönüşünde bu olay olsun ister gazaya gitmek üzere hazırlanırken olsun, sancaklar birlik komutanlarıyla birlikte olur. Peygamber (s.a.v.)'in bu kumandanlara bu sancakları verdiğini gösteren herhangi bir delil yoktur. Bu nedenle Halife’nin bayrak takdim ettiği alay komutanlarına sancak verme yetkisini vermesi caizdir. Her ne kadar hepsi de caiz yani mübah ise de düzenleme açısından uygun olan budur.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] İbni Mace
--------------------------------------------------------------------------------
[2] Tirmizi
--------------------------------------------------------------------------------
[3] İbni Mace, Ahmed b. Hanbel
--------------------------------------------------------------------------------
[4] Tirmizi
--------------------------------------------------------------------------------
[5] İbni Mace
--------------------------------------------------------------------------------
[6] Buhari, 3426; Müslim, 4424
Ordunun bayrak ve sancakları bulunur. Ordunun başına tayin edeceği kimselere bayrak verecek olan Halife’nin kendisidir. Sancaklar ise ordu komutanları tarafından daha alttaki komutanlara takdim edilir.
Bunun delili ise Rasulullah (s.a.v.)'in uygulamasıdır. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) Orduya bir takım sancaklar ve bayraklar tespit etmişti. İbn Abbas'dan şöyle dediği rivayet edilmektedir: "Peygamber (s.a.v.)'in kullandığı sancak siyah, bayrağı da beyazdı.” [1]
Berâ b. Âzib'den gelen rivayete göre kendisine Rasulullah (s.a.v.)'in sancağı hakkında soru sorulmuş ve o da şöyle demişti: "Nemire bezinden, dörtgen, siyah bir bezdi.” [2] Nemire ise çizgili bir kumaş demek olup, el-Kamus el-Muhit'de şöyle denmektedir: "Nemire; küçük bulut parçası demektir. Çoğulu Nemir gelir. Habire (bez) ise, siyah-beyaz çizgileri bulunan elbise veya bedevi Arapların giyindikleri yünden aba demektir."
Yine Peygamber (s.a.v.)'in siyah yünden, üzerinde Lailahe illallah Muhammedün Rasulullah yazısı bulunan el-Ukab adında bir sancağı da vardı. El-Haris b. Hassan el-Bekri'den şöyle dediği rivayet edilmektedir: "Medine'ye geldiğimizde Rasulullah (s.a.v.)'in minber üzerinde, Bilal'in de kılıcı kuşanmış olarak onun önünde olduğunu ve siyah sancakların dalgalandığını gördük. Bu sancaklar da ne oluyor? diye sordum. Şöyle dediler: Amr b. el-As bir gazadan döndü, dediler.” [3]
Tirmizi'nin rivayeti ise şöyledir: "Medine'ye geldim, mescide girdim. Mescidin insanlarla dolup taştığını ve siyah sancaklar dikildiğini, Bilal'in de Rasulullah (s.a.v.)'in önünde kılıcını kuşanmış olarak durduğunu gördüm. İnsanların bu hali nedir, diye sordum, Şöyle dediler: O, (Peygamber) Amr b. el-As'ı bir cihete göndermek istiyor, dediler.” [4]
Cabir'den gelen rivayete göre de: "Peygamber (s.a.v.), Mekke'ye girdiğinde bayrağı beyaz idi.” [5]
Nesei'deki Enes'den gelen rivayet de şöyledir: "İbni Ümmi Mektum'un yanında Peygamber (s.a.v.)'in bazı gazvelerine ait siyah bir sancak vardı." Yine Enes'ten gelen rivayete göre: "Rasulullah (s.a.v.) Üzame b. Zeyd'i, Bizanslılara karşı savaşmak üzere bir ordunun başına tayin ettiğinde, bizzat kendi eliyle onun bayrağını bağlamıştı.”
Ancak, bayrak sancaktan farklıdır. Ebu Bekir b. el-Arabi der ki: "Sancak (liva), bayraktan (raye) farkıldır. Liva (Sancak), mızrağın ucuna bağlanıp onun üzerine bükülenin adıdır. Raye (Bayrak) ise; üzerine bağlanıp, rüzgarın dalgalanmasına bırakılandır."
Tirmizi de aralarında fark gözetme yoluna giderek "Sancaklar” ile ilgili başlık açıp önce yukarıda geçen Cabir hadisini sonra da el-Bera yoluyla gelen hadisi irad etti. Bayrak savaş esnasında kullanılır ve ordu komutanıyla birlikte bulunur. Nitekim Mute savaşı ile ilgili hadis-i şerifte şöyle geçmektedir: "Zeyd öldürüldü ve bayrağı Cafer aldı."
Sancak ise alamet olmak üzere ordu karargâhının yüksek bir yerine işaret olması için dikilir ve ordu komutanına verilirdi. Nitekim Usame'nin Şam'a doğru gönderilişini belirten hadiste varid olduğu gibi: "Peygamber (s.a.v.) bizzat kendi eliyle Üsame'nin sancağını bağladı." Yani Üsame'yi orduya komutan olarak tayin ettiği vakit eliyle sancağını bağladı.
Her ikisi arasındaki farka gelince; yani "bayrak" ile "sancağın" farkına gelince: Sancak, mızrağın ucuna bağlanır ve ona sarılır. Buna "alem" de denilir. Bu bayraktan büyük olur. Ordu komutanının bulunduğu yer için bir alamettir. Nereye giderse onu da birlikte götürür. Raye (bayrak) ise ondan daha küçük olur, bu da mızrağa bağlanır ve rüzgarın dalgalandırmasına bırakılır. Fiilen savaşacak olan kimse bunu alır. Ayrıca "ümmü'l harb" yani savaşın anası diye de künyelenir. Bir ordunun yalnızca bir sancağı olur. Ordunun taburları, alayları, bölükleri ve birlikleri için ise özel sancaklar bulunur.
İslâm tarihinde bağlanan ilk sancak, Abdullah b. Cahş'a verilen sancaktır. Sa’d b. Malik el-Ezdi'ye de üzerinde beyaz bir hilal bulunan siyah bir bayrak verilmiştir. Tüm bunlar, ordunun bayrak ve sancaklarının olmasının kaçınılmaz olduğunu, ordunun başına tayin ettiği kumandana bayrağın Halife tarafından verildiğini göstermektedir. Sancaklara gelince, bunları Halife’nin takdim etmesi caiz olduğu gibi bayrak alan komutanların takdim etmesi de mümkündür. Halife’nin sancak takdim etmesinin caiz oluşu, Seleme b. el-Ekva'dan gelen şu rivayettir: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Hiç şüphesiz sancağı, Allah'ı ve Rasulünü seven; Allah ve Rasulü tarafından da sevilen bir kimseye vereceğim. Allah zaferi onun eli ile verecektir.” Karşımızda Ali’yi gördük. Biz onun Ali olacağını ummuyorduk. İşte Ali dediler. Rasulullah (s.a.v.) bayrağı ona verdi ve Allah zaferi onun eli ile gerçekleştirdi." [6]
Bayrak almış kumandanların sancak takdim etmelerinin caiz oluşu, daha önce geçen el-Haris b. Hassan el-Bekri'nin: "Her taraf siyah bayraklarla dolu idi" ifadesinden anlaşılmaktadır. Bu hadise göre, komutan tek kişi olmakla birlikte orduyla beraber birçok sancağın olması mümkündür. Ordudaki bu kumandan ise Amr b. el-As idi. İster gazadan dönüşünde bu olay olsun ister gazaya gitmek üzere hazırlanırken olsun, sancaklar birlik komutanlarıyla birlikte olur. Peygamber (s.a.v.)'in bu kumandanlara bu sancakları verdiğini gösteren herhangi bir delil yoktur. Bu nedenle Halife’nin bayrak takdim ettiği alay komutanlarına sancak verme yetkisini vermesi caizdir. Her ne kadar hepsi de caiz yani mübah ise de düzenleme açısından uygun olan budur.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] İbni Mace
--------------------------------------------------------------------------------
[2] Tirmizi
--------------------------------------------------------------------------------
[3] İbni Mace, Ahmed b. Hanbel
--------------------------------------------------------------------------------
[4] Tirmizi
--------------------------------------------------------------------------------
[5] İbni Mace
--------------------------------------------------------------------------------
[6] Buhari, 3426; Müslim, 4424