Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Öp Beni Alnımdan Sen Öp Seccadem... (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Perdeler


Söyleyen ya da dinleyen olduğumda, sözün ne kadarı anlaşıldı, verilenle anlaşılan aynı oranda mı kaygısı olmuştur içimde. Tabi bir de kelimelerin anlatılmak istenen manayı tam olarak dile getirip getiremediği mevzuu var. Kelimelerden şüpheye düştüğümüzde aslına erebilmek için, onların ipine asılıp, ihtiva ettiği manaların derinliklerine doğru indiğimizde, düşünmeye başlamışız demektir...
İnsan neyin yokluğunu çekiyorsa, üzerinde onun tezahürlerinin tüttüğünü görürsünüz. Yoksulluk mu çekiyor, gıdasız mı kalmış onun izlerini gözlersiniz. Sevgisiz kalmışsa odur ifade ettiği hal lisanıyla. Mana ve fikirden uzaksa, odur akseden gönül aynasında. Bilmedikçe istemeyen, istemedikçe bilmeyen insanın yolculuğu çok engellidir. Örtüler engeller perdeler var hep karşımızda. İnsan sürekli aramaya, bulmaya memur. Buldukça da daha çoğuna mahkûm. Bir takım hakikatlere eriştikçe, hedef bir menzil ileri taşınmak da. Bu hareketlilikten uzak kaldığımız, manasız ve fikirsiz zamanlarımız, yaşamadığımız anlardır. Ölü kalpler ve yaşayan ruhlar ayrımı burada başlıyor. Kendi kendine ham halde iken, bir varlık, bir oluş gösteremeyen insan, ancak kendisine hikmet verilenlerden sızan manayı fark ettiğinde yoldan kaldığını görüp, harekete geçebilmektedir.
Bir zaman acı ve tatlı suyun birbirine karışmasını engelleyen, vahiyle bildirilmiş olan, denizlerdeki perdeyi keşfedince Kaptan Gusto, dünya çapında bir hadise olarak, günlerce basında yer almıştı. Halbuki perdeler yalnız denizlerde değil, hayatın her safhasında açılıp, aşılması gereken bir engel olarak hep karşımızda... Denizlerin birbirine karışmasını engelleyen perdeler bizi doğrudan etkilemez ama hayatın içindeki asıl ortaya çıkarılması, açık edilmesi gereken, üzerinde en çok durmaya muhtaç olduğumuz konu, hayatın güzelliklerinin ve hakikatlerinin üzerinde ki perdeler...
Muayyen bir zaman dilimi içinde, belirli bir oluşla mükellef olan insanın kendi özüne, gerçeğine ulaşabilmesi, ihtiva ettiği manaya erebilmesi ne kadar müşkül...
Bundan dolayı, "Bütün insanlar hüsrandadır." Her şeyin aslı hakikati bin bir örtü altında gizli. Zulmette karanlık da kalmış olan insan, el yordamıyla hakikatini aramaktadır. Olmamıza, anlamamıza engel ne çok şey tutar bizi... Karşımıza çıkan en büyük engel, zanlarımızdır çoğunlukla. İnsan, kendine en büyük tuzak. "Benmişim kendime en büyük ceza"
Çeşitli düşünce birimlerinde tarif edilmiş olan insan, oluş süreci içinde, anlatılan kademeleri, o kademelere ulaştıkça algılar. Tarif edilen o manayı yaşadığımız zaman ne anlama geldiğini öğreniriz. Bu yalnız insan gerçeği için değil, Allah ın tüm ayetleri için geçerli bir kural. İnsan da ki mana ne sözle anlaşılır, ne amelle... Belki ikisinin beraberliği o manadan bir sızıntı olur...
Varlık da ki her şey kendi hal diliyle bize tevhidi söyler. O dile erişmek mesele olan.
Müslüman olmak bir anlamda kendini oldurma sanatıdır aslında.

Sanatla, edebiyatla, fikirle, üslupla, şahsiyetle, ilimle irfanla bin bir türlü ayetle insan, ehad olana çağırıldı. Her şey insanı avlamaya özüne döndürmeye memur ama bir türlü yetişemedik, anlayamadık. Bir şeyler hep eksik, bir şeyler hep yarım... Yetmiş iki bin alemi gönlümüze sığdırabilecekken, bizim manzaramız hep yangın yeri... "Seni aramam için beni uzağa attın / Alemi benim, beni kendin için yarattın." Hikmetini şair diliyle ne güzel ifade etmiştir. En güzel şekilde yaratıldıktan sonra, aşağıların en aşağısına çevirtilen insan, hakikatine ulaşabilmek için perdeler perdelerle kuşatılmıştır.
Aslında perdelerin mahiyetleri ve onları aşmaya dair söylenecek tüm hikmetler mana kaptanları tarafından söylenmiş de, anlaşılması gereken tüm manalar muhataplarınca anlaşılamamıştır. Dışımızda ki kavgayı verirken, içimizde ki mücadeleyi kaybediyoruz. Bu insanın kendi kendine ihanetidir.
Perde sözüyle anlatmak istediğimiz öyle bir şey ki, insan karşısında ki insana ulaşamıyor perdeler yüzünden. Önünde ki kitaba, okuduğu yazıya, söylenen söze ulaşamıyor perdeler yüzünden. Kuran-ı Kerim gibi bir mucize, yüzyıllardır hakikat güneşi gibi yanarken, onu elimizde ve dilimizde tutup, perdeler yüzünden ona eremeyip ziyan olmuşuz... Vahamet arz eden bu meseleye hassasiyetimizi yoğunlaştırıp, varlığın mana denizlerinde hakikati keşfedip, biz acemi tayfalara sunan gerçek kaptanlara dikkat kesilelim.
"Fikir elinde fikir; kölen emrinde kaptan.."


 

semih885

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2009
Mesajlar
101
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
ALLAH razı olsun güzel paylaşım
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
İşte yoksulluğun resmi!

Anne Herdemcan Alçiçek, 11 yaşındaki oğlu Fatih'in bir süre önce Erzurum'da fıtık ameliyatı olduğunu belirterek, Patnos'a getirilen Fatih'in tekrar rahatsızlanınca Ağrı Devlet Hastanesin'de yeniden ameliyat edildiğini söyledi.

Oğlumun pansumanını yaptırabilmek için her gün seyyar arabayla hastaneye götürdüklerini kaydeden anne Alçiçek,''Eşim fiziksel özürlü olduğu için eve bakamıyor. 2 çocuğum var. Maddi imkansızlıklar nedeniyle zihinsel özürlü oğlumu hastaneye götürecek param yok. Bu nedenle böyle bir yöntemle her gün pansumana götürüyoruz'' dedi.

Çocuğunun tedavisi için 120 TL borç para aldıklarını aktaran Alçiçek, şöyle devam etti:

''Ailemizin herhangi bir geliri yok. Sadece Patnos dışında hastaneye gittiğimizde kaymakamlık tarafından yol masraflarımız karşılanıyor. Bende 2 defa midemden ameliyat oldum. Ayrıca yemek borusundan da rahatsız olduğum için aldığım bütün gıdalar boğazımdan geri çıkıyor. Bunlara rağmen eşime ve iki çocuğuma hasta halimle bakmak zorunda kalıyorum.''

İlköğretim okulu 3. sınıf öğrencisi
Fatih Alçiçekte ise ''Annem benim için çok fedakarlıkta bulunuyor. Pansumanım için artık seyyar arabala hastaneye gitmek istemiyorum. Yardımseverlerin desteğini bekliyorum'' dedi.

923620090514083453351.jpg
 

azizislam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2006
Mesajlar
1,330
Tepki puanı
0
Puanları
0
İşte yoksulluğun resmi!

Anne Herdemcan Alçiçek, 11 yaşındaki oğlu Fatih'in bir süre önce Erzurum'da fıtık ameliyatı olduğunu belirterek, Patnos'a getirilen Fatih'in tekrar rahatsızlanınca Ağrı Devlet Hastanesin'de yeniden ameliyat edildiğini söyledi.

Oğlumun pansumanını yaptırabilmek için her gün seyyar arabayla hastaneye götürdüklerini kaydeden anne Alçiçek,''Eşim fiziksel özürlü olduğu için eve bakamıyor. 2 çocuğum var. Maddi imkansızlıklar nedeniyle zihinsel özürlü oğlumu hastaneye götürecek param yok. Bu nedenle böyle bir yöntemle her gün pansumana götürüyoruz'' dedi.

Çocuğunun tedavisi için 120 TL borç para aldıklarını aktaran Alçiçek, şöyle devam etti:

''Ailemizin herhangi bir geliri yok. Sadece Patnos dışında hastaneye gittiğimizde kaymakamlık tarafından yol masraflarımız karşılanıyor. Bende 2 defa midemden ameliyat oldum. Ayrıca yemek borusundan da rahatsız olduğum için aldığım bütün gıdalar boğazımdan geri çıkıyor. Bunlara rağmen eşime ve iki çocuğuma hasta halimle bakmak zorunda kalıyorum.''

İlköğretim okulu 3. sınıf öğrencisi
Fatih Alçiçekte ise ''Annem benim için çok fedakarlıkta bulunuyor. Pansumanım için artık seyyar arabala hastaneye gitmek istemiyorum. Yardımseverlerin desteğini bekliyorum'' dedi.

923620090514083453351.jpg

Allah yardım etsin :(
Allah yardımcıları olsun yoksulların.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt