Vahyin Işığında Kurban Kesmek
Değerli Kardeşlerim:
İbadetler Allah'a yollanmış mektuplara benzer,boş bir ibadet Allah'a yollanmış boş zarflara benzer.Bizler eğerki ibadet yapmak istemekteysek o zarfı Rabbimize dolu olarak göndermeliyiz.
''Değiştirebileceğimizi değiştirebilmek ümidiyle,Değiştiremediklerimize Rabbimizden sabır ümid ederim''
Rabbimizden hayırlara vesile olmasını dilerim..
Öncelikle Kurban bir ibadettir. Rabbimize yaklaşmak için ulaşmak için bir vesiledir Kurban. Diğer ibadetler gibi insanlıkla yaşıt bir ibadettir. Tıpkı Hac ve Oruç gibi. Kuran’da Kurban sürekli Hac bağlamında gelir.Yalnız Kevser Suresinde bir atıf yapılarak Hac’dan bağımsızdır.Fakat Kevser Suresindeki atıf doğrudan Kurban kesmeye değil,zaten kesilmekte olan ve çığırından çıkmış olan Kurban’ı ''Şirkten arındırıp Allah için kesmeye,şirkten arındırıp Tevhide’’ döndürülmeye atıf yapılır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) onu kendi asli mecrana, asıl kaynağına çekiyor. Zaten Kurban kesiliyordu, müşriklerde kesiyordu, çünkü İbrahim’i bir uygulamaydı. Hz İbrahim’den öncede vardı Kurban.
Rabbimiz Maide Suresinde ''Hz Âdem’in iki oğlunun sunduğu Kurban’dan bahsederken’’ Allaha yaklaşmak maksadıyla Habil ile Kabil birer Kurban sunarlar. Bizlerinde bildiği gibi birinin Kurbanı kabul edilip diğerinin kabul edilmedi. Kurbanı kabul edilmeyen Kabil, Kurbanı kabul edilen Habil’i kıskandı. Burada Kabilin problemi Sahip olduğunun en kötüsünü Rabbimize sunmasıydı. İsteseydi sahip olduğunun en iyisini de sunabilirdi.
Değerli Kardeşlerim işte ''Kurbanın sırrı'' buradadır. Kabilin Kurbanının kabul edilmemesinin nedeni, sahip olduğu en güzel en iyi Kurbanların içerisinden Rabbimize en kötüsünü sunmuştu.
Bu kıssa’dan kendimize çıkaracağımız sonuç şu olmalı:
''Dünyanın en güzeli en iyisi değil, Kurbana niyetlenirken sahip olduğumuzun en iyisini en güzeli Rabbimize sunmalıyız''
Rabbimiz Hac Suresinin 37.Ayetinde:
''Allaha o Kurbanların ne etleri nede kanları ulaşır. Ancak asıl Allaha ulaşan sizlerin Takvasıdır''.
Yani bu ayetten anlayacağımız gibi Kurban kesmekteki amaç kan dökmek değildir!
Sahip olduğumuzun en iyisini Rabbimize sunmalıyız, imkanlarımızın el verdiğini, elimizden gelen en iyisini Rabbimize sunmalıyız ki Takvamız artsın.Rabbimiz bizlerden daha iyi bilmekte durumlarımızın el verişli olup olmadığını.Bu bilinç ile bu şuurla niyetlenilmelidir,kan dökmek için değil,.Kesilen Kurbanların ne etleri ne kanları Rabbimize ulaşır,ancak bir şuur üzere bir bilgi üzere niyetlenip ''hakkıyla'' uygularsak Takvamızı artıra biliriz.Kurban kesmek hayvan kesmek değildir,kasaplık değildir.
Kurban kesmekteki asıl amaç, Allah ile ilişkimize ne mana yüklediğimizdir. Kaç paralık değer biçiyoruz Rabbimize yakın olmaya, gözümüzde Allaha yakın olmak için vermiş olduğumuz değer nedir.
’’Bir kimse sevdiği birine yakın olmak için ne kadar bedel ödemeyi göze alıyorsa onu okadar seviyordur’’.Bizler eğer ki Rabbimizi sevdiğimizi öne sürüyorsak, Rabbimize yakın olmak için Rabbimizin Yüceliğine, Rabbimizin Eşsiz ve Sonsuzluğuna yaraşır bir biçimde bedel ödemeliyiz Kurban keserek.
Dolayısıyla Kurban Kesmek, Rabbimizle aramızda biçtiğimiz değerdir. İnsan Rabbiyle ilişkisine biçtiği değeri Kurbana verdiği değer ile ölçmelidir. Bazısı var çoğundan azını verir, bazısı var azından çoğunu verir.
Rabbimiz tarihte tüm Peygamberleri farklı çeşitlerde sınamıştır. Hz İbrahimi’de Kurban ile sınamıştır. Hz İbrahim bu sınavı geçtiği için Rabbimiz İbrahim’e (a.s) ''Halil’’ sıfatını vermiştir. Yani Rabbimiz İbrahimi (a.s) dost edinmiştir.Rabbimizin yaratmış olduğu bir kuluna selam vermesi,onu (Halilim) diye hitapta bulunması büyük bir lutuftur.
Aslında bir bilgi üzere,bir şuurla Kurban kesmeye niyetlenirken,''Halil'' olmaya adaylığımızı sunuyoruz.''Bu ilahi orduya bizleride kat Ya Rabbi'' diye ümid ederek niyetleniyoruz.Bunu dile getire bilmek için bu şuur ile niyetlene bilmek için,bu bilgiyi bu feyzi asıl kaynağından almalıyız.Yani Rabbimizin eşsiz Vahyleri Kuranı Kerimden.
Kuranı Kerimi anladığımız vede aklettiğimiz dilden okumalıyız,okuyup hayatımıza geçirmeye çalışmalıyızki,bizlere emredileni Rabbimizin istediği şekilde,Rabbimizin razı olduğu şekilde ibadetlerimizi yerine getirmeliyizki yoksa bizler her bayramda ''hayvan kesmiş oluruz'',''kasaplık yapmış oluruz''.Sadece Kurban ibadeti için değil tüm ibadetleri hakkıyla yerine getirebilmek için,Rabbimizin mesajlarına bakarak,Efendimizin (s.a.v) hayatını takip ederek uygulayabiliriz.
Değerli Kardeşlerim insanları Habil ile Kabil olarak iki topluluğa ayıracak olursak.Kabilin topluluğuna uyanların ibadetlerinin kabul olmadığını görürüz,çünkü bu topluluk sürekli sahip olduklarının en kötüsünü Rabbimize sunarlar,ibadetlerini sadece yapmak amacıyla yaparlar.Habilin topluluğuna uyanların ise mükafat'landırıldıklarını görürüz,çünkü bu topluluk sahip olduklarının en iyisini Rabbimize sunarlar,yapmış oldukları ibadetleri niçin yaptığının bilincine varırlar.
Gelin bizler Kabil değilde Habil olalım. Rabbimizin Eşsiz Sonsuz Yüceliğine yaraşır bir biçimde Rabbimize duymuş olduğumuz aşkı sevgiyi,elimizden gelen sahip olduğumuzun en iyisini en mükemmelini Rabbimize sunup sevgimizi gösterelim ki Takvamız artsın.Unutmayalım ki tüm ibadetlerimizi uygularken bir bilgi üzere,kendimizi vahyle inşa ederek hakkıyla uygulamalıyız ki ibadet mektubunun zarfları doldurup takvamızı arttıralım.
''Kurban Kesmek, İnsanın ve İnsanlığın eşsiz sınavıdır''
(Değerli Kardeşlerim yakında ''Tebliğ'' Kitabım çıkacaktır.İsteyenlere taleb eden herkese gönderebilirim,Kitabın Tek Bedeli OKUMAKTIR)
Saygılarımla
Ferat MAVİYILDIRIM