
ÖNCESİ VAR HÜZÜNLERİMİZİN
Senin sözlerinin uzakları ürküttü beni, Serseri gözyaşlara sarınışım, Yüreğimde adının mahzunluğundandı. Yakınlarında görünmek beri kılmıyordu endişelerinden beni, dağınıklığım, gözlerinin şehla bakışından nasiplenememe korkusundandı. Şimdi sana salıyorum ellerimi, aşkından devşirmek için seni...
Düşler kurardım eskiden, Çocuktum, daha kirlenmemiştim senden gayrı sözlerle. Gecem hep aydınlık olurdu o yüzden. Alaca şafaklar içinde çıkagelirdin. Çiçekler bahçesinde yürürdük. Utanır saklardım senden sözlerimi. Şefkatinden bir pay alırdım. Saçlarım parlardı. Sonra mahsunluğa bürünürdün. Ümidimiz tepeleri aşar el sallardı bize.
Gülümserdin, Gülümserdim.
Sonra eğilirdik Rabbimizin huzurunda. Sülietin saydamlaşır, beni endişelendirirdi. Ayrılık anı geldi zannıyla dokunurdum gözyaşımın bam teline. Secdemiz biter tekrar gülümserdin. Gülümserdim. Dolaşırdık ellerinden tutardım, yumuşacık ellerinden. Kutlu şehrin sokaklarını arşınlardık. Bazen bir bayram günü olur, bir köşede yetimliğiyle bir çocuk gözyaşı dökerdi. Sarardın hüzünleri, gül tebessümleri yayılırdı yanaklara. Hep gülümsemek düşerdi yanımıza, Şükreder, dilimizi şenlendirirdik. Yola devam ederdik.
Gider gider mahzunluklarımızdan senin aydınlığına çıkardık. Tatlı gülümsemenin eşliğinde bahar yüzlü meleklerin ellerinden tutardık. Seni gördükçe nasıl da sevinirlerdi.
Sevinirdik.
Canım EFENDİM. Seni çok özledik.
Neden mi? Çünkü artık güzel yüzlü çocuklar dolaşmıyor etrafımızda.
Kimse bizi karanfil dansına kaldırıp senin aşkının etrafında gül kokularıyla dolaştırmıyor. Ve kimse bize parmaklarından ab-ı hayat içirmiyor.İçimiz kırkikindiler neşesinde sevinmiyor vuslatlara.
İşte bundan EFENDİM...
Canım EFENDİM.
Öncesi var hüzünlerimizin.......