Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

♦♦♦ Ömrüm BUGÜNDÜR ♦♦♦ (1 Kullanıcı)

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
linje2011ui3.gif





İNSAN ARDINDA BİRŞEYLER BIRAKARAK gitmeye çalışıyor. Bir taraftan gidici olduğunu kabullenmek, bir taraftan kalıcı birşeyler bırakmak telaşı ve çelişkisi yiyip kavuruyor insanı. Elbette her insanın bu gökkubbe altında kendine mahsus bir izi olacaktır. Hiçbir insanoğluna silik, savruk biçimde geçmek yakışmıyor şu çöl misali dünyadan.

Lâkin, insanın dünya çölü üzerinde bir iz bırakma arzusu sırf dünyevî payandalara dayanınca, dayanılmaz bir zavallılık ve komiklik üşüşüyor zihnime. Dünyevîlikle mâlul insan, kendisini Rabbine nisbet etmekten uzaklarda, kıymetini ve endamını yine gelip geçici şeylerde arıyor. Ardısıra bıraktıkları da dünya toprağının ardına geçmedikçe, hayatı bir kum fırtınasının savrukluğu ve perişanlığı içinde eriyiveriyor; bir biçime bile bürümeden kayıp gidiyor. Dünyayı sırf dünyadan ibaret bilenleri kutuplardan tropiklere hediye olarak buzdan yapılmış takılar götüren zavallının haline benzetesim geliyor. Dünyanın oyalaması içinde bir biçim ve değere sahip gözüken şeyler, berzahın sıcacık gerçekliğine dokununca eriyiveriyor; hiçe düşüyorlar öylece.


İnsanın değeri, elde ettikleri ile değil, istedikleri ile ölçülmeli değil midir? Büyük sonuçlara erişenlerin bununla övünme hakkı olmadığı gibi, sebepleri iyi hazırladığı halde sonuca erişme nasibi olmayanların da yerinmesi gerekmez. Ancak, büyük şeyi istemiş olmakla kıymetini işin başında belirler insan. Büyük şeyi elde etmek ise, sonuç olduğu için, ne insanın elindedir, ne de elinde kalır. O halde, yeter ki büyük şeyler isteyin ama usulüne uygun, âdâbına münasip olarak endamınız başından belirlenir. Sonuca erişmeniz sizi daha da büyütmeyeceği gibi, erişememeniz de sizi küçültmeyecektir. Siz her hâlükârda büyük isteyen birisiniz ve bu da size yeter.


Bir kere davranışlarımıza sonuçlara göre yön vermeye kalkınca, gizliden gizliye kendimizi âlemlerin Rabbi yerine koyuyor, neyin olması neyin olmaması gerektiğine karar veren bir Kadîr-i Mutlak’ın rolüne soyunuyoruz. Kendi hevesimizi kâinata mühendis eyliyoruz. Tevekkülün sebeplere harfiyen riayetten sonra tevfiki Müsebbibü’l-Esbab’a bırakma teslimiyeti, yerini hem sebeplere hem sonuçlara hükmetme telaşına bırakıyor. Geriye kendisini sebeplerin kör ve sağır çarkları arasında büyütmeye çalışan, asla dolduramayacağı bir rolün yapmacıklığı altında ezilen zelil firavuncuk müsveddesi insanlar kalıyor.

Oysa iman insanı Rabbine nisbet eder; yaptıklarına değil. Mü’min insanın yaptıkları, dünya ölçeğinde büyük de görünse, küçük de görünse, Rabbine nisbetle her zaman büyük ve önemlidir. Böylece mü’min, kalbini sebep ve sonuçların dar cenderesinden çıkarıp, her an niyetinin büyüklüğüne göre kıymet alan bir ebedî misafir konumuna yerleşir. İşbitiriciliğine göre değil, niyetine göre kıymet ve endam kazanır mü’min. İşlerinin meşruluğunu ve güzelliğini ulaşacağı hedefe hapsetmez, hedefe giden yolun her adımında, başvurduğu her vesilede güzel bir niyet giyinmeye çalışır. Güzelliği her ânına taşır. Dürüstlüğünü erteleme ihtiyacı hissetmez.


Sonuçlar insan için hiç erişemeyeceği yarınlar gibidir. Sonucu elde etmede eli kısadır, kudreti yoktur; yani sonuçların ölüsüdür insan. Sebepler ise, insanın içinde yaşadığı bugüne benzer. Bugün elinde hazırdır, bugüne erişmiştir. Bugünü ebedî renklerini aldığı bir başlangıç eyleyebilir kendine. Bugünün içinde ve eline verilmiş sebepler arasında hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar. Sonucu istemekte, sebeplere başvurarak hayra niyetlenmekte faildir, ‘işbitirici’dir. Hep başlangıçlarda yaşar insan ve sonuçlar erişemeyeceği günler gibi uzağındadır. Öyleyse kıymetini başlamaklarda aramalı insan. Başlamaktan ötesi yok nasılsa...
Hâsılı, insan ardında bıraktıkları ile değil, önünde niyetlendikleri ile beka bulur.

Senai Demirci



linje2011ui3.gif

 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
selamünaleyküm canım kardeşimB) ALLAH c.c. razı olsun İNŞALLAH...
emeğine sağlık her zamanki gibi güzel bir paylaşım...
ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile canım kardeşim...B)B)B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
selamünaleyküm canım kardeşimB) ALLAH c.c. razı olsun İNŞALLAH...
emeğine sağlık her zamanki gibi güzel bir paylaşım...
ALLAH c.c. emanet olun...selam ve dua ile canım kardeşim...B)


Ve aleyküm Selam gönlü güzel ablam.B)
Rahman c.c her daim sizden de razi ve memnun olsun insallah..Tesekkür ederim yorumunuz icin degerli ablam..Rabbimize emanetimsiniz insallah..Hayirli ve bereketli günler..Selam, dua ve muhabbetle..B)
 

keltepe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,305
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Konum
BuR$A
selamun aleyküm aliyecim...

Rabbim razi olsun ablacim yine çok güzel bir paylaşim olmuş...tşk.ederim...
Rabbime emanet ol dua ile hayirli günler...
 

erdal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Nis 2006
Mesajlar
3,212
Tepki puanı
1
Puanları
38
linje2011ui3.gif





İnsanın değeri, elde ettikleri ile değil, istedikleri ile ölçülmeli değil midir? Büyük sonuçlara erişenlerin bununla övünme hakkı olmadığı gibi, sebepleri iyi hazırladığı halde sonuca erişme nasibi olmayanların da yerinmesi gerekmez. Ancak, büyük şeyi istemiş olmakla kıymetini işin başında belirler insan. Büyük şeyi elde etmek ise, sonuç olduğu için, ne insanın elindedir, ne de elinde kalır. O halde, yeter ki büyük şeyler isteyin ama usulüne uygun, âdâbına münasip olarak endamınız başından belirlenir. Sonuca erişmeniz sizi daha da büyütmeyeceği gibi, erişememeniz de sizi küçültmeyecektir. Siz her hâlükârda büyük isteyen birisiniz ve bu da size yeter.




Selamın aleyküm Aliye Kardeş ...

Dağları yeyüzüne direk eyleyen ve celaliyle asumanı genişleten Yüce

Rabbımız , arzu ve isteklerimize ulaşabilme gayretlerimizi bizler için hayırlı

eyleyip ulaştıklarımızın hakkını verebilmeyi mümkün kılsın ...


Selam ve selamet dileklerimiz , islama tabi olan ve onu rehber

edinenlerin üstüne olsun ...
 

umeyye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2007
Mesajlar
1,936
Tepki puanı
0
Puanları
36
Es Selamün Aleyküm Can Kardeşim Aliye....

Eline Emğine yüreğine sağlık RAHMAN razı olsun Kardeşim yine her zaman ki gibi tek kelimey ile harika ve değerli bir paylaşım MEVLA okuyup anlayıp istifade etmeyi nasip eylesin AMİN..

Selam ve Baki DUA ile KERAM sahibi olan tek yaradana emanet kal
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
42
Konum
sakarya
Selamun aleykum aliyeciğim.Dün dünde kaldı yarınımız ise mulaallak..O yüzden muallak yarınımıza bugünden iyi bişeyler bırakmalıyızki varolabilelim.İyi bişeyden kastım; güzel bir davranış,ilmi herhangi bi buluş vs.

Güzel ve bir okadarda özel bir konuya değinmişsin:)Allaha emanet ol canım benimB)
 

hafizkiz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
1,923
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Konum
manevi iklimden selamlar
esselamü aleyküm
emeğinize sağlık olsun inşALLAH aliye abla
artık sizi eskisi kadar çok göremiyorum
bu aralar çok mu yoğunsunuz
yoksa talebelerden mi fırsatınız olmuyo???.....:)
 

~Elçi~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2007
Mesajlar
2,893
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Esselamun aleyküm canım kardeşim aliye
Rabbim razı olsun çok güzel bir paylaşımdı emeğinize sağlık.
İşlerimizi yarına bırakmamalıyız.Bugünümüzü en güzel şekilde yaşayıp Rahmana sunmalıyız.
Rabbim zamanımızı iyi değerlendiren kullardan eylesin inşaallah.
Çok sevdiğim bir duayı senle paylaşmak istiyorum canım kardeşim.
ALLAH IM, GELECEK İÇİN ÜZÜNTÜ ÇEKMEKTEN, GEÇMİŞE KEDERLENMEKTEN SANA SIĞINIRIM.
Hayırlı akşamlar baki selam ve dua ile....B)B)
B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com

O’nun rızasına talip olanlar, dini ve davası için çalışıp netice almak ve hedefe varmak isteyenler mutlaka gereğini, yapılması gerekenleri yapmalıdırlar. Yürümenin gerektiği yerde yürümek, oturulması gereken yerde oturmak, koşmanın gerektiği yerde koşmak… Yani; ne yapılması gerekiyorsa yapmak…

İzzet, zafer ve muvaffakiyet netice itibariyle peygamberlerin ve onlara inanıp onların yolunda gidenlerin olmasıyla beraber, zaman zaman bazı olaylarda ve işlerde istenilen neticeyi alamamışlar, başarısız olmuşlar, hatta mağlup olmuşlar, sıkıntı ve meşakkat çekmişlerdir.

Her Müslüman’ın sıkıntı, meşakkat, musibet ve ihtiyaç anında, Allah’ı daha çok hatırlama, Allah’a daha çok yalvarma, yakarma ve yönelme davranışını sergilediği muhakkaktır. Müslüman olmayanlar, inanmayanlar için de bunun böyle olduğunu biliyoruz. Sıkıntı ve musibet anında kendilerini koruyacak, muhafaza edecek olanın ancak Allah olduğuna inanarak O’na yönelirler.

Allah’a yönelme, O’ndan gafil olmama, O’nu tesbih etme hasleti, her Müslüman için her şart ve zamanda olması gerekir. Mükellefiyet bunu gerektiriyor. Yani sıkıntı, meşakkat ve musibet anında veya bir zarar geldiğinde değil, her zaman olmalıdır. Özellikle musibet ve sıkıntı geçtikten sonra, zararın önü alındıktan sonra, bir başarı ve muvaffakiyet elde edilince, bir nimetle karşılaşılınca Allah’a yönelme, hamd etme, tesbih etme ve şükretme belki her zamandan daha çok olmalıdır. Acizlik, eksiklik ve kusurlar ile beraber; yardım edenin, esbap ve ortam hazırlayanın Allah olduğunu unutmamak gerekir.

Bir Müslüman; başarıları, güzellikleri, müspet gelişmeleri –Allah korusun– kendi nefsinden, kabiliyetinden ve fedakârlığından bilip böbürlenme, büyüklenme ve kibirlenme duygularına girerse, şeytanın düştüğü duruma düşme tehlikesiyle karşı karşıya gelmek vardır ki, neticesi lanetlenmeye ve kovulmaya kadar gider.

Bazı gayret ve fedakârlıklarla elimizin üzerinde bazı güzel şeyler oluyorsa, bunun Allah’tan olduğuna, belki aciz ve eksik olduğumuz için, daha çok ihtiyacımız olduğu için, Allah’ın lütuf ve ikramından bize bazı şeyler bahşettiğini bilelim. Belki de başka bir imtihanla, yeni bir imtihanla karşı karşıya bulunuyor olabiliriz.

Birilerinde, İslam’a hizmet konusunda bir şevk ve gayret varsa, bu, Allah’ın bir ikramı ve ihsanıdır. Bize zorlukları kolaylaştıran, hayırlı işleri takdir eden, güzel ortam hazırlayan, makbul ameli hoşnut eyleyen Allah’tır. Zira istediğini aziz, istediğini zelil eden O’dur. Ölüden diriyi yoktan var eden yine O’dur.
Her ortamda maksat ve gaye; Allah’ın rızasını kazanma ve O’nu razı etmedir. O’ndan gafil olmamadır. Bu yüzden bir nimet, başarı ve muvaffakiyet sırasında gaflete dalmamak için, peygamberlerin bile, Allah’ın bahşettiği her nimet ve başarıdan sonra Allah’a yöneldiğini görüyoruz.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
selamun aleyküm aliyecim...

Rabbim razi olsun ablacim yine çok güzel bir paylaşim olmuş...tşk.ederim...
Rabbime emanet ol dua ile hayirli günler...



Ve aleyküm Selam degerli Hülya ablacim.B)
Rahman c.c sizden de her daim razi ve memnun olsun insallah.
Ben tesekkür ederim ablacim..Gönlünüze saglik olsun..
En Emin'e emanetimsiniz..Baki Dualar ile insallah..B)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
linje2011ui3.gif





İnsanın değeri, elde ettikleri ile değil, istedikleri ile ölçülmeli değil midir? Büyük sonuçlara erişenlerin bununla övünme hakkı olmadığı gibi, sebepleri iyi hazırladığı halde sonuca erişme nasibi olmayanların da yerinmesi gerekmez. Ancak, büyük şeyi istemiş olmakla kıymetini işin başında belirler insan. Büyük şeyi elde etmek ise, sonuç olduğu için, ne insanın elindedir, ne de elinde kalır. O halde, yeter ki büyük şeyler isteyin ama usulüne uygun, âdâbına münasip olarak endamınız başından belirlenir. Sonuca erişmeniz sizi daha da büyütmeyeceği gibi, erişememeniz de sizi küçültmeyecektir. Siz her hâlükârda büyük isteyen birisiniz ve bu da size yeter.





Selamın aleyküm Aliye Kardeş ...

Dağları yeyüzüne direk eyleyen ve celaliyle asumanı genişleten Yüce

Rabbımız , arzu ve isteklerimize ulaşabilme gayretlerimizi bizler için hayırlı

eyleyip ulaştıklarımızın hakkını verebilmeyi mümkün kılsın ...


Selam ve selamet dileklerimiz , islama tabi olan ve onu rehber

edinenlerin üstüne olsun ...



Ve aleyküm Selam Degerli Erdal Abimiz.
Kalbi aminler insallah bu güzel duaniza..Degerli yorumunuz icin cok tesekkür ederim.Allah c.c razi olsun sizden insallah daimen..Allah c.c bizleri, hakkiyla Islam'i rehber ve yoldas edinenlerden eylesin insallah..Amin. Amin..
Rahman ve Rahim olan Mevla'miza emanet olunuz..Selam ve baki Dua ile insallah.
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
ankara
selamun aleykum Aliyecim,
Rabbim razı olsun emeklerine, güzel yüreciğine sağlıkB)
Niyetler gerçekten çok önemli...düşünmeden öte bir iç çabası, bir güzel plan şekli niyetlerimiz Allah rızasına uygun olsun inşaallah.
"muhakkak zorlukla beraber bir kolaylık vardır" buyuruyor Rabbimiz. her O'na yönelişin, her bir güzel işin gülümseme dahi olsa, bir kardeşinin küçük bir işini görme dahi olsa karşılığını sonsuz rahmetiyle vereceğini bilen mü'min kalpler olmamız ve bu ağaç gölgesi dünyada bir hoş sada bırakabilmek duasıyla...
Rahman'a emanet olun.
selam ve dua ile canım kardeşimB)
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Es Selamün Aleyküm Can Kardeşim Aliye....

Eline Emğine yüreğine sağlık RAHMAN razı olsun Kardeşim yine her zaman ki gibi tek kelimey ile harika ve değerli bir paylaşım MEVLA okuyup anlayıp istifade etmeyi nasip eylesin AMİN..

Selam ve Baki DUA ile KERAM sahibi olan tek yaradana emanet kal


Ve aleyküm Selam ve rahmetullahi ve berekatühü degerli Orhan abimiz.
Allah c.c razi olsun insallah..Güzel yorumunuz ve bu güzel dualariniz icin cok tesekkür ederim..Ecmain olsun insallah abi..Yüreginize saglik..Kalbi aminler insallah..Siz de Rahmeti, lütfu ve inayeti bol olan biricik Rabbimize emanet olunuz insallah..Selam ve baki Dua ile..Hayirli ve bereketli günler..
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,120
Tepki puanı
8,195
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Selamünaleykum...

Selamünaleykum...

Eline, emeğine sağlık Aliye kardeşim...
Güzel bir konu eklemişsin...Paylaşımın için çok teşekkür ederiz...
Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, bu fani dünyada bıraktığın eserlere kıymet verme...​
BSN
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
“Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve bizim ayetlerimizden habersiz olanlar; İşte bunların, kazandıkları dolayısıyla barınma yerleri ateştir.” (Yunus, 7-8)

"Artık kim taşkınlık ederse, Ve dünya hayatını seçerse, Şüphesiz cehennem, (onun için) bir barınma yeridir." (Naziat, 37-39)
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN

linje2011ui3.gif





İNSAN ARDINDA BİRŞEYLER BIRAKARAK gitmeye çalışıyor. Bir taraftan gidici olduğunu kabullenmek, bir taraftan kalıcı birşeyler bırakmak telaşı ve çelişkisi yiyip kavuruyor insanı. Elbette her insanın bu gökkubbe altında kendine mahsus bir izi olacaktır. Hiçbir insanoğluna silik, savruk biçimde geçmek yakışmıyor şu çöl misali dünyadan.

Lâkin, insanın dünya çölü üzerinde bir iz bırakma arzusu sırf dünyevî payandalara dayanınca, dayanılmaz bir zavallılık ve komiklik üşüşüyor zihnime. Dünyevîlikle mâlul insan, kendisini Rabbine nisbet etmekten uzaklarda, kıymetini ve endamını yine gelip geçici şeylerde arıyor. Ardısıra bıraktıkları da dünya toprağının ardına geçmedikçe, hayatı bir kum fırtınasının savrukluğu ve perişanlığı içinde eriyiveriyor; bir biçime bile bürümeden kayıp gidiyor. Dünyayı sırf dünyadan ibaret bilenleri kutuplardan tropiklere hediye olarak buzdan yapılmış takılar götüren zavallının haline benzetesim geliyor. Dünyanın oyalaması içinde bir biçim ve değere sahip gözüken şeyler, berzahın sıcacık gerçekliğine dokununca eriyiveriyor; hiçe düşüyorlar öylece.


İnsanın değeri, elde ettikleri ile değil, istedikleri ile ölçülmeli değil midir? Büyük sonuçlara erişenlerin bununla övünme hakkı olmadığı gibi, sebepleri iyi hazırladığı halde sonuca erişme nasibi olmayanların da yerinmesi gerekmez. Ancak, büyük şeyi istemiş olmakla kıymetini işin başında belirler insan. Büyük şeyi elde etmek ise, sonuç olduğu için, ne insanın elindedir, ne de elinde kalır. O halde, yeter ki büyük şeyler isteyin ama usulüne uygun, âdâbına münasip olarak endamınız başından belirlenir. Sonuca erişmeniz sizi daha da büyütmeyeceği gibi, erişememeniz de sizi küçültmeyecektir. Siz her hâlükârda büyük isteyen birisiniz ve bu da size yeter.


Bir kere davranışlarımıza sonuçlara göre yön vermeye kalkınca, gizliden gizliye kendimizi âlemlerin Rabbi yerine koyuyor, neyin olması neyin olmaması gerektiğine karar veren bir Kadîr-i Mutlak’ın rolüne soyunuyoruz. Kendi hevesimizi kâinata mühendis eyliyoruz. Tevekkülün sebeplere harfiyen riayetten sonra tevfiki Müsebbibü’l-Esbab’a bırakma teslimiyeti, yerini hem sebeplere hem sonuçlara hükmetme telaşına bırakıyor. Geriye kendisini sebeplerin kör ve sağır çarkları arasında büyütmeye çalışan, asla dolduramayacağı bir rolün yapmacıklığı altında ezilen zelil firavuncuk müsveddesi insanlar kalıyor.

Oysa iman insanı Rabbine nisbet eder; yaptıklarına değil. Mü’min insanın yaptıkları, dünya ölçeğinde büyük de görünse, küçük de görünse, Rabbine nisbetle her zaman büyük ve önemlidir. Böylece mü’min, kalbini sebep ve sonuçların dar cenderesinden çıkarıp, her an niyetinin büyüklüğüne göre kıymet alan bir ebedî misafir konumuna yerleşir. İşbitiriciliğine göre değil, niyetine göre kıymet ve endam kazanır mü’min. İşlerinin meşruluğunu ve güzelliğini ulaşacağı hedefe hapsetmez, hedefe giden yolun her adımında, başvurduğu her vesilede güzel bir niyet giyinmeye çalışır. Güzelliği her ânına taşır. Dürüstlüğünü erteleme ihtiyacı hissetmez.


Sonuçlar insan için hiç erişemeyeceği yarınlar gibidir. Sonucu elde etmede eli kısadır, kudreti yoktur; yani sonuçların ölüsüdür insan. Sebepler ise, insanın içinde yaşadığı bugüne benzer. Bugün elinde hazırdır, bugüne erişmiştir. Bugünü ebedî renklerini aldığı bir başlangıç eyleyebilir kendine. Bugünün içinde ve eline verilmiş sebepler arasında hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar. Sonucu istemekte, sebeplere başvurarak hayra niyetlenmekte faildir, ‘işbitirici’dir. Hep başlangıçlarda yaşar insan ve sonuçlar erişemeyeceği günler gibi uzağındadır. Öyleyse kıymetini başlamaklarda aramalı insan. Başlamaktan ötesi yok nasılsa...
Hâsılı, insan ardında bıraktıkları ile değil, önünde niyetlendikleri ile beka bulur.




linje2011ui3.gif






Selamün Aleyküm Mücahide Kardeşim.
Emeğine Sağlık , Allah Razı Olsun.
Allah'a Emanet Olunuz
Selam ve Dua İle
Cum'anız Mübarek Olsun
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamun aleykum aliyeciğim.Dün dünde kaldı yarınımız ise mulaallak..O yüzden muallak yarınımıza bugünden iyi bişeyler bırakmalıyızki varolabilelim.İyi bişeyden kastım; güzel bir davranış,ilmi herhangi bi buluş vs.

Güzel ve bir okadarda özel bir konuya değinmişsin:)Allaha emanet ol canım benimB)


Ve aleyküm Selam can ablacim benim:)
Güzel yüreginize ve ellerinize saglik olsun insallah..Cok güzeldi yorumunuz..Cok tesekkür ederim can ablacim..Rahman c.c sizden iki cihanda da razi ve memnun olsun insallah..Ayni gün icerisinde bile, saniyeler sonrasina kalip kalamayacagimiz mechul iken, yüreklerimizi ve beyinlerimizi tul-u emel ile doldurmak, kefenimize yoldas edemeyecegimiz seylerle kendimizi mesgul etmek, sebep-sonuc iliskisini Rahman c.c'den hasa bagimsizlastirmak insanoglunun ahmakligindandir..Rahman c.c ihsan ve ikram ederse muvaffakiyet vardir, basari nefislerimizden degildir..Sermayemiz ise imanimiz ve BUGÜNLERİMİZdir..Ömrümüz de bugün...Sonrasini bilmiyoruz cünkü..Allah c.c zamanlarimizi en güzel sekilde ve kendi yolunda degerlendirmeyi nasip eylesin cümlemize insallah..Amin amin..En Emin'e emanetimsiniz can ablacim..
Selam, baki Dualar ve muhabbetle kalin insallah..B)
 

muro

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Haz 2008
Mesajlar
73
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
allah c.c razi olsun...................................
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt