Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ölümü unutmak çare olabilir mi???? (1 Kullanıcı)

sena_nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ölümü, ahireti düşünmekle hayatımıza nasıl bir anlam katabiliriz?

Âhiretin varlığını öldükten sonra anlamak, insanoğlunun ne dünya huzurunu, ne de ebedî hayatın kurtuluşunu netice vermez. Bizi bekleyen sonsuz hayat için açılan imtihanı başarmak, ömrümüzü hesap gününün sahibinin emrettiği istikamette geçirmemizi gerektiriyor. İşte o zaman ölüm bir darağacı, bir ebedî ayrılış, hiçliğe, yokluğa çürümeye, unutulmaya, kopkoyu bir karanlığa açılan kapı hüviyetinden çıkıp, ölümün olmadığı, gelmiş ve gelecek bütün sevdiklerimizin toplandığı, Allah'ın emirlerine uymuş olmanın mükâfatının verildiği âleme geçmek için bir basamak haline gelecek. Ancak bu sayede ölüm, hayatımıza bir mânâ, huzur ve mutluluk katacak.

Yoksa şu perişan dünyada başıboş insanlar arasında, meyvesiz bir hayatta, sahipsiz, koruyucusuz bir şekilde bütün dünyaya sultan olsak kaç para eder? Bütün dünya saltanatı bize verilse, hergün dünyaya veda eden yüz binlerce şahidin bize verdiği "yok oluş" endişesinden gelen elem ve acıyı kaldırabilir mi? Elbette kaldıramaz.

Ölüm devamlı hayatın içerisinde mi?

Her mevsim yaşanan hadiseler gösteriyor ki, ölüm yeni bir hayatın başlangıcıdır ve o hayata ulaşabilmek için geçirilmesi gereken bir arınma hareketidir. Diğer bir ifadeyle ağırlıklardan kurtulmadır ölüm. Sonbaharda çürüyen, kuruyan ve kendisinde hayattan eser kalmayan kökler, dallar ve tohumlar, ilkbaharın o her yerden hayat fışkıran bayramına hazırlanır ve vakti geldiğinde yeni bir hayata kavuşurlar.

İşte birgün bizler de, o tohumlar gibi toprağa düşeceğiz. Her ne kadar bir müddet için toprağa karışsak bile, bizim de ebedî bir baharımız olacaktır.

Ölüm konusunda din ve felsefenin cevapları için ne denilebilir?

Bilim, insanın dünyaya nasıl geldiğini anlatır, fakat niçin geldiğini bildiremez. Bu dünyaya her gelenin öleceğini bildirir, fakat nereye gideceğini kestiremez. Bilim, olayın şeklinden bahseder, felsefe ise, nedenini açıklar. Ancak felsefenin de sınırı akıldır. Aklın bulamayacağı konular, felsefenin de dışında kalır. O zaman söz “din”in olur.

Yüce yaratıcımız, insan aklının kavramaktan âciz kaldığı gerçekleri, Peygamberleri vasıtasıyla, yani hak dinler yoluyla öğretmiştir. Bilmin dışında kalan, onun sınırına girmeyen, felsefeyi âciz bırakan konular, dinin sahası içine girer. Ve ancak bu sahada çözülebilir…

Ölümü unutmak bir çare olabilir mi?

Bir kere, insan ölümü unutsa bile, ölümün insanı unutmadığı bir gerçek. Evet ölüm, hiç umulmadık bir anda kapımızı çalar. Ya kalbi sıkıştırır, ya bir damarımızı tıkar. Ya da yeni elbisenizi giyerken bir ayna karşısında veya otomobilinizi sürerken yakalayıverir sizi.

Kısacası, âhirete giden yollar o kadar çok ki saymakla bitmez, neticede hepsi oraya çıkar.

Behlül Dânâ Hazretlerine, ağır hastalandığı sırada biri sorar:

— Ya Behlül, Allah’ın emri yerine gelecek olursa, seni nereye gömelim?

Behlül, şu cevabı verir:

— Nereye isterseniz oraya gömün, çünkü âhiret her yerden aynı uzaklıktadır.

Evet önümüzdeki günlerde de yine yüzbinlerce insan ölecek, bir yandanda ölüm meleği vazifesi gereği can almaya devam edecek... Ömrümüzün uzatılması için yapılan çalışmalar da devam edecek. Geçen günler de gösteriyor ki, hayat var olduğu müddetçe, ölümün sonu gelmeyecek ve ölüm öldürülemeyecektir...

Ölüm meleğinin bizi nerede beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim. Ama elbetteki ona hazır bir şekilde.

Hayatı huzurlu yaşamanın ölçüsü nedir?

Hayatı yaşamanın binlerce şekli olabilir ama onu verenin beklediği tarz: “Hayatın zevkini ve lezzetini isterseniz, hayatınızı imanla hayatlandırınız” tavsiyesine uygun olanıdır, insana da en yakışanıdır. Peygamberimiz: “Nasıl bir hayat yaşıyorsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz, öyle de dirilirsiniz” sözleriyle, ölmezlik ve eskimezlik içinde bir formül sunmuştur. Bu formülü, her hayata uygulamak ve sonucu görmek mümkün.

Ölümü düşünmenin bir yaşı var mı?

Yahya Kemâl ‘Rindlerin Ölümü’ adlı şiirinin bir kelimesi için mânâyı bozuyor endişesiyle yıllarca uğraşıp, nihayet ‘siyah’ yerine ‘serin'i kullanarak mısrayı;

“Ve serin serviler altında yatan kabrinde” şekliyle tamamlamıştır. Şairimizle âlâkalı bu hatırayı aktarırken, şunu anlatmak istedik. Bazı cümleler hatta kelimeler vardır ki, başlıbaşına bir paragraflık bazen de bir kitaplık düşünceyi içine alırlar.

Bir gül yaprağı gibi binbir muamma ile örtülü kâinat kitabında, bir satırlık ömrü olan her canlının diğer bir ifadeyle her gelenin gidip, her gidenin de gelmemek üzere ardından bıraktığı mesaj, üç hecelik bir “el...ve...da”dır...

Evet “gece gündüzün dönmesinde her dost vedâ eder.” Şimdiye kadar bu sondan hiçbir kimse kendini kurtaramamıştır. Bediüzzaman'ın ifadesiyle:

"Nasılki insan küçük bir âlemdir; yıkılmaktan kurtulamaz. Âlem dahi büyük bir insandır; o dahi ölümün pençesinden kurtulamaz."

Bir satırlık hayatımızın hangi harfinde, hangi hecesinde olursak olalım değişmeyen hakikat şudur ki, "Hiç bir yaş, ölümü düşünmek için erken değildir." Bu gerçek bir hayat prensibi olması gerekirken, nedendir bilinmez başımıza hastalık gibi bir musibet gelmeden uyanamaz olmuş insan.

Peki ölüm ötesini düşünürken neleri göz ardı etmemeliyiz?

Rahmetli Dr. Halûk Nurbaki Hoca’nın bu konudaki görüşleriyle yazımızı tamamlayalım:

“Ölüm ötesini düşünürken, kâinatın temel kanunlarını, Yaratanın sanat inceliğini sezerek, hatta ona hayran olarak yola çıkmak gerekir. Yoksa, kâinat düzenini bir rastlantı, hayatı ve canlılığı basit bir uyum sanarak insanın yüceliğindeki sırları çözmek imkânsızdır. Böylece temel düşünce tarzında maddecilerden ayrılıyoruz. Madde ilimlerine aslında onlardan daha fazla saygılıyız.

Maddeyi kuru kalıpları içinde görerek ondan başka varlık kabul etmemek bir gaflettir. Eğer herşeyi madde sanırsak o zaman hayat ‘Ardından koşup tutamadığımız ümitler, mutsuzluklar... heyecanlar, üzüntüler, yorgunluklar ve bunlara son damgasını vuran ölüm...’ senaryosundan ibaret olur. Kâinatın güzelliklerinden, ince sanatından, derin şuurundan böyle bir sonu beklemek imkânsız. Kâinatın yüce yaratıcısı, âlemlerin en güzeli, insana böyle bir son damgasını vurmaz."

Ölüm niçin nimettir?

Görünüş her ne kadar çirkin ve karışık olsa da, kâinattaki her hâdisenin ya kendisi veya neticeleri güzeldir. Ölümde olduğu gibi. Çünkü ölüm, daracık odaları olan bir hapishaneden geniş bir sahraya çıkmaktır... Yalnız, hâdiseler rengini iç âlemimizden almaktadır. İnsanın ebedî yaşama arzusu ve bundan vazgeçememesi de, onu ölümden ürkütüp korkutmaktadır. Eğer şüpheler giderilse, ölüm korkusu da ortadan kalkacaktır. Hatta "Bazı kâmil insanların ölüm gelmeden ölümü istemeleri" bu sırdandır. Geçmişteki ibretli tablolara bir göz atalım. İlk olarak Hazreti Yusuf (a.s.)'dan başlayalım. Uzun bir ayrılıktan sonra Mısır'ın sultanı olmuştur. Üstelik peder ve vâlidesiyle görüşüp, tanışması olan dünyada en büyük saadetli ve ferahlı bir hengâmda dahi yine gaflete dalmamıştır. Ve o andaki lezzetten daha câzibedar ve ferahlı bir vaziyetin kabrin arkasında olduğunu bildiği için, ölümünü istemiştir. Yine Peygamber Efendimize dünyada ebedî hayat vaad ve ikrâm edildiği halde O, "Kul dünya ile âhiret arasında mütehayyir bırakıldı, kul âhireti seçti" diyerek, o diyarı tercih ettiğini bildirmiştir. Yine Bilâl Habeşi ölüm döşeğinde hanımının “Aman ne kötü” diye sızlanması karşısında o, “Aman ne iyi, Hz. peygamber’e (s.a.v.) ve arkadaşlarına kavuşacağım." diyordu... Evet en dehşetli bir hakikat karşısında, hepsi bıçak sırtı gibi keskin olmasına rağmen cesaretle söylenmiş ifadeler...
zafer dergisi...
 

sena_nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
204
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ölümü unutmak çare olabilir mi????

Rabbim bizlere ölümü unutturmasın inş...dua ile....
 

uzeyr

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ara 2006
Mesajlar
826
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
ESKİŞEHİR
RE: Ölümü unutmak çare olabilir mi????

ALLAHCC RAZI OLSUN KARDEŞİM
İNŞAALLAHB)
 

sena_nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Ocak 2007
Mesajlar
204
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Ölümü unutmak çare olabilir mi????

SİZDENDE RAZI OLSUN KARDEŞLERİM..DAİMA TEFEKKÜR İÇİNDE OLMA DUASIYLA...B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt