-Esmani-
Kayıtlı Kullanıcı
Bir adam kulübesinde oturuyordu. Kulübesi eski olduğu için, kulübenin duvarlarından sık, sık parçalar dökülüyordu. Adam kulübeyi tamir edeceği yerde, her düşen parçanın yerine bir avuç çamur alıp, hemen oraya yapıştırıyordu. Sonuçta ev çamur yığını haline geldi ve çöktü.Adam:
-Ne vefasız evmiş, yıllardır içinde oturdum da haber bile vermedi diye söylendi.
Bunun üzerine ev dile gelerek şöyle dedi:
-Ahmak, ne zaman çökeceğimi haber vermek için ağzımı açtımsa, ağzımı bir avuç çamurla tıkadın. Konuşmama izin vermedin.
Evet, her geçen gün, ömür binamızdan düşen bir tuğladır. Her geçen gün, kabre doğru atılmış dev bir adımdır. Ezan sesleri, ölümü ihtar etmektedir. Selâ sesleri, ölümü ihtar etmektedir. Yıldız kayar gibi, her gün çevremizden yüzlerce binlerce insan, asıl gezegenden gelen davet üzerine çekip gitmektedir. Bütün bunlara rağmen, hala nasıl olurda erteleyebiliriz.Bugünün sorumluluklarını, yarını mechullere gönderebiliriz.Bu nefsi emmarenin hilesinden başka bir şey değildir."Evet, güneşe gözünü kapayan, gündüzü kendisine gece yapar." Kainatta en büyük hakikat, ölümdür. Şimşek gürültüsü gibi bir seda varken, sinek vizıltılarına kulak veren divanedir.Güneş gibi bir hakikat varken, mum ışıklarına müteveccih olan divanedir.Ölümü yok sayarak, yada görmezden gelerek yaşamaya çalışmak, mümkün değildir.Evet, biz hayatı ve sorumluluklarımız ertelesek bile ölüm bizi ertelemez.Kendisini sürekli ertelediğimiz ölüm ,kendisini sürekli erteleyen bizleri asla ertelemez.
-Ne vefasız evmiş, yıllardır içinde oturdum da haber bile vermedi diye söylendi.
Bunun üzerine ev dile gelerek şöyle dedi:
-Ahmak, ne zaman çökeceğimi haber vermek için ağzımı açtımsa, ağzımı bir avuç çamurla tıkadın. Konuşmama izin vermedin.
Evet, her geçen gün, ömür binamızdan düşen bir tuğladır. Her geçen gün, kabre doğru atılmış dev bir adımdır. Ezan sesleri, ölümü ihtar etmektedir. Selâ sesleri, ölümü ihtar etmektedir. Yıldız kayar gibi, her gün çevremizden yüzlerce binlerce insan, asıl gezegenden gelen davet üzerine çekip gitmektedir. Bütün bunlara rağmen, hala nasıl olurda erteleyebiliriz.Bugünün sorumluluklarını, yarını mechullere gönderebiliriz.Bu nefsi emmarenin hilesinden başka bir şey değildir."Evet, güneşe gözünü kapayan, gündüzü kendisine gece yapar." Kainatta en büyük hakikat, ölümdür. Şimşek gürültüsü gibi bir seda varken, sinek vizıltılarına kulak veren divanedir.Güneş gibi bir hakikat varken, mum ışıklarına müteveccih olan divanedir.Ölümü yok sayarak, yada görmezden gelerek yaşamaya çalışmak, mümkün değildir.Evet, biz hayatı ve sorumluluklarımız ertelesek bile ölüm bizi ertelemez.Kendisini sürekli ertelediğimiz ölüm ,kendisini sürekli erteleyen bizleri asla ertelemez.