Besmele ile başlayalım söze,
Hamdü senalar yüce Rabbimize.
Salât ve selâm Peygamberimize,
Âline, Eshabına, hepimize.
Ölüm, tek kelime ve iki hece,
Her an gelebilir, gündüz ve gece!
Korkma! hatırlayınca gelivermez,
Ömrün tükenince ne yapsan gitmez.
Belki gençsin, güzelsin, neş'elisin,
Dopdolu hayat saçan bir çiçeksin.
Unutma ki! O, senin izindedir,
Ölüm meleği senin peşindedir.
Dopdolu hayatın sona erecek,
Nazik bedenin toprağa girecek.
Benim diyen yiğitler yerin altında,
Ölümü tattı Sultan Süleyman da.
Ünlü Lokman'lar, hekimler geldiler,
Her biri ölüme boyun eğdiler.
Nemrut'lar, Firavun'lar da gittiler,
Bir, bir ecel şerbetini içtiler.
Kimse kalmıyor bu yalan Dünya'da,
En üst makamlarda oturanlar da.
Canlıların müşterek kaderidir bu!
Değişmeyen ilahi fermandır bu!
Ölümü yasaklayan kanunlar çıksa,
Bütün ülkeler bunu onaylasa,
Kanunlar, rejimler beş para etmez,
Azrail'e karşı zorbalık sökmez.
Kim olursan ol, sen de öleceksin,
O karanlık mezara gireceksin.
Her gün minareden salâ verilir,
Filan öldü diye haber verilir.
Bir gün de bizim salâmız verilir,
Ahmet öldü diye haber verilir.
Gelin kardeşlerim tevbe edelim,
Yüce Mevla'ya ak yüzle gidelim.
Rabbim, yardım et, uyanalım artık!
Karanlık mezara yaklaştık artık!
Bir, bir gidiyor dost ve ahbaplar,
Hayal değil, birer gerçektir bunlar.
Bizim de kapanacak gözlerimiz,
Yıkılacak bütün hayallerimiz.
Dostlar ağlarken, düşmanlar gülecek,
Ama, herkesin başına gelecek.
Ecel şerbeti pek kolay içilmez,
Başına gelmeyen bir şeycik bilmez.
Kimilere zehirden acı gelir,
Kimilere baldan tatlı gelir.
Kimilere vuslat ve rahmet olur,
Kimilere firkat ve azap olur.
Herkes ektiğini biçer o anda,
Herkes yaptığını bulur o anda.
Ölüm döşeğine yattığın zaman,
Hayattan ümidin kestiğin zaman,
Sıkılırsın, terlersin, buram, buram,
Dersin, benim de geldi işte sıram!
Dünya'nın son ışıkları sönerken,
Sayılı nefeslerin tükenirken,
Son defa Dünya'na bakarsın,
Ahh! Ahh! diye yüreğini yakarsın.
Nedamet ateşi seni yakacak,
Ciğerlerin su, su diye yanacak.
Mel'un şeytan imanına saldırır,
Melekler acıyıp Hak'ka yalvarır.
Son nefeste son bir imtihan olur,
Kazananlar ebedi mutlu olur.
Kalbinde var ise gerçek imanın,
Korkma! aldatamaz seni şeytanın.
Azrail taa uzaktan belirince,
Korkudan titrersin O'nu görünce!
Aklın gider, acı canına vurur,
O demde aşıklar cananı bulur.
Kazanıp kaybettiğin belli olur.
Yerin ya! Cennet, ya! Cehennem olur.
Yardım et Allah'ım son nefesimde,
Seni zikredeyim her nefesimde.
Kulum de, yeter! sana kul olayım,
Dilersen yolunda kurban olayım.
Azrail alınca tatlı canımız,
Solar yüzümüz, kurur kanımız.
Yıkıldı hayaller, bitti Dünya'mız,
Ahh! bu Dünya'da biz de aldanmışız.
Kim olursan ol, sonun bu olacak,
Değerli adın cenaze olacak.
Makamın, rütben geçersiz olacak,
Bütün varlığın ellere kalacak.
Alt çeneni bir mendille bağlarlar,
Yavruların baş ucunda ağlarla
Hamdü senalar yüce Rabbimize.
Salât ve selâm Peygamberimize,
Âline, Eshabına, hepimize.
Ölüm, tek kelime ve iki hece,
Her an gelebilir, gündüz ve gece!
Korkma! hatırlayınca gelivermez,
Ömrün tükenince ne yapsan gitmez.
Belki gençsin, güzelsin, neş'elisin,
Dopdolu hayat saçan bir çiçeksin.
Unutma ki! O, senin izindedir,
Ölüm meleği senin peşindedir.
Dopdolu hayatın sona erecek,
Nazik bedenin toprağa girecek.
Benim diyen yiğitler yerin altında,
Ölümü tattı Sultan Süleyman da.
Ünlü Lokman'lar, hekimler geldiler,
Her biri ölüme boyun eğdiler.
Nemrut'lar, Firavun'lar da gittiler,
Bir, bir ecel şerbetini içtiler.
Kimse kalmıyor bu yalan Dünya'da,
En üst makamlarda oturanlar da.
Canlıların müşterek kaderidir bu!
Değişmeyen ilahi fermandır bu!
Ölümü yasaklayan kanunlar çıksa,
Bütün ülkeler bunu onaylasa,
Kanunlar, rejimler beş para etmez,
Azrail'e karşı zorbalık sökmez.
Kim olursan ol, sen de öleceksin,
O karanlık mezara gireceksin.
Her gün minareden salâ verilir,
Filan öldü diye haber verilir.
Bir gün de bizim salâmız verilir,
Ahmet öldü diye haber verilir.
Gelin kardeşlerim tevbe edelim,
Yüce Mevla'ya ak yüzle gidelim.
Rabbim, yardım et, uyanalım artık!
Karanlık mezara yaklaştık artık!
Bir, bir gidiyor dost ve ahbaplar,
Hayal değil, birer gerçektir bunlar.
Bizim de kapanacak gözlerimiz,
Yıkılacak bütün hayallerimiz.
Dostlar ağlarken, düşmanlar gülecek,
Ama, herkesin başına gelecek.
Ecel şerbeti pek kolay içilmez,
Başına gelmeyen bir şeycik bilmez.
Kimilere zehirden acı gelir,
Kimilere baldan tatlı gelir.
Kimilere vuslat ve rahmet olur,
Kimilere firkat ve azap olur.
Herkes ektiğini biçer o anda,
Herkes yaptığını bulur o anda.
Ölüm döşeğine yattığın zaman,
Hayattan ümidin kestiğin zaman,
Sıkılırsın, terlersin, buram, buram,
Dersin, benim de geldi işte sıram!
Dünya'nın son ışıkları sönerken,
Sayılı nefeslerin tükenirken,
Son defa Dünya'na bakarsın,
Ahh! Ahh! diye yüreğini yakarsın.
Nedamet ateşi seni yakacak,
Ciğerlerin su, su diye yanacak.
Mel'un şeytan imanına saldırır,
Melekler acıyıp Hak'ka yalvarır.
Son nefeste son bir imtihan olur,
Kazananlar ebedi mutlu olur.
Kalbinde var ise gerçek imanın,
Korkma! aldatamaz seni şeytanın.
Azrail taa uzaktan belirince,
Korkudan titrersin O'nu görünce!
Aklın gider, acı canına vurur,
O demde aşıklar cananı bulur.
Kazanıp kaybettiğin belli olur.
Yerin ya! Cennet, ya! Cehennem olur.
Yardım et Allah'ım son nefesimde,
Seni zikredeyim her nefesimde.
Kulum de, yeter! sana kul olayım,
Dilersen yolunda kurban olayım.
Azrail alınca tatlı canımız,
Solar yüzümüz, kurur kanımız.
Yıkıldı hayaller, bitti Dünya'mız,
Ahh! bu Dünya'da biz de aldanmışız.
Kim olursan ol, sonun bu olacak,
Değerli adın cenaze olacak.
Makamın, rütben geçersiz olacak,
Bütün varlığın ellere kalacak.
Alt çeneni bir mendille bağlarlar,
Yavruların baş ucunda ağlarla