Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ölüm ve cinayetler, ekonomik krizler (1 Kullanıcı)

delinin biri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2009
Mesajlar
135
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web Sitesi
delininbiriyimiste.tr.gg
--şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır. ölümler ve katliamlar yaygın hale gelecek. (camiü’s-sagir; müsned)
ölüm her yerde. savaş olan ülkelerde öldürülenlerin sayısı belli değil. işkence yapılarak öldürülenlerin haddi hesabı yok. sokaklarda bile adam kesiyorlar. öldürülüyor. artık gölgemizden bile korkar hale gelmişiz.

--cinayetler artmadıkça. kıyamet kopmaz. (ölüm kıyamet ve diriliş, sayfa 468)
gasp edildikten sonra bir kağıt parçası yüzünden, paraları alınanların öldürülmesi. hoşuna gitmeyen bir söz söyledi diye öldürülenler. dinlediği şarkının etkisiyle kendini öldürenler. her yerde kan kokuyor. kan.

doğmamış çocuklar bile öldürülüyor değil mi? daha doğmamış çocuklar bile öldürülüyor. düşük yaptıran ilaçlarla, kürtajlarla. doğmamış çocuklar bile öldürülüyor.

--Ebu hureyre Radıyallahu Anhum anlatıyor: Resullullah Aleyhisselatu Vesselam buyurdular ki: ‘’insanlar öyle günler görecek ki, katil niçin öldürdüğünü, maktul de niçin öldürüldüğünü bilemeyecek.’’ (Ebu Müslim, Fiten, sayfa 56)

cinnet geçirenler kendi çocuklarını bile öldürüyor. ailesini öldürüp ardından kendisini öldürenler. sebepleri bilinmeyen, önce öldürüp sonra kendini öldürenlerin, öldürülenlerin, ölüm sebepleri bile tam olarak bilinmiyor. var sayımlar üzerine yazıp çiziyor herkes.

--insanlar 95.seneye kadar malik olacak,yani işleri iyi gidecek,97 veya 99. senede mülkleri zayi olacak. (el-kavlu-l muhtasar fi alametil mehdiyy-il muntazar, sayfa 54)
Selçuk Demiralp, merkez bankasının kambiyo genel müdürü olduğu 1993 yılında, merkez bankasının uyarı yazısına rağmen, Dışbank’ın Lapis Grubuna (Aydın Doğan’a) satışına, 6 gün içinde fikir değiştirerek onay veren kişiydi.
hiç bir bankanın kredi açmadığı Lapis Grubuna Dışbank’ın satışı ve arkasından batışıyla, Türkiye’yi 1994 krizine sokan Selcuk Demiralp’in ağır sorumluluğu, koca ülkeyi ekonomik krize sokması, 1998 yılında başbakanlık teftiş kurulu tarafından soruşturulmuştu. olayların durulmasını bekliyorlar yani. halkın alışmasını. ancak Selçuk Demiralp soruşturma sürerken, Aydın Doğanın kadim dostu Ahmet Mesut Yılmaz tarafından adeta ödüllendirilerek hazine müsteşarlığına atandı.

Selçuk Demiralp paraşütle indirildiği hazine müsteşarlığı görevi sırasında da, bu ülkeyi en büyük ekonomik buhranlarından birinin içine soktu. Aydın Doğan, hakkındaki soruşturma nedeniyle açılan dava halen sürmekteyken, kendisine Dışbank’ı bağışlayan ve kriz nimetlerinden yararlandıran Selçuk Demiralp’i Dışbank yönetim kurulu üyeliğine atadı.

3lü kualisyon döneminde Ecevitin başbakan olduğu dönem. şubat 2001 yılında çıkan Türkiye’nin en büyük ekonomik krizinin iç yüzü.

pkk terör örgütü apdullah öcalanın Suriye’de bulunduğu dönemde. genel kurmay başkanı orduyla sınıra kadar giderek, ya apoyu verin, yada biz gelip alalım deyince; apo, uçakla İtalyaya gönderilmişti. İtalya, apoyu vermeyince, İtalyaya sınır bulunmadığı, ve Avrupa ülkesi olduğu, gavur memleketi olduğu için askeri yönden baskı yapılamadığı için, ekonomik ambargo uygulanmıştı. İtalya bu ambargoyu başta önemsememişti. 3 ay boyunca İtalyayla ithalat ve ihracat kesilince, İtalya durumun ciddiyetini anlamış ve apoyu uçakla Kenya’ya göndermiş. ve Amerikan CIA ajanları da apoyu kulağından tutup MiT elemanlarımıza teslim etmişti. apo, Mesut Yılmaz tarafından kurulan; tasarruf mevduatı sigorta fonunun iflas ettikten sonra mal varlığına el koyduğu Cavit Çağların hacizli, devlet tarafından el konulmuş olan eski özel uçağıyla getirildiği için, Cavit Çağlara bütün mal varlığı geri verildi.
apo yargılandı, 30 bin insanın öldürülmesine sebep olan apo yargılandı. ama kimse bir şey yapmadı. sadece hapse atıldı. her türlü konforu sağlandığı gibi, krallar padişahlar gibi bakıldığı, gözetildiği halde, bu yetmiyormuş gibi, zehirlenme ihtimaline karşı; her yemeği 3 asker tarafından yenilerek kontrol ettiriliyor. yani, apo, zehirlenmeye yeltenilirse, zehirlenemeyecek, onun yerine bu ülkenin askeri ölecek. bu ülkenin askerinin canından daha önemli olan 30 insanın ölümüne sebep olan apdullah öcalan. üstelik artık basına bile demeçler veren öcalan. yakında serbest bırakılması için zemin hazırlanan öcalan.

Suriye’ye askeri gücünü gösteren ülkemiz, tüm dünyaya askeri gücünü bir kere daha göstermiş oldu. İtalya gibi bir Avrupa ülkesine siyasi baskı yaparak, ekonomik olarak ambargo uygulayarak, hem siyasi, hem de ekonomik yönden güçlü olduğunu gösterdi. her zaman olduğu Amerika, ve Avrupa ülkelerinin, yahudiler ve gavurların oyunlarıyla, şubat 2001 krizi çıkartıldı. askeri, siyasi ve ekonomik güç gösterildikten sonra fırsat kollayan gavurlar, şubat 2001 ayında harekete geçti ve bu ülkeyi krize sürüklediler.
siyasi bir olay arayan gavurlar, Sezer’in başbakan Ecevit’in başına anayasa fırlattığı günün gecesinde, merkezleri Amerika’da ve İngiltere’de bulunan CİTYBANK ve HSBC BANK’ın; bu ülke içerisinde bulunan şubelerindeki kasalarından 50 milyar dolar parayı yurtdışına kaçırdılar. bu kriz olayı sadece Ecevit’in üzerine yıkıldı ama kimse ardını kurcalamadı. CİTYBANK, ve HSBC bank genel müdürleri hortumculuk yüzünden mahkemeye çıkartıldı, ama her zaman olduğu gibi konu örtbas edildi. ve sadece basında ufak tefek haberler olarak geçti.

şubat 2001 krizi sırasında develüasyonu önceden haber alan işadamları, zenginler, bankalar dolar vurgunu yaparak bu ülkeyi krize soktu. develüasyonu önceden haber almak. aslında haber almamışlardı. Amerika ve Avrupa gavurlarının fırsat kolladığını biliyorlardı.

Aydın Doğan şubat 2001 yılında, sahibi olduğu Dışbank aracılığıyla merkez bankasından 258.7 milyon dolar, kişisel TL hesabı bulunan halk bankasından da 10 milyon dolarlık döviz çekerek hazineyi, yani bu halkı trilyonlarca zarara uğrattı.

Aydın Doğan ile benzer işlemi gerçekleştiren merkez bankası başkanı Gazi Erçel ağır ceza mahkemesinde yargılanırken, Aydın Doğanın trilyonluk döviz vurgunuyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan 2002/88946 no’lu soruşturma her zaman ki gibi ortadan kayboldu. Aydın Doğan. Doğan Medya Grubunun sahibi.

Aydın Doğan şubat 2001 krizi sırasında devlete ait halk bankasının Mecidiyeköy şubesindeki 176483 nolu hesabından 799.200 Türk Lirasından 10 milyon dolar aldı. Aydın Doğan aldığı 10 milyon doları yine aynı şubedeki 185393 nolu döviz hesabına yatırdı.

Aydın Doğanın doları 799.200 Türk Lirasından aldığı 22 şubat 2001 günü, dolar serbest piyasada 900.000 Türk Lirasından, merkez bankasında ise 962.499 Türk Lirasından işlem görüyordu.

piyasa fiyatları ortadayken, halk bankasının Aydın Doğana ucuza döviz satışı yapmasıyla, Aydın Doğan trilyonluk kar elde ederken, hazine de trilyonluk zarara uğradı. hazine; yani halkın parası.

hemen ertesi gün yani 23 şubat 2001 tarihinde Amerikan ve İngiliz bankalarının bu ülkede bulunan şubelerinden 50 milyar doların yurt dışına kaçırılmasıyla dolar; 1.078.988 Türk Lirasına yükselince Aydın Doğanın trilyonluk karı katlanmış oldu.

Aydın Doğanın bu vurgunundan elde ettiği gelir, 2001 yılı içinde doların hergün yükselmesiyle katlanarak arttı.

şubat 2001 krizi sırasında kamu bankalarına hücum ederek ucuz döviz kapatanlarla ilgili olarak yapılan idari soruşturmanın halk bankası ile ilgili bölümünde, halk bankası genel müdürlüğü şubelerine gönderdiği bir yazıda kriz günleri olarak anılan 20 ve 21 şubat 2001 tarihlerinde büyük meblağlarla döviz alımı yapanların listelerinin hazırlanmasını istedi.

bu listelerde halk bankası’nın Mecidiyeköy şubesindeki büyük meblağlı hareketler dikkat çekiyor.

listeye göre medya patronu Aydın Doğan, doğan medya grubunun sahibi Aydın Doğan; krizin başladığı saatlerde elindeki Türk Lirasını dolara çevirmişti. ancak dikkati çeken nokta Aydın Doğana satılan doların fiyatının piyasa değerlerinin altında yani ucuz olmasıydı.
hazine müsteşarı Selçuk Demiralp!!!

bu döviz alış listelerini ele geçiren milletvekili Emin Şirin, 9 ekim 2002 tarihinde 1 yıl sekiz ay sonra, kriz çıktıktan 20 ay sonra, Yargıtay cumhuriyet başsavcısı Sabih Kanadoğluna bir mektup yazdı:

‘’sayın Sabih Kanadoğlu,
Yargıtay başsavcısı

sayın Kanadoğlu,

ilişikte, 2001 şubat krizi sırasında halk bankası nezdinde yapılan 7 adet döviz işlemi ile ilgili bilgi sunuyorum.
tarafıma intikal ettirilmiş olan bu bilgiler eğer doğru ise, halk bankasını zarara uğratacak nitelikte. özellikle Aydın Doğana ait olduğu iddia edilen hesaplarda yapılmış olan döviz işlemi halk bankasını bir trilyon Türk Lirası zarara uğratmış olabilir.

ilişikte intikal ettirdiğim bilgilerin doğruluğunun tetkikini ve eğer doğru ise gerekli kanuni işlemlerin yapılması için ilgili savcının görevlendirilmesini arz ederim.

hürmetlerimle
Emin Şirin
milletvekili.’’

sadece bir trilyon zarara uğratmış olabilirmiş.

bu mektup üzerine derhal harekete geçen Yargıtay başsavcısı Sabih Kanadoğlu, elindeki bilgileri içeren bir yazıyla konuyu cumhuriyet savcılığına intikal ettirdi.

olayı soruşturmakla görevlendirilen cumhuriyet savcısı Fethi Şimşek, halk bankasına bir yazı yazarak ‘’2001 yılı şubat ayında meydana gelen ekonomik kriz sırasında (21 subat 2001- 22 şubat 2001 tarihlerinde) Aydın Doğana döviz satışı yapılıp yapılmadığını sordu.​
 

delinin biri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2009
Mesajlar
135
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web Sitesi
delininbiriyimiste.tr.gg
bankaca verilen cevapta ‘’22 şubat 2001 tarihinde Türkiye cumhuriyeti merkez bankası işlemlerinde Amerikan doları minumum 830.000 Türk Lirası, maksimum 1.020.000 Türk Lirasından satıldığı halde Aydın Doğana Mecidiyeköy şubesinden 22 şubat 2001 tarihinde 799.200 Türk Lirasından 10 milyon dolar satıldığı bildirildi.

sadece Aydın Doğana yapılan bu kıyak. Mesut Yılmazın kadim dostu olan Aydın Doğana yapılan bu kıyak. Selçuk Demiralpi hazine müsteşarlığına getiren Aydın Doğanın kadim dostu Mesut Yılmaz.

cumhuriyet savcısı Fethi Şimşek, bankadan gelen cevap üzerine, ‘’hizmet sebebiyle emniyeti suistimal’’ suçunun işlendiği yerin İstanbul olması nedeniyle verdiği yetkisizlik kararıyla, dosyayı; gereğinin yapılması için 31 mart 2003 tarihinde şişli cumhuriyet savcılığına gönderdi:

‘’bankanın yapılan döviz satış miktarına göre büyük miktarda zarara uğradığı iddiasıyla ilgili olarak yapılan inceleme ve soruşturma sonunda, 22 şubat 2001 tarihinde adı geçen kişilere yapılan döviz satışı Türkiye Halk Bankası Mecidiyeköy şubesinden yapılmış olduğu tüm evrak kapsamından anlaşıldığından suç yeri itibariyle başsavcılığımızın yetkisizliğine, gereği için hazırlık evrakının şişli cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesine, cmuk.nun 8.maddesi uyarınca karar verildi.
31 mart 2003

Fethi Şimşek
Ankara Cumhuriyet Savcısı
ek: hazine evrakı.’’

31 mart 2003; yani krizden 2 yıl 1 ay sonra. olan olup, biten bittikten sonra.

ve dosyanın İstanbul’a gönderilmesiyle birlikte Aydın Doğan hakkındaki döviz vurgunu dosyası ortadan kayboldu. ne basit, ve kolay.

Aydın Doğan ile benzer işlemi gerçekleştiren merkez bankası başkanı Gazi Erçel, ağır ceza mahkemesi’nde yargılanırken, Aydın Doğanın trilyonluk döviz vurgunuyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan 2002/88946 nolu soruşturma her zaman ki gibi ortadan kayboldu.

‘’(döviz) kurun(un) 100 bin lira düşük uygulanmasından dolayı Aydın Doğan’ın halk bankasına, dolayısıyla devlete (yani halkın parasına) zararı 1 trilyon lira oldu. (bu rakam sadece döviz kurunun düşük fiyattan alınmasıyla oluşan zarar, dolar fiyatının katlanmasıyla oluşan zararın haddi hesabı belli değil.) Aydın Doğanın bu haksız kazancıyla ilgili soruşturma açıldı. banka fon yönetim müdürü Füsun Balamir için sadece aylıktan kesme cezası verilerek olay örtbas edildi. hukukçular Balamirin bu suçunun ‘’görevi kötüye kullanmak’’ olduğunu, bu suça eş gelen cezayı alması gerektiğini belirtirken, olay sadece maaştan kesinti yapma cezası ile kapatıldı. emri kimlerin verdiğinin üzerine gidilmedi, Aydın Doğanın elde ettiği haksız kazanç yanına kar kaldı.’’ (evrensel gazetesi 17 temmuz 2002)

bütün milletin zarara uğratıldığı bir davada varılan sonuç. konunun daha da üstüne gidilmemesi için halk bankasının kapatılması. daha sonra özelleştirilerek hizmete başlaması.

Aydın Doğanın şubat 2001 krizini fırsat bilip şahsi hesabını dolara çevirirken, sahibi olduğu Dışbankın da boş durmadığı belgelendi.

belgelere göre Dışbank kriz günü merkez bankasından 258.7 milyon dolar çekerek trilyonluk bir vurguna imzasını attı.

şubat 2001 krizi sırasında devalüasyon kokusunu alarak (köpekler otuz kilometre ötedeki kokuyu alabilirlermiş) merkez bankası kasalarına saldıran ve milyarlarca dolar tutarında döviz çeken bankaları soruşturan bilirkişi Servet Taşdelen tarafından hazırlanan 4 aralık 2001 tarihli ve TBMM yolsuzlukların sebeplerinin, sosyal ve ekonomik boyutlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan meclis araştırma komisyonu’na sunulan raporda, dolar vurgunu ve vurguncuları tek tek listelendi.

şubat krizi sırasında haksız kazanç sağlamak için devletin kasasını yağmalayanların yapmış oldukları resmi raporlara ‘’spekülatif saldırı’’ olarak yansıdı:

‘’kasım 2000 krizinden yaklaşık 3 ay sonra, 19 şubat 2001 tarihli milli güvenlik kurulu toplantısında cumhurbaşkanı ile başbakan arasında meydana gelen tartışma dövize yönelik spekülatif bir saldırıyı tetiklemiş ve bu defa bir döviz krizi başlamıştır.

kasım 2000 krizinde dövize saldırı yabancı yatırımcılarla sınırlı kaldığı halde, şubat 2001 tarihlerinde 5.2 milyar dolarlık bir erime meydana gelmiştir. dövize yönelik spekülatif saldırıların yoğunluğu kasım 2000 krizinde yara alan enflasyonu düşürme programının sürdürülebilirliğini ortadan kaldırmıştır.(dikkat ederseniz CİTYBANK ve HSBC bank’ın kasalarından bir gecede yurtdışına kaçırılan 50 milyar doların lafı bile edilmiyor)

bu verilerden genel olarak yetkili kuruluşların krizin başladığı 19 şubat 2001 tarihinde, ertesi gün valörüyle gerçekte satın alabilecekleri tutarın beş katı kadar döviz talebinde bulundukları anlaşılmaktadır.

ayrıca; bu dönemde merkez bankasınca döviz satış işlemlerinde, anlaşmadan doğan yükümlülükleri yerine getirmeyen kuruluşlara parasal yaptırım uygulanmamasının, ilgili kuruluşların çok yüksek tutarlarda döviz talebinde bulunmaları; (ve merkez bankasının bu durum karşısında bu taleplerine karşılık vermesine dikkat edin.)

yetkili kuruluşlarca merkez bankasından 19 şubat 2001 tarihinde ertesi gün valörüyle yapılan 7.6 milyar dolar tutarındaki döviz alımı dövize yönelik spekülatif bir saldırı niteliğindedir.

kamu zararına sebebiyet veren somut olaya ilişkin sorumlulukların kesin olarak belirlenebilmesi için, bu olayın koşullarını hazırlayan kasım 2000 ve şubat 2001 krizleri öncesinde ve anılan krizler sırasında cereyan eden olayların ilgili kişi ve kurumların işlem ve eylemlerini de kapsayacak şekilde, bütün derinliğiyle, çok yönlü olarak ve nedensellik ilişkileri esas alınarak araştırılması ve incelenmesi gerekmektedir. somut olayın kapsamlı bir şekilde araştırılması ve incelenmesi, bu olay sonucunda ortaya çıkan kamu zararında sorumluluğu bulunanlar hakkında gerekli işlemlerin yapılmasının yanı sıra, benzer olayların tekrarının önlenmesi için alınabilecek tedbirlere ve geliştirilebilecek politikalara ışık tutması bakımından da özel bir önem taşımaktadır. somut olay ile ilgili olarak, emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu tarafından ‘’başbakanlık makamı’na muhatap 11 nisan 2001 ve 28 haziran 2001 tarihli yazılar ile merkez bankasının şubat 2001 krizi sırasındaki başkanı ve başkan yardımcıları hakkında 4483 sayılı kanun kapsamında ön inceleme yapılmasının ve soruşturma izni verilmesinin istenmesi üzerine konu daha önce başbakanlık müfettişleri tarafından incelenmiş olmakla birlikte, bu incelemeler sonucunda düzenlenen raporlarda somut olayın kısmen irdelendiği ve bütün yönleriyle ortaya konulmadığı görülmektedir.

bu nedenle; anılan hükümet üyelerinin ve merkez bankası yetkililerinin somut olayda ortaya çıkan kamu zararına ilişkin sorumluluklarının bütün açıklığıyla ve maddi delilleriyle birlikte ortaya konulabilmesini teminen, konunun başbakanlık teftiş kurulu’nun koordinatörlüğünde başbakanlık müfettişlerinden, merkez bankası müfettişlerinden ve bankalar yeminli murakıplarından oluşturulacak bir heyet tarafından çok yönlü olarak araştırılmasının, incelenmesinin ve sonucundan Türkiye büyük millet meclisi başkanlığına bilgi verilmesinin yerinde olacağı düşünülmektedir.’’

laf salatası. Her şeyi biliyorlar ama laf salatasından başka bir şey yapmıyorlar. kundakta ki bebekler gibiyiz hepimiz. ağlayan bebekleri ağlamasın diye pış pışlarla ya. bizi öyle pış pışlıyorlar.

merkez bankasınca 19,20 ve 21 şubat 2001 tarihlerinde üç gün içinde toplam 84 kuruluşa net toplam 5 milyar 188 milyon dolar tutarında döviz satışı yapılmıştır. .(dikkat ederseniz CİTYBANK ve HSBC bank’ın kasalarından bir gecede yurtdışına kaçırılan 50 milyar doların lafı bile edilmiyor)

belirtilen tarihlerde merkez bankasından 25 milyon dolar ve daha fazla döviz satın almış olan yetkili katılımcılar ile satın aldıkları dövizlerin tutarları:

yetkili katılımcı üç günlük net alış

1 nolu banka CİTYBANK 1.063.800.000 dolar
2 nolu banka Deutsche Bank 764.000.000 dolar
3 nolu banka KoçBank 426.000.000 dolar
4 nolu banka TEB 411.000.000 dolar
5 nolu banka Yapı Kredi 383.700.000 dolar
6 nolu banka Chase&Manhattan 332.600.000 dolar
7 nolu banka Osmanlı Bankası 269.000.000 dolar
8 nolu banka Dışbank 258.700.000 dolar
9 nolu banka HSBC 254.900.000 dolar
10 nolu banka WLB 227.200.000 dolar
11 nolu banka Garanti Bankası 199.000.000 dolar
12 nolu banka ABN Ambro 135.000.000 dolar
13 nolu banka Finansbank 121.000.000 dolar
14 nolu banka İş Bankası 95.000.000 dolar
15 nolu banka Türkbank 90.900.000 dolar
16 nolu banka İktisat Bankası 67.700.000 dolar
17 nolu banka TekstilBank 58.300.000 dolar
18 nolu banka CSFB 50.000.000 dolar
19 nolu banka İnterbank 42.300.000 dolar
20 nolu banka Akbank 27.000.000 dolar
21 nolu banka TAİB Bank 25.000.000 dolar​
 

delinin biri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2009
Mesajlar
135
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web Sitesi
delininbiriyimiste.tr.gg
CİTYBANK, HSBC bankla birlikte, bu ülkenin kasasından, bu milletin rızkından 50 milyar doları yurt dışına kaçırdığı yetmiyormuş gibi üstüne, 1 milyar 63 milyon sekiz yüz bin dolar alıyor.
KoçBank 426milyon dolar. TEB 411 milyon dolar. Yapı Kredi 383 milyon yedi yüz bin dolar, Osmanlı Bankası 269 milyon dolar.

şubat 2001 krizi sırasında merkez bankasına saldırarak kasasındaki 5 milyar doları yağmalayanlar listesinde yer alan 21 bankadan 8 nolu banka koduyla anılan, Aydın Doğanın sahibi olduğu Dışbank’tı.

belgelere göre merkez bankasında günde 68 milyon dolarlık işlem limitine sahip olan Dışbank, kriz günü kendisine tanınan kotanın 5 katı fazlası istemde bulunarak 375 milyon dolar talep etmiş ve bu talebin 258.7 milyon dolarlık bölümü karşılanabildiği için kendisine 258 milyon 700 bin dolarlık döviz satışı yapılmıştı.

Dışbank, kriz günü saldırdığı merkez bankasından almış olduğu 258.7 milyon tutarındaki ucuz dolar ile trilyonluk bir vurguna imzasını atarken, bu halk bir gecede bütün fiyatların iki misline katlandığı bir krize mahkum oldu.

sonuçta bu işlemleri gerçekleştirenlerin bir kısmı ağır ceza mahkemesinde bir kısmı da yüce divanda yargılanırken Aydın Doğan her zaman ki gibi, bu soruşturmadan da sıyrılmayı bildi ve dolar vurguncusu Dışbankını, Belçikalı Fortise sattı.

31 mart 2003; yani krizden 2 yıl 1 ay sonra. olan olup, biten bittikten sonra.

bu konuda Aydın Doğan hakkındaki dosyanın İstanbul’a gönderilmesiyle birlikte Aydın Doğan hakkındaki döviz vurgunu dosyası ortadan kayboldu. ne basit, ve kolay.

şu an adı Fortis olarak değişen bankanın risk yönetimi ve kontrol sorumluluğunu üstlenen Selçuk Demiralp aynı zamanda trilyonlarca para kazandırdığı, halkın parasını hediye ettiği Aydın Doğanın finans operasyonlarından sorumlu sağ kolu olarak görev yapıyor.

yayın ve basın organlarının tamamını ele geçirmeden doymaya niyetli olmayan Aydın Doğanın, 912 bin yeni Türk Lirasına satın aldığı Uzan Grubuna ait kanalları aldığını da unutmayalım.

Aydın Doğanın sahibi olduğu kanallar, Doğan Medyaya bağlı yayın yapan kanallardan bazıları, ve diğer yayın kuruluşları:
Star TV, Euro star, Kanal D, Euro D, D Yeşilçam, D Max, Movie Smart, Movie Smart 2, Cartoon Network, D Çocuk, CNN Türk, Haber Türk, Dream TV, Dream Turk, BJK TV, FB TV, GS TV, Fix TV, Powerturk TV, Passion TV, TNT, Discovery Channel, Animal planet, Comedy Smart, Fashion TV, World TV, Science TV, Travel&Living TV, CNN İnternational, Eurosport, Movies 24, Movies 24 erotik, Kral TV, Buket TV, FX TV, Nike TV, World Fashion, D Max, D Plus, Kidsco, Luli, Z TV, Radyo D Haber, Fashion TV, Emlak TV, D Hipodrom, D Spor, D shopping, D Tay TV, Yaşam TV, Fantasy TV, D Smartpromo, Kral TV Avrupa, Loca Portal, Loca 1, Loca 2, Loca 3, ESPN Classic, Yaban TV, NASN Europe(high definition), CNN Türk Radyo, Radyo D, Slow Türk, Best FM, İstanbul Fm, Fenomen, Radyo Moda, Smart Oldies, Smart Slow, Smart Jazz, Smart Rock, Smart Hits, İradyo Portal, Kral FM, bünyesinde toplam 24 dergi yayınlanan Doğan Burda (DB), Doğan Music Company, 50 yıldan uzun süredir yayınlanmakta olan Hürriyet, 1930lu yıllardan 1990lı yıllara kadar kadınları açabilmek adına her yıl güzellik yarışmaları düzenleyen; 1990lı yıllarda, genel yayın yönetmenine; bu yarışmaların artık neden yapılmadığı sorulunca’’artık gerek kalmadı, biz amacımıza ulaştık, kadınları açtık diyen’’ ve 1950li yıllardan itibaren adı değiştirilen Milliyet, 1996 yılında kurulan Radikal, Posta, Fanatik, Fanatik Basket, Finans gazetelerinden 1996 yılında kurulan Referans, Turkish Daily News.

sadece hamam olan televizyonlarda yayınlanan tek bir kanalı olmuş olsa bile öldürülmesi gerekirken, baş tacı yapılan ve kanalları sürekli izlenen, bütün halkı mağdur etmesine rağmen hiçbir şey yapılmayan. şeytanın ezanlarını yayınlayan radyoların sahibi, Aleyhisselatu Vesselam Efendimize indirilene küfretmek olan resimlerle dolu dergiler, gazeteler.

Şu aralar, Aydın Doğanı bitirme planları adı altında, çalışmalar yapılıyor değil mi? Mason Aydın Doğana çeşitli cezalar veriliyor. Tek bir suçtan değil, bir çok suçtan, ve işlediği suçların her birinin cezası ölüm olması, idam edilmesi gerekirken, sadece para cezası adı altında haberler geçiyor.. Aydın Doğansa bütün yayın kuruluşları ve TV kanallarında islamla alay eden programlar yaptırmaya devam ediyor..

bir de krizden sonra haksız kazanç elde etme suçundan yargılanan Ahmet Mesut Yılmazın kardeşi var. develüasyon olacağı gece, yani CİTYBANK ve HSBC bankın kasalarından, bu halkın 50 milyar dolarlık parasının kaçırıldığı gece, bütün servetini dolara yatırarak, bir gecede servetini 2 ye katlayan bu ülkenin yöneticilerinden birinin kardeşi. ve bu şahısların gerçekte ki hükümlerini bırakın, insanların koymuş olduğu kanunlarla bile cezalandırılmaması.

CİTYBANKla birlikte 50 milyar doları yurt dışına kaçıran HSBC bankın aldığı miktar, 254 milyon dokuz yüz bin dolar. Garanti Bankası 199 milyon dolar. Finansbank 121 milyon dolar. İş Bankası 95 milyon dolar, Türk bank 90 milyon dokuz yüz bin dolar.

krizden sonra IMF ve Amerika bize kredi verdi değil mi. bizim kasamızdan bizim paramızı çalıp bizi kendine borçlandıran yahudiler ve kafirler. üstüne üstelik bu ülke üzerinde yaşayan iş adamları.

--faiz yiyene,yedirene,faiz senedi yazan, bu senede şahit olan,dövmeyi de yapan ve yaptırana, sadakayı geciktirene, hicretten sonra İslam camiasından çıkıp gidenlerin hepsine birden, kıyamet gününde Muhammed Aleyhisselatu Vesselam dilinden lanet edilmiştir. (ravi: Hz. ibn-i mes’ud raduyallahu anhüma)

bu bankalarda hala işlem yaptırıyoruz, hala bu bankalara para kazandırıyoruz. faiz haram olduğu halde faiz yiyoruz. ama zaten bu ülkenin ekonomisi faiz üzerine kurulu değil mi. faizin haram olmasına rağmen, ekonomisi faiz üzerine kurulu olan bir de üstüne Müslüman olduğunu iddia eden memleketimiz.

Aydın Doğan, bu soruşturmadan da sıyrılmayı bildi ve dolar vurguncusu Dışbankını, Belçikalı Fortise sattı.
Fortis Dışbank. Belçika-Hollanda ortaklığı Fortis tarafından satın alınan Dışbank, müşterilerini Fortisbank adıyla kabul etmeye başladı. Fortis bank yönetim kurulu başkanı Karel de Boeck, 2010 yılına kadar şube sayısının 183ten 300e çıkarılacağını açıkladı. bu haber Türkiye’nin satılmış basın ve yayın organlarının hemen hemen tümünde yer aldı. fakat hiç kimse, Fortis Bank’ın pkk terör örgütünün kullandığı mayınları üreten firmaya ortaklığından bahsetmedi. işte gözden kaçan! o detay!

dünya üzerindeki bankaların hareketlerini izleyen Netwerk Vlaanderen adlı kuruluş, aralarında Fortis Bank’ın da bulunduğu 5 bankanın, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından üretimi yasaklanan misket bombası, nükleer bomba, seyreltilmiş uranyum silahları ve mayın gibi mühimmat üreten silah şirketleriyle ortak olduğunu belgeledi. Netwerk Vlaanderen tarafından hazırlanan 52 sayfalık raporda, Belçikanın önde gelen finans kuruluşlarından biri olan Fortis Bank’ın, dünyanın en büyük mayın üreticisi Singapore Technologies Engineering- yani STE’de 1 milyon üç yüz yetmiş altı bin altı yüz adet hissesinin bulunduğu ortaya çıkarıldı. raporda Fortis Bank’ın ortak olduğu Singapurlu mayın üreticisi STE’nin VS-50 ve VS-69 tipi mayınlar ürettiği belirtildi. Singapurlu STE firmasının ürettiği VS- 50 ve VS-69 tipi mayınlar, güneydoğuda pkk tarafından sıklıkla kullanılıyor. dünya mayın izleme komitesinin 1999 tarihli raporunda Singapurun tek mayın üreticisi STE’nin Valsella Valmara 69 ve Valsella VS-50 mayınlardan milyonlarca adet ürettiğini belgelemişti.

Hazreti Ali Kerremullahi Vechehü ‘den rivayete göre; Aleyhisselatu Vesselam şöyle demiştir: ALLAH Rasulü Aleyhisselatü Vesselam cenazede idi: <<hanginiz yolda kırılmadık bir put, yerle bir kılınmadık bir kabir, bozulmadık bir resim bırakmadan Medine’ye gider?>> diye sordu. bir adam: <<ben, ey ALLAH’ın Rasulü!>> diye cevab verdi. Ali Kerremullahi Vechehü dedi ki: <<Medineliler korktu. adam yola koyuldu. (bir süre) sonra dönüp: <<ey ALLAH’ın Rasulü, kırılmadık put, yerle bir edilmedik kabir, bozulmadık resim bırakmadım.>> dedi. sonra Aleyhisselatu Vesselam şöyle buyurdu: <<kim bu sanatlardan birine tekrar dönerse, o kimse Muhammed’ e indirilene küfretmiştir.>> (Ahmed bin Hanbel; fıkhu’s-sunne, seyyid sabık)

Muhammed’e indirilen’e küfretmek, yani Aleyhisselatu Vesselam’a indirilene küfretmek. ALLAHU TAALA kitabına, kelamına küfretmek. kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerime küfretmek. biz bunların pahasına resimlerin suretli hallerini içeren televizyona bakıyoruz ve üstelik televizyonlarda hangi bankanın, hangi ürünün çok reklamı yapılırsa ona koşuyoruz. bunun yanında güneydoğuda kolları ayakları kopan, hayatlarını kaybeden gencecik bedenlere ağlıyoruz ama pkkyı besleyenleri, destekleyenleri de bizler besliyoruz aslında. biz pkkayla savaşıyoruz ama. esas savaşmamız gerekenleri bırakmışız, bırakın yılanın başını ezmeyi, kuyruğunu bile ezmiyoruz. yılanın bokunu debertliyoruz. yılanın bokunu karıştırıp temizlemeye çalışıyoruz. bir tabir vardır; deve dikeni, insan s…. sever diye..​
 

delinin biri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Tem 2009
Mesajlar
135
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web Sitesi
delininbiriyimiste.tr.gg
ya bu halkın seçtiği hükümet var o kadar, askeriyesi var, neden kimse bir şey yapmıyor. bu ülkeyi halkın gözüne güzel gösterilip seçtirilen, gerçekte kafirlerin, gavurların kuklası olan yöneticiler yönetiyor. askeriye topu her zaman hükümete atıyor, bir şey yapmıyorlar diye. ama Erdoğan bir çok şeyi düzeltti değil mi? hatırlar mısınız? başbakan olmadan önce; daha doğrusu seçimlerden Akparti galip çıkıp şimdiki cumhurbaşkanı (karısının kendi ülkesine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde dava açtığı) Abdullah Gülün başbakan olarak görev yaptığı ve yasa değişikliğinden sonra Recep Tayyibe bıraktığı başbakanlık görevine başlamadan önce Bush tarafından Amerikaya çağırıldığını ve Bushun Recep Tayyible görüştüğünü. Amerikan köpekleri haline gelmiş olan medyanın propagandaları sayesinde, halka iyi gösterilen Recep Tayyib. başbakan koltuğuna oturmadan önce dünya patronu dediğimiz Amerikan başkanının görüştüğü Recep Tayyib. ne mutlu bize, Amerika başbakan olmadan görüşüyor. peki Bushun dediklerini yapmadığı takdirde, bütün ailesini ortadan kaldırılacağı söylenen Erdoğan. Recep Tayyib Erdoğan. başbakan olduktan sonra Amerikanın hazırlayıp Kemal Dervişle gönderdiği ekonomik planı aynen uygulayan Recep Tayyib. Ecevit zamanında ekonomiden sorumlu devlet bakanı olduğu zaman getirdiği ekonomik planın uygulanması üzerine ana muhalefet partisi milletvekili, CHP milletvekili olmasına rağmen ekonomi iyi gidiyor diye açıklamalarda bulunan Kemal Derviş. kızının başı kapalı olduğu, ve bu ülkede baş örtülü okuma yasağı olduğu için Amerikada okuttuğunu söyleyen Receb Tayyib. gerçekte Amerikanın bir koz olarak çocuklarını Amerika içinde tuttuğu Recep Tayyip. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkanlığı yaptığı dönemlerden itibaren sayısız yolsuzluğa karışan Recep Tayyib. bu ülke halkına en büyük kazığı atan Aydın Doğanın burslarıyla çocuklarını okutan Tayyib. basında çıkıyor ya hep. iyi haberler. basının yarısı Aydın Doğanın elinde, geri kalanı da Erdoğanın. Aydın Doğan kime köpeklik ediyor Tayyibe. biz ne görürsek televizyonlarda gazetelerde onlara inanıyoruz. altını kurcalamıyoruz. gerekli olan bir şey olursa zaten satılmış basınımız bize her şeyi göstermek istediği şekilde, yalanlarla süsleyerek anlatıyor nasıl olsa.

ama ekonomiyi düzeltti değil mi?
işçileri işten çıkarttırarak.
Etibank özelleştirildi ve Amerika aldı. bor işletmeleri Etibank bünyesinde. konulan fiyat 40 milyon dolar. borla çalışan araba üretildi. arabayı bor madeniyle çalıştıracak patentli 600 proje olduğu ortaya çıktı. Türkiye, dünya rezervinin yüzde 70’ine sahip ve Amerika bu kaynağı eline geçirdi. geçenlerde milletvekillerinden biri açıklama yapmış, bor madeninin bizim ülkemizde olması bir şey ifade etmiyor. bizde sanayisi yok ki. biz bu kadar salak bir millet haline gelmişiz işte. en son teknoloji olsun, sanayi olsun ham madde olmadan hiç bir şey üretilemez!! ham madde bizde bizim yönetici diye seçtiklerimiz peşkeş çekiyor.
neptünyum elementi. 93 atom numaralı neptünyum, radyoaktif bir elementtir ve uranyum pillerinin üretiminde kullanılır.1940da Californiya üniversitesi profesörlerinden Amerikalı Mcmillan ve Abelson tarafından keşfedilen bu radyoaktif element ile son yıllarda enerji üretiminde had safhada faydalanılıyor. üstelik de alternatifleri içinde en ucuza mal edilen bir element. peki bilin bakalım bu neptünyum dünyada en çok nerede bulunuyor? Türkiye’de. memleketimizde. tahmin edilen rezerv ne kadar? 127 bin ton!! sonra hangi ülke geliyor? Bulgaristan. onun rezervi ne kadar? 2 bin beş yüz ton. peki sahip olduğumuz neptünyumun değeri ne kadar? 9 trilyon dolar!!. Türkiye’nin iç borcu 85 milyar dolar!! dış borcu 125 milyar dolar. toplam borcu 220 milyar dolar. elimizdeki Neptünyumun değeri ise 9 trilyon dolar. yani bu ülkenin toplam borcunun 40 kat fazlası. önce Bor, sonra Thoryum, şimdi de Neptünyum. ama onun da sanayisi yok diye peşkeş çektiler değil mi? hem bu ülkeyi soyup soğana çevirip, halkın parasını çalıyorlar, üstelik kredi vererek borçlandırıyorlar, buda yetmiyormuş gibi bütün kaynaklarını sömürüyorlar.

batılı ülkeler tarafından içimize sokulan mütareke basınının adamları ne diyor biliyor musunuz geçenlerde? ‘’Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar zengin bir ülkedir’’ (Cüneyt Ülsever kendi köşesinde, Mehmet Ali Birandda Viyanada bir seminerde bizzat gözümüzün içine bakarak söylediler.)
kim işletecek bu madenleri Amerika ve müttefikleri.

Urfada son dönemde faaliyete başlayan İtalyan temelli bir hastanenin varlığını ve bu hastaneye doğuma yakın vakitlerde İsrail’den hamile kadınların geldiğini ve çocuklarını Urfa’da doğurup ‘’T.C.’’ kimlik kartı alarak çifte vatandaş olup ülkelerine dönmelerine göz yuman hükümet.
ve yine yahudilere, Güneydoğu Anadolu’da 100 bin futbol sahası büyüklüğünde toprak satan hükümet. Bolu’da, ve diğer stratejik bölgelerde, senetli olup babalarından, dedelerinden miras kalan yerleri tapusuz diye, el koyan ve yahudilere sattıran hükümet. bu ülkede yaşayan neslin ecdadının kanlarıyla sulanan toprağımız.

rivayet edilir ki; Oğuz Kağan zamanında Çin ile barış zamanında Çin elçisi beyleriyle sohbet halinde iken Oğuz Kağanın huzuruna gelir ve Çin imparatorunun Oğuz Kağanın gümüş yayını istediğini, verilmezse savaşarak alınacağını söyler. beylerin hepsi haydin sefere diye ayaklanır. gümüş yay. dillere destan olan gümüş yay. her attığını vuran gümüş yay. silahlar arasında en kutsal sayılan gümüş yay. Oğuz Kağan beylerini sakinleştirip; gümüş yay benimdir, verin gitsin der. gümüş yay elçiye verilir. elçi Çine döner. bir süre sonra elçi tekrar gelir bu sefer Oğuz Kağanın boz aygırını ister. dillere destan boz aygır. hünerde, hızda, çeviklikte eşi benzeri bulunmayan boz aygır. beyler yine ayaklanırlar, haydin sefere diye. Oğuz Kağan beylerini sakinleştirir ve; boz aygır benimdir, verin gitsin der. beyler üzüle üzüle boz aygırı elçiye teslim ederler ve elçi Çine döner. Çin elçisi bir süre sonra tekrar oğuz kağanın huzuruna gelir. bu sefer Çin imparatorunun; Oğuz Kağanın eşi Bilge Hatunu Çin Sarayına cariye olarak istediğini, verilmezse savaş çıkacağını söyler. beyler bu sefer gürleyerek ayaklanırlar. Bilge Hatun. güzelliği dillere destan olan Bilge Hatun. bilgelikte kadınların en bilgesi. Oğuz Kağan nasıl beylerin, erkeklerin lideriyse, Bilge Hatunda kadınların lideri. Oğuz Kağan; Bilge Hatun benimdir, verin gitsin der. beyler karşı çıkar. direnirler. ama Oğuz Kağanın emriyle Bilge Hatun gönderilir Çin Sarayına cariye olarak. Çin elçisi tekrar gelir, bu sefer iki ülkenin sınırında bulunan bizim atalarımıza ait olan arazi parçasının Çine verilmesini ister. istediği arazi öyle diktir ki, öyle taşlıktır ki, bırakın atlarla geçmeyi, insan yaya bile yürüyemez. bu sefer beyler ‘’gümüş yayı verdik, boz aygırı verdik, Bilge Hatunu verdik, dimdik, taşlık araziyi de verelim gitsin der. Oğuz Kağan o zaman şöyle buyurur. kalkın beylerim sefere. at benim, avrat benim, silah benim. ama vatanın bir karış toprağını kimseye peşkeş çektirmeyiz. ve Çin orduları dağıtılır, Çin Sarayı basılır, verilenler geri alınır.

bu ülkede yaşayan neslin ecdadı, bizlerin ecdatları. ecdadımız. ecdadımızın kanla, canla aldığı, kafire teslim etmemek için aç susuz savaşarak kazandıkları topraklar. biz para karşılığında satıyoruz bunları. para karşılığında. ama global bir dünyada yaşıyoruz değil mi? dinimize küfrederek, atalarımıza ihanet ederek, imanla muhafaza edilen toprakları para karşılığında satarak.

bu seçimlerde Amerika Tayyibin başbakan olmasına şiddetle karşı çıktı ama. Amerikanın politikası. yapmak istediği her hangi bir şeye şiddetle karşı çıkar. neden mi? tüm dünya Amerikaya düşman, Amerika tüm dünyaya düşman.​
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt