nihalim
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 3 Eki 2006
- Mesajlar
- 2,593
- Tepki puanı
- 2
- Puanları
- 0
- Yaş
- 45
- Konum
- *meftun*
- Web Sitesi
- www.hatim-online.com
Ölüm Üzerine Tefekkür ....
'' Siyah saç ,ak defterle geldik..
Ak saç , siyah defterle gidiyoruz...''
Yazılası en manidar kelime , dilimizin en aşina olması gereken söz , '' ölüm ''...Hiç bir anlam ölüm kadar düşündürmez , derinlere işlemez çünkü...Ölümü hatırlamak ; sonu görmek , hakikati bilmek , dünya gayesinin farkına varmaktır ...Ne kadar çok yazıp , ne kadar çok okusak ta tam manasıyla idrak edemeyiz ölümü...Bu yüzden gücümüzün yettiğince eda ettiğimiz ibadetlerimiz , ölümü korkmadan beklememize vesile olmaz...Ölüm soğuktur her zaman gözümüzde ...
Ne mutlu ki ölümü kurtuluş görene , hayatı zindan bilene , Azraile hoşgeldin diyebilene ...
Korktuğumuz ölüm değildir aslında çoğumuzun...Amellerimizin yetersizliği , Kuran ve sünnete bağlılığımızdaki zayıflıktır bizi düşündüren ...Hakkını verememektir ömrün ve Kalu belada verdiğimiz sözü yerine getirememektir canımızı acıtan...Kul ibadetini 2 hal üzerine yapar...Korkarak ve Umut ederek...Dolayısıyla ölümüde bu 2 hal doğrultusunda bekler...İmtihanı kazanma umudu ve arzusu yakarken içimizi , ölümün her insana değişik zamanlarda uğraması nedense bize bir rahatlık yükler ...Kendimizin yarına çıkacağı kesin değilken , başkasının kalan 3 ayına üzülürüz...Aslında her ölüm ibrettir nefsimize ama yine de göz yumuşlar köklü değişikliklere sebep olmaz hayatımızda ..
Ne mutlu ki yalnızca rıza için yaşıyabilene , ölümü iple çekenine....
Tüm mesele geldiğimiz gibi gidebilmektir ,saf ve tertemiz...Hem manen hem madden emanete sahiplik şuuruyla ömrü sonlandırmaktır istediğimiz...Ama malesef dünya çok büyük bir oyalayıcı , nefs çok güçlü bir kandırıcıdır...Hayat her dakikasını aleyhimize işlerken , nefsimiz asıl vazifeye yoğunlaşmamıza engel bahaneler üretmektedir...Bu bahaneler zaman ilerleyip , gün geçtikçe hastalığa dönüşür ...Karnımız gibi ruhumuzda acıkır çünkü ...İbadete , tefekküre,Aşk'a susar yüreğimiz...Nasıl ki yemeden kesilince bedenimiz zarar görür , dinimize önem vermedikçe de ruhumuz kayıplar verir ...Gönül gözümüz kapanır , kalbimiz kararır ...
Ne mutlu ki dili ve kalbiyle Allah'ı zikredene , hem hal hem kal diliyle islamı yaşayabilene ...
Yine çok gariptir ki '' Nasıl yaşarsanız , öyle ölürsünüz ..'' cümlesinin anlamını idrak edemeyen bizler ; '' Ümit var olunuz '' sözünü çok iyi benimseriz ...Elimiz bomboşken bile cenneti ümit ederiz mesela...Bir yandan cehennemin kapısını zorlarken , bir yandan da '' Kalbim temiz '' der cennetin hayalini kurarız ...Oysa ki hangi hal ile ömrü tükettiysek bu hal üzerine ölümü beklemekten daha mantıklı ne olabilir ? Hakeza hayırlı bir ölüm için , hayırlı bir yaşam düşüncesi akla çok yatkındır ...
Ne mutlu ki son dakikalarını şehadetle süsleyebilene , rızaya kavuşarak can verene , tebessümle veda edebilene ...
Biz inananlar ölüm olayına kafa yorar , ölümün bir başlangıç olduğunu biliriz...Sermayemiz fani hayatta , ebedi yaşantımızı düşünerek biriktirdiklerimizdir ...Ne kadar terkedersek dünya hevesini , o kadar yaklaşırız Rabbimize...Bir nefes kadar yakınken ölüm bize , daha da hız vermeliyiz ahiret işlerine ...'' Allah bes! Baki heves '' sözünü çıkarmamalıyız aklımızdan..Çünkü hayatın olmazsa olmazı ölüm , ölümün olmazsa olmazı hesaptır , herşeyin bir gün hesabı vardır ...Garson bile önümüze koyduğu bir tabak yemeğin hesabını isterken , Yüce Allah'ın bize bahşettiği bunca nimetin sualsiz olacağını akılsızlık olur ...
Ne mutlu ki veremeyecek hesabı olmayana , Hak ışığıyla yolunu aydınlatana ...
Son olarak bir örnek vericem...bazılarımız sayısal lotodan ikramiye çıkma olasılığının %0.1 den daha düşük bir ihtimal olğunu bilir ve buna rağmen hazırlık yapar ,kupon alır ...Bizler ise ahiretin varlığından % 100 emin iken rahatça hareket ediyoruz...Muhakkak ki ''O'ndan geldik , O'na döneceğiz...'' bu düsturla hayatımıza yön verenlerden olmaya gayret gösterelim inşaAllah...
Ne mutlu ki ölümü en güzel başlangıca vesile sayanlara , Onlardan olabilmek duasıyla ...
alıntı
Zeynepciğim B) emeğine ,yüreğine sağlık güzel kardeşim
'' Siyah saç ,ak defterle geldik..
Ak saç , siyah defterle gidiyoruz...''
Yazılası en manidar kelime , dilimizin en aşina olması gereken söz , '' ölüm ''...Hiç bir anlam ölüm kadar düşündürmez , derinlere işlemez çünkü...Ölümü hatırlamak ; sonu görmek , hakikati bilmek , dünya gayesinin farkına varmaktır ...Ne kadar çok yazıp , ne kadar çok okusak ta tam manasıyla idrak edemeyiz ölümü...Bu yüzden gücümüzün yettiğince eda ettiğimiz ibadetlerimiz , ölümü korkmadan beklememize vesile olmaz...Ölüm soğuktur her zaman gözümüzde ...
Ne mutlu ki ölümü kurtuluş görene , hayatı zindan bilene , Azraile hoşgeldin diyebilene ...
Korktuğumuz ölüm değildir aslında çoğumuzun...Amellerimizin yetersizliği , Kuran ve sünnete bağlılığımızdaki zayıflıktır bizi düşündüren ...Hakkını verememektir ömrün ve Kalu belada verdiğimiz sözü yerine getirememektir canımızı acıtan...Kul ibadetini 2 hal üzerine yapar...Korkarak ve Umut ederek...Dolayısıyla ölümüde bu 2 hal doğrultusunda bekler...İmtihanı kazanma umudu ve arzusu yakarken içimizi , ölümün her insana değişik zamanlarda uğraması nedense bize bir rahatlık yükler ...Kendimizin yarına çıkacağı kesin değilken , başkasının kalan 3 ayına üzülürüz...Aslında her ölüm ibrettir nefsimize ama yine de göz yumuşlar köklü değişikliklere sebep olmaz hayatımızda ..
Ne mutlu ki yalnızca rıza için yaşıyabilene , ölümü iple çekenine....
Tüm mesele geldiğimiz gibi gidebilmektir ,saf ve tertemiz...Hem manen hem madden emanete sahiplik şuuruyla ömrü sonlandırmaktır istediğimiz...Ama malesef dünya çok büyük bir oyalayıcı , nefs çok güçlü bir kandırıcıdır...Hayat her dakikasını aleyhimize işlerken , nefsimiz asıl vazifeye yoğunlaşmamıza engel bahaneler üretmektedir...Bu bahaneler zaman ilerleyip , gün geçtikçe hastalığa dönüşür ...Karnımız gibi ruhumuzda acıkır çünkü ...İbadete , tefekküre,Aşk'a susar yüreğimiz...Nasıl ki yemeden kesilince bedenimiz zarar görür , dinimize önem vermedikçe de ruhumuz kayıplar verir ...Gönül gözümüz kapanır , kalbimiz kararır ...
Ne mutlu ki dili ve kalbiyle Allah'ı zikredene , hem hal hem kal diliyle islamı yaşayabilene ...
Yine çok gariptir ki '' Nasıl yaşarsanız , öyle ölürsünüz ..'' cümlesinin anlamını idrak edemeyen bizler ; '' Ümit var olunuz '' sözünü çok iyi benimseriz ...Elimiz bomboşken bile cenneti ümit ederiz mesela...Bir yandan cehennemin kapısını zorlarken , bir yandan da '' Kalbim temiz '' der cennetin hayalini kurarız ...Oysa ki hangi hal ile ömrü tükettiysek bu hal üzerine ölümü beklemekten daha mantıklı ne olabilir ? Hakeza hayırlı bir ölüm için , hayırlı bir yaşam düşüncesi akla çok yatkındır ...
Ne mutlu ki son dakikalarını şehadetle süsleyebilene , rızaya kavuşarak can verene , tebessümle veda edebilene ...
Biz inananlar ölüm olayına kafa yorar , ölümün bir başlangıç olduğunu biliriz...Sermayemiz fani hayatta , ebedi yaşantımızı düşünerek biriktirdiklerimizdir ...Ne kadar terkedersek dünya hevesini , o kadar yaklaşırız Rabbimize...Bir nefes kadar yakınken ölüm bize , daha da hız vermeliyiz ahiret işlerine ...'' Allah bes! Baki heves '' sözünü çıkarmamalıyız aklımızdan..Çünkü hayatın olmazsa olmazı ölüm , ölümün olmazsa olmazı hesaptır , herşeyin bir gün hesabı vardır ...Garson bile önümüze koyduğu bir tabak yemeğin hesabını isterken , Yüce Allah'ın bize bahşettiği bunca nimetin sualsiz olacağını akılsızlık olur ...
Ne mutlu ki veremeyecek hesabı olmayana , Hak ışığıyla yolunu aydınlatana ...
Son olarak bir örnek vericem...bazılarımız sayısal lotodan ikramiye çıkma olasılığının %0.1 den daha düşük bir ihtimal olğunu bilir ve buna rağmen hazırlık yapar ,kupon alır ...Bizler ise ahiretin varlığından % 100 emin iken rahatça hareket ediyoruz...Muhakkak ki ''O'ndan geldik , O'na döneceğiz...'' bu düsturla hayatımıza yön verenlerden olmaya gayret gösterelim inşaAllah...
Ne mutlu ki ölümü en güzel başlangıca vesile sayanlara , Onlardan olabilmek duasıyla ...
alıntı
Zeynepciğim B) emeğine ,yüreğine sağlık güzel kardeşim