Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ölüm nedir ? (1 Kullanıcı)

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Ölüm nedir ?

İnsan ölüm haline yakınlaştığı anda,
Dört melek gelip durur, o insanın yanında.

O kimsenin ruhunu, el ve ayaklarından,
Tutarak, kuvvetlice çekerler hiç durmadan.

Ruh, kalbe geldiğinde, birden dili tutulur.
O andan itibaren hiç konuşamaz olur.

Parmakları ucundan, ruhunu, o dört melek,
Çekerler devam üzre, ta ki çıkıncaya dek.

O zamanki soluğu, bir saka kırbasından,
Su boşalır misali gır gır öter durmadan.

Facirlerin ruhları öyle çetin çıkar ki,
Yaş keçeye takılan bir dikendir o sanki.

Zanneder ki, karnında bir dikenli çalı var.
O çalıyı, ağzından kuvvetle çekiyorlar.

Kimi de zanneder ki, ölüm halinde iken,
Çıkıyor ruhu sanki, bir iğne deliğinden.

Yerle gök birleşiyor zanneder bazısı da.
Kalıyor kendisi de onların arasında.

Hastanın her a’zası, çok terleyip bu defa,
Gözleri, sürat ile gider iki tarafa.

Burnunun iki yanı çekilip, solar benzi.
Soluğu kabarır ve kalkar göğüs kafesi.

Nefesleri, git gide azalır, seyrek olur.
Bedenin harareti düşer ve ceset soğur.

Ruh, kalpte karar kılıp, hiç çıkmayı istemez.
O zaman melek ona, harbeyle vurur bir kez.

O harbeyi vurmanın hikmeti de şudur ki,
O, ölüm denizine daldırılmıştır çünki.

O hastanın kalbine harbe temas edince,
Zehir gibi, her uzva tesir eder hemence.

Zira kalpte bulunur hayatın sırrı asıl.
Ruh, bedenden çıkmaya, mecbur olur velhasıl.

Lakin henüz çıkmadan, şeytan, bunu bir fırsat,
Bilip, avanesini eder ona musallat.

Bu, en güçsüz, en zayıf anıdır ki insanın,
Şeytanın avanesi ona gelir ansızın.

Önceden vefat etmiş ana, baba, birader,
Gibi sevdiklerinin suretine girerler.

Ona şöyle derler ki: (Ey oğlumuz, kızımız!
Sen şimdi ölüyorsun, seni geçtik bunda biz.

Senden önce gelmekle ahiret âlemine,
Daha iyi vakıfız buranın ahvaline.

Sen, yahudi dininde vefat et ki bu zaman,
Hak teâlâ indinde, bu dindir makbul olan.)

Şeytanın bu sözüne aldanmazsa o eğer,
Onlar gidip, yerine başkaları gelirler.

Derler ki: (Ey oğlumuz, yahut ey kardeşimiz!
Ahirete gitmekte, seni geçtik hepimiz.

Sen şimdi vefat et ki, hıristiyan dininde,
Makbul olan bu dindir Hak teâlâ indinde.)

Aldatabilmek için, bir nice dil dökerler.
Her dini methederek, ona teklif ederler.

Eğer islamiyet’e tam uymuşsa ömründe,
Şeytanın fitnesine hiç aldanmaz o günde.

HUZUR PINARI - İslamiyet, İslam Dini, Ehl-i Sünnet İtikadı, İlmihal, Kitaplar...
 

yunbet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 May 2007
Mesajlar
154
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
allah razı olsun güzel paylaşım herşeyin dogrusunu allah bilir allah bizi bildigi dogrularla yaşatsın
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Eğer islamiyet’e tam uymuşsa ömründe,
Şeytanın fitnesine hiç aldanmaz o günde.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul
Hoş safa geldin

Hoş safa geldin

Eğer ölü ağzından, akmış ise tükrüğü,
Alt dudağı sarkmış ve kararmışsa hem yüzü,

O kişi, ihtimal ki, şakavetle ölmüştür.
Cehennemde, yerini görmüş de üzülmüştür.

Eğer ki ağzı açık, sanırsın ki gülüyor.
Yüzü balmumu rengi, güzel ve gülümsüyor.

Büyük bir ihtimalle, saadetli kişidir.
Cennetteki yerini görüp de sevinmiştir.

Melekler, böyle ruhu, Cennet ipeklerine,
Sararak, iletirler (a’la-yı illiyyin)e.

Bu meleklerin başı, hazret-i Cebrail’dir.
Birinci kat semaya, o ruh ile yükselir.

(Kimsin?) diye sorulur, der ki: (Ben Cebrail’im.
Filan oğlu filandır yanımda getirdiğim.)

Onlar dahi derler ki: (Hoş geldi, safa geldi.
İman ve itikadı doğru ve pek güzeldi.)

İkinci kat semaya çıkınca (Kimdir?) denir.
Cibril, hem kendisini, hem de onu bildirir.

Onlar dahi derler ki: (Hoş geldi, safa geldi.
Tadil-i erkan ile namaz eda ederdi.)

Üçüncü kat semaya, daha sonra varılır.
Aynı sual ve cevap, orda da tekrarlanır.

Onlar dahi derler ki: (Hoş safa geldi bu zat.
Seve seve verirdi malından uşur, zekat.)

Dördüncü kat semaya çıkılınca sonra da,
Aynı sual ve cevap tekrarlanır orda da.

Derler ki: (Safa geldi, ne iyi müslümandı.
Oruçlarını tutup, haramlardan kaçardı.)

Sonra, beşinci kata varınca (Kimdir?) denir.
Yine aynı şekilde Cebrail cevap verir.

Derler ki: (Safa geldi, biliriz kendisini.
Allah için yapardı, o Hac farizesini.)

Altıncı kat semaya, varıp kapı vurulur.
Yine aynı şekilde, sual cevap olunur.

Derler ki: (Safa geldi, ederdi çok istiğfar.
Yetim ve acizlere yapardı çok hayırlar.)

Oradan varırlar ki, Sidre-tül münteha’ya,
Sual cevaptan sonra, yükselirler oraya.

Denir ki: (Safa geldi, ne hoştur ki bu kişi,
Allah rızası için yapıyordu her işi.)

Oradan da yükselir nur ve zulmet, su ve kar,
Ateş deryalarından yukarlara çıkarlar.

Bir nida olunur ki, o sırada onlara:
(Bu, kimin ruhudur ki, getirdiniz buraya?)

Cibril aleyhisselam, bunu cevaplandırır.
Ve der ki: (Evliyadan, filan oğlu filandır.)

Denir ki: (Yaklaştırın, daha da yakın olsun.)
Sonra nida olunur: (Sen, ne iyi bir kulsun!)

Bu makama varanlar, evliya-yı kiramdır.
Arif-i billah olan çok yüksek insanlardır.

Yoksa çoğu veliler, ulaşınca Kürsi’ye,
Bir nida işiterek döndürülür geriye.

Bazı evliya dahi, daha alt perdelerden,
Red olunup, geriye döndürülür o yerden.

HUZUR PINARI - İslamiyet, İslam Dini, Ehl-i Sünnet İtikadı, İlmihal, Kitaplar...
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
41
Konum
İstanbul

İmam-ı Rabbani Hazretlerinden İnciler

Yâ Rabbî! Ölüm bizi uyandırmadan önce, sen bizi uyandır! Peygamberlerin efendisi “aleyhi ve aleyhim ve alâ âlihissalâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve efdalühâ” hurmetine, düâmızı kabûl eyle!

Kardeşim! İnsanları dünyâya, yalnız yiyip içmek için ve giyinip süslenmek için göndermediler. İstediklerimizi toplamak, sevdiğimiz şeylerle keyflenmek ve oynayıp zevklenmek için yaratılmadık. İnsanların yaratılması, Allahü teâlâya karşı aşağılığını, gücü yetmezliğini, muhtâc, zavallı olduğunu göstermeleri içindir. Kulluk da, bu demekdir. Fakat, bu kulluk, Muhammed aleyhisselâmın islâmiyyetinin izn verdiği gibi olmalıdır. Yoksa, müslümân olmıyanların yapdıkları riyâzetler, mücâhedeler, bu parlak islâmiyyete uygun olmadığı için, zarar ve ziyândan başka sonu olmaz. Pişmân olmakdan, üzülmekden başka birşey kazandırmaz. Ehl-i sünnet vel-cemâ’at denilen doğru yolun âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak i’tikâdı düzeltdikden sonra, ibâdetleri yapmakla berâber, kalbi Allahü teâlânın zikri ile süslemelidir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt