Abdullah bin Ebî Evfâ (r.a.) anlatıyor:
Resul-i Ekremin (a.s.m.) huzurunda bulunduğumuz bir sırada ona birisi gelerek:
"Yâ Resûlâllah, ölüm döşeğinde yatan bir genç var. Kendisine, `Lâ ilâhe illâllah, de` dendiği halde (bir türlü) bunu söyleyemiyor" dedi.
Resul-i Ekrem (a.s.m.):
"Namaz kılar mıydı?" diye sordu.
Adam:
"Evet, (kılardı)" dedi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.) kalktı. Biz de onunla kalktık. Resul-i Ekrem gencin yanına girdi ve ona:
"`Lâ ilâhe illâllah` de" buyurdu.
"Söyleyemiyorum."
Resul-i Ekrem (a.s.m.), "Niçin?" diye sorunca, gelen adam:
"Annesine âsi idi" dedi.
Resul-i Ekrem:
"Annesi sağ mı?" diye sordu. Oradakiler:
"Evet sağdır" dediler. Resul-i Ekrem:
"çağırın gelsin" buyurdu. Onlar da kadını çağırdılar, kadın da geldi. Resul-i Ekrem kadına:
"Bu senin oğlun mudur?" diye sordu.
Kadın:
"Evet" dedi.
Resul-i Ekrem kadına:
"Bak şurada büyük bir ateş (olsa) ve `Oğluna şefaat edersen onu bu ateşte yakmayız; fakat şefaat etmezsen bu ateşte yakarız` deseler ne yapardın? Şefaat eder miydin?" diye sordu.
Kadın:
"Onun şefaatçisi ben olurdum" dedi. Resul-i Ekrem:
"O halde ondan râzı olduğuna, Allah-u Teâlâyı ve beni şâhit göster" buyurdu. Kadın:
"Allah`ım! Seni ve Resul-i Ekremi şâhit tutuyorum. Oğlumdan râzı oldum (hakkımı ona helâl ettim)" dedi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.) hasta gence:
"`Lâ ilâhe illâllahu vahdehû lâ şerikeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resulüh` de" diye buyurdu. Hasta hemen şehâdet getirdi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.):
"Allah`a hamdolsun ki, benim vasıtam ile bu (genci) Cehennem ateşinden kurtardı" dedi.
(Hadisi Taberânî ve özet olarak Ahmed bin Hanbel rivâyet etmiştir.)
Anneligin Kutsalligina Bakin. Annecim, seni cok seviyorum. :a14:
Resul-i Ekremin (a.s.m.) huzurunda bulunduğumuz bir sırada ona birisi gelerek:
"Yâ Resûlâllah, ölüm döşeğinde yatan bir genç var. Kendisine, `Lâ ilâhe illâllah, de` dendiği halde (bir türlü) bunu söyleyemiyor" dedi.
Resul-i Ekrem (a.s.m.):
"Namaz kılar mıydı?" diye sordu.
Adam:
"Evet, (kılardı)" dedi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.) kalktı. Biz de onunla kalktık. Resul-i Ekrem gencin yanına girdi ve ona:
"`Lâ ilâhe illâllah` de" buyurdu.
"Söyleyemiyorum."
Resul-i Ekrem (a.s.m.), "Niçin?" diye sorunca, gelen adam:
"Annesine âsi idi" dedi.
Resul-i Ekrem:
"Annesi sağ mı?" diye sordu. Oradakiler:
"Evet sağdır" dediler. Resul-i Ekrem:
"çağırın gelsin" buyurdu. Onlar da kadını çağırdılar, kadın da geldi. Resul-i Ekrem kadına:
"Bu senin oğlun mudur?" diye sordu.
Kadın:
"Evet" dedi.
Resul-i Ekrem kadına:
"Bak şurada büyük bir ateş (olsa) ve `Oğluna şefaat edersen onu bu ateşte yakmayız; fakat şefaat etmezsen bu ateşte yakarız` deseler ne yapardın? Şefaat eder miydin?" diye sordu.
Kadın:
"Onun şefaatçisi ben olurdum" dedi. Resul-i Ekrem:
"O halde ondan râzı olduğuna, Allah-u Teâlâyı ve beni şâhit göster" buyurdu. Kadın:
"Allah`ım! Seni ve Resul-i Ekremi şâhit tutuyorum. Oğlumdan râzı oldum (hakkımı ona helâl ettim)" dedi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.) hasta gence:
"`Lâ ilâhe illâllahu vahdehû lâ şerikeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resulüh` de" diye buyurdu. Hasta hemen şehâdet getirdi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (a.s.m.):
"Allah`a hamdolsun ki, benim vasıtam ile bu (genci) Cehennem ateşinden kurtardı" dedi.
(Hadisi Taberânî ve özet olarak Ahmed bin Hanbel rivâyet etmiştir.)
Anneligin Kutsalligina Bakin. Annecim, seni cok seviyorum. :a14: