Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ölmeden önce, acele etmelidir (1 Kullanıcı)

haya87

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Şub 2009
Mesajlar
234
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Ölmeden önce, acele etmelidir

Hayırlı işleri yapmayı tehir etmeye, sonraya bırakmaya, tesvîf denir. İbâdetleri ve hayırlı işleri yapmakta acele etmeye ise, musâreât denir. Hadîs-i şerîfte; (Ölmeden evvel tövbe ediniz. Hayırlı işleri yapmaya mâni çıkmadan önce acele ediniz. Allahü teâlâyı çok hâtırlayınız. Zekât ve sadaka vermekte acele ediniz. Böylece Rabbinizin rızıklarına ve yardımına kavuşunuz!) buyuruldu.

Hayırlı işleri, amelleri, tehir edenler, geciktirenler, ileride yaparız diyenler, mutlak ziyân içindedirler. Çünkü Peygamber efendimiz; (Tesvîf eden, hayırlı işleri sonraya bırakanlar helâk olur) buyurmuşlardır.

Ömer bin Abdülazîz hazretleri, kendisinden nasihat isteyen bir kimseye; “Şimdi ecel gelmeden, ameller sona ermeden, Allahü teâlâ insanları ve cinleri hesâba çekmek için huzûruna getirmeden önce, tövbeyi fırsat bilmeli, af ve magfirete kavuşmayı kazanç bilmelidir. Kıyâmette, hesap gününde, mâzeret kabûl edilmez” buyurmuştur.

Peygamber efendimiz, eshâb-ı kirâma ve bütün ümmetine hitaben buyuruyor ki:
(Beş şey gelmeden evvel beş şeyin kıymetini biliniz: Ölmeden önce hayâtın kıymetini, hastalıktan önce sıhhatin kıymetini, dünyâda âhireti kazanmanın kıymetini, ihtiyârlamadan gençliğin kıymetini, fakîrlikten evvel zenginliğin kıymetini.)

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, helâya girdikten bir müddet sonra, kapıyı vurarak hizmetçisini çağırır. Hizmetçi, tahâret suyunu veyâ bezini hâzırlamadığını sanıp, koşarak gelir. Kapı arasından gömleğini uzatarak;

- Al, bunu, falanca fakîre hediyye olarak götür buyurunca;

- Efendim, bunu helâdan çıkınca emretseydiniz olmaz mı idi? Kendinize niçin böyle sıkıntı verdiniz? deyince;

- Gömleğimi o fakîre hediyye etmek, helâda hâtırıma geldi. Dışarı çıkıncaya kadar tesvîf etseydim, geciktirseydim şeytânın vesvese ederek, bu hayırlı işi yapmaktan beni vazgeçirmesinden korktum cevabını verir.

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri buyurur ki:
“Bizim yolumuzun esası altı şeydir: Allahın kitâbına sarılmak, Resûlullahın sünnetine uymak, helâl yemek, insanları incitmemek, yasaklardan uzak durmak, hakkı ve borcu ödemekte acele etmek.”

Çelebi Cemâleddîn efendi, hayır, hasenât ve iyilik yapmakta acele ederdi. Sebebi sorulduğunda; “Hayır yapmakta acele etmek lâzımdır. Tehir ve sonraya bırakmakta, çabuk geçen ömre güvenmek ve cimrilik korkusu vardır” buyururdu.

İnsanın nefsi, dâimâ zararlı şeyler ister. Şeytân ise, çok hayırlı işe mâni olmak için, az hayırlı olan şeyi de vesvese yapar. Büyük günâha sürüklemek için, küçük hayır yapmayı da vesvese eder. Şeytânın vesvesesi olan hayırlı iş, insana tatlı gelir ve acele ile yapmak ister. Bunun için, hadîs-i şerîfte; (Acele etmek, şeytântandır. Beş şey bundan müstesnâdır: Kızını evlendirmek, borcunu ödemek, cenâze hizmetlerini çabuk yapmak, misâfiri doyurmak, günâh yapınca hemen tövbe etmek) buyuruldu. Peygamber efendimiz, hazret-i Ali’ye hitaben de; (Yâ Alî! Üç şeyi geciktirme! Namâzı evvel vaktinde kıl! Hâzırlanmış cenâze namâzını hemen kıl! Dul veyâ kızı, küfvü isteyince, hemen ver!) buyurmuştur.

Abbâsî Halîfelerinden Hârûn Reşîd, İmâm-ı Ebû Yûsuf hazretlerinden nasihat isteyince, cevaben; “Bugünün işini yarına bırakma, yoksa işleri ve hakları zâyi edersin. İstekler bitmeden ecel gelir çatar. Ecel gelip çatmadan sâlih amel işle. Çünkü ölüm gelince, amel yapılmaz” buyurmuştur.

Seyyid Hasan Berzencî hazretleri de, bir sevdiğine hitaben; “Ecel gelmeden önce tövbe ve istiğfârda acele et” buyurmuştur.

Netice olarak bu dünyada her şey fâni olduğu gibi insân da fânidir yani geçici bir müddet için burada bulunmaktadır. İnsana verilen müddet ve imkânlar da sınırlıdır, geçicidir. İhsân edilen bu imkân ve zamanı, en kıymetli yerde kullanmalı ve bunun için de acele etmeli, hesap gününe hazırlanmalıdır. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi:
(Akıllı kimse, ölmeden önce hesâbını gören, ölümden sonra kendisine yarayacak şeyleri yapan kimsedir.)

Osman ÜNLÜ
Osman nl .:.: www.osman-unlu.com :.:.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt