Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,591
- Tepki puanı
- 957
- Puanları
- 113
- Yaş
- 66
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
Okullara Osmanlıca dersi konulmalı
Osmanlıca bilmediğimiz için ne büyük dedelerimizden bize hatıra olarak kalan belgeleri anlayabiliyoruz ne de çeşme kitabelerinde bulunan önemli yazıları.
Divan Araştırmaları Derneği eğitmeni Yrd.Doç.Dr. Ömer İşbilir, Osmanlıca'nın liselerde en azından seçmeli olarak mutlaka okutulması gerektiğini söylüyor.
Batı dillerine ilgi her geçen gün artıyor. O kadar ki iş verenler en azından İngilizce'yi ana dilimiz gibi bilmemizi istiyorlar. İngilizce, Almanca, Fransızca derken liste böyle uzayıp gidiyor. Biz bunları öğrenmek için çabalarken, Osmanlı Devleti gibi köklü bir imparatorluktan bize kalan bilgi ve belgeleri anlayabilecek altyapıya sahip değiliz. Bu yüzden öğrenmemiz gereken başlıca diller arasında Osmanlıca geliyor. Birçok dernek ve vakfın açtığı kurslarda Osmanlıca okumalar yapılıyor, bu şekilde kültürel mirasımız tanıtılıyor ama Osmanlıca'ya ilgi tarihçilerin de desteğiyle artsa da söylenenlere göre bu pek yeterli değil. Divan Araştırma ve Eğitim Derneği de bu ilgiyi arttırmak ve insanları sahip oldukları kültürel mirasla buluşturmak için bir proje uyguluyor. 2010 Avrupa Kültür Başkentinde Kültür ve Tarih Mirasımızla Buluşmak adı altında yürütülen projede Osmanlı Türkçesi Eğitim Programı uygulanarak, toplumun bilinçlenmesi amaçlanıyor. Eğitim programı çerçevesinde Osmanlıca dersi veren eğitmen Yrd.Doç.Dr. Ömer İşbilir, İstanbul'un 2010 Kültür Başkenti olmaya hızla yaklaştığı bu zamanlarda İstanbulluları kültürel miraslarından haberdar olmaya çağırıyor. “En büyük amacımız yeni nesilleri geçmişiyle bir araya getirmek. Kültürümüzü, tarihimizi onlara tanıtabilmek” diyen Ömer İşbilir'e göre, liselerde Osmanlı dersinin en azından seçmeli olarak mutlaka okutulması gerekiyor. Birçok öğrenci dedelerinin imam tayinini bildiren imametleri, dedelerinden kalma belgeleri merak edip, okutmak için Ömer İşbilir hocaya danışıyormuş. Her sene mutlaka öğrencilerinin bu gibi ricalarla kendisine geldiğini anlatan İşbilir, 100 yıl öncesinin lisanını anlamanın bu yüzden çok önemli olduğuna dikkat çekiyor. Kurslardaki eğitimini tamamlayanların her türlü kitabeyi, yazma eseri okuyacak seviyeye geldiğini vurgulayan İşbilir, “Bünyesinde birçok kütüphaneyi barındıran Süleymaniye Kütüphanesi'nde yazma koleksiyonu var. Dünyanın en zengin yazma koleksiyonu bizde bulunuyor. Avrupa'da 300-500 yazma eseri bulunan krallar övünürken, biz sahip olduğumuz binlerce yazma eserden haberdar değiliz. Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde birçok önemli belge var. Mesela sosyologlar Osmanlı dönemindeki boşanma davaları, şeriye sicilleri, komşular arasındaki arazi itilafları gibi birçok olayı sosyolojik yönüyle inceleyebilmeli. Bunun için de mutlaka Osmanlıca'ya ilgi gösterilmelidir” diyor.
KİTABELERİ TURİSTLER OKUYOR, YA BİZ
İşbilir'in bir öğrencisi cami ziyaretinde, kitabeleri okuyup anlayabilen bir turistle karşılaşmış ve ardından Osmanlıca öğrenmeye karar verip, kurslara katılmış. Turistler bile Osmanlıca'ya ilgi gösterirken, Türkiye'de kitabelere yabancı bir lisanmış gibi bakıldığını söyleyen İşbilir, Topkapı Sarayı'nın önünde bulunan 3. Ahmed Çeşmesi'ni örnek veriyor: ”Kitabelerde çeşmenin ne zaman ve niçin, kim tarafından yapıldığı yer alıyor. Hatları da 3.Ahmed'e ait. Burada 'Aç besmeleyle iç suyu, Han Ahmed'e eyle dua' yazıyor. Bu kitabe Ebced hesabına göre Hicri 1141 tarihini yani çeşmenin yapıldığı tarihi göstermektedir. Her harfin farklı rakam değeri var. Bu rakamların toplamı çeşmenin yapım tarihini veriyor. Bu şekilde tarihe not düşülmüş.” Genel Koordinatörlüğünü Ercan Köksal'ın yürüttüğü Osmanlıca Eğitim Programı hakkında ayrıntılı bilgiye www.divander.org adresinden ulaşılabilir.
PROJENİN AMACI BİLİNÇLENDİRMEK
-2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul'da altı yüz yıldır üretilen zengin kültür hazinesi ile iletişim kurulmasını temin etmek,
-Osmanlı Türkçesi ile yazılmış matbu ve tarihi eserlere karşı merak duyan İstanbullulara cevap verebilmek,
-İstanbul başta olmak üzere ülkemizin tarihi ve kültürel mirasına dikkat çekmek,
-Her seviyeden Osmanlı Türkçesi kursları düzenleyerek Osmanlı Türkçesi okuyabilen ve bu konuda çalışmalar yapabilecek bireyler yetiştirmek,
-İstanbul'daki tarihi eserler üzerindeki Osmanlı Türkçesi kitabe ve yazıların envanterini çıkartıp kursiyerler ve katılımcılarla okumak ve değerlendirmek
Osmanlıca bilmediğimiz için ne büyük dedelerimizden bize hatıra olarak kalan belgeleri anlayabiliyoruz ne de çeşme kitabelerinde bulunan önemli yazıları.
Divan Araştırmaları Derneği eğitmeni Yrd.Doç.Dr. Ömer İşbilir, Osmanlıca'nın liselerde en azından seçmeli olarak mutlaka okutulması gerektiğini söylüyor.
Batı dillerine ilgi her geçen gün artıyor. O kadar ki iş verenler en azından İngilizce'yi ana dilimiz gibi bilmemizi istiyorlar. İngilizce, Almanca, Fransızca derken liste böyle uzayıp gidiyor. Biz bunları öğrenmek için çabalarken, Osmanlı Devleti gibi köklü bir imparatorluktan bize kalan bilgi ve belgeleri anlayabilecek altyapıya sahip değiliz. Bu yüzden öğrenmemiz gereken başlıca diller arasında Osmanlıca geliyor. Birçok dernek ve vakfın açtığı kurslarda Osmanlıca okumalar yapılıyor, bu şekilde kültürel mirasımız tanıtılıyor ama Osmanlıca'ya ilgi tarihçilerin de desteğiyle artsa da söylenenlere göre bu pek yeterli değil. Divan Araştırma ve Eğitim Derneği de bu ilgiyi arttırmak ve insanları sahip oldukları kültürel mirasla buluşturmak için bir proje uyguluyor. 2010 Avrupa Kültür Başkentinde Kültür ve Tarih Mirasımızla Buluşmak adı altında yürütülen projede Osmanlı Türkçesi Eğitim Programı uygulanarak, toplumun bilinçlenmesi amaçlanıyor. Eğitim programı çerçevesinde Osmanlıca dersi veren eğitmen Yrd.Doç.Dr. Ömer İşbilir, İstanbul'un 2010 Kültür Başkenti olmaya hızla yaklaştığı bu zamanlarda İstanbulluları kültürel miraslarından haberdar olmaya çağırıyor. “En büyük amacımız yeni nesilleri geçmişiyle bir araya getirmek. Kültürümüzü, tarihimizi onlara tanıtabilmek” diyen Ömer İşbilir'e göre, liselerde Osmanlı dersinin en azından seçmeli olarak mutlaka okutulması gerekiyor. Birçok öğrenci dedelerinin imam tayinini bildiren imametleri, dedelerinden kalma belgeleri merak edip, okutmak için Ömer İşbilir hocaya danışıyormuş. Her sene mutlaka öğrencilerinin bu gibi ricalarla kendisine geldiğini anlatan İşbilir, 100 yıl öncesinin lisanını anlamanın bu yüzden çok önemli olduğuna dikkat çekiyor. Kurslardaki eğitimini tamamlayanların her türlü kitabeyi, yazma eseri okuyacak seviyeye geldiğini vurgulayan İşbilir, “Bünyesinde birçok kütüphaneyi barındıran Süleymaniye Kütüphanesi'nde yazma koleksiyonu var. Dünyanın en zengin yazma koleksiyonu bizde bulunuyor. Avrupa'da 300-500 yazma eseri bulunan krallar övünürken, biz sahip olduğumuz binlerce yazma eserden haberdar değiliz. Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde birçok önemli belge var. Mesela sosyologlar Osmanlı dönemindeki boşanma davaları, şeriye sicilleri, komşular arasındaki arazi itilafları gibi birçok olayı sosyolojik yönüyle inceleyebilmeli. Bunun için de mutlaka Osmanlıca'ya ilgi gösterilmelidir” diyor.
KİTABELERİ TURİSTLER OKUYOR, YA BİZ
İşbilir'in bir öğrencisi cami ziyaretinde, kitabeleri okuyup anlayabilen bir turistle karşılaşmış ve ardından Osmanlıca öğrenmeye karar verip, kurslara katılmış. Turistler bile Osmanlıca'ya ilgi gösterirken, Türkiye'de kitabelere yabancı bir lisanmış gibi bakıldığını söyleyen İşbilir, Topkapı Sarayı'nın önünde bulunan 3. Ahmed Çeşmesi'ni örnek veriyor: ”Kitabelerde çeşmenin ne zaman ve niçin, kim tarafından yapıldığı yer alıyor. Hatları da 3.Ahmed'e ait. Burada 'Aç besmeleyle iç suyu, Han Ahmed'e eyle dua' yazıyor. Bu kitabe Ebced hesabına göre Hicri 1141 tarihini yani çeşmenin yapıldığı tarihi göstermektedir. Her harfin farklı rakam değeri var. Bu rakamların toplamı çeşmenin yapım tarihini veriyor. Bu şekilde tarihe not düşülmüş.” Genel Koordinatörlüğünü Ercan Köksal'ın yürüttüğü Osmanlıca Eğitim Programı hakkında ayrıntılı bilgiye www.divander.org adresinden ulaşılabilir.
PROJENİN AMACI BİLİNÇLENDİRMEK
-2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul'da altı yüz yıldır üretilen zengin kültür hazinesi ile iletişim kurulmasını temin etmek,
-Osmanlı Türkçesi ile yazılmış matbu ve tarihi eserlere karşı merak duyan İstanbullulara cevap verebilmek,
-İstanbul başta olmak üzere ülkemizin tarihi ve kültürel mirasına dikkat çekmek,
-Her seviyeden Osmanlı Türkçesi kursları düzenleyerek Osmanlı Türkçesi okuyabilen ve bu konuda çalışmalar yapabilecek bireyler yetiştirmek,
-İstanbul'daki tarihi eserler üzerindeki Osmanlı Türkçesi kitabe ve yazıların envanterini çıkartıp kursiyerler ve katılımcılarla okumak ve değerlendirmek