Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

“oku” (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
"Allah" bilinciyle başlarım !...

Kitabı “OKU”mada, hikmete ermede, hiç aklıma gelmeyecek olan şeylerin sırlarına ermemde Takdîri Huda, âyetlere devam etmenin çok büyük faydalarını gördüm.
Biz fâniyiz. Kısa bir süre sonra aranızdan ayrılır gideriz.
Ama, isteriz ki, biz de insanların hayra, hikmete ermesine vesile olalım. Ardımızdan üç İhlâs ve bir Fatiha ile; “Allah razı olsun!” diyenlerimiz olsun.
Cennete giden hiç kimsenin Cennette mertebesi yükselmez!
Cennette mertebe yükselmesine karşı ne bir âyet var, ne de bir hâdis.
Dolayısıyla, bu dünya hayatında ilmini, irfanını basiretini ne kadar artırırsa kişi, ahirette de onun karşılığı olan mertebenin gereğini yaşayacaktır.
Allah’ın kurmuş olduğu mizân dolayısıyla biz bu dünyada yaşadığımız her anı, her dakikayı çok büyük bir nimet olarak bilmek zorundayız.
Ahirette, namaz var mı? Yok!.. Oruç var mı? Yok!. Zekât var mı?.. Yok!..
Cennette bunların hiç biri yok!. Bunlar dünyada insanlara, kendi mertebelerini yükseltsinler diye tavsiye edilmiş, önerilmiştir.
Allah’ın zaten böyle bir ibadete ihtiyacı yok!. Dolayısıyla yapacağın bu çalışmalar, senin mertebenin yükselmesi, Allah’a daha fazla yakîn kazanabilmen içindir.
Sen bu dünyada ibadet çalışmaları yapmazsan, öbür tarafta zaten böyle bir çalışma yok!
Dolayısıyla bunların getireceği “Yakîn” diye bir şey de söz konusu değil!
O zaman yapılacak bir tek şey var;
“Zararın neresinden dönersem kârdır” deyip olabildiğince buraya ağırlık verip, imkânların nispetinde bu güzelliklere ulaşmak zorundasın.
Gelişmene engel olacak şeylerden de uzak durmaya bak!.
Olayı basit olarak ele alın!.
“Öldükten sonra yaşamın devam edeceğine inanıyor muyum?”
Kendinize bunu sorun!.
Eğer, “Ben öldükten sonra yaşamım devam edecektir” diyorsanız, kendinize ikinci bir suali sorun!
Peki?. Öldükten sonra yaşam devam edeceğine göre bu yaşamın şartları nedir?”
Bu yaşamın şartlarını bize Rasulullah aleyhisselam bildiriyor. Gerek Kurân âyetleri olarak, gerek kendi açıklamaları olarak.
Ölümden sonraki yaşamı ve şartlarını, Rasulullah aleyhisselam bize bildirmiştir.
Ya, bu şartlara göre kendini hazırlayacak,
Veya, “Ben, Allah Rasulüne inanmıyorum” diyeceksin.
İnanmıyorum!.” diyorsan, o zaman kendi bildiğin gibi, nasıl istersen öyle yaşa!. Sonucuna sen katlanacaksın.
Ama, Rasulullah’a inanıyorum” diyorsan, o zaman Rasulullah’ın dediğine göre, dediği biçimde kendini ölümden sonraki yaşam şartlarına hazırlaman gerekir.
Kurân diyor ki;
“Dünyada âmâ olarak ölen, âhirette de âmâdır.”
O zaman tek şansın var.
Dünyada yaşarken bir takım gerçekleri görüp, hissedip, değerlendirip, yaşayabilmek önemli.
Dünyadan gittikten sonra artık, şansını kaçırmış oluyorsun.
Belki şöyle diyeceksin.
“Burada yapamadık, göremedik, elde edemedik ama, oraya gittiğimizde yaparız” Hayır!.
Hiç öyle bir şey umma!
Öyle bir şey söz konusu değil “Orada bana filânca yardım eder de benim mertebem yükselir” Hayır! Böyle bir şey muhal!.
Hiç kimse senin mertebeni orada artıramaz!.
Bu devirde en çok kullanılan bir söz de şudur, özellikle târikatlarda;
Biz bu durumda ölsek de önemli değil. Şeyhimiz orada bizim elimizden tutar. Bize mertebemizi atlattırır, yükseltir”. Hayır!
Böyle bir şeye dâir ne bir âyet vardır, ne de bir Hâdis vardır. Tamamen uydurma bir zan!.
Hiçbir şeyh, veli, evliyânın öbür tarafta, dikey bir yükselmeye dair, şefaati yoktur, şefaat edemez!.
Yatay genişleme olur. Ama, yatay genişleme kişiye mertebe getirmez. Yani, Levvameden, Mülhimeye... Mülhimeden Mutnainneye... Mutmainneden Radiyeye kişiyi geçirtemez! Velev ki, dünyada iken geçmiş olsun...
Dolayısıyla, nasıl bir gelişme umuyorsan, onu dünyada iken gerçekleştirmek zorundasın.
Hz. Muhammed s.a.v ‘ in en çok ettiği dualardan biri şu:
“Allahım bana eşyanın hakikatını göster”…
Eşyanın hakikati denen şey, “her bir şeyin” demektir. Eşya, şey kelimesinin çoğuludur. Türkçe’ye Arapça’dan geçmiştir.
Dolayısıyla, “eşyanın hakikatini bana göster” demek, “her bir şeyin hakikatini göster” demektir.
Rasulullah, bir gerçeği insanlara göstermek, öğretmek için bunları söylüyor.
Öyleyse, bizim amacımız da karşımızda “şey” adını verdiğimiz nesnelerin hakikatini görebilmek olmalıdır.
Eğer anlar, görürsen, o zaman, basîret gözündeki perde kalkacak, varlıkta her an yüz gösterenin Cenabı Hakkın kendisi olduğunu fark edeceksin.
Başını, yüzünü ne yana döndürürsen döndür, Allah’ın vechinden gayrısını göremezsin. Sadece ve sadece, Allah’ın vechini görürsün.
Dünyada yaşarken Allah’ın vechini göremiyorsan insanda olsun, hayvanda olsun, nebatta olsun, her bir birimde!.. O zaman perdelisin!.
Perde kalkmadan bu dünyadan gittiğin takdirde, öbür tarafta bu perdenin kalkması mümkün değil!. Kime göre ?..
Kurân’a göre!
O zaman ya aklını kullanacaksın, o perdenin kalkması için bir şeyler yapacaksın, ya da boş verecek ve sonuçlarına katlanacaksın!.
Sohbete katılanlardan bir soru:
Ben Allah’ın yolunda olmayı çok istiyorsam, ama bu benim kaderimde değilse, takdirimde yoksa, öbür tarafta büyük azap mı çekeceğim”?..
Hayır!.. Eğer, sen gerçekten bu işi çok istiyorsan, o isteğinin karşılığı da senin için oluşur. Çünkü, Kurân’da (insan, 76) âyet, şöyle der:
Ve ma teşâune illâ en yeşâ Allah
Sizdeki istek ve dilek, Allah’ın dilemesinin açığa çıkmasıdır”...
Sen, büyük istek ve şevkle Allah’ı istiyorsan bu, Allah’ın sana istettiği için meydana gelen bir istektir. Ve, eğer Allah bunu istemişse, mutlaka seni bunun neticesine erdirecektir.
Ötekinde zaten böyle bir istek olmaz!. Olmadığı için onun sonucu da oluşmaz!
Yani, netice olarak sen eğer gerçekten samimiyetle istiyorsan, istediğin şeye de mutlaka kavuşursun. Kavuşmaman diye bir şey söz konusu değildir.
Nihayetinde kötü veya iyi her şey Allah’ın dilemesi ile, isteği ile olmuş oluyor değil mi?
Kesinlikle öyle!. Zaten onun dışında başka bir varlık yok ki!. O, böyle olmasını diliyor, böyle yapıyor!.
Mezarlar ve mezarlık üzerine sorulan bir diğer sorunun cevabı ise şöyle:
Yüksek derecede Evliyaullah, dediğimiz zevât hariç, öteki vefat edenlerin hiç biri Dünya’ya gelemez!. Göremez!.
Ama sizin, mezarda ölülerinize okuduğunuz âyet ve sûrelerin nuru onlara ulaşır, fayda sağlar.
Şuurun bir müddet sonra mezar ile alâkası kalmaz!. Kişi, kendi kâbir âlemine girdikten sonra, mezarla bütün bağlantısı kesilir. Tamamen berzah âlemi dediğimiz, esas kabir âlemine gider. Toprağın altında yoktur artık!..
Kişinin mezara konması, gidilip ziyaret edilmesi, yaşayan insanlar gidip oraları görsün, ölümü unutmasın diye tavsiye edilmiş bir şeydir.
Yoksa ne toprak altında biri var, ne de toprak altından kalkıp gelip evine dönen, onlarla konuşan, onları gören bir ruh var!.
Bunlar, tamamen halkın uydurması!. Ayrıca, insanları ölüm ile korkutmak veya konuya yaklaştırmak için yapılan yakıştırmalardır.

* * *

Hacca gitmek günümüzde bir hayli zorlaştı. Büyük paralar istiyor. Ve toplumun büyük bir kesimi Hacca gitme imkânından mahrum!.
Hacca gittiğimiz zaman. “Arafat” dan, anamızdan doğduğumuz günkü kadar bütün günâhlarımızdan arınmış olarak sâf, temiz bir hâlde geri dönüyoruz.
Peki?. Bu güzel şey de ancak, Allah’ın kendisine büyük imkân tanıdığı bir kimse ise, bu şansa sahip oluyor günümüz Türkiye’sinde!
Hacca gidecek mâli imkânları olmayan bir kişiyi düşünelim!..
O kişi Allah’a imân ediyor. Rasulullah’a imân ediyor. Ama, gayet doğal olarak beşer olduğu için de çeşitli eksikleri, noksanları, kusurları, yanlışları vs. var.
Bilerek veya bilmeyerek işlediği çeşitli kusur ve yanlışların getirdiği günâhlarla da bezenmiş bir hâlde...
O zaman, bu kişinin kurtulma şansı nedir? Kendini nasıl kurtaracak?. Ne yapması gerekiyor?.
Böylesine imân sahibi olan kimselere Cenab-ı hak, bir yol göstermiş ve kolaylık sunmuş. Bu kolaylığı bize Hz.Rasulullah, Efendimiz Muhammed Mustafa aleyhisselam şöyle bildiriyor :
“Kılınan her vakit namazı, kendisinden önceki namazla arasında işlenmiş olan bütün günâhları siler, temizler, arıtır”. Ve bunun misâlini de şu şekilde veriyor.
“Sizin evinizin önünden bir ırmak aksa ve siz bu ırmağa günde beş defa girip çıksanız, üzerinizde hiçbir kir, pislik kalır mı?
Nasıl ki, günde beş defa yıkanan birinin üzerinde maddi bir kir, pislik kalmazsa, aynı şekilde günde beş vakit namazını eda eden kişinin de üzerinde günâh kiri kalmaz.
Ama burada bir incelik var. Bu anlatımda dikkat etmeniz gereken bir püf nokta var:
Yine Hz. Rasulullah buyuruyor ki:
“ Fatihasız namaz olmaz! ”
Namazı eda etmiş olmanın ana şartı, her rekâtta Fatiha sûresini okumaktır. Nedir o Fatiha sûresi ki…
Eğer bu, “namazda okunmazsa o namaz yerine gelmiş, eda edilmiş olmaz” diyor, Hz. Rasulullah. Ve, yine buyuruyor ki:
“Namaz, mü’minin mirâcıdır.”
Buradaki “namaz mü’minin mirâcıdır” ifadesini iki yönlü ele almak lâzım.
Namazın mirâç olması…
Mirâcın namaz olması…
Namazın mirâc olması ne demek?
Mirâcın namaz olması ne demek?..
Bunu düşünedurun…
Bu arada dikkat edin… Neden, eda edilen her namaz, kendisiyle öncekilerin arasındaki günâhların affına vesile oluyor?
Yukardakine tapındın diye, o yanındakilere emir mi veriyor, “bu bana tapındı, ben de onu bağışladım” diye?
Buna hiç bir gelişmiş aklı olan inanmaz!. Ya nasıl?…
Günün her hangi bir vaktinde, ansızın ölebilirsin. Öldüğün anda artık ana-baba, eş, çocuk, koltuk, iş, para, mal-mülk gibi değerlerin hiç geçerliliği kalmayacak. Tek başına başka bir âlemde ve ortamda olacaksın.
Bu ortama, dünyada yüklediğin tüm beşeri yükler ve günâhlarla gitmek mi?.
Yoksa, bütün bu beşeri yaşamdaki günahlarından tümüyle arınarak, temizlenerek gitmek mi evlâ?
Evvelâ buna bir karar vermek lâzım!.
Eğer, günâhlardan arınmış, temizlenmiş olarak gitmek istiyorsak, bunun en kolay yolu günde beş vakit namazı, vakitlerinde eda etmektir.
Hacca gidip günahlarından arınan için, şöyle dediğinizi işitir gibi oluyorum.
Eee canım, Allah ona para vermiş, imkân vermiş.
Hacca gitti, bütün günâhlarını sıfırladı geldi. Benim param olmadığı için gidemedim!.”
Senin paran yoksa, imkânın yoksa, Cenabı Hak sana da beş vakit namazı ihsan buyurdu. Günde beş vakit eda ettiğin zaman her bir namaz arasındaki günahlardan temizlenip, arınıp, sıfırlanıyorsun!.
Peki?.. Bu beş vakit namaz da neye bağlı?..
Fatihanın okunmasına bağlı.
Fatihasız namaz olmaz!
Fatiha sûresinde ne var ki, Fatihasız namaz olmuyor?.
Kurânın diğer sûrelerinde olmayıp da sadece Fatiha sûresinde olan ne?.
Fatiha sûresinin en önemli, en can alıcı âyeti;
“İyyake na’budü ve iyyake nestaiyn.” dir.
İnsanın bütün günâhlarının bağışlanmasına sebep olan âyet, “iyyake na’budü ve iyyake nestaiyn” ayetidir. Niçin?..
Buna girmeyeceğim. Her kes kendi bünyesinde, kendi ilmine göre, kendi mertebesine göre düşünsün araştırsın!..
Ama, buradaki sırrı size söylüyorum. Buradaki sır “iyyake na’budü ve iyyake nestaiyn”dir. Onun için namazda Fatihayı okurken özellikle bu âyeti düşünerek okuyun!. Üstünde durarak okuyun!.
Namaza durduğunuz zaman ezbere, düşünmeden, bir teyp gibi değil!. Namazı düşünerek, üstünde durarak okursanız farkını ve faydasını mutlaka görürsünüz.
Bu masayı üstün körü, şöyle bir silmek var! Bir de bastırarak, işine önem vererek silmek var. Ehemmiyet vererek silersen tozu, masa daha iyi temizlenir.
İyyake na’budu ve iyyake nestaiyn” âyetini de düşünerek, anlayarak, hazmederek tekrar edersen, mermerin üzerindeki kirleri böyle almışın gibi bütün günâhlarından arınır, temizlenir, pâklanırsın… O namaz sonrasında vefat edersen, o namaza kadar olan bütün günâhlarından arınmış olarak âhirete intikal edersin...
Böyle bir kısmeti, böyle bir şansı, imanı olan hiç kimse tepmez!
Öyleyse, bize verilen beş vakit namaz nimetini çok iyi bilelim.
Vaktin yok, mümkün değil! Sünnetlerini eda edemiyorsun. Hiç olmazsa fazladan geçtik; farzları eda etmeye çalış!. Fatihayı okurken de bilinçli, şuurlu olarak oku!. Özellikle “iyyake na’budu ve iyyake nestaiyn âyetini bilinçli, şuurlu bir şekilde düşünüp tefekkür ederek tekrar et!.
Allah, bütün namazlarınızda bilinçli olarak Fatihayı OKUmayı ve özellikle bu âyetin üzerinde durmayı, anlamını açmayı bize kolaylaştırsın!. Bu sırrı anlamayı bize nasip etsin!.
Ben bu sırrı size açamam!.. Niye açamam?..
Çünki siz, yumurtayı dışarıdan kırarsanız, içindeki civcivi öldürürsünüz.
Civcivin kendisinin yumurtasını kırıp dünyaya çıkması, açılması gerekir. Vaktinden evvel yumurtayı kırdığınız takdirde içindeki civcivi öldürmüş olursunuz.
Siz, kendi yumurtanızı kendiniz kırarak, çıkmak zorunda olduğunuz içindir ki, sırrın: “iyyake na’budu ve iyyake nestaiyn” olduğunu söyleyebilirim. Ama, niye bu âyette böyle bir sır var?. Bunu açamam!....Bu günlük de bu kadar olsun.

...


Sonsuz övgü ve şükürler Yüce Rabbimize...


Salâtü selâm Peygamberimize ve tüm îman edenlere.


"Allahü teâlâ bir kuluna îmân vermişse ona daha ne vermemiştir. Îmân vermemişse ona daha ne vermiştir!”


“Dînin medâr-ı kıyâmı ve direği nasîhattir. İhlastır, samîmiyettir.”


“Kim bir hayra delâlet ederse onu işleyen gibi ecir alır.”


Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..


Allah, hepimizin muîni olsun!.
 

talipamca

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
1,472
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
66
ALLAH(cc) RAZI OLSUN..

ALLAH(cc) RAZI OLSUN..

Ama burada bir incelik var. Bu anlatımda dikkat etmeniz gereken bir püf nokta var:
Yine Hz. Rasulullah buyuruyor ki:
“ Fatihasız namaz olmaz! ”
Namazı eda etmiş olmanın ana şartı, her rekâtta Fatiha sûresini okumaktır. Nedir o Fatiha sûresi ki…
Eğer bu, “namazda okunmazsa o namaz yerine gelmiş, eda edilmiş olmaz” diyor, Hz. Rasulullah. Ve, yine buyuruyor ki:
“Namaz, mü’minin mirâcıdır.”
Buradaki “namaz mü’minin mirâcıdır” ifadesini iki yönlü ele almak lâzım.
Namazın mirâç olması…
Mirâcın namaz olması…
Namazın mirâc olması ne demek?
Mirâcın namaz olması ne demek?..
Bunu düşünedurun…
Bu arada dikkat edin… Neden, eda edilen her namaz, kendisiyle öncekilerin arasındaki günâhların affına vesile oluyor?
Yukardakine tapındın diye, o yanındakilere emir mi veriyor, “bu bana tapındı, ben de onu bağışladım” diye?
Buna hiç bir gelişmiş aklı olan inanmaz!. Ya nasıl?…
Günün her hangi bir vaktinde, ansızın ölebilirsin. Öldüğün anda artık ana-baba, eş, çocuk, koltuk, iş, para, mal-mülk gibi değerlerin hiç geçerliliği kalmayacak. Tek başına başka bir âlemde ve ortamda olacaksın.
Bu ortama, dünyada yüklediğin tüm beşeri yükler ve günâhlarla gitmek mi?.
Yoksa, bütün bu beşeri yaşamdaki günahlarından tümüyle arınarak, temizlenerek gitmek mi evlâ?
Evvelâ buna bir karar vermek lâzım!.
Eğer, günâhlardan arınmış, temizlenmiş olarak gitmek istiyorsak, bunun en kolay yolu günde beş vakit namazı, vakitlerinde eda etmektir.
Hacca gidip günahlarından arınan için, şöyle dediğinizi işitir gibi oluyorum.
Eee canım, Allah ona para vermiş, imkân vermiş.
Hacca gitti, bütün günâhlarını sıfırladı geldi. Benim param olmadığı için gidemedim!.”
Senin paran yoksa, imkânın yoksa, Cenabı Hak sana da beş vakit namazı ihsan buyurdu. Günde beş vakit eda ettiğin zaman her bir namaz arasındaki günahlardan temizlenip, arınıp, sıfırlanıyorsun!.
Peki?.. Bu beş vakit namaz da neye bağlı?..
Fatihanın okunmasına bağlı.
Fatihasız namaz olmaz!
Fatiha sûresinde ne var ki, Fatihasız namaz olmuyor?.
Kurânın diğer sûrelerinde olmayıp da sadece Fatiha sûresinde olan ne?.
Fatiha sûresinin en önemli, en can alıcı âyeti;
“İyyake na’budü ve iyyake nestaiyn.” dir.
İnsanın bütün günâhlarının bağışlanmasına sebep olan âyet, “iyyake na’budü ve iyyake nestaiyn” ayetidir. Niçin?..
Buna girmeyeceğim. Her kes kendi bünyesinde, kendi ilmine göre, kendi mertebesine göre düşünsün araştırsın!..
Ama, buradaki sırrı size söylüyorum. Buradaki sır “iyyake na’budü ve iyyake nestaiyn”dir. Onun için namazda Fatihayı okurken özellikle bu âyeti düşünerek okuyun!. Üstünde durarak okuyun!.
Namaza durduğunuz zaman ezbere, düşünmeden, bir teyp gibi değil!. Namazı düşünerek, üstünde durarak okursanız farkını ve faydasını mutlaka görürsünüz.
Bu masayı üstün körü, şöyle bir silmek var! Bir de bastırarak, işine önem vererek silmek var. Ehemmiyet vererek silersen tozu, masa daha iyi temizlenir.
İyyake na’budu ve iyyake nestaiyn” âyetini de düşünerek, anlayarak, hazmederek tekrar edersen, mermerin üzerindeki kirleri böyle almışın gibi bütün günâhlarından arınır, temizlenir, pâklanırsın… O namaz sonrasında vefat edersen, o namaza kadar olan bütün günâhlarından arınmış olarak âhirete intikal edersin...
Böyle bir kısmeti, böyle bir şansı, imanı olan hiç kimse tepmez!
Öyleyse, bize verilen beş vakit namaz nimetini çok iyi bilelim.
Vaktin yok, mümkün değil! Sünnetlerini eda edemiyorsun. Hiç olmazsa fazladan geçtik; farzları eda etmeye çalış!. Fatihayı okurken de bilinçli, şuurlu olarak oku!. Özellikle “iyyake na’budu ve iyyake nestaiyn âyetini bilinçli, şuurlu bir şekilde düşünüp tefekkür ederek tekrar et!.
Allah, bütün namazlarınızda bilinçli olarak Fatihayı OKUmayı ve özellikle bu âyetin üzerinde durmayı, anlamını açmayı bize kolaylaştırsın!. Bu sırrı anlamayı bize nasip etsin!.
Ben bu sırrı size açamam!.. Niye açamam?..
Çünki siz, yumurtayı dışarıdan kırarsanız, içindeki civcivi öldürürsünüz.
Civcivin kendisinin yumurtasını kırıp dünyaya çıkması, açılması gerekir. Vaktinden evvel yumurtayı kırdığınız takdirde içindeki civcivi öldürmüş olursunuz.
Siz, kendi yumurtanızı kendiniz kırarak, çıkmak zorunda olduğunuz içindir ki, sırrın: “iyyake na’budu ve iyyake nestaiyn” olduğunu söyleyebilirim. Ama, niye bu âyette böyle bir sır var?. Bunu açamam!....Bu günlük de bu kadar olsun.Allah, hepimizin muîni olsun!.Es-Selamun Aleyküm Ve Rahmetullahi ve Berekatuhü..​

VeAleynaAleykümSelamVeRahmetullahiVeBerekatuhu
Kardeşim ;

"Bismillahirrahmanirrahim"

" İyyake na'budu ve iyyake nestaiyn "

Amin..Allah(CC) razı olsun Kardeşim..Bu sırra erilip..sırrın kaşiflerince..mazhar olanlarınca Rabbim size Lutfu- Keremince sevab hanenizi doldurup..alınan ilmi "Hak" yolda kullanan cümle zevata bahşeylediklerinin aynısıyla mukabele eylesin inşaAllah..

Selam ve baki dualarımla Halık-ı Zü'l-Celal(CC)'e emanet olunuz..
 

keltepe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,305
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Konum
BuR$A
selamun Aleyküm Kardeşim...

Rabbim Razi Olsun Sizden Inşaallah...

Hayirli Akşamlar..
 

afakisevda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Ağu 2007
Mesajlar
578
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ve Aleyküm Selam ve Rahmetûllahi ve Berakâtüh

Hayırlı akşamlar kardeşim emeğine güzel yüreğine sağlık çok faydalı bir konu olmuş RABBİM razı olsun ''İyyâke na'büdü ve iyyâke nesteiyn'' sırrını anlayanlardan ve yaşayanlardan olmak duasıyla

SELAM VE DUA İLE KALIN ALLAHA EMANET OLUN
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
VeAleynaAleykümSelamVeRahmetullahiVeBerekatuhu
Kardeşim ;

"Bismillahirrahmanirrahim"

" İyyake na'budu ve iyyake nestaiyn "

Amin..Allah(CC) razı olsun Kardeşim..Bu sırra erilip..sırrın kaşiflerince..mazhar olanlarınca Rabbim size Lutfu- Keremince sevab hanenizi doldurup..alınan ilmi "Hak" yolda kullanan cümle zevata bahşeylediklerinin aynısıyla mukabele eylesin inşaAllah..

Selam ve baki dualarımla Halık-ı Zü'l-Celal(CC)'e emanet olunuz..
Ve Aleyküm Selam ve Rahmetûllahi ve Berakâtüh

Hayırlı akşamlar kardeşim emeğine güzel yüreğine sağlık çok faydalı bir konu olmuş RABBİM razı olsun ''İyyâke na'büdü ve iyyâke nesteiyn'' sırrını anlayanlardan ve yaşayanlardan olmak duasıyla

SELAM VE DUA İLE KALIN ALLAHA EMANET OLUN
selamun Aleyküm Kardeşim...

Rabbim Razi Olsun Sizden Inşaallah...

Hayirli Akşamlar..
Bismillâhirrahmânirrahîm, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil’aliyyil’azîm.
Ve Aleyna Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhü..
Allahü teâlâya hamd olsun! Peygamberlerin en üstünü olan Peygamberimiz
Muhammed aleyhisselâma ve Onun temiz Âline ve Ona
Eshâb olmakla flereflenenlerin hepsine, bizlerden selâmlar ve hayrl›
düâlar olsun!
Insanlıga gerçekleri anlattıgına inandıgım düsünürlerin,yazarların, aydınlanmısların ilimsel üretimlerini sizlerle paylasmaktan baska bir arzum yoktur.
Ben bir baska insanı degisim-dönüsüme ugratamam.Benim yapabilecegimiz tek sey;
degisim-dönüsümün meydana gelebilecegi,hosgörü ve sevginin girebilecegi bir alan, bir bosluk yaratmaktır.Dilegim size yararlı olabilmek...Evreni (algılayamadıklarımız dahil) yöneten ve farklı adlarla isaret edilen Yüce Gücün,bu arzumuzu yerine getirmemiz için, önümüzü açık etmesini diliyorum;‘Eger bu duanın gerçeklesmesi, bizler ve tüm yasam adına en iyisi olacaksa...’
Arş'ın ve Alemlerin Azîm ve Kerîm Rabbı olan Allâh'tan niyâz ederim ki. Habibi Muhammed Mustafa aleyhi’s-selâm hürmetine, bu ilmin yazılmasına vesile olan fakîre, okuyana, okunmasına vesile olanlara indinden rahmet ihsan eyleye, "iman ve mârifet nuru" bağışlaya, sadık yakîne erdire, her türlü tefrika ve nifaktan muhafaza eyleye!.. İlmince Rasûlüne salât ve selâm eyleye bizim tarafımızdan.
Allâh cümlemize bütün namazlarımızda bilinçli olarak Fatihayı OKUmayı ve özellikle bu âyetin üzerinde durmayı, anlamını açmayı bize kolaylaştırsın!. Bu sırrı değerlendirenlerden (Keşfedenlerden) olmayı bize nasip etsin!.
Amin... Amin... Amin...el-Fatiha
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt