ÖĞRETMENİN YASTIĞI
Bir zamanlar yaşlı ve bilge bir öğretmenin kendisine söylediği şeyleri
beğenmeyen bir kadın varmış. Bir gün yaşlı öğretmenin sözleri
kaldıramayacağı kadar ağır gelmiş. Söyledikleri gerçekmiş, ama onu o kadar
kızdırmış ki öğretmeni hakkında atıp tutmaya başlamış. Gittiği her yerde
öğretmeni hakkında yalanlar söylüyor, çirkin hikâyeler uyduruyormuş. Kötü
konuşmaları ve dedikodularıyla insanların öğretmene sırt çevirmesi için
çok uğraşmış. Sonunda kendisi çok mutsuz olmuş ve bütün söylediği o
yalanlar yüzünden pişman olmaya başlamış.
En nihayet, gözyaşları içinde öğretmenin evine af dilemeye gitmiş.
“Hakkınızda birçok yalan söyledim”, demiş. “Lütfen beni affedin.”
Öğretmen önce uzun süre ona cevap vermemiş. Derin derin düşünür gibiymiş.
Sonunda “Evet, seni affederim, fakat önce benim için bir şey yapmalısın,”
demiş.
“Ne yapmamı istiyorsunuz?” demiş kadın biraz şaşırarak.
“Birlikte yukarı çatı katına çıkalım, orada sana göstereceğim,” demiş
gözlerinin içine bakarak, “yalnız önce odamdan bir şey almam gerekiyor.”
Öğretmen odasından döndüğünde, koltuğunun altında büyük bir kuştüyü yastık
varmış.
Zavallı kadın, gittikçe artan merakını saklamak, yastığın ne işe
yarayacağını ve dama neden çıktıklarını sormamak için kendini güç
Öğretmen birdenbire hiç bir şey söylemeden, yastığın kılıfını yırtarak
bütün tüylerini boşaltmış.
Rüzgâr hafifçe esmiş, tüylerin hepsini toplamış ve onları her tarafa
taşımış: diğer damların üstüne, sokaklara, arabaların altına, ağaçların
üstüne, çocukların oynadığı arka bahçelere, hatta otoyola ve durmadan daha
uzaklara, kim bilir nerelere.
Öğretmen ve kadın tüylerin uçuşarak dağılmasını bir müddet izlemişler.
Nihayet öğretmen kadına dönerek, “şimdi gidip bütün o tüyleri benim için
toplamanı istiyorum,” demiş.
“Bütün tüyleri toplamak mı?” diye yutkunmuş kadın. “Fakat bu imkânsız!”
“Evet, biliyorum,” demiş öğretmen. “O tüyler aynı senin benim hakkımda
söylediğin yalanlar gibi. Bir kere başlatınca bir daha durduramazsın,
pişman olsan bile. Belki birkaç kişiye benim hakkımda söylediklerinin
yalan olduğunu anlatabilirsin, fakat dedikodu rüzgârları artık onları her
yere taşıdı bir kere. Tek bir kibriti üfleyerek söndürebilirsin, fakat tek
bir kibritin başlattığı koca bir orman yangınını bir üflemeyle
söndüremezsin!” :A
Bir zamanlar yaşlı ve bilge bir öğretmenin kendisine söylediği şeyleri
beğenmeyen bir kadın varmış. Bir gün yaşlı öğretmenin sözleri
kaldıramayacağı kadar ağır gelmiş. Söyledikleri gerçekmiş, ama onu o kadar
kızdırmış ki öğretmeni hakkında atıp tutmaya başlamış. Gittiği her yerde
öğretmeni hakkında yalanlar söylüyor, çirkin hikâyeler uyduruyormuş. Kötü
konuşmaları ve dedikodularıyla insanların öğretmene sırt çevirmesi için
çok uğraşmış. Sonunda kendisi çok mutsuz olmuş ve bütün söylediği o
yalanlar yüzünden pişman olmaya başlamış.
En nihayet, gözyaşları içinde öğretmenin evine af dilemeye gitmiş.
“Hakkınızda birçok yalan söyledim”, demiş. “Lütfen beni affedin.”
Öğretmen önce uzun süre ona cevap vermemiş. Derin derin düşünür gibiymiş.
Sonunda “Evet, seni affederim, fakat önce benim için bir şey yapmalısın,”
demiş.
“Ne yapmamı istiyorsunuz?” demiş kadın biraz şaşırarak.
“Birlikte yukarı çatı katına çıkalım, orada sana göstereceğim,” demiş
gözlerinin içine bakarak, “yalnız önce odamdan bir şey almam gerekiyor.”
Öğretmen odasından döndüğünde, koltuğunun altında büyük bir kuştüyü yastık
varmış.
Zavallı kadın, gittikçe artan merakını saklamak, yastığın ne işe
yarayacağını ve dama neden çıktıklarını sormamak için kendini güç
Öğretmen birdenbire hiç bir şey söylemeden, yastığın kılıfını yırtarak
bütün tüylerini boşaltmış.
Rüzgâr hafifçe esmiş, tüylerin hepsini toplamış ve onları her tarafa
taşımış: diğer damların üstüne, sokaklara, arabaların altına, ağaçların
üstüne, çocukların oynadığı arka bahçelere, hatta otoyola ve durmadan daha
uzaklara, kim bilir nerelere.
Öğretmen ve kadın tüylerin uçuşarak dağılmasını bir müddet izlemişler.
Nihayet öğretmen kadına dönerek, “şimdi gidip bütün o tüyleri benim için
toplamanı istiyorum,” demiş.
“Bütün tüyleri toplamak mı?” diye yutkunmuş kadın. “Fakat bu imkânsız!”
“Evet, biliyorum,” demiş öğretmen. “O tüyler aynı senin benim hakkımda
söylediğin yalanlar gibi. Bir kere başlatınca bir daha durduramazsın,
pişman olsan bile. Belki birkaç kişiye benim hakkımda söylediklerinin
yalan olduğunu anlatabilirsin, fakat dedikodu rüzgârları artık onları her
yere taşıdı bir kere. Tek bir kibriti üfleyerek söndürebilirsin, fakat tek
bir kibritin başlattığı koca bir orman yangınını bir üflemeyle
söndüremezsin!” :A