Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

O sevgi seli iki kaş arasında (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
O SEVGİ SELİ İKİ KAŞ ARASINDA



Sevgi sevgiliye meyildir, aşk ise bu meylin pekiştirilmesidir.
Cibril Emin Rabbü Teala’ya:
—Ya Rabbi! Şu anda senin nezdinde en mabul kul kim diye sual eder.
Allahü Teala:
—Falan şehirde, filan yerde bir köprüye git, oradan ilk geçeni gördüğün adam diye beyan buyurdu
Cibril Emin denilen yere geldiğinde kendi halinde fakir bir adam, omuzunda bir iple odun toplamaya koyulmuş. Fakir adam o sıra odunları sırtlamak üzere iken o arada bir atlı süvari geliyor, o anda atın parlamasıyla süvari yere çakılır. Atlı yerinden doğrulur doğrulmaz fakir adamı başlar dövmeye, atlı hırsını yendikten sonra atına binip tam gideceği sırada o fakir adam:
— Tüm bu olanlar benim yüzümden oldu, özür dilerim, ne olur bana hakkını helal et diye yalvardı. Atlı tamam der ve çekip gider.
Cibril Emin olanları izledikten sonra fakir adama:
—Eğer bana Cibril Emin’in yerini söylemezsen az önceki atlıdan daha beter hale sokar seni köprüden aşağıya atarım.
Adam çaresiz vaziyette murakabeye dalar der ki:
—Bütün yer ve gök tabakalarını aradım, taradım Cebrail yok, kala kala ikimiz kaldık, ben Cibril Emin olmadığıma göre sen olsan gerek der.
Cibril Emin:
—Allah sana mübarek etsin bu yolu. Allah’ın sevgili kulu olduğunu müjdelemeye geldim der ve oradan ayırılır.
Demek ki; gönüllere sevgi tohumu lazım, muhabbette gönül dostlarının iki kaşı arasında, yeter ki o ışığa talip olalım.
Mümini kırmak Allah’ı incitmek demektir. Bin defa Hacca gideceğine bir gönlün içine girmeye bak diyen Yunus’un sesine kulak vermekten başka çaremiz yok. Asıl fetih sevgi kuşatmasıdır. Yüce Allah (c.c); Rasulüm... onlara yumuşak davrandın. Şayet sen kaba davranışlı ve katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz onlar etrafında dağılıp giderlerdi (Al-i İmran,199) buyuruyor çünkü.
Allahü Teala Kâbe’yi dostuna yaptırıp Beyt-i halili dedi, kalbi de aracısız ev yaptı Beyt-i celili dedi. Bu yüzden gönül yıkmak Kâbe’yi yıkmaktan daha ağır addedildi. Nitekim Kabe’nin hamuru taş ve toprak, gönlün ise sevgi..
Efendimiz (s.a.v); Sen ne güzelsin, kokunda ne hoştur..Yemin olsun ki, müminin hürmet ve kiymeti senin hürmetinden daha büyüktür. Şüphesiz Allah sende bir şeyi haram kıldı, seni haram bölgesi yaptı. Fakat mümin üç şeyini haram kıldı; malını, kanını ve şerefini.. Birde mümin hakkında kötü zan beslemeyi (İbnu Mace, Taberani, Beyhaki, Heysemi) diye buyurmakta.
Efendimiz (s.a.v); Birbirinizi tam sevmedikçe tam manasıyla iman etmiş olamazsınız Size, yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz birşeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın buyurdu.
Allah Rasulü bir başka hadisi Şerifinde, Amellerinizin en faziletlisi Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir buyurmakta.
Kaniatta herşey sevgi ile kıpırdar, hayat verir cümle yaratılmışa. Hele hele bu sevgi Allah için sevgi ise Harut ve Marut’un sihrini bertaraf edecek kadar etkili, cehennem ateşini gülbahçesine çevirecek kadar tesirlidir.
Allah neyi sevmemizi emrediyorsa müminde onu sevmeli, hemde ölümüne.
Mecnun Leylada öylesine kayboldu ki zihninde tek isim belirdi: Leyla.
Mecnuna sordular:
— Adın ne?
Cevap verdi:
—Leyla dedi. Derken Leyla’ya olan sevgide eridi. Böylece ilahi aşka kavuştu. İşte sevgi bu..
Sevgilinin kapısının eşiğinden tutunda evin çatısının saçaklarında uçuşan sineklerine kadar herşeyi sevilir, tabiî ki sevgilinin hürmetine.
Aşk imiş âleme renk katan, hatta aşk İbrahim Ethem misali tacı tahtı bile terkettirir insana.
Aşk; Bir ben var birde benden içeru dedittirir Yunus’a, öyledir de.
Ferhat dağlara gönlünde taşıdığı aşkla; kurban olam yol ver geçem der. Dağ yüksek olsa da Şirin uğruna boyun eğmek zorunda kalır. Zira Yar’a engel yok. Nitekim nice Turi Sinalara uzanır Musa’nın sevgi rüzgârı böylece.
Edeple varmalı sevgiliye, ama nasıl?
—Önce tasavvuf arkadaşında fenafiş-ihvan halini yakalayıp hem hal olmakla,
—Gönül dostunun iki kaşı arasında eriyip Fenafiş-şeyh olmakla,
—Nübüvvet kokusunu teneffüs eyleyüp Fenafiş-resul olmakla,
—Mutlak sevgide eriyip fenafillâh ve bekabillah basamaklarında sefer eylemekle ulaşılır ancak sevgililerin sevgilisine. Allah sevgisine ulaşmada ilk basamak muhabbet adımı atmakla başlanılır işe, cezbe ile yankılanır basamakların herbiri, derken ibadet amel ve mücahede ile vuslat tamamlanır nihayet.
Peygamberimiz önce gönülleri, sonra ülkeleri fethetti. Feth-i Mübin bunun en büyük bariz özelliği değil mi? Hala o gönüllerde, kıyamete kadarda o gönül tükenmeyecek bu böyle biline.
İşgaller gönüllere baskı kurarken, sevgi ise gönülleri suluyor. Seviyor, tabi oluyorsak ya da sevgilinin gözünde parlayan ilahi ışığa mest oluyorsak, o zaman bizi yolumuzdan dünyevi olan hiçbir güç durduramaz da. Şu iyi bilinsin ki sevgi yolundan vazgeçmeyi ölüm tehdidi bile durduramaz, tarih daha henüz sevgiyi yenen bir güç yazamadı çünkü.
Güle hasretiz, nübüvvet kokusundan uzak kalalı bir hayli zaman oldu, üstelik ruhumuzdan çok şeyler kaybettik, viranelerin sevgi iklimine üşüştükleri demden beri. Öyle ki duruşuna, bakışına, tebessümüne muştak kaldık rahmet peygamberine.
Ya Rasulüssakaleyn! Selatullah selamüllah, şefaatine muhtacız...
Vesselam.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt