Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

NİŞANLI ÇİFTLER !!! (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
--------------------------------------------------------------------------------

Nişan; birbiriyle evlenmeye namzet olanların evlilik için karşılıklı söz vermesidir. Nikah değildir. Nikah akdi yapılmadan müstakbel eşler birbirine helal olmazlar.

Erkek evlenmeyi düşündüğü kadına bakabilir. Bir hadiste: "Ona bak, zira bakmak evliliğin uyumlu olmasını temin eder" buyrulmakla, daha sonra çıkabilecek tatsızlıklar başından önlenmektedir. (İbn-i Mace, Tirmizi)

Nişan, nikâh değildir. Nikâh olmadığı içindir ki, nişanlı gençler birbirlerinin yabancısı ve namahremidirler. Herhangi bir yabancı ne ise bunlar da birbirleri için aynıdırlar. Bu bakımdan, nişanlı gençler, yanlarında üçüncü kimse bulunmadan yapayalnız başbaşa kalamaz, iki ikiye çarşıda gezip tozamazlar. Resûl-i Ekrem Efendimiz bir kadının yabancı bir erkekle iki ikiye başbaşa kalmalarını yasaklamış, bunların üçüncülerinin şeytan olacağını haber vermişlerdir.

Kaldıki, nişan hiçbir zaman tarafları bağlayan anlaşma değeri de taşımaz. Bu esnada bir anlaşmazlık çıkabilir, birbirlerinin hoşa gitmeyen taraflarına şahit olup vaz geçebilirler. Böyle bir ayrılmada taraflar yapayalnız kalmışlarsa mahzur daha da çoğalır, ihlâl ettikleri mahremiyet yüzünden bilhassa kız tarafının itibarı aşağı düşebilir.

Bu mevzuda âile büyükleri titiz olmalı, büyük bir pişmanlığa sebeb olacak hatanın doğabileceği ihtimalini uzak görmemelidirler.
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: NİŞANLI ÇİFTLER !!!

Bu mevzuda âile büyükleri titiz olmalı, büyük bir pişmanlığa sebeb olacak hatanın doğabileceği ihtimalini uzak görmemelidirler.
ÖNEMLİ OKUYUN
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: NİŞANLI ÇİFTLER !!!

nikahın önemini anlatıyor hafife almayın okuyun s.a B)B)B)B)
 

ravzanuru

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2006
Mesajlar
190
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: NİŞANLI ÇİFTLER !!!

HAFİZE ANNEM AŞK OLSUN HEMEN KAYBOLDUN YAAA:(
ALLAH RAZI OLSUN.HAFİZE ANNE OLURDA HAYIRLISIYLA KISMET TABİ BİZİMDE BAŞIMIZA GELİRSE SANA BAŞ VURACAĞIM HABERİN OLSUN.RABBİME EMANET.


İSLAMİYETTE NİŞAN


Hitbe (Nişan) terimi belirli kadınla evlenme isteğini açıklayarak bunu kadına veya ailesine bildirmektir. Bu bildirme doğrudan doğruya evlenecek erkek tarafından yapılabileceği gibi bu kişinin ailesi veya dünürcü denilen bir üçüncü bir kişi tarafından yapılabilir. Kızın veya ailesinin olumlu cevap vermesi durumunda nişanlanma meydana gelmiş olur.

Evlilik öncesi kız görme, isteme ve nişanlılık gibi bir takım işlemlerin yapılması evlenecek kişilerin ve ailelerin birbirlerini tanımalarını sağlar. Bir ömür boyu sürmesi hedeflenen bir evlilik öncesinde böyle bir araştırma ve tanışma devresine tarih boyunca ihtiyaç duyulmuştur.

İslâm'da da evleneceklerin nikahtan önce birbirlerini görmesi ve tanıması için nişanlılık devresi caiz görülmüş ve bununla ilgili düzenleme yapılmıştır. Çünkü evlilikten gaye huzurlu bir yuva kurmak ve bu huzur ortamında yeni nesilleri yetiştirmektir. Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor. “Size nefislerinizden kendilerine ısınmanız için eşler yaratmış olması aranızda bir sevgi ve merhamet yapması da onun ayetlerindendir.” (Rum 21)

Nişan, bir evlilik olmayıp bir evlilik vadinden ibarettir. Bu yüzden nikah akdi yapılmadıkça nişanlanmakla kız ve erkek birbirine helal olmaz ve mahremlik devam eder.

Başkasının nişanlısı olan bir kadına evlenme teklif etmek caiz değildir. Buna göre, önceki nişan bozulmadan yeniden başka bir erkekle nişanlanıp evlenen kadın ve bu evliliğe bilerek razı olan erkek günahkâr olur. Hadiste şöyle buyurulur. "Sizden biriniz kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın. Kardeşinin nişanı üstüne izni olmadıkça nişan da yapmasın".

Evlilikten önce birlikte gezip dolaşmak ve yanında anne, baba, kardeş, amca veya hala gibi bir mahremi olmaksızın erkekle başbaşa kalmak caiz değildir. Diğer yandan bu gibi birliktelikler bir yarar da sağlanmaz. Çünkü nişanlılar bu dönemde gerçek yüzlerini ortaya koymazlar, kendilerini olduklarından başka türlü göster-meye çalışabilirler. Erkek duygularına yenilerek aceleci olabilir ve bundan da en büyük zararı kadın görür. Nişanın bozulması ya da bir gebelik durumunun ortaya çıkması özellikle kadını sarsan bir sonuç olur. Bu durumda kadının şerefi ve saygınlığı lekelenir.

Mümin önemli bir neden olmaksızın verdiği sözden dönmemelidir. Bu İslâm ahlâkının gereğidir. Çünkü özellikle bir kızın onuru ve ailenin, mahremliği ile oynamaya kimsenin hakkı yoktur. Bu yüzden nişandan önce evlenecek erkek kadın ve aileleri iyi düşünerek danışarak ve gerekli araştırma ve soruşturmaları yaparak böyle bir evliliğin yürüyeceğine kanaat getirilirse söz ve nişan işine karar verilmelidir. Bir defa söz verince de çok önemli bir neden olmadıkça verilen sözden caymamalıdır. Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor; "Ahdi yerine getirin. Çünkü (insana ) ahdinden de sorulacak". (İsra 34

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: "Bana kendinizle ilgili altı şey konusunda güvence verin, ben de size cennet için güvence vereyim. Konuştuğunuz zaman doğruyu söyleyin, söz verdiğiniz zaman yerine getirin. Emanete hiyanet etmeyin. Cinsel organlarınızı (haramdan) koruyun, gözlerinizi (haramdan) koruyun ve ellerinize sahip olun".

Nişanın bozulması durumunda karşılıklı verilen hediyelerin ve mehire mahsuben yapılan ödemelerin akibeti İslâm hukuku bakımından önem kazanmaktadır. Mehir evlenme ile hak kazanılan bir mal olduğundan nişanın bozulması halinde mehire mahsuben verilen mal veya para mevcutsa aynen harcanmış veya şekil değiştirmiş veyahut telef olmuşsa bedel olarak geri verilmelidir. Hediyelere gelince Hanefi mezhebine göre evlilik öncesinde verilen hediyeler hibe hükmündedir, aynen duruyorsa geri verilir. Harcanmış veya esaslı ölçüde şekil değiştirmişse iade mecburiyeti yoktur. Bu konuda Malikîlerin farklı görüşleri vardır. Eğer nişanı bozan erkek tarafı ise nişanlısına verdiği hediyeleri her durumda geri alma hakkına sahiptir. Hediyelerin harcanmış olması bu şekilde elden çıkmış bulunması bedel olarak tazmin edilmesini engellemez. Çünkü Malikîler bu tür hediyeleri mutlak olarak yapılan bir bağış değil evlenme şartıyla yapılmış şartlı bir hibe olarak kabul ederler. Evliliğin gerçekleşmemesi durumda şart gerçekleşmediği için hibenin geri verilmesini benimserler.

Nişanın bozulması yüzünden taraflardan birinin zarar görmesi durumunda bu zarara sebebiyet veren tarafça tazmin edilip edilmeyeceği klasik fıkıh kitaplarında ele alınıp tartışılmış değildir. Çünkü o dönemin sosyal dînî yapısı gereği birbirlerini evlenmeden önce ancak bir veya iki defa görmüş olan nişanlılardan herhangi birisinin ve özellikle kadının nişanının bozulması sebebiyle maddî veya manevî bir zarara uğraması söz konusu değildir. Öte yandan nişanlanmanın evlilik mecburiyeti getirmemesi dolayısıyla nişanı bozan kimsenin esasen bir hakkını kullanıyor gibi bir görüntü ortaya koymakta, o zamanda bir hakkın kullanımından doğan zararın neden tazmin edilmesi gerektiği izaha muhtaç olmaktadır. Ancak günümüzün uygulama ve telakkileri ışığında ifade etmek gerekirse nişanı bozan taraf aynı zamanda karşı taraf için bir zararın meydana gelmesine de sebebiyet vermişse bu zararın tazmin edilmesi gerekir. Çünkü İslâm hukukunun prensiplerine göre haksız yere verilen zararın tazmini şarttır, meşru bir hakkın başkasına zarar verecek şekilde kullanılması hakkın kötüye kullanılması demek olduğundan karşı tarafa verilen zararın giderilmesi sorumluluğunu doğurur. Toplumumuzda bir süre nişanlı kaldıktan sonra nişanın bozulması özellikle kız tarafını büyük ölçüde mağdur etmektedir. Bunda nişanlılık süresinin gereğinden fazla uzun tutulmasının ve bu süre içinde mahremiyet sınırlarına dikkat edilmemesinin de payı vardır. Zaten dinin evlilik dışı kadın erkek ilişkilerine belli kayıt ve sınırlar getirmesi de bu tür hikmetler taşımakta olup hem toplumun genel düzen ve ahlakını hem de tarafların kişilik haklarını korumaya yönelik tedbirler mahiyetindedir.

Nişan süresince tarafların iyi niyetli olarak dînî nikahın kıyılmasının her ne kadar güzel yönleri olmakla beraber mahremiyetin ortadan kalkması gibi olumsuz tarafları da vardır.

Kişiler ancak İslâm dininin kaide ve kurallarına göre nikahı kıyıyorlar, ama düğün olmadan çeşitli vesilelerle ayrıldıklarında dinin kurallarına göre ayrılmaları gerekirken uygulama keyfî ve hissi oluyor. Neticede hanım kızın değeri düşüyor. Ne mehir dikkate alınıyor, ne talak.

Bu vesileyle nişan süresinin kısa tutulması dînî nikahı arzu edenler için önce resmi nikahın sonra da dînî nikahın kıyılması bazı hakların muhafazası için güzel olur.

Kısaca İslãm’a göre nişanın hükmünü açıklamaya çalıştık. İşte İslâm erkeğe ve kadına eşref-i mahluk olması sebebiyle değerlerini muhafaza edebilmeleri için çeşitli şartları orta yere koymuştur. İnsanlar değerlerini ve aile mutluluğunu ancak İslâm'ın güzel emirlerini yerine getirmekle elde edebilirler.

Allah'ım Ümmeti Muhammedi Kuran'a Mahkum et. (Amin)

SELAM VE DUA İLE B)B)B)
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
RE: NİŞANLI ÇİFTLER !!!

RAVZA nuru cum kaybolmadım cuma sabahı kehf suresini okuyorum Allah kabul etsin yazdıklarını okudum bu konular bence önemli nikahı hafife alıyorlar nişandan sonra nikah olmuyor rahat gezilsin diye yapıyorlar sora da kendilerini karı koca gibi görüyorlar çok yanlış mesafeyi tutmayı bileceksin gelin ata binmiş ya kısmet demiş Allah korusun BU KONU ÇOK KAPSAMLI AMA SENIİN SÖZÜNLE BİTİREYİM

Allah'ım Ümmeti Muhammedi Kuran'a Mahkum et. (Amin)
HAYIRLI CUMALAR S.A:D:D:D
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt