Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Nimetin en büyüğü (1 Kullanıcı)

gülivefa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2008
Mesajlar
199
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
39
Nimet kelime olarak, iyilik, rızk, saadet anlamlarına gelir. İnsana faydalı olan şeylerin hepsine nimet dendiği, kitaplarda yazılıdır. Görebilmek, konuşabilmek, yürüyebilmek, yiyebilmek, hep birer nimettir. Bütün bu nimetlerin hepsini, herkese gönderen, her şeyi var eden, her varlığı, her an varlıkta durduran yalnız Cenab-ı Haktır. İnsanlardaki üstün ve iyi sıfatlar, hep Onun lütfu ve ihsanıdır. Hayatımız, aklımız, ilmimiz, gücümüz, kuvvetimiz, görmemiz, işitmemiz, söz söyleyebilmemiz, hep Ondandır. Saymakla bitirilemeyen çeşitli nimetleri, iyilikleri gönderen hep Allahü teâlâdır. Cenab-ı Hakkın ihsan ettiği bu nimetlerin, hepsi kıymetli, hepsi faydalıdır. Ancak bunların da en kıymetlisi, en lüzumlusu, en çok faydalı olanı elbette vardır. İman nimeti, bütün nimetlerin üstündedir.

Din Büyükleri talebelerine; “Allahü teâlâ bir kuluna iman vermiş ise, o kula ne vermemiş. Bir kula da iman vermemiş ise, o kula ne vermiş!” buyurarak, iman etmenin, en kıymetli nimet olduğunu bildirmişlerdir. Bir hadis-i şerifte; (Allahü teâlâdan afiyet isteyiniz. İmandan sonra afiyetten daha büyük nimet yoktur) buyurulmuştur.

İmam-ı Ebu Yusuf hazretleri kendisinden nasihat isteyenlere; "Nimetlerin başı üç nimettir. Birincisi bütün iyilikleri içine alan İslam nimetidir. İkincisi, hayata tat veren sıhhat ve afiyet nimetidir. Üçüncüsü, insana faydalı olan, azdırmayan zenginliktir" buyururdu.

Süfyan bin Uyeyne hazretleri de sohbetlerinde buyururdu ki:
"Maddi hayatın devamı için, dünyadaki su ne kadar mühim ise, manevi hayat için de; "La ilahe illallah" Kelime-i tevhidi o kadar, hatta daha fazla mühimdir. Bu kelimenin yüksek manasını ruhuna sindirebilen kimse diridir. Bu yüksek manayı ruhuna işlemeyen kimse ölüdür. Allahü teâlânın, kullarına ihsan ettiği nimetlerin en yükseği bu kelimedir."

İnsanları güçlüklerden, sıkıntılardan kurtaran, duaları kabul eden, dertleri, belaları gideren hep Allahü teâlâdır. Rızkları yaratan ve her canlıya ulaştıran da Odur. Allahü teâlânın ihsanı o kadar boldur ki, günah işleyenlerin rızkını kesmiyor. Günahları örtmesi de o kadar çoktur ki, emrini dinlemeyen, yasaklarından sakınmayanları, devamlı isyan halinde olanları, herkese rezil ve rüsva etmiyor ve namus perdelerini yırtmıyor.

Günahları örtmesi gibi, affı ve merhameti de o kadar çoktur ki, cezayı ve azabı hak edenlere, ceza vermekte, azap etmekte acele etmiyor.

Nimetlerini, ihsanlarını, dostlarına ve düşmanlarına saçıyor. Hiç kimseden bir şey esirgemiyor. Bütün nimetlerinin en üstünü, en kıymetlisi olarak da, doğru yolu, saadet ve kurtuluş yolunu, kullarına Peygamberleri vasıtası ile gösteriyor. Bu saadet yolundan sapmamak ve Cennete girmek için teşvik buyuruyor. Cennetteki sonsuz nimetlere, bitmez, tükenmez zevklere ve kendi rızasına, sevgisine kavuşabilmemiz için, sevgili Peygamberine uymamızı emrediyor.

Allahü teâlânın nimetleri güneş gibi meydandadır. Başkalarından gelen iyilikler de, yine Ondan gelmektedir. Başkalarını vasıta kılan, onlara iyilik yapmak isteğini veren, onlara iyilik yapabilecek gücü, kuvveti veren, yine Allahü teâlâdır.

İnsanın, bu nimetleri gönderene, gücü yettiği kadar şükretmesi, insanlık vazifesidir. Aklın emrettiği bir vazife, bir borçtur. Fakat, Allahü teâlâya yapılması icap eden bu şükrü yerine getirebilmek, kolay bir iş değildir. Çünkü insanlar, yok iken sonradan yaratılmış, zayıf, muhtaç, ayıplı ve kusurludur. Böyle aşağı olan insan, Allahü teâlânın şanına yakışacak bir şükür yapamaz. Çok şey vardır ki, insanlar onları güzel ve kıymetli sanır. Fakat, Allahü teâlâ, bunları kötülük bilir ve beğenmez. Saygı ve şükür sandığımız şeyler, beğenilmeyen, bayağı şeyler olabilir. Bunun içindir ki, insanlar, kendi kusurlu akılları, kısa görüşleri ile Allahü teâlâya karşı şükür, saygı olabilecek şeyleri bulamaz. Şükretmeye, saygı göstermeye yarayan vazifeler, Allahü teâlâ tarafından bildirilmedikçe, övmek sanılan şeyler, kötülemek olabilir.

Onun için, insanların Allahü teâlâya karşı, kalb, dil ve bedenle yapmaları ve inanmaları lazım olan şükür borcu, kulluk vazifeleri, Allahü teâlâ tarafından bildirilmiş ve Onun sevgili Peygamberi tarafından tebliğ edilmiştir.

Allahü teâlânın gösterdiği ve emrettiği kulluk vazifelerine İslamiyet denir. Allahü teâlâya şükür, Onun Peygamberinin getirdiği yola uymakla olur. Bu yola uymayan, bunun dışında kalan hiçbir şükrü, hiçbir ibadeti, Allahü teâlâ kabul etmez, beğenmez. Çünkü, insanların, iyi, güzel sandıkları çok şey vardır ki, İslamiyet, bunları beğenmemekte, çirkin olduklarını bildirmektedir.

Netice olarak, en büyük nimet, iman nimetidir. Bu nimete şükretmek için, Muhammed aleyhisselama uymak lazımdır. Ahmed bin Yahya Müniri hazretleri; “Her izzet ve her nimet, Allahü teâlâya itaat ve ibadet etmekten; her kötülük ve sıkıntı da, masiyetten yani günah işlemekten hasıl olur. Herkese dert ve bela, günah yolundan gelir. Rahat ve huzur da, itaat yolundan gelmektedir” buyurmuştur.
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Netice olarak, en büyük nimet, iman nimetidir. Bu nimete şükretmek için, Muhammed aleyhisselama uymak lazımdır. Ahmed bin Yahya Müniri hazretleri; “Her izzet ve her nimet, Allahü teâlâya itaat ve ibadet etmekten; her kötülük ve sıkıntı da, masiyetten yani günah işlemekten hasıl olur. Herkese dert ve bela, günah yolundan gelir. Rahat ve huzur da, itaat yolundan gelmektedir” buyurmuştur.


Hak teâlâ, zarar ziyân içinde olan bizleri, doğru oldukları müjdelenmiş olan, Ehl-i sünnet vel-cemaat âlimlerinin bildirdikleri îtikata kavuştursun! Beğendiği işleri yapmakla şereflendirsin! Bu iyi işleri yapmaktan hâsıl olan hâlleri de ihsân buyursun! Kendi mukaddes makamına çeksin!


Fârisî mısra' tercümesi:
İş budur, bundan başkası hiçtir.
 

gülivefa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2008
Mesajlar
199
Tepki puanı
0
Puanları
16
Yaş
39
Netice olarak, en büyük nimet, iman nimetidir. Bu nimete şükretmek için, Muhammed aleyhisselama uymak lazımdır. Ahmed bin Yahya Müniri hazretleri; “Her izzet ve her nimet, Allahü teâlâya itaat ve ibadet etmekten; her kötülük ve sıkıntı da, masiyetten yani günah işlemekten hasıl olur. Herkese dert ve bela, günah yolundan gelir. Rahat ve huzur da, itaat yolundan gelmektedir” buyurmuştur.


Hak teâlâ, zarar ziyân içinde olan bizleri, doğru oldukları müjdelenmiş olan, Ehl-i sünnet vel-cemaat âlimlerinin bildirdikleri îtikata kavuştursun! Beğendiği işleri yapmakla şereflendirsin! Bu iyi işleri yapmaktan hâsıl olan hâlleri de ihsân buyursun! Kendi mukaddes makamına çeksin!


Fârisî mısra' tercümesi:
İş budur, bundan başkası hiçtir.

AMİN inşaALLAH'ü teala. Bundan daha büyük bir nimet olmasa gerek. Cenabı hak razı olsun doğru yolundan ayırmasın kalp selameti ihsen eylesin sevsin sevdirsin sevdikleriyle bulundursun inşaALLAH'ü teala.naçisane dua eder, dualarınızı beklerim efendim
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm kardeşim.
Değerli paylaşımınız için, Rahman c.c razı olsun inşallah..
İki cihan selameti verecek olan en büyük nimetin şükrünü, her daim eda ettirmek duası ile.. Emeğinize sağlık.. Rabbimize emanet olunuz..
Selam ve Dua ile.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt