Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Nemelâzım be abi..! (1 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Osmanlı’yı parçalanma sürecine sokan o kadar sebep var ki, bu konuda çok şey söylenip yazıldı: Yeniçeri Ocağı’nın yozlaşması, Fransız İhtilali’nin etkileri, Sanayi Devrimi’nden geri kalınması, Misyoner faaliyetlerinin yayılması… bunlar, “sebepler zinciri”nin sadece birkaç halkasıdır. Bu sebeplerin hepsinde mutlaka doğruluk payı vardır ancak; Osmanlı’yı felakete sürükleyen asıl neden, bizzat kendisidir. Osmanlı, Osmanlı olmaktan çıkıp; kendi kimliğinden, öz benliğinden uzaklaştığı için akıbeti hüsran olmuştur. Manevî hastalıklar “insan ağacına düşen kurt” misali toplumun çekirdeğini âdeta kemire kemire çürütmüş ve nihayetinde Koca Çınar’ın kendiliğinden parçalanması kaçınılmaz olmuştur.
***
Bu tehlike, Osmanlı’nın en ihtişamlı olduğu dönemlerde dahi dile getirilmiştir. Misal vermek gerekirse, Kanuni Sultan Süleyman, dünyada emsalsiz bir iktidarın padişahı olduğu halde milletin, memleketin ahvâl ve sonunu kara kara düşünmüş;
– “Günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı acaba?” diye endişeli düşüncelere dalmıştır...
Kanuni, içinden çıkamadığı, etrafından tatmin edici bir cevap alamadığı bu tür meselelerde her zaman soluğu, âlim, fâzıl, kâmil insanların kapısında almıştır. Bu kamil insanlardan biri de Yahya Efendi Hazretleri’dir. Padişah, sonunda, kendisini endişeye sevkeden bu düşüncesini büyük âlim Yahya Efendi’ye açmaya karar verir. Maneviyatına, ilmine, keşfine, kerametine inandığı Yahya Efendi’ye el yazısıyla bir mektup gönderir. Mektupta Yahya Efendi’ye şöyle sorar;
– “Sen ki, ilahi sırlara vâkıfsın. Bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur? Bir gün izmihlale uğrar mı?”.
Mektubu okuyan Yahya Efendi’nin cevabı ise çok kısa ve fakat insanı şaşırtıcı mahiyettedir; Padişaha der ki:
– “Nemelazım be Sultanım!”…
***
Yahya Efendinin cevabını hayretle okuyan Sultan Süleyman, buna hiçbir mana veremez;
– “Acaba bu cevapta bizim bilmediğimiz bir sır mı vardır?” diye düşünür. Nihayet kalkar Yahya Efendi’nin Beşiktaş’taki dergahına gelir ve halini arz eder:
– “Ne olur efendim, mektubuma cevap veriniz. Bizi geçiştirmeyiniz, sorumuzu ciddiye alınız”.
Yahya Efendi şöyle bir bakar:
– “Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak elde mi? Ben sorunuz üzerinde iyice düşündüm ve kanaatimi size açıkça söyledim” der.
Padişah şu karşılığı verir:
– “İyi ama ben bu cevaptan birşey anlamadım efendim. Sadece ‘Nemelazım be sultanım’ demişsiniz. Sanki, beni böyle işlere karıştırma, der gibi”.
Yahya Efendi, hikmeti hikmet sahibinde arayan bu büyük padişaha işin sırrını şöyle açıklar:
– “Sultanım! Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık şayi olsa, işitenler de ‘nemelazım’ deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil çobanlar yese, bilenler de bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başka kimse işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halka hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir”…
***
Dönelim bize…
Osmanlı’nın torunları olan kendimize şöyle bir bakalım…
Dün atalarımız, devletin en güçlü olduğu muhteşem dönemlerinde dahi, devletin sonunu, milletin akıbetini merak etmişler; nemelazımcılığın Osmanlı’yı nereye sürükleyeceğini kara kara düşünmüşler. Bugün insanımız ise, ülke parçalanmanın eşiğine gelmesine rağmen ne yazık ki, duyarsızlığını sürdürmektedir. Nemelazımcılık toplumun tamamını sarmış, vatandaş en temel hassasiyetlerini dahi yitirmiştir. Ne acıdır. Bu topraklarda Türk bayrağının yanında, AB’nin Haçlı bayrağı da egemen olarak dalgalanacak fakat, Türk insanı “nemelazım be abi” diyecek. Topraklarımız ecnebilere haraç mezat satılacak ama, milletin ağzından, “nemelazım, benim evime barkıma, bağıma bahçeme kimse dokunmasın yeter” çıkacak. Elin gâvuru gelecek benim ülkemin zenginliklerini sülük gibi sömürecek; memlekette fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkacak ama, sen, “nemelazım benim işim, aşım var” deyip yan çizeceksin. Elin papazı, hahamı, keşişi gelip benim ülkemde fitne yuvaları açacak, gençliğimiz misyonerlerin tuzağına düşecek; vatandaş; “nemelazım canım, ben kendimi korurum” diye sesini soluğunu çıkarmayacak… Hırsızlıklar, yolsuzluklar, rüşvetler, adam kayırmalar, vergi kaçırmalar, cinayetler, tecavüzler almış başını gidiyor fakat, ne yazık ki insanımız nemelazımcı….
***
Bu kokuşmuşluğa, bu çürümüşlüğe, bu nemelazımcılığa Koca Osmanlı dayanamadı, bakalım Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha ne kadar dayanabilecek..! Allah akıbetimizi hayreylesin.

Oğuz Köroğlu
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
evet kardeşim en büyük sorun bu NEMELAZIMCILIK ya da BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN düşüncesi...Koskoca Osmanlı İmparatorluğu buna dayanamayıp yıkılmış ise her ne kadar güçlü olursan ol bu düşünce yaaş yavaş eriterek bitirir...buna dış güçlerin çirkin çalışmalarınıda eklersek SÜREÇ daha da hızlanabilir...dediğiniz gibi

Bu kokuşmuşluğa, bu çürümüşlüğe, bu nemelazımcılığa Koca Osmanlı dayanamadı, bakalım Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha ne kadar dayanabilecek..! Allah akıbetimizi hayreylesin.

hayılı geceler...
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
evet kardeşim en büyük sorun bu NEMELAZIMCILIK ya da BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN düşüncesi...Koskoca Osmanlı İmparatorluğu buna dayanamayıp yıkılmış ise her ne kadar güçlü olursan ol bu düşünce yaaş yavaş eriterek bitirir...buna dış güçlerin çirkin çalışmalarınıda eklersek SÜREÇ daha da hızlanabilir...dediğiniz gibi

Bu kokuşmuşluğa, bu çürümüşlüğe, bu nemelazımcılığa Koca Osmanlı dayanamadı, bakalım Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha ne kadar dayanabilecek..! Allah akıbetimizi hayreylesin.

hayılı geceler...

Koskoca Osmanlı kendi kendinden (prensiplerinden) uzaklaşarak kaybetti.

Size de hayırlı geceler
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
نعىمة;563729' Alıntı:
Koskoca Osmanlı kendi kendinden (prensiplerinden) uzaklaşarak kaybetti.

Size de hayırlı geceler

Kendi benliğini kaybedenler yok olmak konusunda ilk adımı atmış olurlar...ondan sonrası tabir_i caizse çorap söküğü gibi gelir...
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Geçmiş ihtişamımıza yiniden kavuşmamız için kendi benliğimize kavuşmamız şarttır.

Bu tehlikeli gidişten ne yapıp da geri dönebiliriz? Ya da Türkiyede ne yapılması lazımdır. Bu milletin kendi benliğine dönmesi lazımdır. Bir millet kendi benliğine dönmedikten ,kendi çoğrafyasında hakim unsur olma özelliğini kaybettikten sonra o millet yok olmaya , başka milletlerin boyundurduğu altına girmeye mahkümdur. Şimdi işte biz o tiyatroyu oynuyoruz. Demek ki kendi çoğrafyamızda kendi nancımızı,kendi örfümüzü, kendi adetimizi,kendi varlığımızı hakim unsur haline getireceğiz
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
نعىمة;563738' Alıntı:
Geçmiş ihtişamımıza yiniden kavuşmamız için kendi benliğimize kavuşmamız şarttır.

Bu tehlikeli gidişten ne yapıp da geri dönebiliriz? Ya da Türkiyede ne yapılması lazımdır. Bu milletin kendi benliğine dönmesi lazımdır. Bir millet kendi benliğine dönmedikten ,kendi çoğrafyasında hakim unsur olma özelliğini kaybettikten sonra o millet yok olmaya , başka milletlerin boyundurduğu altına girmeye mahkümdur. Şimdi işte biz o tiyatroyu oynuyoruz. Demek ki kendi çoğrafyamızda kendi nancımızı,kendi örfümüzü, kendi adetimizi,kendi varlığımızı hakim unsur haline getireceğiz

çok doğru söylüyorsunuz kardeşim...küçüğümüzle büyüğümüzle hep beraber kendi benliğimize sıkıca tutunmalıyız...Peki niye bu kadar uzaklaştık. neydi aramıza giren adetlerimizle...aramızdaki bizi bölmeye çalışan o iğrenç kişileri atmak lazım...Bu coğrafyanın bizim olduğunu haykırmamız lazım...onlara bizim dinimizi, dilimizi, ülkemizi alamayacaksınız demeliyiz...konuyu siyasete getirmek istemiyorum ama İktidarı ile muhalefeti ile haykırmamız lazım...
 

salih_43

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
366
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
[VIDEO]http://api.fmanager.net/api_v1/xmlapi.php?dev-t=7EZU2FZ0164&with=mod=file,id=19417[/VIDEO]


biraz videoyu izlerseniz sevinirim..
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
çok doğru söylüyorsunuz kardeşim...küçüğümüzle büyüğümüzle hep beraber kendi benliğimize sıkıca tutunmalıyız...Peki niye bu kadar uzaklaştık. neydi aramıza giren adetlerimizle...aramızdaki bizi bölmeye çalışan o iğrenç kişileri atmak lazım...Bu coğrafyanın bizim olduğunu haykırmamız lazım...onlara bizim dinimizi, dilimizi, ülkemizi alamayacaksınız demeliyiz...konuyu siyasete getirmek istemiyorum ama İktidarı ile muhalefeti ile haykırmamız lazım...

anlamı yok ki, halk uyanmayıca.. sınırlara kadar yaklaştılar artık, ateşten bir çember sanki bi de içimizdeki ...lere bak
 

yasminq1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Kas 2007
Mesajlar
149
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Web Sitesi
www.teknikoto.forumup.com
Salih_43 Bey, Tek kelimeyle şok oldum ve videoyu esefle izledim. Masonlar hakkında çok yazılarla karşılaşmıştım ama insan bünyesine yerleşen bir kanser gibi, ur gibi bir şey vede nasıl çoğalıp metestaz yapıyorsa önü alındıkça giderek büyüyen bir çığ gibi olduklarını korkarak ve kınayarak izledim. Bu görüntüyü bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
İşin ilgimi çeken garip tarafı Türkiye'den katılanların hepsinin aydın kesim oluşu!!! İzahı mümkün değil. Kendi ülkemizde, kendimizin beslediği, adam ettiği, yedirdiği, giydirdiği, imkanlar sunup, belli bir mevkiye oturttuğu kişilerin hainliğinden, evet vatan hainliğinden başka bir şey değil bu. Allahtan dilerim ki; bu kişilerin menzillerine ulaşmasını engellediği gibi, Enbiya Suresindeki gibi ülkemize, milletimize daha fazla zarar vermeden yok olmalarını da sağlar inşallah. Allah büyüktür....
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Salih_43 Bey, Tek kelimeyle şok oldum ve videoyu esefle izledim. Masonlar hakkında çok yazılarla karşılaşmıştım ama insan bünyesine yerleşen bir kanser gibi, ur gibi bir şey vede nasıl çoğalıp metestaz yapıyorsa önü alındıkça giderek büyüyen bir çığ gibi olduklarını korkarak ve kınayarak izledim. Bu görüntüyü bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
İşin ilgimi çeken garip tarafı Türkiye'den katılanların hepsinin aydın kesim oluşu!!! İzahı mümkün değil. Kendi ülkemizde, kendimizin beslediği, adam ettiği, yedirdiği, giydirdiği, imkanlar sunup, belli bir mevkiye oturttuğu kişilerin hainliğinden, evet vatan hainliğinden başka bir şey değil bu. Allahtan dilerim ki; bu kişilerin menzillerine ulaşmasını engellediği gibi, Enbiya Suresindeki gibi ülkemize, milletimize daha fazla zarar vermeden yok olmalarını da sağlar inşallah. Allah büyüktür....

Batı zaten az çok yetenekli öğrencileri toplayıp bunlara kendi telakkisini aşılayarak kadro yetiştiriyor hem ucuz hem de garantili. avrupadan dönenler de sanki avrupada doğmuş ,avrupalı medeni insanı zannediyor kendilerini.
bunlar canlı karikatüre benzer.
sonra o ''bedava'' kadro fakültelere yerleşiyo ve öğrencileri etkiliyo
 

yasminq1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Kas 2007
Mesajlar
149
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Web Sitesi
www.teknikoto.forumup.com
نعىمة;563814' Alıntı:
Batı zaten az çok yetenekli öğrencileri toplayıp bunlara kendi telakkisini aşılayarak kadro yetiştiriyor hem ucuz hem de garantili. avrupadan dönenler de sanki avrupada doğmuş ,avrupalı medeni insanı zannediyor kendilerini.
bunlar canlı karikatüre benzer.
sonra o ''bedava'' kadro fakültelere yerleşiyo ve öğrencileri etkiliyo

Peki neyle kandırılıyorlar. Bir insanın yurdunu satması ve üzerinde yaşadığı vatan toprağını peşkeş çekmesi ancak sütü bozuk insanların yapabileceği bir şey! Ben bu insanları yetiştiren anne ve babasında da o hatayı ararım. Dedesi koruk yemiş, torununun dişi kamaşmış hesabı!
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Peki neyle kandırılıyorlar. Bir insanın yurdunu satması ve üzerinde yaşadığı vatan toprağını peşkeş çekmesi ancak sütü bozuk insanların yapabileceği bir şey! Ben bu insanları yetiştiren anne ve babasında da o hatayı ararım. Dedesi koruk yemiş, torununun dişi kamaşmış hesabı!

maalesef onlar da aynı okulun mevzunları, hatta toplumda ölçü haline gelmiş.
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50
نعىمة;573681' Alıntı:

bu nedır boyle nasıl kanıyorlar naasıl düşünce anlamıyorum.ne gıbı vaatler ınsan şok oluyor allaha emanet olun
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
نعىمة;563704' Alıntı:
Osmanlı’yı parçalanma sürecine sokan o kadar sebep var ki, bu konuda çok şey söylenip yazıldı: Yeniçeri Ocağı’nın yozlaşması, Fransız İhtilali’nin etkileri, Sanayi Devrimi’nden geri kalınması, Misyoner faaliyetlerinin yayılması… bunlar, “sebepler zinciri”nin sadece birkaç halkasıdır. Bu sebeplerin hepsinde mutlaka doğruluk payı vardır ancak; Osmanlı’yı felakete sürükleyen asıl neden, bizzat kendisidir. Osmanlı, Osmanlı olmaktan çıkıp; kendi kimliğinden, öz benliğinden uzaklaştığı için akıbeti hüsran olmuştur. Manevî hastalıklar “insan ağacına düşen kurt” misali toplumun çekirdeğini âdeta kemire kemire çürütmüş ve nihayetinde Koca Çınar’ın kendiliğinden parçalanması kaçınılmaz olmuştur.
***
Bu tehlike, Osmanlı’nın en ihtişamlı olduğu dönemlerde dahi dile getirilmiştir. Misal vermek gerekirse, Kanuni Sultan Süleyman, dünyada emsalsiz bir iktidarın padişahı olduğu halde milletin, memleketin ahvâl ve sonunu kara kara düşünmüş;
– “Günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı acaba?” diye endişeli düşüncelere dalmıştır...
Kanuni, içinden çıkamadığı, etrafından tatmin edici bir cevap alamadığı bu tür meselelerde her zaman soluğu, âlim, fâzıl, kâmil insanların kapısında almıştır. Bu kamil insanlardan biri de Yahya Efendi Hazretleri’dir. Padişah, sonunda, kendisini endişeye sevkeden bu düşüncesini büyük âlim Yahya Efendi’ye açmaya karar verir. Maneviyatına, ilmine, keşfine, kerametine inandığı Yahya Efendi’ye el yazısıyla bir mektup gönderir. Mektupta Yahya Efendi’ye şöyle sorar;
– “Sen ki, ilahi sırlara vâkıfsın. Bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur? Bir gün izmihlale uğrar mı?”.
Mektubu okuyan Yahya Efendi’nin cevabı ise çok kısa ve fakat insanı şaşırtıcı mahiyettedir; Padişaha der ki:
– “Nemelazım be Sultanım!”…
***
Yahya Efendinin cevabını hayretle okuyan Sultan Süleyman, buna hiçbir mana veremez;
– “Acaba bu cevapta bizim bilmediğimiz bir sır mı vardır?” diye düşünür. Nihayet kalkar Yahya Efendi’nin Beşiktaş’taki dergahına gelir ve halini arz eder:
– “Ne olur efendim, mektubuma cevap veriniz. Bizi geçiştirmeyiniz, sorumuzu ciddiye alınız”.
Yahya Efendi şöyle bir bakar:
– “Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak elde mi? Ben sorunuz üzerinde iyice düşündüm ve kanaatimi size açıkça söyledim” der.
Padişah şu karşılığı verir:
– “İyi ama ben bu cevaptan birşey anlamadım efendim. Sadece ‘Nemelazım be sultanım’ demişsiniz. Sanki, beni böyle işlere karıştırma, der gibi”.
Yahya Efendi, hikmeti hikmet sahibinde arayan bu büyük padişaha işin sırrını şöyle açıklar:
– “Sultanım! Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık şayi olsa, işitenler de ‘nemelazım’ deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil çobanlar yese, bilenler de bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başka kimse işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halka hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir”…
***
Dönelim bize…
Osmanlı’nın torunları olan kendimize şöyle bir bakalım…
Dün atalarımız, devletin en güçlü olduğu muhteşem dönemlerinde dahi, devletin sonunu, milletin akıbetini merak etmişler; nemelazımcılığın Osmanlı’yı nereye sürükleyeceğini kara kara düşünmüşler. Bugün insanımız ise, ülke parçalanmanın eşiğine gelmesine rağmen ne yazık ki, duyarsızlığını sürdürmektedir. Nemelazımcılık toplumun tamamını sarmış, vatandaş en temel hassasiyetlerini dahi yitirmiştir. Ne acıdır. Bu topraklarda Türk bayrağının yanında, AB’nin Haçlı bayrağı da egemen olarak dalgalanacak fakat, Türk insanı “nemelazım be abi” diyecek. Topraklarımız ecnebilere haraç mezat satılacak ama, milletin ağzından, “nemelazım, benim evime barkıma, bağıma bahçeme kimse dokunmasın yeter” çıkacak. Elin gâvuru gelecek benim ülkemin zenginliklerini sülük gibi sömürecek; memlekette fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkacak ama, sen, “nemelazım benim işim, aşım var” deyip yan çizeceksin. Elin papazı, hahamı, keşişi gelip benim ülkemde fitne yuvaları açacak, gençliğimiz misyonerlerin tuzağına düşecek; vatandaş; “nemelazım canım, ben kendimi korurum” diye sesini soluğunu çıkarmayacak… Hırsızlıklar, yolsuzluklar, rüşvetler, adam kayırmalar, vergi kaçırmalar, cinayetler, tecavüzler almış başını gidiyor fakat, ne yazık ki insanımız nemelazımcı….
***
Bu kokuşmuşluğa, bu çürümüşlüğe, bu nemelazımcılığa Koca Osmanlı dayanamadı, bakalım Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha ne kadar dayanabilecek..! Allah akıbetimizi hayreylesin.

Oğuz Köroğlu



Esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü.
Amin kardeşim, Allah razı olsun,
Emeğinize sağlık,
Selam ve baki dua ile kalın.

93270140eb0.gif
97906724wb4.gif

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt