meltem
Kayıtlı Kullanıcı
Guguk kuşunun başka yuvalara yumurtlayıp, yavrularını buradaki ebeveynlere baktırdığını, yavruların diğer yavruları yuvadan attığını biliyor muydunuz? İşte nefsimiz şeytan tarafından gönül yuvamıza bırakılmış yabancı yumurta gibidir.
Guguk kuşunu normal hayatta görmemişizdir belki; ama “guguklu saati” biliriz. Saat başı küçük kulubesinden çıkıp “guguk guguk” diye öter. Gerçek hayatta ise guguk kuşunun ötüşünde müthiş bir plan ve insanoğlu için sınırsız ibretler bulunuyor.
Dişi guguk kuşu, yumurtlama vakti geldiğinde adeta zamanla yarışmaktadır. Devamlı uyanık ve dikkatli olan bu kuş, yapraklar arasında gizlenerek, yuva yapan başka cinsten kuş çiftlerini gözler. Daha önceden iyi tanıdığı bir kuş türünün yuva yaptığını görünce ne zaman yumurtlaması gerektiğine karar verir. Artık, yavruya bakacak kuş ailesi belirlenmiştir.
Guguk, bakıcı kuşun yumurtlamaya başladığını görür görmez harekete geçer. Kuş yumurtladıktan sonra yuvadan ayrılır ayrılmaz, hiç vakit kaybetmeden yuvaya gider ve kendi yumurtasını bırakır. Ama burada çok akıllıca bir şey daha yaparak, yuvanın gerçek yumurtalarından birini aşağı atar. Bu, yuvanın sahibi olan kuşun şüphelenmesini engelleyecektir.
Anne guguk kuşu, yavrusunun güvenilir bir hayata atılması için şaşılacak kadar mükemmel bir strateji ve zamanlama yapmaktadır. Çünkü dişi guguk bir mevsimde 1 değil tam 20 tane yumurta yapar. Buna uygun olarak, çok sayıda bakıcı ebeveyn belirleyip, bunları gözetlemesi ve yumurtlama zamanlarını iyi ayarlaması gerekmektedir. Anne gugukların iki günde bir yumurtlamaları ve her yumurtanın yumurtalıkta beş günde oluşması dolayısıyla, kuşun kaybedecek bir dakikası bile yoktur.
On iki günlük bir kuluçka devresi geçirip yumurtadan çıkan guguk yavrusu, 4 gün sonra gözlerini ilk kez açtığında, ona çok müşfik davranan -ama aslında kendisinin olmayan- ebeveynleri ile karşılaşır. Yumurtasından çıkar çıkmaz ilk işi de, ebeveynlerin olmadığı bir zamanda, yuvadaki diğer yumurtaları aşağı atmaktır! Evet, yanlış okumadınız. Fıtri olarak içine yerleştirilmiş bu hareketle yavru böylece kendine “hayat alanı” açmış olur. Bakıcı ebeveynler kendilerinin sandıkları yavruyu büyük bir özenle beslerler. Yavrunun yuvadan ayrılacağı 6. haftaya doğru çok ilginç bir manzara vardır: İki (serçe kadar) anne-baba kuş ve doyurmaya çalıştığı kendinden büyük (kumru kadar) yavru kuş!
Guguk kuşunu normal hayatta görmemişizdir belki; ama “guguklu saati” biliriz. Saat başı küçük kulubesinden çıkıp “guguk guguk” diye öter. Gerçek hayatta ise guguk kuşunun ötüşünde müthiş bir plan ve insanoğlu için sınırsız ibretler bulunuyor.
Dişi guguk kuşu, yumurtlama vakti geldiğinde adeta zamanla yarışmaktadır. Devamlı uyanık ve dikkatli olan bu kuş, yapraklar arasında gizlenerek, yuva yapan başka cinsten kuş çiftlerini gözler. Daha önceden iyi tanıdığı bir kuş türünün yuva yaptığını görünce ne zaman yumurtlaması gerektiğine karar verir. Artık, yavruya bakacak kuş ailesi belirlenmiştir.
Guguk, bakıcı kuşun yumurtlamaya başladığını görür görmez harekete geçer. Kuş yumurtladıktan sonra yuvadan ayrılır ayrılmaz, hiç vakit kaybetmeden yuvaya gider ve kendi yumurtasını bırakır. Ama burada çok akıllıca bir şey daha yaparak, yuvanın gerçek yumurtalarından birini aşağı atar. Bu, yuvanın sahibi olan kuşun şüphelenmesini engelleyecektir.
Anne guguk kuşu, yavrusunun güvenilir bir hayata atılması için şaşılacak kadar mükemmel bir strateji ve zamanlama yapmaktadır. Çünkü dişi guguk bir mevsimde 1 değil tam 20 tane yumurta yapar. Buna uygun olarak, çok sayıda bakıcı ebeveyn belirleyip, bunları gözetlemesi ve yumurtlama zamanlarını iyi ayarlaması gerekmektedir. Anne gugukların iki günde bir yumurtlamaları ve her yumurtanın yumurtalıkta beş günde oluşması dolayısıyla, kuşun kaybedecek bir dakikası bile yoktur.
On iki günlük bir kuluçka devresi geçirip yumurtadan çıkan guguk yavrusu, 4 gün sonra gözlerini ilk kez açtığında, ona çok müşfik davranan -ama aslında kendisinin olmayan- ebeveynleri ile karşılaşır. Yumurtasından çıkar çıkmaz ilk işi de, ebeveynlerin olmadığı bir zamanda, yuvadaki diğer yumurtaları aşağı atmaktır! Evet, yanlış okumadınız. Fıtri olarak içine yerleştirilmiş bu hareketle yavru böylece kendine “hayat alanı” açmış olur. Bakıcı ebeveynler kendilerinin sandıkları yavruyu büyük bir özenle beslerler. Yavrunun yuvadan ayrılacağı 6. haftaya doğru çok ilginç bir manzara vardır: İki (serçe kadar) anne-baba kuş ve doyurmaya çalıştığı kendinden büyük (kumru kadar) yavru kuş!