NEFSİME MEKTUP
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA
Ey nefsim!Sana şaşıyorum!!İçerisinde rahatlık olmayan bir evde rahatlık istiyorsun.
Fani olduğunu bildiğin dünyanın tadını çıkarmak istiyorsun.Zevk ve eğlence istiyorsun olayların akıbetine bakmıyorsun.
Ey nefs! Neden insanların önünde takvalı,saf ve iffetli görünmeye uğraşıp karanlık kaplayıpta insanların evlerine çekildikleri vakit sanki seni görmüyormuş gibi Allah’a isyan etmeye cüret ediyorsun.
Subhanallah!!!Allah’ı sana bakanların en basitimi kıldın?
Rabbine yakarıp,onun sınırları içerisinde duracağın halde birde bakmışsınki iman elbisesini çıkarıyorsun insanlarla biraraya geldiğinde ise onu giyiyorsun.İnsanlar sana karşı Rabbinden daha cömert olmayacaklar.Bu durumu bir düşün ey nefs!İçini dışın gibi yap ve her zaman şunu tekrar et: ”Allah beni gözetleyendir.” ”Allah beni izleyendir.” ”Allah beni görendir.”
Ey nefs! Sana ne oluyorda sanki ondan emin olmuşsun gibi dünyaya güveniyorsun.Öncekilerin durumlarını hatırlamaz mısın?Onlar hayatlarını dünyaya hibe etmişler ve dünyayı en büyük kaygıları yapmışlardı birde baktılar ki dünya onlara ecellerini getirmiş ve nimetleri ateşe çevirmiş.
Bilmiyormusun ki dünya aldatıcıdır,gayeleri ve durumları değiştiricidir.Bu halde ona nasıl güvenirsin? Herhangi bir anda ölüm sana hucüm edip seni içinde bulunduğun şeyden çıkarabilir ve seni bir diyardan onun için hazırlanmadığın başka bir diyara götürür.Orada senin durumun ne olur ey nefs!
Aaaahhh nefs!Cenneti istediğini iddia ediyorsun ama onun için hiç çalışmadın. Ateşten korktuğunu iddia ediyorsun ama ondan hiç kaçmadın! Eğer Cennete girersen orada nimetlendirileceğini,eğer Cehenneme girersen orada azaba uğrayacağını öğrenmedin mi?
Ey nefs!!!Neden seni her itaate zorladığımda tembelleşip benden kaçıyor,yorgunluk ve meşakkati bahane ediyor bir günah gördüğünde ise ona koşuyorsun?
Ey nefs! Bana doğruyu söyle!Ne istiyorsun?Mutluluk mu mutsuzluk mu?Refah mı azap mı? Ey nefs! Sana yemin ederim ki mutluluk ve refah ancak Allah’a itaatte vardır. Mutsuzluk ve azap ise günahlarda vardır.Bana katılmaz mısın?Senden ümit ettiğim şey budur :A
Bizi bizden daha iyi tanıyan, bize şah damarımızdan daha yakın olan o eşsiz güzelliği (c.c.) hakkıyla tanıyor muyuz?
Ve O'nu tanımak için birbirimize yardım edebiliyor muyuz?
Affedilmeyi beklerken affedebiliyor muyuz?
Merhamete muhtaç olmadan önce merhamet edebildik mi birilerine?
İntikama gücü yeterken affedebilen kaç kişi var aramızda?
Ya dostluk?
Dost olabildik mi gerçekten, dost dediklerimize? Onlara hakkı ve sabrı tavsiye edebildik mi yeri geldiğinde?
Sabrı tavsiye ederken, her şeyin bir sebebi olduğunu söyleyebildik mi ve bu sebebin sırrını izah edebildik mi ilmimizle?
Paramı arttır yerine , ilmimi arttır diye yalvarabildik mi Rabbimize?
Ya sevgi?
Birbirimizi sevmedikçe,Rabbimizi sevemeyeceğimizi idrak edebildik mi?
Birbirimizi nefsimiz için değil de Rabbimiz için sevebildik mi?
Yoksa bir şeyler mi bekledik sevgimizden, bencilliğimiz adına?
Seveni küçük mü gördük?
Sevenin büyüsü mü bozuldu?
Sevdiğimiz yanlışa düştüğünde Rabbimizin kelamıyla elimizi ona uzatabildik mi?
Sevdiğimiz üzüldüğünde kalbini okşayabildik mi?Rabbimizin rızası için onu sevdiğimizi haykırabildik mi?
Yaptığımız her şeyi Rabbimizin rızasını gözeterek yapabilseydik, Yaratılmışların en üstünü sıfatını koruyabilmek adına adım atmış sayabilirdik belki kendimizi...
Acizliğimizin ve fakirliğimizin farkında olmadan yaşamak ne büyük gaflet...
"ALLAH" affedicidir...affedenleri sever
"ALLAH"merhametlidir...merhamet edenleri sever
"ALLAH"lütufkardır...lütfedenleri sever
"ALLAH" dostu olmayı dileyenler, önce "ALLAH" adına birbirleriyle dost olmayı bilmeliler...
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA
Ey nefsim!Sana şaşıyorum!!İçerisinde rahatlık olmayan bir evde rahatlık istiyorsun.
Fani olduğunu bildiğin dünyanın tadını çıkarmak istiyorsun.Zevk ve eğlence istiyorsun olayların akıbetine bakmıyorsun.
Ey nefs! Neden insanların önünde takvalı,saf ve iffetli görünmeye uğraşıp karanlık kaplayıpta insanların evlerine çekildikleri vakit sanki seni görmüyormuş gibi Allah’a isyan etmeye cüret ediyorsun.
Subhanallah!!!Allah’ı sana bakanların en basitimi kıldın?
Rabbine yakarıp,onun sınırları içerisinde duracağın halde birde bakmışsınki iman elbisesini çıkarıyorsun insanlarla biraraya geldiğinde ise onu giyiyorsun.İnsanlar sana karşı Rabbinden daha cömert olmayacaklar.Bu durumu bir düşün ey nefs!İçini dışın gibi yap ve her zaman şunu tekrar et: ”Allah beni gözetleyendir.” ”Allah beni izleyendir.” ”Allah beni görendir.”
Ey nefs! Sana ne oluyorda sanki ondan emin olmuşsun gibi dünyaya güveniyorsun.Öncekilerin durumlarını hatırlamaz mısın?Onlar hayatlarını dünyaya hibe etmişler ve dünyayı en büyük kaygıları yapmışlardı birde baktılar ki dünya onlara ecellerini getirmiş ve nimetleri ateşe çevirmiş.
Bilmiyormusun ki dünya aldatıcıdır,gayeleri ve durumları değiştiricidir.Bu halde ona nasıl güvenirsin? Herhangi bir anda ölüm sana hucüm edip seni içinde bulunduğun şeyden çıkarabilir ve seni bir diyardan onun için hazırlanmadığın başka bir diyara götürür.Orada senin durumun ne olur ey nefs!
Aaaahhh nefs!Cenneti istediğini iddia ediyorsun ama onun için hiç çalışmadın. Ateşten korktuğunu iddia ediyorsun ama ondan hiç kaçmadın! Eğer Cennete girersen orada nimetlendirileceğini,eğer Cehenneme girersen orada azaba uğrayacağını öğrenmedin mi?
Ey nefs!!!Neden seni her itaate zorladığımda tembelleşip benden kaçıyor,yorgunluk ve meşakkati bahane ediyor bir günah gördüğünde ise ona koşuyorsun?
Ey nefs! Bana doğruyu söyle!Ne istiyorsun?Mutluluk mu mutsuzluk mu?Refah mı azap mı? Ey nefs! Sana yemin ederim ki mutluluk ve refah ancak Allah’a itaatte vardır. Mutsuzluk ve azap ise günahlarda vardır.Bana katılmaz mısın?Senden ümit ettiğim şey budur :A
Bizi bizden daha iyi tanıyan, bize şah damarımızdan daha yakın olan o eşsiz güzelliği (c.c.) hakkıyla tanıyor muyuz?
Ve O'nu tanımak için birbirimize yardım edebiliyor muyuz?
Affedilmeyi beklerken affedebiliyor muyuz?
Merhamete muhtaç olmadan önce merhamet edebildik mi birilerine?
İntikama gücü yeterken affedebilen kaç kişi var aramızda?
Ya dostluk?
Dost olabildik mi gerçekten, dost dediklerimize? Onlara hakkı ve sabrı tavsiye edebildik mi yeri geldiğinde?
Sabrı tavsiye ederken, her şeyin bir sebebi olduğunu söyleyebildik mi ve bu sebebin sırrını izah edebildik mi ilmimizle?
Paramı arttır yerine , ilmimi arttır diye yalvarabildik mi Rabbimize?
Ya sevgi?
Birbirimizi sevmedikçe,Rabbimizi sevemeyeceğimizi idrak edebildik mi?
Birbirimizi nefsimiz için değil de Rabbimiz için sevebildik mi?
Yoksa bir şeyler mi bekledik sevgimizden, bencilliğimiz adına?
Seveni küçük mü gördük?
Sevenin büyüsü mü bozuldu?
Sevdiğimiz yanlışa düştüğünde Rabbimizin kelamıyla elimizi ona uzatabildik mi?
Sevdiğimiz üzüldüğünde kalbini okşayabildik mi?Rabbimizin rızası için onu sevdiğimizi haykırabildik mi?
Yaptığımız her şeyi Rabbimizin rızasını gözeterek yapabilseydik, Yaratılmışların en üstünü sıfatını koruyabilmek adına adım atmış sayabilirdik belki kendimizi...
Acizliğimizin ve fakirliğimizin farkında olmadan yaşamak ne büyük gaflet...
"ALLAH" affedicidir...affedenleri sever
"ALLAH"merhametlidir...merhamet edenleri sever
"ALLAH"lütufkardır...lütfedenleri sever
"ALLAH" dostu olmayı dileyenler, önce "ALLAH" adına birbirleriyle dost olmayı bilmeliler...