Kaybedenlerin vazgeçilmez sözüdür “neden ben?”
Bu yaşanmış hikayeyi okuduktan sonra fikriniz değişecek!
Brenda yamaç tırmanısı yapmak isteyen genç bir kadindi. Bir gün
cesaretini toplayarak bir grup tırmanısına katıldı.
Tırmanacakları yere vardıklarında, neredeyse duvar gibi dik,
büyük ve kayalik bir yamaç çıktı karsılarına.
Tüm korkularina ragmen, Brenda azimliydi. Emniyet kemerini
taktı, ipi yakaladı ve kayanın dik yüzüne tırmanmaya basladı.
Bir süre tırmandıktan sonra, nefeslebilecegi bir oyuk buldu..
Orada asili dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kisi dalgınlıga
düserek ipi gevsetiverdi. Aniden bosalan ip, hızla Branda nin gözüne
çarparak lensinin düsmesine neden oldu.
Lens çok küçüktü ve bulunması neredeyse imkansizdi.
Lens yamacın ortasında bir yerlerde kalmıstı ve Brenda artık bulanık görüyordu.
Ümitsizlik içinde Brenda, lensini bulmasi için Allah’a dua edebilirdi yalnızca..
Ve içten içe düşünüp dua etmeye basladi. “Allahım! Sen bu anda
buradaki tüm daglari görürsün. Bu daglar üzerindeki her bir tası ve
yaprağı bildigin gibi, benim lensimin yerini de biliyorsun. Onu bulmama
yardım et.”
Patikalardan yürüyerek asagi indiler. Asagi indiklerinde, tirmanmak
üzere oraya dogru gelen yeni bir grup gördüler. Iclerinden biri
“Aranizda lens kaybeden var mı?” diye bagırdı.
Brenda’nin sonradan ögrendigine göre, lensi bir karinca
tasiyordu ve karinca yürüdükçe yavasça kayanin üzerinde hareket edip
parlayan lens kızların dikkatini çekmisti.
Eve döndüklerinde Brenda lensini nasıl bulduklarını babasına
anlatacak ve bir karikatürcü olan babası da agızıyla lens tasıyan bir
karinca resmi çizerek, karıncanın üzerindeki baloncuga bunları
yazacaktı:
“Allahım! Bu nesneyi neden tasıdıgımı bilemiyorum.
Bunu yiyemem ve neredeyse tasıyamayacagim kadar agır. Ama istedigin sadece bunu
tasimamsa, senin için tasıyacagım…”
“BU YÜKÜ NIYE TASIYORUM” demeyin…
Bu yaşanmış hikayeyi okuduktan sonra fikriniz değişecek!
Brenda yamaç tırmanısı yapmak isteyen genç bir kadindi. Bir gün
cesaretini toplayarak bir grup tırmanısına katıldı.
Tırmanacakları yere vardıklarında, neredeyse duvar gibi dik,
büyük ve kayalik bir yamaç çıktı karsılarına.
Tüm korkularina ragmen, Brenda azimliydi. Emniyet kemerini
taktı, ipi yakaladı ve kayanın dik yüzüne tırmanmaya basladı.
Bir süre tırmandıktan sonra, nefeslebilecegi bir oyuk buldu..
Orada asili dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kisi dalgınlıga
düserek ipi gevsetiverdi. Aniden bosalan ip, hızla Branda nin gözüne
çarparak lensinin düsmesine neden oldu.
Lens çok küçüktü ve bulunması neredeyse imkansizdi.
Lens yamacın ortasında bir yerlerde kalmıstı ve Brenda artık bulanık görüyordu.
Ümitsizlik içinde Brenda, lensini bulmasi için Allah’a dua edebilirdi yalnızca..
Ve içten içe düşünüp dua etmeye basladi. “Allahım! Sen bu anda
buradaki tüm daglari görürsün. Bu daglar üzerindeki her bir tası ve
yaprağı bildigin gibi, benim lensimin yerini de biliyorsun. Onu bulmama
yardım et.”
Patikalardan yürüyerek asagi indiler. Asagi indiklerinde, tirmanmak
üzere oraya dogru gelen yeni bir grup gördüler. Iclerinden biri
“Aranizda lens kaybeden var mı?” diye bagırdı.
Brenda’nin sonradan ögrendigine göre, lensi bir karinca
tasiyordu ve karinca yürüdükçe yavasça kayanin üzerinde hareket edip
parlayan lens kızların dikkatini çekmisti.
Eve döndüklerinde Brenda lensini nasıl bulduklarını babasına
anlatacak ve bir karikatürcü olan babası da agızıyla lens tasıyan bir
karinca resmi çizerek, karıncanın üzerindeki baloncuga bunları
yazacaktı:
“Allahım! Bu nesneyi neden tasıdıgımı bilemiyorum.
Bunu yiyemem ve neredeyse tasıyamayacagim kadar agır. Ama istedigin sadece bunu
tasimamsa, senin için tasıyacagım…”
“BU YÜKÜ NIYE TASIYORUM” demeyin…
(ALINTI)