Türk sinemasının ünlü oyuncusu Necla Nazır, iç dünyasında kopan fırtınayı ve tasavvufa yönelişini anlattı. Nazır’a göre başörtüsü dinin olmazsa olmazı. İşte bir rüya ile başlayan öykü
Yeni Şafaktan Ayşe Olguna konuşan ünlü oyuncu Necla Nazır, tasavvufa nasıl adım anlattığını anlattı. İşte ünlü oyuncunun açıklamaları...
Fatiha okumadan kızımı evden asla çıkarmam
Yeşilçamın utangaç liseli kızı Necla Nazır, şimdi kızını büyüten bir anne. Ve bir anne olarak görevini Onu Allah sevgisiyle büyütmeye çalışıyorum diye dile getiriyor.
Henüz 16 yaşındayken sinema güzeli olarak tanıdık onu. Ardından Yeşilçamın güzel ve masum yüzlerinden biri haline geldi. Bir fabrikada işçi olarak çalışırken bir anda Türk halkının gönlüne yerleşen genç oyuncu, bu şöhrete hiç alışamadı. Düşünen ve hisseden bir genç kız olarak, yaldızlı dünyanın arkasında yaşananları içine sindiremeyince tercihini annelikten yana kullandı.
RÜYANIN İZİNDE
Kızı Tuğçeyi dünyaya getirdikten sonra tasavvufla tanışan Necla Nazır, önce Kuranı Kerim okumayı öğrenmiş, ardından namaz kılmaya başlamış. Bunun nedenini, küçük yaştan beri görmeye başladığı mistik rüyaların izinde gitmesine bağladığını anlatıyor. Sinemanın renkli hayatının kendisini içine almadığını, sadece geçim derdiğiyle o ortamda bulunduğunu söyleyen Nazır, bunun sebebini de çocukluğundan beri düşkün olduğu evliyaların manevi etkisiyle açıklıyor Ünlü olduğum ilk zamanlarda bir rüya görmüştüm. Ayakları yeryüzünde, başı gökyüzüne uzanan bir adam elimden tutup beni yukarı çekti. Siz kimsiniz? dedim. Zamanı gelince öğreneceksin dedi. Sinemayı bıraktığımda rüyamda bahsedilen zaman gelmişti.
Kızı Tuğçeden örnek vererek, anne-babaların, çocuklarını kötülükten korumak için öncelikle onlara dini bilgilerini doğru ve yeterli bir şekilde vermeleri gerektiğini vurguluyan Nazır şöyle konuşuyor: Her pazar çocuklarının ellerinden tutup kiliseye giden Avrupalılar gibi bizim de çocuklarımızın elinden tutup camilere ****ürmemiz gerek. Çocuklarımıza Allahı sevdirirsek onları ancak o zaman kötülüklerden korumuş oluruz. Kendi öz kimliklerinden ve manevi bağlarından kopmalarını engellemiş oluruz.
Kızı Tuğçeyi hem dini hem de kültürel değerlerimizin ışığında bir eğitimden geçirdiğini, onu iyi bir kul olarak yetiştirme gayretinde olduğunu ifade eden Nazır, Elhamdülillah anne olarak bu konuda üzerime düşeni yaptığıma inanıyorum. Okula gönderirken Fatiha ve Ayet-el Kürsi okumadan evden çıkarmam diyor.
EŞARP DA OLUR ŞAPKA DA
Kuranı anlayarak okursan örtünmen gerektiğini anlarsın diye konuşan Nazır, yaşadığı bütün bu değişimi Bunlar benim fıtratımda vardı diye açıklıyor. Saçını göstermeyecek şekilde örtündüğünü ama gittiği ortama göre saçlarını bazen eşarpla bazen de şapkayla kapattığını söyleyen Nazır, tesettüre uygun kıyafet bulmada zorlanınca kendi kreasyonunu kendisinin oluşturduğunu ifade ediyor. Nazır, bir noktaya da dikkat çekiyor: Örtüyü aynı zamanda kalbe de çekip, kalbi kötülüklere karşı korumak gerekiyor. Yenisafak
Not Ünlü olduğum ilk zamanlarda bir rüya görmüştüm. Ayakları yeryüzünde, başı gökyüzüne uzanan bir adam elimden tutup beni yukarı çekti. Siz kimsiniz? dedim. Zamanı gelince öğreneceksin dedi.
Yeni Şafaktan Ayşe Olguna konuşan ünlü oyuncu Necla Nazır, tasavvufa nasıl adım anlattığını anlattı. İşte ünlü oyuncunun açıklamaları...
Fatiha okumadan kızımı evden asla çıkarmam
Yeşilçamın utangaç liseli kızı Necla Nazır, şimdi kızını büyüten bir anne. Ve bir anne olarak görevini Onu Allah sevgisiyle büyütmeye çalışıyorum diye dile getiriyor.
Henüz 16 yaşındayken sinema güzeli olarak tanıdık onu. Ardından Yeşilçamın güzel ve masum yüzlerinden biri haline geldi. Bir fabrikada işçi olarak çalışırken bir anda Türk halkının gönlüne yerleşen genç oyuncu, bu şöhrete hiç alışamadı. Düşünen ve hisseden bir genç kız olarak, yaldızlı dünyanın arkasında yaşananları içine sindiremeyince tercihini annelikten yana kullandı.
RÜYANIN İZİNDE
Kızı Tuğçeyi dünyaya getirdikten sonra tasavvufla tanışan Necla Nazır, önce Kuranı Kerim okumayı öğrenmiş, ardından namaz kılmaya başlamış. Bunun nedenini, küçük yaştan beri görmeye başladığı mistik rüyaların izinde gitmesine bağladığını anlatıyor. Sinemanın renkli hayatının kendisini içine almadığını, sadece geçim derdiğiyle o ortamda bulunduğunu söyleyen Nazır, bunun sebebini de çocukluğundan beri düşkün olduğu evliyaların manevi etkisiyle açıklıyor Ünlü olduğum ilk zamanlarda bir rüya görmüştüm. Ayakları yeryüzünde, başı gökyüzüne uzanan bir adam elimden tutup beni yukarı çekti. Siz kimsiniz? dedim. Zamanı gelince öğreneceksin dedi. Sinemayı bıraktığımda rüyamda bahsedilen zaman gelmişti.
Kızı Tuğçeden örnek vererek, anne-babaların, çocuklarını kötülükten korumak için öncelikle onlara dini bilgilerini doğru ve yeterli bir şekilde vermeleri gerektiğini vurguluyan Nazır şöyle konuşuyor: Her pazar çocuklarının ellerinden tutup kiliseye giden Avrupalılar gibi bizim de çocuklarımızın elinden tutup camilere ****ürmemiz gerek. Çocuklarımıza Allahı sevdirirsek onları ancak o zaman kötülüklerden korumuş oluruz. Kendi öz kimliklerinden ve manevi bağlarından kopmalarını engellemiş oluruz.
Kızı Tuğçeyi hem dini hem de kültürel değerlerimizin ışığında bir eğitimden geçirdiğini, onu iyi bir kul olarak yetiştirme gayretinde olduğunu ifade eden Nazır, Elhamdülillah anne olarak bu konuda üzerime düşeni yaptığıma inanıyorum. Okula gönderirken Fatiha ve Ayet-el Kürsi okumadan evden çıkarmam diyor.
EŞARP DA OLUR ŞAPKA DA
Kuranı anlayarak okursan örtünmen gerektiğini anlarsın diye konuşan Nazır, yaşadığı bütün bu değişimi Bunlar benim fıtratımda vardı diye açıklıyor. Saçını göstermeyecek şekilde örtündüğünü ama gittiği ortama göre saçlarını bazen eşarpla bazen de şapkayla kapattığını söyleyen Nazır, tesettüre uygun kıyafet bulmada zorlanınca kendi kreasyonunu kendisinin oluşturduğunu ifade ediyor. Nazır, bir noktaya da dikkat çekiyor: Örtüyü aynı zamanda kalbe de çekip, kalbi kötülüklere karşı korumak gerekiyor. Yenisafak
Not Ünlü olduğum ilk zamanlarda bir rüya görmüştüm. Ayakları yeryüzünde, başı gökyüzüne uzanan bir adam elimden tutup beni yukarı çekti. Siz kimsiniz? dedim. Zamanı gelince öğreneceksin dedi.