Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Necip Fazıl KISAKÜREK (2 Kullanıcı)

necipcakmak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Necip Fazıl Kısakürek (NFK) Kayıtlı bir şecereyle, Alaüddevle devrinin Şeyhülislamı Mevlâna Bektut'a dayanan ve Dulkadiroğulları'na bağlı "Kısakürekler" soyuna mensuptur. Necip Fazıl'ın çocukluğu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının İstanbul Çemberlitaş'taki konağında geçti. İlk ve ortaöğrenimini Amerikan Koleji ve Fransız kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde (Askerî Deniz Lisesi) tamamladı. Lisedeki hocaları arasında dönemin ünlülerinden Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi (Akseki), İbrahim Aşkı gibi isimler vardı.


Eserleri [değiştir]12 yaşında şiire başlayan Necip Fazıl'ın ilk şiir kitabı daha 17 yaşında iken yayınlandı ve şiirleri M.E.B'in ders kitaplarında okutuldu. Genç yaşta yazdığı tiyatro eserleri, dönemin tiyatrolarında aylarca kapalı gişe sahnelendi. Paris dönüşü yayımladığı Örümcek Ağı ve Kaldırımlar adlı şiir kitapları onu çok genç yaşta ünlü yaptı. Henüz otuz yaşına basmadan çıkardığı yeni şiir kitabı Ben ve Ötesi (1932) ile takdir toplamayı sürdürdü. Yine M.E.B'in yayınladığı bir Türk şairleri Anatolojisi kitabında, 'N.F. Kısakürek herkes tarafından en iyi şair olarak kabul edilmese bile, Ben ve Ötesi Türk Edebiyatı nın en kuvvetli şiir kitabı olsa gerek, der. Meslektaşları tarafından da çok sevilen şair 'Üstat Necip Fazıl Kısakürek, olarak anılmaya başlandı.

Şöhretinin zirvesinde iken felsefi arayışlarını sürdürüp içinde yeni bir dönemin doğum sancısını hisseden Necip Fazıl için 1934 yılı gerçekten de hayatının yeni bir dönemine başlangıç olur. 30'lu yaşlarında Bohem hayatını en koyu rengiyle yaşadığı günlerde Beyoğlu Ağa Camii'nde vaaz vermekte olan Abdülhakim Arvasi ile tanışır ve bir daha ondan kopamaz.
Daha sonraları onun için;

“Bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız;
Ruhuma, büyük temel çivisini çaktınız!”
diyeceği bu büyük insan, onun hayatında yeni bir devrin başlamasına vesile olur ve Üstat, hayatında meydana gelen bu değişikliği şu mısralarla özetler: “Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...”
Bu tanışma onun hayatında dönüm noktası oldu. İslami kimliği ile öne çıkmaya başladıktan sonra ders kitaplarından şiirleri ve fikirleri çıkarıldı. Necip Fazıl'ın hemen tümünde üstün bir ahlak felsefesinin savunulduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu döneme rastlar.

Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak, Nam-ı Diğer Parmaksız Salih gibi piyesleri büyük ilgi görür. Bu eserlerden Bir Adam Yaratmak, Türk tiyatrosunun en güçlü oyunlarındandır. Cinnet Mustatili adlı eserinde hapishane anıları yer alır. Sık sık kapatılan ve çeşitli bahanelerle toplatılan Büyük Doğu'nun çıkmadığı sürelerde günlük fıkra ve çeşitli yazılarını Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Her Gün ve Tercüman gazetelerinde yayımlandı.

Büyük Doğu Hareketi'ni başlattığı Büyük Doğu dergisinde çıkan yazılarıyla İsmet Paşa ve tek parti (CHP) yönetimine şiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkında açılan çok sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istendi. 163. maddeye aykırı bulunan yazıları ile birkaç yılda bir hapse mahkûm oldu.

1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'nü, İman ve İslam Atlası adlı eseriyle fikir dalında Millî Kültür Vakfı Armağanı'nı (1981), Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü'nü (1982) almıştır. Ayrıca Türk Edebiyatı Vakfı'nca 1980'de verilen beratla 'Sultan-üş Şuara' (Şairlerin Sultanı) unvanını kazanmıştır.

Türk devleti tarafından, "bir mısraı Türk milletini ihya etmeye yeter" denilerek övülmüş; Şair Hasan Sami Bolak tarafından da, "Şiirin süzme balı, tadı Necip Fazıl'dır - Fikir, san'at ve çile... Adı Necip Fazıl'dır..." denilerek tanımlanmıştır.


Vasiyeti [değiştir]Vasiyetinin bir kısmı

Fikir ve duyguda vasiyete lüzum görmüyorum.Bu bahiste bütün eserlerim, her kelime, cümle, mısra ve topyekün ifade tarzım vasiyettir. Eğer bu kamusluk bütünü tek ve minicik bir daire içinde toplamak gerekirse söylenecek söz "Allah ve Resulü; başka her şey hiç ve batıl" demekten ibarettir. [kaynak belirtilmeli]
Beni, ayrıca hususi vasiyetimde gösterdiğim gibi, İslami usullerin en incelerine riayetle gömünüz! Burada, umumi vasiyette de belirtilmesi gereken bir noktaya dokunmalıyım. [kaynak belirtilmeli]
Cenazeme çiçek ve bando muzika gönderecek makam ve şahıslara uzaklığımız ve kimsenin böyle bir zahmete girişmeyeceği malum... Fakat bu hususta bir muziplik zuhur edecek olursa, ne yapılmak gerektiği de beni sevenlerce malum... Çiçekler çamura ve bando yüzgeri koğuşuna. [kaynak belirtilmeli]
"Son günüm olmasın çelengim top arabam

Beni alıp götürsün tam dört inanmış adam" çile'de geçen bu satırlar vasiyetini teyit eder niteliktedir

 

necipcakmak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Sakarya Türküsü

Sakarya Türküsü

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine:

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabb'im isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan:
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

NECİP FAZIL KISAKÜREK
 

necipcakmak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Anneme Mektup

Anneme Mektup

Ben bu gurbete ile düştüm düşeli,
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Her gece, içinde mermer döşeli,
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
Geceyi koynuma aldığım zaman,
Gözlerim kapanıp daldığım zaman,
Yeniden yollara düzülmekteyim.
Son günüm yaklaştı görünesiye,
Kalmadı bir adım yol ileriye;
Yüzünü görmeden ölürsem diye,
Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.

NECİP FAZIL KISAKÜREK
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Beklenen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?

kardeşim hoşgeldiniz...üyeliğiniz hayırlı olsun...Üstadın o güzel şiirlerine bir de ben ekleme yaptım kabul buyurun...selametle kalın...
 

nihalim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Eki 2006
Mesajlar
2,593
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
*meftun*
Web Sitesi
www.hatim-online.com
selamünaleyküm...ALLAH c.c.razı olsun...selam ve dua ile...bende ekledim hakkınızı helal edin...

DESTAN

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:

Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden,

Çekiyor tebeşirle yekun hattını afet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!

Durum diye bir laf var, buyurun size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodrum!

Bir şey koptu benden, şey, Herşeyi tutan bir şey.
Benim adım bay Necip, babamın ki Fazıl bey,

Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.

Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!

Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!

Ve ferman, kumardaki dört kralın buyruğu:
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!

Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!

Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!

Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!

Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.

Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilac;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilaç.

Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!

Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!

Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?

Ah! küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap!

NECİP FAZIL KISAKÜREK
 

sude-naz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Kas 2007
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
UYAN YARİM


Uyan yarim, uyan, söndü yıldızlar,
Gün, karşı tepeden doğmak üzredir.
Her sabah güneşi seyreden kızlar,
Mahmur gözlerini oğmak üzredir.

Uyan yarim, sesler geldi derinden,
Karanlık oynadı, koptu yerinden;
İlk ışık, kapının eşiklerinden,
Şimdi bir gölgeyi koğmak üzredir.

Sevgilim, kapımı çaldı aydınlık,
Baygın gözlerimi aldı aydınlık,
İçimde tıkandı, kaldı ayrılık,
Bu aydınlık beni boğmak üzredir.

NECİP FAZIL KISAKÜREK


SELAMÜNALEYKÜM HOŞGELDİNİZ ÜYELİĞİNİZ DAİM OLUR İNŞALLAH A.E.OLUN:H
 

necipcakmak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Beklenen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?

kardeşim hoşgeldiniz...üyeliğiniz hayırlı olsun...Üstadın o güzel şiirlerine bir de ben ekleme yaptım kabul buyurun...selametle kalın...

Azgın dalgaların yorgun bıraktığı bedenimde
Sana ait olduğunu unuttuğum duygular saklı
Efsunlu yaşamların saklandığı diyarlarda
Öksüz bırakılmış sevdalar saklı...

Sevdanın istila ettiği sisli düşlerimde
Tekrarı olmayan anıların film şeridi saklı
Çiçeklerle bezenmiş gönül bahçemde
Mahmur gözlerin endamı saklı...

NECİP FAZIL ÇAKMAK
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Azgın dalgaların yorgun bıraktığı bedenimde
Sana ait olduğunu unuttuğum duygular saklı
Efsunlu yaşamların saklandığı diyarlarda
Öksüz bırakılmış sevdalar saklı...

Sevdanın istila ettiği sisli düşlerimde
Tekrarı olmayan anıların film şeridi saklı
Çiçeklerle bezenmiş gönül bahçemde
Mahmur gözlerin endamı saklı...

NECİP FAZIL ÇAKMAK

yanlışsam düzeltin lütfen Necip Fazıl Çakmak ile müşerref oldum sanırım:)

kardeşim şiiriniz çok güzeldi...ALLAH razı olsun...selametle
 

sude-naz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Kas 2007
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
AYNADAKİ HALİME



Akmayan yaşlarla sıcacık yüzün;

Yavrum, bugün seni pek ölgün gördüm.

Gözünde bir küçük noktadır hüzün,

Neş'eni ne bugün, ne de dün gördüm.

Eğri dallar gibi halsiz, yorgunsun,

Birikmiş sulardan daha durgunsun,

Görünmez bıçakla içten vurgunsun,

Seni öz yurdunda bir sürgün gördüm.

Geçti bir cenaze peşinde ömrüm;

Bilemem, vardığın neresi, bugün?

Hergün yürüdüğün kadar yürüdün,

Arkasından kendi ölünün; gördüm.
 

necipcakmak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
AYNADAKİ HALİME



Akmayan yaşlarla sıcacık yüzün;

Yavrum, bugün seni pek ölgün gördüm.

Gözünde bir küçük noktadır hüzün,

Neş'eni ne bugün, ne de dün gördüm.

Eğri dallar gibi halsiz, yorgunsun,

Birikmiş sulardan daha durgunsun,

Görünmez bıçakla içten vurgunsun,

Seni öz yurdunda bir sürgün gördüm.

Geçti bir cenaze peşinde ömrüm;

Bilemem, vardığın neresi, bugün?

Hergün yürüdüğün kadar yürüdün,

Arkasından kendi ölünün; gördüm.



GÜNEŞİN DOĞUŞU KADAR SAKİN
YAĞMURUN YAĞIŞI GİBİ HÜZÜNLÜSÜN
SEVGİNİN ANLAMI GİBİ KUTSALSIN
SEN BENİM BİRİCİK SEVDİĞİMSİN...

GÖZLERİN IŞILTI KADAR PARLAK
YÜZÜNDEKİ TEBESSÜM GİBİ SAFSIN
SAÇLARININ KIZILLIĞI GİBİ HIRÇINSIN
SEN BENİM BİRİCİK SEVDİĞİMSİN...

ŞU DÜNYADA GÜVERCİN GİBİ ÖZGÜRSÜN
TİTREK KALBİN KUŞLAR GİBİ ÜRKEK
SEN MEMLEKETİMİN EN NADİR ÇİÇEĞİSİN
SEN BENİM BİRİCİK SEVDİĞİMSİN...
 

necipcakmak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Bir Dost Aradim

Bir Dost Aradim

Bir dost aradım,
Fırtınalı bir günde
Sığınacak liman arayan tekne misali,
Başımı omuzlarına dayayıp
Sabahlara kadar ağlayabileceğim,
Yüreği güneş kadar sıcak,
Bir dost aradım,
Ağlarken güldüren,
İçten ,gönülden bana yoldaşlık eden,
Karanlık bir sokakta korkuyu hissettiğimde,
Elimden tutup beni korkuyla yüzleştiren
Bir dost aradım,
Bir günlük değil,
Dostluğu bir ömür boyu süren,
Öyle bir dost ki
İçimdeki sevgiyi büyüten,
Yalansız, çıkarsız, sevdimi tam seven,
Benimle ağlayan, benimle gülen,
Yüreğimde hiç ölmeyen
Bir dost aradım .....
 

gecekondu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2007
Mesajlar
1,726
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Aşıklar Diyarı
selamun aleyküm




AffetGöz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten...


Ağzımı Dikseler

Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı;
Tek ses duysalar; Allah... Yoklayanlar nabzımı.


Akıl
Akıl akıl olsaydı adı gönül olurdu
Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu..


Allah ve İnsan
Seni aramam için beni uzağa attın!
Alemi benim, beni kendin için yarattın!


Allah Diyen
Ellerime uzanan dudakları tepeyim
Allah diyen gel seni ayağından öpeyim.


Aşk Korkusu
Aşk korkuya perdedir, korku da aşka perde;
Allah'tan nasıl korkmaz insan O'nu sever de


Ayrılık
Ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar.
Kavuşmak nasıl olmaz mademki ayrılık var.


Çöl
Gözüm,aklım,fikrim var deme hepsini öldür,
Sana çöl gibi gelen,o göl diyorsa göldür...


Düzen
Doğan güneşler her gün ayni da her gün yeni;
Ezelden ebede dek, iste İslam düzeni!..


Eser
Gecekondu yapısı, bir üfürüklük eser...
Elbet beklenen rüzgar bir gün Kıbleden eser!..


Güzel Şey
Ölüm güzel şey budur perde arkasından haber
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber

Haberi Yok
Şu geceni durdursam, çekip de eteğinden;
Soruversem: Haberin var mi öleceğinden?


Hey
Neye baksam aynı şey,neyi görsem aynı şey,
Olan sensin hey gidi hakikat sultanı hey.


Hüner
O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrail'e 'hoş geldin! ' diyebilmekte hüner...



İmtihan
��Kafire kalktı ölüm, mümine var!�� deseler

Kim
��Ben müminlerleyim, bana Allah gerek�� der?

Kader
Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı;
Elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı!..


Kalmadı
Yıkılan sarayımdan tek bir nakış kalmadı;
Dışa mıhlandı gözler, içe bakış kalmadı.


Kapı
Kapı kapı,bu yolun son kapısı ölümse!
Her kapıda ağlayıp,o kapıda gülümse.


Kolay
Kolay mı Kaf dağını çevirmek dolay dolay?
Var ol ey ulvî zorluk, yere bat sefil kolay!


Koşu
Hakikat değişiyor daha bitmeden cümle;
Koşuyorum yetişmek için bütün gücümle...


Mantık
Dağı tanıyan nasıl tanımaz uçurumu?
Madem ki yükseliş var iniş olmaz olur mu?


Müjdeler Olsun
Öleceğiz müjdeler olsun müjdeler olsun
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun


Namaz
Namaz, sancıma ilaç, yanık yerime merhem ;
Onsuz, ebedi hayat benim olsa istemem !


Ölçü
Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim;
Sana uymayan olcu, hayat olsa teperim!


Rahmet
Yaradan, rahmetini kahrından üstün saydı;
Ne olurdu halimiz, gözyaşı olmasaydı?



Sanat
Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış;
Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış...


Tebessüm
Bu dünyada renk, nakış, lezzet, ne varsa küsüm
Gözlerimde son marifet, Azrail'e tebessüm ...


Tek Kelime
Ne var ki, pazarlığa girişecek ecelle;
Sermayem tek kelime, Allah aziz ve celle...


Yakınlık
İnsan, yaklaştığınca yaklaştığından ayrı;
Belli ki; yakınımız yoktur Allah
'tan gayrı...
 

ikraa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2007
Mesajlar
300
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
selamun aleykum..
önce böyle önemlı bır zatı konu olarak açtığınız için sağolunn...ben de necip fazılın ince zekasına her zaman hayran olmuşumdur..otuz yılın sonunda yanıı müslümanlığı yaşamaya başladıktan sonra, insanları din konusunda etkiliyor ve böylece onun tebliğ hayatı aynı zamanda mahkemelerde davaları da başlamış oluyor..ve bu davalar o kadar fazla kı ama hiç bırınde avukatı olmamş,kendi kendini o kıvrak zekasıyla savunmuşş..ve başarmışşşş..o bır idol..
allah üstadın mekanını cennet eylesın ve bızlerrı de ona komşu..inş
OLMAZ MI? (48643 Hit)

Yön yön sarılmışım ne yana baksam;
Sarılan olur da saran olmaz mı?
Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam;
Geçip de aynaya,soran olmaz mı?

Bir parçacığım ben,bütüne hasret;
Zaman döne dursun,o güne hasret;
Ruhumsa zamanın üstüne hasret;
Ebediyet boyu bir an... Olmaz mı?

sair.gif
NECİP FAZIL KISAKÜREK


 

ikraa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2007
Mesajlar
300
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
AŞK VE KORKU (102888 Hit)

Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde,
Allah'tan nasıl korkmaz, insan Onu sever de...

sair.gif
NECİP FAZIL KISAKÜREK
 

ikraa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2007
Mesajlar
300
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Ne Ariyorum?


An oluyor bir garip duyguya variyorum,
Ben bu sefil dunyada acep ne ariyorum?..


Necip Fazil, 1939
Cile
 

sude-naz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Kas 2007
Mesajlar
57
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Çocuk

Annesi gül koklasa,ağzı gül kokan çocuk;
Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk...

Çocukta,uçurtmayla göğe çıkmaya gayret;
Karıncaya göz atsa `niçin,nasıl?` ve hayret...

Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür;
Biz akıl tutsağıyız,çocuktur ki asıl hür.

Allah diyor ki:`Geçti gazabımı rahmetim!`
Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim...

Bugün ağla çocuğum,yarın ağlayamazsın!
Şimdi anladığını,sonra anlayamazsın!

İnsanlık zincirinin ebediyet halkası;
Çocukların kalbinde işler zaman rakkası...

Necip Fazıl Kısakürek :H
 

ikraa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2007
Mesajlar
300
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
selamun aleykum..

üstad kıvrak zekasıyla kendısını dinlettiren bırıydi..
bir gün almanyaya gidecektir..ve eskı bır arkadaşı onu havaalınından karşılayacaktı..üstad almanyada havaalanına iner ve arkadaşı o sırada etrafa bakınmaktadır..üstadıı ilk tanıyamaz ve onunyüzüne uzuun uzuun bakar..o sırada üstad da sünnet sakalı vardır..sonra bırbırlerıne doğru yaklaşrlar..
arkadaşı: "ne o maymuna dönmüşsün necip" ..der..
üstad da: "o zaman arkamı döneyim" :):)

ne kadar zekıce bır cevap..
allah c.c üstadın mekanını cennet eylesin ,bızlerı de ona komşu..
amın
 

necipcakmak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Utansin

Utansin

Çocuk

Annesi gül koklasa,ağzı gül kokan çocuk;
Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk...

Çocukta,uçurtmayla göğe çıkmaya gayret;
Karıncaya göz atsa `niçin,nasıl?` ve hayret...

Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür;
Biz akıl tutsağıyız,çocuktur ki asıl hür.

Allah diyor ki:`Geçti gazabımı rahmetim!`
Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim...

Bugün ağla çocuğum,yarın ağlayamazsın!
Şimdi anladığını,sonra anlayamazsın!

İnsanlık zincirinin ebediyet halkası;
Çocukların kalbinde işler zaman rakkası...

Necip Fazıl Kısakürek :H


Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

NECİP FAZIL KISAKÜREK
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
AffetGöz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten...


Ağzımı Dikseler

Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı;
Tek ses duysalar; ALLAH... Yoklayanlar nabzımı.


Akıl
Akıl akıl olsaydı adı gönül olurdu
Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu..


ALLAH ve İnsan
Seni aramam için beni uzağa attın!
Alemi benim, beni kendin için yarattın!


ALLAH Diyen
Ellerime uzanan dudakları tepeyim
ALLAH diyen gel seni ayağından öpeyim.


Aşk Korkusu
Aşk korkuya perdedir, korku da aşka perde;
ALLAH'tan nasıl korkmaz insan O'nu sever de


Ayrılık
Ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar.
Kavuşmak nasıl olmaz mademki ayrılık var.


Çöl
Gözüm,aklım,fikrim var deme hepsini öldür,
Sana çöl gibi gelen,o göl diyorsa göldür...


Düzen
Doğan güneşler her gün ayni da her gün yeni;
Ezelden ebede dek, iste İslam düzeni!..


Eser
Gecekondu yapısı, bir üfürüklük eser...
Elbet beklenen rüzgar bir gün Kıbleden eser!..


Güzel Şey
Ölüm güzel şey budur perde arkasından haber
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber

Haberi Yok
Şu geceni durdursam, çekip de eteğinden;
Soruversem: Haberin var mi öleceğinden?


Hey
Neye baksam aynı şey,neyi görsem aynı şey,
Olan sensin hey gidi hakikat sultanı hey.


Hüner
O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrail'e 'hoş geldin! ' diyebilmekte hüner...



İmtihan
��Kafire kalktı ölüm, mümine var!�� deseler

Kim
��Ben müminlerleyim, bana ALLAH gerek�� der?

Kader
Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı;
Elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı!..


Kalmadı
Yıkılan sarayımdan tek bir nakış kalmadı;
Dışa mıhlandı gözler, içe bakış kalmadı.


Kapı
Kapı kapı,bu yolun son kapısı ölümse!
Her kapıda ağlayıp,o kapıda gülümse.


Kolay
Kolay mı Kaf dağını çevirmek dolay dolay?
Var ol ey ulvî zorluk, yere bat sefil kolay!


Koşu
Hakikat değişiyor daha bitmeden cümle;
Koşuyorum yetişmek için bütün gücümle...


Mantık
Dağı tanıyan nasıl tanımaz uçurumu?
Madem ki yükseliş var iniş olmaz olur mu?


Müjdeler Olsun
Öleceğiz müjdeler olsun müjdeler olsun
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun


Namaz
Namaz, sancıma ilaç, yanık yerime merhem ;
Onsuz, ebedi hayat benim olsa istemem !


Ölçü
Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim;
Sana uymayan olcu, hayat olsa teperim!


Rahmet
Yaradan, rahmetini kahrından üstün saydı;
Ne olurdu halimiz, gözyaşı olmasaydı?



Sanat
Anladım işi, sanat ALLAH'ı aramakmış;
Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış...


Tebessüm
Bu dünyada renk, nakış, lezzet, ne varsa küsüm
Gözlerimde son marifet, Azrail'e tebessüm ...


Tek Kelime
Ne var ki, pazarlığa girişecek ecelle;
Sermayem tek kelime, ALLAH aziz ve celle...


Yakınlık
İnsan, yaklaştığınca yaklaştığından ayrı;
Belli ki; yakınımız yoktur ALLAH
'tan gayrı...

..
ALLAHCC RAZI OLSUN...
Besmele...Selam...Dua.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt