◊» Ne kaldı ki Ramazan’a? »◊
Alemlere rahmet olan Efendimiz’den öğrendiğimiz, "Ey Rabbimiz, bize Receb ve Şaban ayını mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır" dualarıyla yine yeni bir Ramazan iklimine giriyoruz. İçinde bulunduğumuz Şaban ayı, kısa süre önce ihya ettiğimiz Berat Kandili, bizi tarifi mümkün olmayan bereket esintileriyle sarıyor. Yine Efendimiz’in "Recep ayı Allah’ın, Şa’ban ayı benim, Ramazan ayı ise ümmetimin ayıdır" buyurduğu gibi Efendimiz’in mübarek ayından, ümmetin rahmetine vesile olacak Ramazan’a doğru ilerliyoruz. Ramazan ayı ki, "Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluştur" müjdesiyle bütün mü’minlerin yüreğini titretmektedir.
Özel dünyamızda daha dindarlaşıyoruz Ramazan’da. Çevremize baktığımızda da insanların daha anlayışlı, daha huzurlu olduğunu görmek bizi şaşırtmıyor. Dayanışma, kaynaşma, İslam aleminin ve insanlığın ıstıraplarına birlikte üzülme, zor durumda olanlara el uzatma duyguları insanımızı çepe çevre sarıyor.
Üç aylar içinde ilerledikçe, gönüllerin yumuşadığı, rahmet pencerelerinin birer bire açıldığı geceler, günler ve anlar birbirini izliyor. Ramazan ki, her günü ve her ânı rahmet, mağfiret ve selamettir.
Şükür duygusu
Nimetler her zaman var, imkanlar her zaman elimizin altında olabilir. Ama Ramazan başka bir iklim. Kur’an ve oruçla gelen bereket, şükür duygusunu da ziyadeleştiriyor. Bir kuru ekmekle birlikte şu sıcak günlerde bir yudum suyun kıymetini daha fazla idrak ediyoruz. "Rabbim sebil gibi rahmetinden gönderdiğin su nimetine hadsiz şükürler olsun." diyor, acizliğimizi, aslında şükürde ne kadar gerilerde kaldığımızı idrak ediyoruz.
Nimetler her zaman var, imkanlar her zaman elimizin altında olabilir. Ama Ramazan başka bir iklim. Kur’an ve oruçla gelen bereket, şükür duygusunu da ziyadeleştiriyor. Bir kuru ekmekle birlikte şu sıcak günlerde bir yudum suyun kıymetini daha fazla idrak ediyoruz. "Rabbim sebil gibi rahmetinden gönderdiğin su nimetine hadsiz şükürler olsun." diyor, acizliğimizi, aslında şükürde ne kadar gerilerde kaldığımızı idrak ediyoruz.
Öğrenmenin yaşı yok
Bu ayda hep yeni şeyler öğreniyoruz. Öğrendiklerimiz manalarını daha iyi anlamaya başlıyoruz. Zihnimizde, kalbimizde yepyeni farklı pencereler açılıyor. Kur’an’la çok daha fazla hemhâl oluyor. Bilmiyorsak bu ayda öğreniyoruz okumasını, yavaş okuyorsak bu ayda hızlandırıyoruz okuyuşumuzu. Gayret ediyoruz, yılmıyoruz.
Bu ayda hep yeni şeyler öğreniyoruz. Öğrendiklerimiz manalarını daha iyi anlamaya başlıyoruz. Zihnimizde, kalbimizde yepyeni farklı pencereler açılıyor. Kur’an’la çok daha fazla hemhâl oluyor. Bilmiyorsak bu ayda öğreniyoruz okumasını, yavaş okuyorsak bu ayda hızlandırıyoruz okuyuşumuzu. Gayret ediyoruz, yılmıyoruz.
Yardımlaşma zamanı
Zekat için belli bir vakit yok. Dinen zekat düşen malınızın üzerinden bir yıl geçtiğinde zekatın verilmesi gerekiyor. Ama Ramazan’da yapılan ibadetlerin 1’e 10, 1’e 70, hatta 1’e 700 kat sevap getirdiğini bilen müslümanlar, zekatlarını Ramazan’a denk getirip hem rahmet hazinesinden yararlanmayı, hem de muhtaç durumdaki insanları Ramazan ayında sevindirmeyi düşünüyor. Bu yüzden dinen zengin olanların zekatlarını hesaplamaları, sadakalarını bir kenara ayırmaları, hele sadaka-i fıtr’ı arefe gününe kadar geciktirmeden vermeleri gerekiyor.
Zekat için belli bir vakit yok. Dinen zekat düşen malınızın üzerinden bir yıl geçtiğinde zekatın verilmesi gerekiyor. Ama Ramazan’da yapılan ibadetlerin 1’e 10, 1’e 70, hatta 1’e 700 kat sevap getirdiğini bilen müslümanlar, zekatlarını Ramazan’a denk getirip hem rahmet hazinesinden yararlanmayı, hem de muhtaç durumdaki insanları Ramazan ayında sevindirmeyi düşünüyor. Bu yüzden dinen zengin olanların zekatlarını hesaplamaları, sadakalarını bir kenara ayırmaları, hele sadaka-i fıtr’ı arefe gününe kadar geciktirmeden vermeleri gerekiyor.
Kur’an ayı
Bize eğriyi ve doğruyu ancak Rabbimiz söyleyebilir. Allahü Teala şöyle buyuruyor: "Ramazan ayı insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.." (Bakara, 185), "Ey iman edenler! Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi sizin üzerinize de farz kılınmıştır. Artık bu sayede, kötülüklere karşı kendinizi korursunuz" (Bakara, 183). Müminlere fazilet ve kemal kazandıran Ramazan ayında nefsâni arzular değil, insani meziyetler öne çıkmalı, günümüz gecemiz Kur’an’la süslenmelidir.
Bize eğriyi ve doğruyu ancak Rabbimiz söyleyebilir. Allahü Teala şöyle buyuruyor: "Ramazan ayı insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.." (Bakara, 185), "Ey iman edenler! Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi sizin üzerinize de farz kılınmıştır. Artık bu sayede, kötülüklere karşı kendinizi korursunuz" (Bakara, 183). Müminlere fazilet ve kemal kazandıran Ramazan ayında nefsâni arzular değil, insani meziyetler öne çıkmalı, günümüz gecemiz Kur’an’la süslenmelidir.
Niçin aç kalıyoruz?
Rabbimiz emrettiği için. İnsan nefsini terbiye eden en büyük imtihan açlıktır. Nefsin acziyetini, güçsüzlüğünü anladığı; bir lokma ekmek, bir yudum su içemezse hiçbir şey yapamayacağını gördüğü ibadet oruç ibadetidir. Bir mü’min aç kalmak için değil, ruhundaki latifeleri, başka güzellikleri ortaya çıkarıp, beslemek için aç kalır. Maddi ve manevi sayısız güzelliklerin yaşandığı ve mükafatlarının sınırsız olarak verildiği bu manevi iklimi, çok iyi değerlendirmeliyiz. Özümüze dönerek, gaflet ve cehaletle geçen günlerimizi sorgulamalı, hata ve günahlardan temizlenme isteğimizi artırarak kendimizle hesaplaşmalıyız.
Rabbimiz emrettiği için. İnsan nefsini terbiye eden en büyük imtihan açlıktır. Nefsin acziyetini, güçsüzlüğünü anladığı; bir lokma ekmek, bir yudum su içemezse hiçbir şey yapamayacağını gördüğü ibadet oruç ibadetidir. Bir mü’min aç kalmak için değil, ruhundaki latifeleri, başka güzellikleri ortaya çıkarıp, beslemek için aç kalır. Maddi ve manevi sayısız güzelliklerin yaşandığı ve mükafatlarının sınırsız olarak verildiği bu manevi iklimi, çok iyi değerlendirmeliyiz. Özümüze dönerek, gaflet ve cehaletle geçen günlerimizi sorgulamalı, hata ve günahlardan temizlenme isteğimizi artırarak kendimizle hesaplaşmalıyız.
Musafa aydin