Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,624
- Tepki puanı
- 987
- Puanları
- 113
- Yaş
- 66
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
"Ne? Ebû Zerr mi? Yitik vicdanımız!"
Ey rüzgâr, ne yandan esersen es
Rüyasında Ebû Zerr'i görmüş her zaman olduğu gibi.
Ebû Zerr çölde can çekişiyormuş.
O esnada oradan bir kervan geçiyormuş.
Karısı kervanın önüne atılıp "Ey ALLAH'ın kulları!
Şurada yatan adam Ebû Zerr'dir; ölmek üzeredir.
O soylu, o yoksul adama bir kefen sunacak kimse yok mu içinizde?" diye haykırmış.
Kervandakiler ürpermişler:
"Ne?
Ebû Zerr mi?
Yitik vicdanımız!" demişler.
Hemen koşup Ebû Zerr'e bir kefen sunmuşlar.
Ebû Zerr son bir gayretle doğrulup kefenin kamu malı olup olmadığını sormuş.
"Değildir" demişler.
"O halde kabulümdür" demiş Ebû Zerr.
Kelime-i şehadet getirip ruhunu teslim etmiş.
Son nefesi yüzyılları aşıp dostum Ebuzer'i bulmuş.
Ebuzer titreyerek uyanmış.
Kalkmış, giyinmiş, kuşanmış ve yola koyulmuş.
Yolda beni görünce durmuş.
"Üstad" dedim, "ne var ne yok sorusuna bundan daha muhtevalı bir cevap almamıştım hiç...
Bu aralar işsizim.
Sana birkaç gün takılabilir miyim?"
Bavyera yapımı antik motosikletinin sepet kısmını işaret edip atlamamı söyledi.
Vira Bismillah!
Eski Türk denizcileri gibi "Ey rüzgâr, ne yandan esersen es; her yer bizimdir" diye gürleyerek yola koyulduk.
Ey rüzgâr, ne yandan esersen es
Rüyasında Ebû Zerr'i görmüş her zaman olduğu gibi.
Ebû Zerr çölde can çekişiyormuş.
O esnada oradan bir kervan geçiyormuş.
Karısı kervanın önüne atılıp "Ey ALLAH'ın kulları!
Şurada yatan adam Ebû Zerr'dir; ölmek üzeredir.
O soylu, o yoksul adama bir kefen sunacak kimse yok mu içinizde?" diye haykırmış.
Kervandakiler ürpermişler:
"Ne?
Ebû Zerr mi?
Yitik vicdanımız!" demişler.
Hemen koşup Ebû Zerr'e bir kefen sunmuşlar.
Ebû Zerr son bir gayretle doğrulup kefenin kamu malı olup olmadığını sormuş.
"Değildir" demişler.
"O halde kabulümdür" demiş Ebû Zerr.
Kelime-i şehadet getirip ruhunu teslim etmiş.
Son nefesi yüzyılları aşıp dostum Ebuzer'i bulmuş.
Ebuzer titreyerek uyanmış.
Kalkmış, giyinmiş, kuşanmış ve yola koyulmuş.
Yolda beni görünce durmuş.
"Üstad" dedim, "ne var ne yok sorusuna bundan daha muhtevalı bir cevap almamıştım hiç...
Bu aralar işsizim.
Sana birkaç gün takılabilir miyim?"
Bavyera yapımı antik motosikletinin sepet kısmını işaret edip atlamamı söyledi.
Vira Bismillah!
Eski Türk denizcileri gibi "Ey rüzgâr, ne yandan esersen es; her yer bizimdir" diye gürleyerek yola koyulduk.