Sakindi benim hayatım bir zamanlar.Bir şeyler vardı içimde hızla büyüyen ve de sonu belirsiz.Kendimden başkası değildi bu ve yeni bir bendi.
Çocukluk yıllarında hayatın saf duyguları ile dönen dünyam tertemizdi.Her şeyden habersiz, kötülükten uzaktı o ufacık kalbim.Çocukça ağlamak, sevilmek, oynamak, hüzünlenmek, özlemek ve sevmek vardı.Bir zamanlar ışıl ışıl parlayan gözlerden akan yaşam sevincim vardı benim.Zaman sessiz ve hızlıca akarken bir ben vardım geleceğe ümit eken.Oyunlarda kurallara uyumsuzlukla başlardı ilk düşünce akımım.Sebepler ararken gelişen o sınırsız dünyam,sınırlarla çizilmekteymiş oysa.Bir kaç kargaşada anladım kendi değerimi.Büyümekteydim ve buna bir yön gerekti...
Dilimde uğultulaşan aksanım ayrıntıları arardı.Huysuzlaşmıştı ruh halim.Aydınlık umutlar kurmaya yönelik eğilimlerimde korkularımı hissetmeye başlamıştım.Adım atmak için sokaklar arardım.Gözlerimi kaparken hızlanan nefesim ve bir sabah uyandığımda aynada gördüğüm o endişeli suretim...Gençlik arifesi çocukluğuma sarılırdım bazen.Kopamazdım ,çünkü gelecek; kurduğum hayallerin dışında bir yerlerdeymiş.Anladığımda zaman çoktan kolumdan tutup beni sürüklemişti,korktuğum o belirsiz yıllara...
Gördüğüm gerçeklerin arkasında yatan yalanlarla dönen bir dünyaya hoş gelmiştim.Sorulara cevap arardım bir zamanlar fakat şimdilerde soru olmuştum cevaplanamayan.İnsanlar düşüncelerimi yorumlarken ben başkalarını aramaya koyulurdum.Bir çalkantıda savrulurken tutunmaya çalıştığım dallar kırılırdı.Aldığım yaralardan sonra bedenimden çok farkı bir benle tanışmıştım.Çok çabuk bir zamanda kaynaştım ve artık karanlıkta aydınlığı bulmanın en büyük başarı olduğunu anlamıştım...
Önümde duran duvarlarda belirsizlik hakim.Tırnaklarımla kazıdım onca zaman ve artık nasır tutmakta parmaklarım.Hayatın değişken olduğunu ilk defa anladım.Hazan sarardı artık karanlık geceleri,hüzünlü düşünür oldum nedense.Hep ağlamaklı gözlerle seyrettim yıldızları ve bir o kadar masumdum,sessizlik dokunaklı.Sonunu bilmediğim bir yoldu burası ve her adımım birbirinin aynısı.Yorgun düştü bedenim ve aldığım molalarda zamanı kaçırdım.Geriye dönüş yolu tıkanmıştı ve artık koşmak lazımdı...
Hızlı dönen dünyada,yavaşça oluşan duygulara kapılmıştım.İçimde biriken belirsizliklerin üzerini örtmeliydim.Kaygılar yerini planlara bırakmaya yüz tutmuşken,attığım adımlar geleceğe dönük olmalıydı.Zor geçen yaşam; insanoğlu için kolaylaşır yoldaşlarla.Etraf kalabalık,aldığım nefes bile güç bela ulaşır ciğerlerime.Suretimde hep bir gülümseme ve sevgi dağıtan bakışlarla izlediğim oyunlar.Davranışlarıma karşı oluşan duygular ve dost,arkadaş sıfatlarının ilk kez kalıcı bir şekilde doğduğu yıllar...
Bana ben yetmezdim içimdeki benliğimle.Duyguların en yoğun olduğu dönemde bir melek dilemiştim içimden.Kanatlanıp geldi önceleri,kanatlanıp uçtum sevinçlerimle beraber ve pılını pırtını toplayıp gidene dek beraber sürmüştü hayal dünyamla yaşam.Sonraları gözyaşları aşındırmıştı yanaklarımı ve kuruyana dek ıslatacaktı kuruyan dudaklarımı...
Yaşam sırlarım dökülmüştü hatırda kalanlardan kağıda.Mutluluk oranı düşüktü mutsuzluğa nazaran.Bu kalp bir heyelan ve her afette binlerce duygum var kaybolan.Kaç çiçek ekildi kuruyan ve yollarımda yapraklar var solan.Sorulan sorular bitsin artık yeter.Durdursun bu yoğunluğu gücü yeten varsa ölümden evvel.Sessiz çığlıklarım duyulmazdı ve nedense hep cevapsızdı haykırışlarım.Çünkü herkes kıyıda yüzerken,ben derinlerde çırpınırdım...