Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Nasihat tutmayanı musibet tutar (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Nasihat; dinin ve aklın beğendiği şeyleri tavsiye etmek, öğüt vermek demektir. Nasihat vermek, dinimizin birinci vazifesidir ve Peygamber efendimizin sünnetine uymaktır. Hadis-i şerifte; (Dinin temeli nasihattir) buyuruldu.

Nasihat vermek demek, Allahü teâlânın var olduğunu, bir olduğunu, bütün kemal ve cemal sıfatlarının Onda bulunduğunu, Ona layık olmayan sıfatların Onda bulunmadığını, halis niyet ile Ona ibadet etmek lazım olduğunu, gücü yettiği kadar Onun rızasının almaya çalışılmasını, Ona isyan edilmemesini, Onun dostlarına muhabbet, düşmanlarına muhalefet edilmesini, Ona itaat edenleri sevmeyi ve isyan edenleri sevmemeyi, nimetlerini saymayı ve bunlara şükretmeyi, bütün mahluklarına şefkat ve merhamet etmeyi, Onda bulunmayan sıfatları Ona söylememeyi bildirmek, Allahü teâlâ için nasihat etmek olur.

Kur’an-ı kerimde bildirilenlere inanmayı, emredilenleri yapmayı, kendi aklı ile, görüşü ile uydurma tercümeler yapmamayı, Onu çok ve doğru olarak okumayı, Ona abdestsiz el sürmek caiz olmadığını, insanlara bildirmek, Kur’an-ı kerim için nasihat etmek olur.

Muhammed aleyhisselamın bildirdiklerinin hepsine inanmak lazım olduğunu, Ona ve ismine hürmet etmeyi, Onun sünnetlerini yapmayı ve yaymayı, Onun güzel ahlakı ile huylanmayı, âlini ve eshabını ve ümmetini sevmeyi bildirmek, Resulullah efendimiz için nasihat etmek olur.

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
“Nasihat vermek dinimizin birinci vazifesidir. Nasihat vermek kolaydır. Nasihati kabul etmek güçtür. Çünkü, nefslerine uyanlara, dünya zevklerinin peşinde koşanlara, nasihat acı, haramlar ise tatlı gelir. Nefs yaratılışta iyi işlerden kaçıcı, kötülüklere koşucudur. Allahü teâlâ, bizlere, nefslerimizi, bu huyundan vazgeçirmeyi, yanlış yoldan, doğru yola çevirmeyi emir buyuruyor. Bu vazifemizi başarabilmek için, onu bazan okşamamız, bazan zorlamamız ve bazan söz ile, bazan da iş ile, idare etmemiz lazımdır. Çünkü nefs, öyle yaratılmıştır ki, kendine iyi gelen şeylere koşar ve buna kavuşmakta iken rastlayacağı güçlüklere sabreder. Nefsin, saadete kavuşmasına mani olan en büyük perde, gafleti ve cehaletidir. Gafletten uyandırılır, saadetinin nelerde olduğu gösterilirse, kabul eder. Bunun içindir ki, Allahü teâlâ, Zariyat suresinde, mealen, (Onlara nasihat et! Nasihat, müminlere elbette fayda verir) buyurdu. Senin nefsin de, herkesin nefsi gibidir. Nasihat ona tesir eder. O halde önce kendi nefsine nasihat et ve onu azarla! Hatta, onu azarlamaktan hiç geri kalma!”

Bir gün Peygamber efendimiz, Ebu Hüreyre hazretlerine hitaben; (İyi huylu ol!) buyurunca, hazret-i Ebu Hüreyre, iyi huyun ne olduğunu sorar. Resulullah efendimiz de; (Senden uzaklaşana yaklaşıp nasihat et, sana zulmedeni affet ve malını, ilmini, yardımını senden esirgeyene bunları bol bol ver!) buyurmuşlardır.

Müslümanların birbirine, mümkün olduğu kadar, emr-i maruf ve nehy-i münker yapması yani nasihat etmesi farzdır. Emr-i maruf iki suretle yapılır:

Birincisi, söz, yazı ve her çeşit yayın vasıtası iledir. Bunu yaparken, bilgi az ise ve şahsa, âdetlere, kanunlara dikkat ve riayet edilmezse, fitneye sebep olabilir.

İkinci yol, hâl ile, İslam’ın güzel ahlakına uyarak, numune olmaktır. Herkese tatlı dil, güler yüz göstermek, kimseyi incitmemek, kimsenin malına, ırzına göz dikmemek, en tesirli, en faydalı nasihat yapmak olur. Bunun içindir ki; “lisan-ı hâl, lisan-ı kalden entaktır” demişlerdir.

Gücü, kuvveti, salahiyeti olan bir kimse, nasihat etmezse, müdahene olur ki, haramdır. Gücü, kuvveti yettiği halde, fitne çıkarmamak için nasihat etmezse, müdara olur. Böyle yapmak da, caizdir, hatta müstehab olur.

Alay edenlere, zarar yapacaklara nasihat verilmez. Nasihat, birinin yüzüne karşı olmamalı, umumi olarak, ortadan söylenmelidir. Hiç kimse ile münakaşa etmemelidir. Resulullah efendimiz, eshab-ı kirama hitaben; (Ümmetim arasında her zaman kırk kişi bulunur. Bunların kalbleri, İbrahim aleyhisselamın kalbi gibidir. Allahü teâlâ, onların sebebi ile, kullarından belaları giderir. Bunlara ebdal denir. Bunlar, bu dereceye namaz, oruç ve zekat ile yetişmediler) buyururlar. Orada hazır bulunanlardan İbni Mesud hazretleri, bu dereceye nasıl kavuştuklarını sual edince, Peygamber efendimiz; (Cömertlikle ve Müslümanlara nasihat etmekle yetiştiler) buyurur.

Netice olarak, nasihat etmek, dinimizin emridir. Allahü teâlâ, bütün Peygamberleri, kullarına nasihat etmeleri için göndermiştir. Peygamberlerin ve Onların vârisi olan alimlerin nasihatlerini dinleyenler, ebedi saadete kavuşurlar, dinlemeyenler ise, ebedi felakete giderler. Kısacası; nasihat tutmayanı, musibet tutar.
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Ve aleyküm selam, Allahü teala razı olsun
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Müslümanların birbirine, mümkün olduğu kadar, emr-i maruf ve nehy-i münker yapması yani nasihat etmesi farzdır. Emr-i maruf iki suretle yapılır:



Selamünaleyküm.....

Hayırlı seherler ALLAH c.c. (kabul etsin) razı olsun.... İnşALLAH Mevla nasihata erenlerden ve erdirenlerden eylesin bizleri, kardeşin kardeş üzerinde hakkı olduğu gibi din kardeşininde üzerinde hakkı vardır.. Kardeşliklerim selim ve baki olması selamete meydan vermesi ümidi ile ALLAH rızasına rahmetine bereketine mahsar olmak duası ile... emeğinize sağlık rabbim selamet versin selam ve dua ile fe emanillah

Ve aleyna aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatuhu.En güzel bir şekilde edilen dua..Bizlere Amin demek düşer.Duayla kalınız.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt