NAMUSLU KADİNLARA İFTİRA
Hucurat (49/12) “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan (celle celalüh) korkun. Şüphesiz Allah, (celle celalüh) tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.”
Ahzab (33/58) “Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.”
"Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi yaptıklarından sorumludur." (İsra, 36)
Bu âyet-i kerime, iyi bilmediğimiz herhangi bir konuda bir şey söylemenin doğru olmadığını, bunun insanı sorumlu kılacağını bildirmektedir.
İftiranın çeşitleri vardır. En kötüsü hiç şüphe yok ki, iffetle ilgili olanıdır.
Namuslu bir kadına iftira etmek onun dünyasını yıkar. Çünkü iffet kadının en değerli varlığıdır, iftira onu perişan eder. Günahsız yere ölünceye kadar üzüntü çekmesine sebep olur.
Peygamberimiz, aleyhisselatüvesselam namuslu kadınlara iftira etmeyi, insanı helak edici günahlardan saymış, şöyle buyurmuştur: "İnsanı mahveden yedi şeyden kaçının."
-Ey Allah ‘ın elçisi, bu yedi şey nedir? diye sorduklarında, Peygamberimiz:aleyhisselam "Allah ‘a (celle celalüh) ortak koşmak, sihir yapmak, Allah ‘ın, (celle celalüh) öldürülmesini haram kıldığı bir kimseyi haksız yere öldürmek, yetim malı yemek, faiz yemek, düşmana hücum anında savaştan kaçmak, namuslu kendi halinde olan mü'min kadınlara zina iftirası yapmaktır" buyurdu. (Buhari, Tıb, 48; Müslim, İman, 38)
Bir sefere çıkılmıştı seferde hz. Ayşe annemizde vardı devenin üstündeydi.Devenin üstünde kapalı bir bölüm vardı.Medineye yaklaşınca konakladılar.Bir süre sonra tekrara hareket ettiler.O sırada hz. Ayşe annemiz baktıki gerdanlığı yok.aramaya koyulur.Tabiki hz. Ayşe annemizi devenin kapalı bölümünde sanmışlar ve uzaklaşmışlardı.Hz. ayşe annemiz döndüğünde kimse yoktu.Orda beklemeye başladı.Ordunun arkasında bişey varmı yokmu diye bir asker gönderilir.Bakarki Hz. Ayşe annemiz hemen sahabi annemizi görünce deveye binmesi için uzaklaşır Annemiz bindikten sonra gelir deveyi orduya yetiştirir.O sahabi hz. Ayşe annemizi getirinceye kadar yüzüne bile bakmadı.Tabiki döndüklerinde fitne kazanları kaynamıştı.Hz. Ayşe’ye r.a iftira atıldı.Günlerce ağladı ve Artık (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin anlattığınıza göre, yardımına sığınılacak ancak Allah'tır" (Yusuf, 12/18) dedi.Sonra bu sabrın karşılığında nur suresi 11…20.ayetler indi ve suçsuz olduğu anlaşıldı.
Erkek ve kadın müminlerin, bu iftirayı işittiklerinde kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da, "bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?
(Bu iddiayı ortaya atanların) da bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki şahitler getirip ispat edemediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendisidirler.
Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetliktir Onlar için çok büyük bir azap vardır
Bu husus Kuranda şöyle geçer;
2- Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a celle celalüh ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah celle celalüh dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.
3- Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.
4- Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar.
5- Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Çünkü Allah celle celalüh çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
6- Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah celle celalüh adına yemin ederek şahitlik etmesidir.
7- Beşinci defa da, eğer yalan söyleyenlerden ise, Allah'ın celle celalüh lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir.
8- Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah celle celalüh adına yemin ve şahitlik etmesi,
9- Beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise, Allah'ın celle celalüh gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır.
10- Ya Allah'ın (celle celalüh) size bol lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah (celle celalüh) tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (haliniz nice olurdu.)? (NUR SURESİ)
Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetliktir Onlar için çok büyük bir azap vardır Kendi dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarına şahitlik ettikleri gün, onlar büyük azaba uğrayacaklardır O gün, Allah (celle celalüh) onlara hak ettikleri cezaları verecek ve onlar Allah'ın(celle celalüh) apaçık gerçek olduğunu anlayacaklardır (Nur suresi 23,24,25)
Netice olarak namusu sağlam olanlara atan, zina isnat eden sonra da dört şahit getirmeyen kimseler, demek ki ikrar bulunmadıkça bir zinayı ispat için şahitliğin ölçüsü en az dörttür. Halbuki iki adil şahit ile kısas bile sabit olur. Demek ki, namuslu bir kimseyi, özellikle ırz ve namus sahibi bir kadını zina ile itham etmek canını almaktan ağırdır. Bu sebepten onlara iftira atıp da ispat edemeyenler yok mu? Bunlara da attıklarından dolayı seksen sopa vurunuz hem de bunların ebedî olarak şahitliklerini kabul etmeyiniz. imanlı hanımlara iftira atanlar, şüphesiz Dünya ve ahirette lanetlendiler ve onlara çok büyük bir azap vardır. "O gün dilleri, elleri ve ayakları yaptıklarına karşılık aleyhlerinde şahitlik yapar."
(Bir kimse, bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse, iftiraya uğrayan kimse, onu affedinceye kadar, Allahü teâlâ onu Cehenneme sokar.) [Ebu Davud]
Hucurat (49/12) “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan (celle celalüh) korkun. Şüphesiz Allah, (celle celalüh) tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.”
Ahzab (33/58) “Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.”
"Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi yaptıklarından sorumludur." (İsra, 36)
Bu âyet-i kerime, iyi bilmediğimiz herhangi bir konuda bir şey söylemenin doğru olmadığını, bunun insanı sorumlu kılacağını bildirmektedir.
İftiranın çeşitleri vardır. En kötüsü hiç şüphe yok ki, iffetle ilgili olanıdır.
Namuslu bir kadına iftira etmek onun dünyasını yıkar. Çünkü iffet kadının en değerli varlığıdır, iftira onu perişan eder. Günahsız yere ölünceye kadar üzüntü çekmesine sebep olur.
Peygamberimiz, aleyhisselatüvesselam namuslu kadınlara iftira etmeyi, insanı helak edici günahlardan saymış, şöyle buyurmuştur: "İnsanı mahveden yedi şeyden kaçının."
-Ey Allah ‘ın elçisi, bu yedi şey nedir? diye sorduklarında, Peygamberimiz:aleyhisselam "Allah ‘a (celle celalüh) ortak koşmak, sihir yapmak, Allah ‘ın, (celle celalüh) öldürülmesini haram kıldığı bir kimseyi haksız yere öldürmek, yetim malı yemek, faiz yemek, düşmana hücum anında savaştan kaçmak, namuslu kendi halinde olan mü'min kadınlara zina iftirası yapmaktır" buyurdu. (Buhari, Tıb, 48; Müslim, İman, 38)
Bir sefere çıkılmıştı seferde hz. Ayşe annemizde vardı devenin üstündeydi.Devenin üstünde kapalı bir bölüm vardı.Medineye yaklaşınca konakladılar.Bir süre sonra tekrara hareket ettiler.O sırada hz. Ayşe annemiz baktıki gerdanlığı yok.aramaya koyulur.Tabiki hz. Ayşe annemizi devenin kapalı bölümünde sanmışlar ve uzaklaşmışlardı.Hz. ayşe annemiz döndüğünde kimse yoktu.Orda beklemeye başladı.Ordunun arkasında bişey varmı yokmu diye bir asker gönderilir.Bakarki Hz. Ayşe annemiz hemen sahabi annemizi görünce deveye binmesi için uzaklaşır Annemiz bindikten sonra gelir deveyi orduya yetiştirir.O sahabi hz. Ayşe annemizi getirinceye kadar yüzüne bile bakmadı.Tabiki döndüklerinde fitne kazanları kaynamıştı.Hz. Ayşe’ye r.a iftira atıldı.Günlerce ağladı ve Artık (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin anlattığınıza göre, yardımına sığınılacak ancak Allah'tır" (Yusuf, 12/18) dedi.Sonra bu sabrın karşılığında nur suresi 11…20.ayetler indi ve suçsuz olduğu anlaşıldı.
Erkek ve kadın müminlerin, bu iftirayı işittiklerinde kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da, "bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?
(Bu iddiayı ortaya atanların) da bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki şahitler getirip ispat edemediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendisidirler.
Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetliktir Onlar için çok büyük bir azap vardır
Bu husus Kuranda şöyle geçer;
2- Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a celle celalüh ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah celle celalüh dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.
3- Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.
4- Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar.
5- Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Çünkü Allah celle celalüh çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
6- Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah celle celalüh adına yemin ederek şahitlik etmesidir.
7- Beşinci defa da, eğer yalan söyleyenlerden ise, Allah'ın celle celalüh lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir.
8- Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah celle celalüh adına yemin ve şahitlik etmesi,
9- Beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise, Allah'ın celle celalüh gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır.
10- Ya Allah'ın (celle celalüh) size bol lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah (celle celalüh) tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (haliniz nice olurdu.)? (NUR SURESİ)
Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetliktir Onlar için çok büyük bir azap vardır Kendi dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarına şahitlik ettikleri gün, onlar büyük azaba uğrayacaklardır O gün, Allah (celle celalüh) onlara hak ettikleri cezaları verecek ve onlar Allah'ın(celle celalüh) apaçık gerçek olduğunu anlayacaklardır (Nur suresi 23,24,25)
Netice olarak namusu sağlam olanlara atan, zina isnat eden sonra da dört şahit getirmeyen kimseler, demek ki ikrar bulunmadıkça bir zinayı ispat için şahitliğin ölçüsü en az dörttür. Halbuki iki adil şahit ile kısas bile sabit olur. Demek ki, namuslu bir kimseyi, özellikle ırz ve namus sahibi bir kadını zina ile itham etmek canını almaktan ağırdır. Bu sebepten onlara iftira atıp da ispat edemeyenler yok mu? Bunlara da attıklarından dolayı seksen sopa vurunuz hem de bunların ebedî olarak şahitliklerini kabul etmeyiniz. imanlı hanımlara iftira atanlar, şüphesiz Dünya ve ahirette lanetlendiler ve onlara çok büyük bir azap vardır. "O gün dilleri, elleri ve ayakları yaptıklarına karşılık aleyhlerinde şahitlik yapar."
(Bir kimse, bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse, iftiraya uğrayan kimse, onu affedinceye kadar, Allahü teâlâ onu Cehenneme sokar.) [Ebu Davud]