Namazı inkâr ederek terkeden bütün alimlerin görüşü ile kâfir olup, islam dininden çıkar.
Namazın farz olduğuna inanmakla beraber, tembellik ve dünya meşgaleleri sebebi ile terkedene gelince; bunlar bir özür sayılmaz çünkü hadisi şerifler bu kimselerin de küfre girdiğini açıklamıştır.
Namazı bile bile terketmenin kişiyi küfre götürdüğünü açıklayan hadisler şunlardır:
1- Cabir (r.a.)'den rivayeten, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kişi ile küfür arasında, namazı terketmek vardır." [1]
2- Büreyde (r.a.)'den rivayeten, Resulullah (s.a.v.):
"Bizimle kafirler arasındaki ahd, namazdır. Kim namazı terkederse kâfir olmuştur." [2] buyurmuştur.
3- Abdullah bin Amr bin As'dan rivayeten, Resulullah (s.a.v.) bir gün namazdan bahsederken şöyle buyurmuştur:
"Namaza devam eden kimse için kıyamet gününde namaz bir nur, bir delil ve bir kurtuluştur. Namaza devam etmeyen kimseler için namaz bir delil ve kurtuluş değildir. Ve o kimse kıyamet gününde Karun, Firavun, Hâmân ve Ubeyy bin Halef ile beraber olacaktır.:" [3]
Namazı bilerek terkedenin ahirette küfür önderleriyle beraber olması, o kimsenin küfür üzerinde olduğunu gösterir.
İbn Kayyım şöyle demiştir:
"Namazı terkedeni ya malı, ya reisliği, ya memuriyet görevi, ya da ticareti engeller. Malı, namazını kılmaktan engelleyenler Karun'la beraber; saltanatı namaz kılmasını engelleyenler Firavun'la beraber, memuriyeti ve vezirliği engelleyenler Hâmân'la beraber, ticareti engelleyenler de Ubeyy bin Halef ile beraberdirler." [4]
[1] Müslim, 82.
[2] Ebu Davud, 4678; Tirmizi, 2621; Nesai, 23l; İbni Mace, 1079 (Neylü’l-Evtar).
[3] Ahmed, Taberanî ve İbni Hibban rivayet etmiştir.
[4] Kadı Ebu Şuca’, Ğayet’ül-İhtisar ve Şerhi , : 136-137.