Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Namazı Terk Edenin Akıbeti (2 Kullanıcı)

selma85

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2006
Mesajlar
30
Tepki puanı
0
Puanları
0
adszxi3.png
 

sumeyra_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ağu 2006
Mesajlar
142
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Namazı Terk Edenin Akıbeti

Rabbim kabir azabından korusun..
Namazlarını hakkıyla eda eden kullarından eylesin..
 

yeliz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
790
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Web Sitesi
www.resulugulu.com
RE: Namazı Terk Edenin Akıbeti

amin amin arkadaşım sağol emeğine sağlık
 

m_akif

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2006
Mesajlar
17
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Namazı Terk Edenin Akıbeti

Ali Murat Güven'in araştırması

Yeni bir internet hurafesi daha:

Amerikalı maktul, "kabir azabı kurbanı"na nasıl dönüştü(rüldü)?

Şimdi anlatacağım "internet efsanesi"nin Türkiye kamuoyunda yayılışının yaklaşık üç-dört aylık bir geçmişi var. Ancak, bu kısa süre zarfında ülke çapında o kadar çok insanın elektronik posta adresine gönderildi ki (görüp de ibret almam için bana bile ardarda üç-dört kez geldi!) milyonlarca kişi bu tüyler ürpertici öyküyle şimdiden tanışmış durumda...

Dinî içerikli propaganda yapma çabasındaki söz konusu gönderi; bir kaç kare fotoğraf ve ona eşlik eden ayrıntılı bir haber metninden oluşuyor.

Fotoğraflarda, çekimden en fazla bir-iki hafta önce öldüğü anlaşılan orta yaşlı bir insanın çürümeye yüz tutmuş cesediyle karşılaşıyoruz. Ki değişik açılardan çekilmiş olan bu kareler, böylesi görüntülere alışık olmayanlar için son derece sarsıcı...

Fotoğraflara eklenmiş haber metninde aktarılan bilgiler ise özetle şöyle:

18 yaşındaki Ummanlı Müslüman bir delikanlı, rahatsızlanınca babası tarafından hastaneye kaldırılır. Genç yaşına rağmen içki, sigara ve uyuşturucu gibi bir dizi kötü alışkanlığa sahip bulunan adam kısa süre sonra da hastanede vefat eder ve cesedi babası tarafından hastanenin gasilhanesinde yıkatılarak İslâmî kurallara uygun biçimde toprağa verilir.

Ancak, acılı baba bir kaç saat sonra oğlunun bedeninde var olması muhtemel bir başka rahatsızlıktan kuşkulanır ve yetkililere başvurarak mezarın açılması talebinde bulunur.

Topu topu üç saat sonra tekrar açılan mezarda, yetkililerin ve babanın karşılaştığı manzara tek kelimeyle dehşet vericidir. Simsiyah saçları olan o gencecik çocuk gitmiş ve yerine bedeninin her tarafı kabirde meleklerden yediği dayaklardan dolayı çürük içinde kalmış, bu ağır darp sonucunda fizyonomisi tamamen değişmiş ve saçları "korkudan" bembeyaz olmuş yaşlı biri gelmiştir.

Bu noktada, metni yayına hazırlayan propagandacı bizleri "kabir azabı"nın ne denli korkunç bir şey olduğu konuşunda üstüne basa basa uyarıyor ve yanına Kur'an'dan bazı âyetler ve ayrıca Peygamberimiz'den hadisler ekleyerek bu korku duygusunu iyice artırmaya çalışıyor. Fotoğraflar da onun ifadesine göre, "feth-i kabir" (mezarın açılması ve cesedin çıkartılması) işleminden hemen sonra Ummanlı resmî yetkililer tarafından hastanenin morgunda çekilmiş.

Bu traji-komik öykünün ayrıntılarını daha fazla aktarmaya gerek duymuyorum. Çünkü, artık böyle şeyleri okumaktan da anlatmaktan da içime fenalıklar geliyor. Zaten, gelen mesaja eşlik eden kan revan içindeki fotoğrafları daha ilk gördüğüm anda, bu konu benim için bütünüyle kapanmıştı. Çünkü, "kanıt" olarak sunulan karelere o tarihten önce bambaşka bir adreste rastlamıştım. O yüzden, öykünün aktarımını da kısa keseceğim. İsteyenler, adına özel olarak internet sitesi açılmış olan bu kepazeliği bütün ayrıntılarıyla aşağıdaki adresten okuyabilirler.

http://****.thegodisone.com/kabir/index.htm

Şu kadarını söyleyeyim ki yukarıdaki sitede anlatılanların istisnasız hepsi "yalan"...

Fotoğrafların, anlatılan kişiler ve mekanlarla uzaktan yakından hiç bir ilişkisi yok. Propagandacının -ucuz korku filmlerini andıran- iddiasına kaynak teşkil eden ürkütücü fotoğrafları, bundan en az iki yıl önce, dünyaca ünlü şiddet görüntüleri sitesi ****.rotten.com'da görmüştüm. Olayın kahramanı durumundaki kişi ise ne aslen Ummanlı, ne Müslüman, ne de esmer olan biriydi. Kırsal bir bölgede cinayete kurban gitmiş olan sarışın ve orta yaşlı bir Amerikalıydı bu...

Birileri bu talihsiz adamı katletmiş, sonra cesedini yarı çıplak bir durumda yakınlardaki ormana atmış ve güvenlik güçleri de cesedi bir kaç hafta sonra bulmuşlardı. Açık hava koşullarında uzunca bir süre kaldığı için de doğal olarak cesette gözle görülür deformasyonlar ve renk değişimleri başlamıştı. Sarışın kişilerin saçlarına bu rengi veren pigmentler, bedenin ölümünden sonra sert güneş ışığı altında yavaş yavaş beyaza dönüşürler. O yüzden, fotoğrafları gördüğümde dikkatimi ilk çeken şey de kurbanın saçlarının sarıdan beyaza çalar bir görünüm alması olmuştu. Ve herşeyden daha önemlisi de, "Babası tarafından hastanede gusül abdesti aldırıldı, sonra da cenaze namazı kıldırılıp toprağa verildi" denilen bu kişi, böyle bir dinî ritüelden sonra herhalde "slip" tarzı bir iç çamaşırı ile gömülmüş olamazdı. Ama bizim Ummanlı Müslüman mevta, her nedense fotoğraflarında beyaz iç çamaşırıyla poz vermekteydi. Sanırım, bütün dikkatini "Nasıl daha korkutucu olabiliriz" konusuna verdiği için, bu önemli ayrıntı öyküyü hazırlayan kişinin gözünden kaçmış.

Meçhul propagandacı, uzun uzadıya aktardığı yalanlarına son noktayı ise bir "posta formu" ile koyuyor. Formun başına "Bu yazıyı ve fotoğrafları arkadaşına e-posta ile gönder" yazılmış. Ayrıca, sitenin adını da "God is one" (Allah birdir) koyarak, aklı sıra öyküye evrensel bir nitelik kazandıracak ve bunu uluslararası propagandada da kullanacak büyük tebliğ ustamız. Oysa ki fotoğrafların asılları, bu siteyi okuyacak kişi için topu topu bir tuşluk mesafede durmakta. Ama dünya cahillerin gözünde çok geniş ve kaçıp saklanması oldukça kolay bir yer olduğundan, bizim yalancı için de böyle ayrıntıların hiç bir önemi yok. Bir gün birilerinin aynı anda hem kendi sitesini hem de ****.rotten.com'daki ilgili sayfaları ziyaret edebileceğini ihtimalden bile saymıyor.

Merak edenler için ****.rotten.com'daki özgün adresi veriyorum. Rotten, iki yılı aşkın süredir sitesinde tuttuğu 8 kareden oluşan bu polis fotoğrafları grubuna "Vücutta çürümenin erken aşamaları" başlığını koymuş. Uzmanlık alanı kan ve vahşet fotoğrafları olan bu sitede, savaş, cinayet ya da kaza sonucu öldürülmüş daha yüzlerce insanın görüntüsüyle karşılaşabilirsiniz. Ancak, doğrusu ya, oturup hepsine tek tek bakmanızı tavsiye etmeyeceğim. Siz en iyisi konumuzla ilgili olan karelerle yetinin.

http://poetry.rotten.com/blonde/ (anasayfa'da ortadaki link)

İmanlar bu denli zayıf, Müslümanlar da bu denli donanımsız oldukça, kabul etmek gerekir ki ülkemizde ve İslâm dünyasındaki hurafeler de hiç bitmeyecektir. Merak ediyorum; bu mesajı alan milyonlarca insandan bir teki olsun, mesaj sahibine "Yahu, dur bir dakika birader" dedi mi, "Allah'ın o nurlu melekleri Latin Amerika ülkelerinin polis karakollarından fırlamış görünümlü birer işkenceci midir? Biz, bize gönderilen kutsal metinlerden 'kabir azabı' denilen olgunun fiziksel bir gerçeklik olarak yaşanmayacağını biliyoruz. Elimizdeki bilgilerden, onun ruhsal düzlemde oluşacak, ama fiziksel acılarımız kadar gerçekçi biçimde hissedeceğimiz bir ceza olduğunu anlamaktayız. Eğer her mezara giren bu şekilde falakaya yatırılıyorsa, o halde bedenleri mumyalandığı için günümüze kadar mükemmel durumda kalmış onca eski Mısır firavunu, ayrıca yakın çağın mumyalama teknikleriyle korunma altına alınmış olan Lenin ve Mao gibi tanrıtanımaz liderlerin bedenleri bu yöntemle dayak faslından kurtulmuş mu oluyor? Bu dünyadan, öldüğünde yüzüne son derece huzurlu bir ifade sinen nice kötü kalpli insan ve öldüğünde bedenlerinden yarım kiloluk bir parça dahi kalmayan nice şehit kişi gelip geçti. Bir insanın ölüm sonrasında Yaratıcı'dan ödül mü yoksa ceza mı gördüğünü, bedeninin genel geçer görünümünden mi çıkartırız, yoksa bizlere öte âleme ilişkin olarak verilen sağlam bilgilerden mi?"

Gerçekten merak ediyorum, söz konusu mesajı aldıktan sonra bunları aklıselim biçimde düşünen bir tek Allah'ın kulu oldu mu... Düşman bombalarıyla bedeni lime lime olmuş, cenazesi tabuta konulamayacak kadar ufalanmış bir şehidin o an itibarıyla evrenin en mutlu insanı olabileceğini, ama cesedi bin bir ihtimamla toprağa verilen, üstüne üstlük kameralara iyi görünsün diye bir de makyaj yapılmış olan bir ateistin ise aynı anda tarifsiz acılar içinde kıvranabileceğine inanan tek kişi ben miyim şu câmiada?

İnsanların en basit bir günahlarında bile üzülüp gözyaşları döken melekleri "kana susamış işkenceci vahşiler" olarak tasvir ederek, bu şiddet kültürü üzerinden kitleleri kendince hidayete ulaştırmaya çabalayan seni kuş beyinli!

Senden önceki bütün o sürüsüne bereket cahiller ordusu gibi sen de hata yapıyorsun ve senin gibilerin hatalarının kafa karıştırıcı sonuçlarını temizlemek yine bizim gibilere düşüyor. Ama buna sevindiğimi ve bununla böbürlendiğimi sanma sakın; ümmetin iman perspektifini gösteren bu gibi örnekler karşısında yalnızca içim eziliyor ve üzülüyorum.

Allah, bütün kulları için sonsuz merhamet sahibidir, bağışlayandır, esirgeyendir. Ve hiç kuşkusuz ki onun "cehennem"inin ya da "kabir azabı"nın bile vahşet kültürüne teşne düşük kalibreli insan belleğinin alamayacağı kadar hikmetli, şerefli, eğitici bir içeriği olacaktır.

Ben ilelebet buna inanacak ve bunu söylemeye devam edeceğim. Bu yola bu şekilde baş koyanlar var ise bilinsin ki hepsi kardeşimdir.

BUGÜN SABAH ERKENDEN BU KONUYU OKUDUM VE ÇOK ETKŞLENDİM Bİ ARKADAŞIMLA PAYLAŞTIM ODA BANA BÖYLE Bİ CEVAP VERDİ ASLINDA KONU TAM ANLAMIYLA BURASI DEĞİL BİLİYORUM AMA O KONUYU BULAMAYINCA BURAYI UYGUN BULDUM ŞİMDİ BUNA NE DEMELİ......ALLAHA EMANET OLUN ZİRA O EMANETLERİ ZAİ ETMEZ...
 

@ebruli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2006
Mesajlar
811
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Konum
belcika /bursa
RE: Namazı Terk Edenin Akıbeti

YUCE RABBIM TUTTUGUMUZ ORUCLARI KILDIGIMIZ NAMAZLARI KABUL EYLESIN.ALLAHIM AFFEDICISIN AFFI SEVERSIN AFFEYLE BIZLERIB)
 

konak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2006
Mesajlar
1,186
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Namazı Terk Edenin Akıbeti

Rabbim bizleri kabir ve cehennem azabından korusun. İbadetlerini hakkıyla eda eden kullarından eylesin.
Dua ile.
 

selma85

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2006
Mesajlar
30
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Namazı Terk Edenin Akıbeti

konak yazdı:
Rabbim bizleri kabir ve cehennem azabından korusun. İbadetlerini hakkıyla eda eden kullarından eylesin.
Dua ile.
amın amın
 

Miraj

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Namazı Terk Edenin Akıbeti

ilginc yaklasim ..... our boyle seyler ... napsinlar adamlar baska anlatim bicimine sahip diyiller .. becerdikleri ....
Uyari icin Allah razi olsun
 

useful

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ağu 2006
Mesajlar
32
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Namazı Terk Edenin Akıbeti



Rabbim yaptığımız ibadetleri kabul buyursun eksik noksan varsa merhamet etsin şüphe yokki onun merhameti sonsuzdur.... m_akif kardeşim uyarın için teşk. oluyo böle şeyler. Aeo selametle...
 

edaalican

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Kas 2006
Mesajlar
454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Kayseri
RE: Namazı Terk Edenin Akıbeti

Rabbim kabir azabından korusun..
Namazlarını hakkıyla eda eden kullarından eylesin..
 

Mesud

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Ocak 2007
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Namazı Terk Edenin Akıbeti

S.A.Yüce Allah hepimizi azabından korusun. Çünkü O'nun azabı çok şiddetlidir.
S.A.
 

sert

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
2,045
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
İzmir
RE: Namazı Terk Edenin Akıbeti

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurur: "Kabir her gün hâl diliyle şöyle der: Ben garip bir evim, korku yurduyum, vahşi ve yırtıcı hayvanlarla doluyum, cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurum!" (Bihar-ul Envar, c.6, s.218)

Ehlibeyt İmamlarından (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:
"Salih ameller, berzah âleminde ve kıyamette nurlu bir varlık şeklinde insanın yanında yer alacak, sıkıntı ve zorluklarda yardımcısı olacaktır." (Bihar-ul Envar, c.6, s.224 ve 225; c.1, s.209;Usûl-u Kâfi, c.3, s.232 ve 242)


Resulullah (s.a.v), Kays b. Âsım'a şöyle buyurmuştur:
"Ey Kays! Sen öldükten sonra seninle birlikte bir yoldaş defnedilecektir. O diri, sen ise ölü olacaksın; iyi olursa, seni iyi ağırlar; kötü olduğu takdirde ise, istenmedik olaylara duçar eder. O seninle birlikte mahşere çıkar, sen de onunla.
Sen ancak onun hakkında sorguya çekilirsin. O hâlde onu en güzel bir şekilde yerine getirmeye çalış. Çünkü iyi olması durumunda onunla ünsiyet bulursun; aksi durumda korkup dehşet ettiğin tek şey o olur. İşte o senin amelindir." (Bihar-ul Envar, c.7, s.228,c.71, s.170, c.77, s.113 ve 178
)
 

ulubatli80

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Eyl 2007
Mesajlar
31
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Cenab-ı Hak bizleri nefsimizin ve şeytanın yolundan uzak eylesin!
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Allah secdede son nefesi vermeyi nasip eylesin inşaallah. Amin.
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Müminin kabri aydınlatılır Abdullah İbn Ömer , öldürülen Abdullah İbn Zübeyr `in yanına gitmiş. Asılmazdan önce cesedinin bir tarafa atılmış olduğunu görünce Abdullah `ın annesi Esma `yı teselli ederek, `Bu cesetler bir şey değildir. Fakat ruhlar Allah katındadır` demiştir. Ebu Hüreyre , Peygamber`in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: `Mümin , kabrinde yeşil bir bahçe içindedir. Kabrinde ona yetmiş arşın genişliğinde yer açılır ve dolunayın aydınlattığı gibi onun kabri aydınlatılır. Zikrimden dönen için dar bir geçim vardır (Taha Suresi : 124) ayetinin, kimin hakkında indiğini biliyor musunuz? `Allah ve Resulü daha iyi bilir` dediler. Buyurdu ki: Kabir içinde kafirin azabı şöyledir: Ona doksan dokuz tenin musallat edilir. Tenin nedir biliyor musunuz? Doksan dokuz yılandır. Her yılanın yedi başı vardır. Kıyamete değin bu yılanlar onu yalarlar, cismine (zehir) üflerler.` Gazali , bu hadisi şöyle açıklıyor: `Burada, anılan sayıda şaşılacak bir şey yoktur. Bunlar kibir, riya, haset, gill , kin gibi kötü ahlaktan türeyen yılan ve akreplerin sayısıdır. İnsandaki kötü sıfatların sayılı kökleri vardır. Bu köklerden belli sayıda dallar çıkar. Bu kötü sıfatların kendileri helak edicidir. İşte bu sıfatlar akreplere, yılanlara dönüşür. Bunların kuvvetleri tenin (ejderha ) gibi, zayıfları da akrep gibidir. Kuvvetli ile zayıf arasında bulunanlar da küçük yılan gibi eziyet eder.` Kalp ve basireti açık olanlar, bu helak edici sıfatların manevi durumunu ve bunlardan dallanan sıfatların manevi biçimlerini gönül gözü nuruyla görürler. Ancak bunların sayısı, yalnız peygamberlik nuruyla bilinir. Bu tür haberlerin gizli sırları vardır. Bu gizli sırlar, basiret sahiplerince görülür. Nasıl melek insanlara ve hayvanlara benzemezse kabirdeki yılanlar, akrepler de bizim dünyamızdakiler türünden değildir. Ancak başka duyularla algılanabilirler. Bunu, uyuyan kimsenin rüyada gördükleriyle karşılaştırabiliriz. İnsan rüyada kendisini yılan ısırdığını görür. Bundan acı duyar, hatta sen onun uykuda bağırdığını , alnının terlediğini görürsün . O kişi bunların hepsini ruhuyla duyar. O kimse azap çekmektedir ama sen onun azabını göremezsin.
 

ysmnkaos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
1,327
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
16
Konum
kaosşehristanbul
Ya Rabbim, kabir azabından sana sığınırız.......

Ya Rabbbim kabrimizi cennet bahçelerinden bir bahçe,

son nefesimizde imanlı ve "şehit" olarak gitmemizi nasib eyle...

.......................................................................amin......
....................................................................el fatiha....


............ALLAHA EMANET OLUNUZ.............
 

AsXEcLiPsE

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ara 2007
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Yüce cenabı hak bizi batılı batıl bilen, hakkı hak bilen, hz.muhamed s.av karşı bilinçli kullarından eylesin inşallah
 

pakizebölükbas

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eki 2007
Mesajlar
230
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Ali Murat Güven'in araştırması

Yeni bir internet hurafesi daha:

Amerikalı maktul, "kabir azabı kurbanı"na nasıl dönüştü(rüldü)?

Şimdi anlatacağım "internet efsanesi"nin Türkiye kamuoyunda yayılışının yaklaşık üç-dört aylık bir geçmişi var. Ancak, bu kısa süre zarfında ülke çapında o kadar çok insanın elektronik posta adresine gönderildi ki (görüp de ibret almam için bana bile ardarda üç-dört kez geldi!) milyonlarca kişi bu tüyler ürpertici öyküyle şimdiden tanışmış durumda...

Dinî içerikli propaganda yapma çabasındaki söz konusu gönderi; bir kaç kare fotoğraf ve ona eşlik eden ayrıntılı bir haber metninden oluşuyor.

Fotoğraflarda, çekimden en fazla bir-iki hafta önce öldüğü anlaşılan orta yaşlı bir insanın çürümeye yüz tutmuş cesediyle karşılaşıyoruz. Ki değişik açılardan çekilmiş olan bu kareler, böylesi görüntülere alışık olmayanlar için son derece sarsıcı...

Fotoğraflara eklenmiş haber metninde aktarılan bilgiler ise özetle şöyle:

18 yaşındaki Ummanlı Müslüman bir delikanlı, rahatsızlanınca babası tarafından hastaneye kaldırılır. Genç yaşına rağmen içki, sigara ve uyuşturucu gibi bir dizi kötü alışkanlığa sahip bulunan adam kısa süre sonra da hastanede vefat eder ve cesedi babası tarafından hastanenin gasilhanesinde yıkatılarak İslâmî kurallara uygun biçimde toprağa verilir.

Ancak, acılı baba bir kaç saat sonra oğlunun bedeninde var olması muhtemel bir başka rahatsızlıktan kuşkulanır ve yetkililere başvurarak mezarın açılması talebinde bulunur.

Topu topu üç saat sonra tekrar açılan mezarda, yetkililerin ve babanın karşılaştığı manzara tek kelimeyle dehşet vericidir. Simsiyah saçları olan o gencecik çocuk gitmiş ve yerine bedeninin her tarafı kabirde meleklerden yediği dayaklardan dolayı çürük içinde kalmış, bu ağır darp sonucunda fizyonomisi tamamen değişmiş ve saçları "korkudan" bembeyaz olmuş yaşlı biri gelmiştir.

Bu noktada, metni yayına hazırlayan propagandacı bizleri "kabir azabı"nın ne denli korkunç bir şey olduğu konuşunda üstüne basa basa uyarıyor ve yanına Kur'an'dan bazı âyetler ve ayrıca Peygamberimiz'den hadisler ekleyerek bu korku duygusunu iyice artırmaya çalışıyor. Fotoğraflar da onun ifadesine göre, "feth-i kabir" (mezarın açılması ve cesedin çıkartılması) işleminden hemen sonra Ummanlı resmî yetkililer tarafından hastanenin morgunda çekilmiş.

Bu traji-komik öykünün ayrıntılarını daha fazla aktarmaya gerek duymuyorum. Çünkü, artık böyle şeyleri okumaktan da anlatmaktan da içime fenalıklar geliyor. Zaten, gelen mesaja eşlik eden kan revan içindeki fotoğrafları daha ilk gördüğüm anda, bu konu benim için bütünüyle kapanmıştı. Çünkü, "kanıt" olarak sunulan karelere o tarihten önce bambaşka bir adreste rastlamıştım. O yüzden, öykünün aktarımını da kısa keseceğim. İsteyenler, adına özel olarak internet sitesi açılmış olan bu kepazeliği bütün ayrıntılarıyla aşağıdaki adresten okuyabilirler.

http://****.thegodisone.com/kabir/index.htm

Şu kadarını söyleyeyim ki yukarıdaki sitede anlatılanların istisnasız hepsi "yalan"...

Fotoğrafların, anlatılan kişiler ve mekanlarla uzaktan yakından hiç bir ilişkisi yok. Propagandacının -ucuz korku filmlerini andıran- iddiasına kaynak teşkil eden ürkütücü fotoğrafları, bundan en az iki yıl önce, dünyaca ünlü şiddet görüntüleri sitesi ****.rotten.com'da görmüştüm. Olayın kahramanı durumundaki kişi ise ne aslen Ummanlı, ne Müslüman, ne de esmer olan biriydi. Kırsal bir bölgede cinayete kurban gitmiş olan sarışın ve orta yaşlı bir Amerikalıydı bu...

Birileri bu talihsiz adamı katletmiş, sonra cesedini yarı çıplak bir durumda yakınlardaki ormana atmış ve güvenlik güçleri de cesedi bir kaç hafta sonra bulmuşlardı. Açık hava koşullarında uzunca bir süre kaldığı için de doğal olarak cesette gözle görülür deformasyonlar ve renk değişimleri başlamıştı. Sarışın kişilerin saçlarına bu rengi veren pigmentler, bedenin ölümünden sonra sert güneş ışığı altında yavaş yavaş beyaza dönüşürler. O yüzden, fotoğrafları gördüğümde dikkatimi ilk çeken şey de kurbanın saçlarının sarıdan beyaza çalar bir görünüm alması olmuştu. Ve herşeyden daha önemlisi de, "Babası tarafından hastanede gusül abdesti aldırıldı, sonra da cenaze namazı kıldırılıp toprağa verildi" denilen bu kişi, böyle bir dinî ritüelden sonra herhalde "slip" tarzı bir iç çamaşırı ile gömülmüş olamazdı. Ama bizim Ummanlı Müslüman mevta, her nedense fotoğraflarında beyaz iç çamaşırıyla poz vermekteydi. Sanırım, bütün dikkatini "Nasıl daha korkutucu olabiliriz" konusuna verdiği için, bu önemli ayrıntı öyküyü hazırlayan kişinin gözünden kaçmış.

Meçhul propagandacı, uzun uzadıya aktardığı yalanlarına son noktayı ise bir "posta formu" ile koyuyor. Formun başına "Bu yazıyı ve fotoğrafları arkadaşına e-posta ile gönder" yazılmış. Ayrıca, sitenin adını da "God is one" (Allah birdir) koyarak, aklı sıra öyküye evrensel bir nitelik kazandıracak ve bunu uluslararası propagandada da kullanacak büyük tebliğ ustamız. Oysa ki fotoğrafların asılları, bu siteyi okuyacak kişi için topu topu bir tuşluk mesafede durmakta. Ama dünya cahillerin gözünde çok geniş ve kaçıp saklanması oldukça kolay bir yer olduğundan, bizim yalancı için de böyle ayrıntıların hiç bir önemi yok. Bir gün birilerinin aynı anda hem kendi sitesini hem de ****.rotten.com'daki ilgili sayfaları ziyaret edebileceğini ihtimalden bile saymıyor.

Merak edenler için ****.rotten.com'daki özgün adresi veriyorum. Rotten, iki yılı aşkın süredir sitesinde tuttuğu 8 kareden oluşan bu polis fotoğrafları grubuna "Vücutta çürümenin erken aşamaları" başlığını koymuş. Uzmanlık alanı kan ve vahşet fotoğrafları olan bu sitede, savaş, cinayet ya da kaza sonucu öldürülmüş daha yüzlerce insanın görüntüsüyle karşılaşabilirsiniz. Ancak, doğrusu ya, oturup hepsine tek tek bakmanızı tavsiye etmeyeceğim. Siz en iyisi konumuzla ilgili olan karelerle yetinin.

Blonde on the Slab (anasayfa'da ortadaki link)

İmanlar bu denli zayıf, Müslümanlar da bu denli donanımsız oldukça, kabul etmek gerekir ki ülkemizde ve İslâm dünyasındaki hurafeler de hiç bitmeyecektir. Merak ediyorum; bu mesajı alan milyonlarca insandan bir teki olsun, mesaj sahibine "Yahu, dur bir dakika birader" dedi mi, "Allah'ın o nurlu melekleri Latin Amerika ülkelerinin polis karakollarından fırlamış görünümlü birer işkenceci midir? Biz, bize gönderilen kutsal metinlerden 'kabir azabı' denilen olgunun fiziksel bir gerçeklik olarak yaşanmayacağını biliyoruz. Elimizdeki bilgilerden, onun ruhsal düzlemde oluşacak, ama fiziksel acılarımız kadar gerçekçi biçimde hissedeceğimiz bir ceza olduğunu anlamaktayız. Eğer her mezara giren bu şekilde falakaya yatırılıyorsa, o halde bedenleri mumyalandığı için günümüze kadar mükemmel durumda kalmış onca eski Mısır firavunu, ayrıca yakın çağın mumyalama teknikleriyle korunma altına alınmış olan Lenin ve Mao gibi tanrıtanımaz liderlerin bedenleri bu yöntemle dayak faslından kurtulmuş mu oluyor? Bu dünyadan, öldüğünde yüzüne son derece huzurlu bir ifade sinen nice kötü kalpli insan ve öldüğünde bedenlerinden yarım kiloluk bir parça dahi kalmayan nice şehit kişi gelip geçti. Bir insanın ölüm sonrasında Yaratıcı'dan ödül mü yoksa ceza mı gördüğünü, bedeninin genel geçer görünümünden mi çıkartırız, yoksa bizlere öte âleme ilişkin olarak verilen sağlam bilgilerden mi?"

Gerçekten merak ediyorum, söz konusu mesajı aldıktan sonra bunları aklıselim biçimde düşünen bir tek Allah'ın kulu oldu mu... Düşman bombalarıyla bedeni lime lime olmuş, cenazesi tabuta konulamayacak kadar ufalanmış bir şehidin o an itibarıyla evrenin en mutlu insanı olabileceğini, ama cesedi bin bir ihtimamla toprağa verilen, üstüne üstlük kameralara iyi görünsün diye bir de makyaj yapılmış olan bir ateistin ise aynı anda tarifsiz acılar içinde kıvranabileceğine inanan tek kişi ben miyim şu câmiada?

İnsanların en basit bir günahlarında bile üzülüp gözyaşları döken melekleri "kana susamış işkenceci vahşiler" olarak tasvir ederek, bu şiddet kültürü üzerinden kitleleri kendince hidayete ulaştırmaya çabalayan seni kuş beyinli!

Senden önceki bütün o sürüsüne bereket cahiller ordusu gibi sen de hata yapıyorsun ve senin gibilerin hatalarının kafa karıştırıcı sonuçlarını temizlemek yine bizim gibilere düşüyor. Ama buna sevindiğimi ve bununla böbürlendiğimi sanma sakın; ümmetin iman perspektifini gösteren bu gibi örnekler karşısında yalnızca içim eziliyor ve üzülüyorum.

Allah, bütün kulları için sonsuz merhamet sahibidir, bağışlayandır, esirgeyendir. Ve hiç kuşkusuz ki onun "cehennem"inin ya da "kabir azabı"nın bile vahşet kültürüne teşne düşük kalibreli insan belleğinin alamayacağı kadar hikmetli, şerefli, eğitici bir içeriği olacaktır.

Ben ilelebet buna inanacak ve bunu söylemeye devam edeceğim. Bu yola bu şekilde baş koyanlar var ise bilinsin ki hepsi kardeşimdir.

BUGÜN SABAH ERKENDEN BU KONUYU OKUDUM VE ÇOK ETKŞLENDİM Bİ ARKADAŞIMLA PAYLAŞTIM ODA BANA BÖYLE Bİ CEVAP VERDİ ASLINDA KONU TAM ANLAMIYLA BURASI DEĞİL BİLİYORUM AMA O KONUYU BULAMAYINCA BURAYI UYGUN BULDUM ŞİMDİ BUNA NE DEMELİ......ALLAHA EMANET OLUN ZİRA O EMANETLERİ ZAİ ETMEZ...


Yani kardesim o ibretle ve korkuyla izlemeye calistigimiz video safsatamiydi.Okadar ürkütücü geldiki yada söyle söylim mahrem bakamadim bile her karesine.Yanlis anlamayin beni anladigim kadariyla ateis biri dediniz.nasil emin oldunuz.cok güzel aciklamis ve aydinlatmissiniz. Rabbim sizden razi olsun.
 

pakizebölükbas

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eki 2007
Mesajlar
230
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
vermis oldugunuz adresleri aldim inceleyecegim insallah.selametle..
 

canan.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Şub 2008
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Eline Sağlik Kardeşim çok Güzel Olmuş
Bazen Düşünüyorumda şeytan Allah(c.c) Yarattiği Bir Kula Secde Etmediği Için Cennetten Ebedi Olarak Kovuluyor Peki Namaz Kilmayanlar Nasil Kurtalacak...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt