Başlanılan bir ibadetin herhangi bir mazeret bulunmaksızın kasten kesilip bozulması büyük bir günahtır. Nitekim bir ayette, "Amellerinizi iptal etmeyin" (Muhammed 47/33) buyrularak geçerli bir mazeret bulunmadıkça başlanılmış bir namazın bozulmasının haram olduğu belirtilmiştir. Ancak, namazı kesmek yani bozmak bazı durumlarda vacip, bazı durumlarda müstehap, bazı durumlarda da mubah olabilir.
Hiç şüphesiz, namaz kılannın kendisi veya başkası için can ve mal kaybının veya tehlikesinin söz konusu olduğu durumlarda başlanılmış bir ibadetin kesilmesi yani bozulması vacip olur. Mesela bir yangını söndürmek, kalp krizi geçirmekte olna birini tedavi etmek veya onu hastaneye götürmek boğulmakta olan birini kurtarmak, yırtıcı bir hayvanı savmak için namazı bozmak gibi. Hatta bu gibi hallerde namazın kazaya bırakılmasında da bir günah bulunmamaktadır.
Tek başın namaz kılan bir kimsenin cemaate katılıp daha fazla sevap kazanmak maksadıyla namazını kesmesi müstehaptır. Yine mal çalmakta olan hırsıza engel olmak ve benzeri durumlardada namazı kesmek müstehaptır.
Namazın kesilip bozulmasının mübah olduğuna, çocuğunun başına birşey gelmesinden endişelenen veya yemeğin yanmasından korkan birisinin namazını kesmesi örnek olarak gösterilebilir*.
*İbn Abidin, Reddü'l-Muhtâr, II 52; M. Zihni Efendi, Ni'met-i İslâm, s.385-387
Prof. Dr.Fahrettin Atar, İslâm İlmihali, s.347