Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

MÜZİK DİNLEMEK GÜNAHMIDIR? (1 Kullanıcı)

FATMA_ERGUN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Haz 2006
Mesajlar
3,537
Tepki puanı
0
Puanları
0
Musikî hususunda umumî ölçümüz şu ifadeler olmalıdır:

“Şeriatça bazı savtlar (dinî bakımdan bazı sesler) helâl, bazılar ıharam kılınmıştır. Evet, ulvî hüzünleri, RAbbanî aşkları iras eden (hatırlatan) sesler helâldir. Yetimane hüzünleri, nefsanî şehevâtı tahrik eden sesler haramdır. Şeriatın tayin etmediği kısım ise senin ruhuna, vicdanına yaptığı tesire göre hüküm alır.”1

Musikîde iki ses kullanılır: insan sesi ve âlet sesi. Bir eser icra edilirken ya tek başına insan sesi veya müzik âletleri kullanılır; çok kere de her ikisinden birden istifade edilir. Her üç halde de insanın hoşuna giden, onun zevk duyduğu ve tesirinde kaldığı ölçülü, belli bir makamda ses çıkarılır. Bu sesler mahiyetine, mevzuuna ve tesirine göre değerlendirilir. Ya insanın ruhuna tesir eder, onda ulvî, dinî, hamâsî hislerin canlanmasına sebep olur; ya da dinlediği bir musikî parçası, nefsine ve süflî hislere hitap ederek yüce hislerin körelmesine sebebiyet verir. Yukarıdaki ifadelerde de açıkça görüldüğü gibi, meşru olan, dinlenilmesinde bir mahzur bulunmayan ses, insana ulvî hüzünleri, yani dünyanın fâniliğini, ölümün her an gelebileceğini, insanın bir gün gelip toprak olacağını, Allah korkusunu hatırlatmalı veya ilâhî aşkı, Allah sevgisini, dünya üzerinde Cenab-ı Hakkın güzel sanat eserlerindeki yüce isimlerinin ve sıfatlarının tecellîlerini hatıra getirmeli. Bu hisleri tahrik eden her türlü sesi dinlemek helâl ve caizdir. Fakat yetimane hüzünleri; insana ümitsizlik veren, sevdiği kimselerden ve nimetlerden ayrılmanın ıztırabını hatırlatan, insanı bedbinliğe, karamsarlığa iten; insanın şehevanî hislerine hitap eden, dinlediği zaman nefsin hoşuna giden sesler ise haramdır, dinlemek caiz değildir.

Bu iki sınıfa girmeyen birtakım sesler de vardır ki, insandan insana değişir. Meselâ aynı musikî parçasını dinleyen iki kişiden birisi nefsânî bir his duyarken, diğeri ondan daha ulvî bir mânâ çıkarmaktadır. Meselâ “İncecikten bir kar yağar, tozar elif elif diye/Deli gönül abdal olmuş, gezer elif elif diye” parçasını bir musikî eşliğinde dinleyen iki kişiden birisi “elif”ten Allah’ı hatırlayıp, ilâhî aşkı düşünürken, öbürü zahirî mânâsına bakarak “elif”ten bir kadını hatırlar, mecâzî bir aşk düşünür.

Bir başka misâl: Yunus’un, “Aşkın aldı benden beni/ Bana Seni gerek Seni/Ben yanarım dünü gün/Bana Seni gerek Seni/Aşkın şarâbından içem/Mecnûn olup dağa düşem/Sensin dünü gün endîşem/Bana Seni gerek Seni” şiiri bugün hem ilâhî olarak, hem de türkü olarak söylenmektedir. Şimdi biri burada geçen “aşk”tan ilâhî aşkı düşünürken, diğeri zâhirî mânâsına bakarak mecâzî bir aşkı hatırlar.

İmam Gazalî Hazretleri ise musikîyi, haram, mekruh ve mubah olhmak üzere üç ana başlık altında inceleyerek şöyle der:

Dünya arzusu ve şehvet hisleri ile dolup taşan kimseler için yalnızca bu duyguları tahrik eden sesler haramdır.

Vakitlerinin çoğunu buna veren, meşguliyeti âdet haline getiren kimse için mekruhtur.

Allah sevgisi ile dolup taşan, duyduğu güzel ses kendisinde yalnızca güzel sıfatları tahrik eden kimse için müstehaptır.

İmam Gazalî daha sonra, musikîyi haram kılan şeyin kendisi değil, sonradan ârız olan bazı sebepler olduğunu ifade eder, bunu da şöyle tasnif eder:
Şarkı söyleyen kadın olur, dinleyen de kadın sesinin şehvetini tahrik edeceğinden korkarsa dinlemek haramdır. Burada haram hükmü müzikten değil, kadının sesinden gelmektedir.

Şarkı ve türkünün güftesi bozuk, İslâm inancına ve ahlâkına aykırı ise, bunu müzikli veya müziksiz söylemek ve dinlemek haramdır.
Gençliği icabı şehevî duyguların mahkûmu olan bir kimse aşırı derecede müziğe düşer, vaktinin çoğunu bu yolda geçirirse sefih olur.
 

fidan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ağu 2006
Mesajlar
947
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: MÜZİK DİNLEMEK GÜNAHMIDIR?

allah razı olsun kardeşim bilgiler güzel allaha emanet olB)
 

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: MÜZİK DİNLEMEK GÜNAHMIDIR?

İMAM I GAZALİNİN KALPLERİN KEŞFİ KİTABINDAN ALINTIDIR...

Çalgi Dinlemek

Kadi Ebû Tayyib Taberi, Safii\'den, Mâliki´den, Ebû Hanife\'den ve bunlardan baska daha bir gurup âlimden çalgi dinlemenin haram oldugunu bildiren sözler rivayet etmektedir.

Imâm-i Safii «Adâb-Ül Kaza» adli eserinde

«Sarki söylemek bâtila yakin, makruh bir eglencedir. Onun ile çok mesgul
olan, sahidligi kabul edilmez bir sefihdir» buyurur.

Ebû Tayyib buyurdu ki:

«imâm-i Sâfii ve arkadaslarina göre, insanin yakini olmayan bir kadinin sesinden sarki dinlemesi kadin ister meydanda, Ister perde arkasindan söylesin, ister hür, ister köle olsun kesinlikle caiz degildir»

Safii\'nin kendisi

«Halki toplayip cariyesinden sarki dinleten kimse, sahidligi kabul edilmez bir sefihdir» der.

Yine bildirildigine göre Imâm-i Safii , kamisla tirampet çalmayi kerih görür. Bu Kur\'an-i Kerim\'i dinlemekten alakoymak için, zindiklarin icâd ettigi bir hareketdir demistir.

Bu bahisde Imâm-i Safii buyurdu:

Peygamber´imizin Sünneti\'nin isigi altinda diger oyunlara nazaran tavla oynamak daha mekrûhdur. Satranç oynamayi da hos karsilamam. Bütün oyun çesitlerini mekruh görürüm. Çünki oyun, dindarlara ve mürüvvet sahiplerine yakisan bir is degildir.»

Imâm-i Mâlik sarki söylemeyi yasaklayarak «Insan bir câriye satinalsa da sarkici oldugunu görse, yaptigi alis-verisi tek tarafli olarak bozup cariyeyi geri verebilir»

Imâm-i Mâlik\'ih bu kanâatini. Ibrahim Ibni Sâid hariç, diger Medine âlimleri paylasmaktadir.

imâm-i Azâm\'a (Allah Ondan razi olsun) gelince. O da sarki dinlemeyi günâh görüp, mekruh saymistir. Süfyan-Üs Sevrî, Hammad, Ibrahim. Sabi ve benzeri Küfe\'li âlimler de (Allah cümlesinden razi olsun!} bu görüstedirler.

imamlarin yukardan beri siralanan görüsleri. Kadi Ebû Tayyib-ut Taberi\'den nakledilmistir.

Ebû Tâlib-i Mekkî ise, bazi âlimlerin sarki dinlemeyi mubah saydiklarini naklederek «Sâhâbilerden Abdullah Ibni Cafer. Abdullah Ibni Zübeyr. Mugire Ibnî Sube. Muâviye ve baskalari sarki dinlemislerdir.

Ilk müslümanlar arasinda sahâbi ve tabiinden bir çoklari bunda bir mahzur görmemislerdir. Ileri gelen Hicâzlilar simdi de Mekke\'de Tesrik günleri gibi Allah\'in ibâdet ile geçirilmesini emretmis oldugu belirli günlerde bile sarki dinlerler.

Medine\'liler de bu konuda Mekkeliler gibi davranmaktadirlar. Bu is zamanimiza kadar böyle gelmistir. Görev zamanina kavustugum Kadi Ebû Kervan\'in halka sûfiler için hazirlanmis besteler çalan cariyeleri vardi.

Ata\'nm sarki söyleyen iki cariyesi vardi. Dostlari bunlari dinlerdi. Ebû Kasan Ibni Seiim\'e «Sen sarki dinlemeyi nasil yasaklarsin ki, Cüneyd-ül Bagdadî, Sirri Sakati ve Zunnûn-u Misrî sarki dinlerlerdi» denilmis, o da: «Ben onu nasil haram görebilirim ki, benden daha hayirli olanlar bile bunu caiz görerek dinlediler, demistir.

Abdullah Ibni Cafer sarki dinler, sadece sarki dinlerken oynamayi caiz görmezdi.»



Rivayete göre Yahya Ibni Muâz buyurdu ki: «Biz üç seyi kaybettik, onlari göremiyoruz, ben bunlari tek - tük görüyorum:

1 — Iffet ile birlikte yüz güzelligi,

2 — Dine baglilikla birlikte güzel söz,

3 — Vefa ile birlikte dostluk»

Ben bu naklettiklerimi aynen Haris El - Muhâsibî\'ye dayanarak belirten bir kitabdan okudum. Bu sözlerinden, onun takva sahibi, dini bahislerde titiz ve ehil olmasina ragmen, sarki dinlemeyi caiz gördügü anlasilir.

Sarki dinlemeyi izin veren Ibni Mucahid haksiz davetlere icabet etmezdi. Buradan bir takim ulemanin lehde, aleyhde sözleri çikarilmistir.

Ibni Cûreye sarki dinlemeye ruhsat vermis. «Kiyamet günü sarki dinlemek seveplardan mi, yoksa günahlardan mi sayilir» diye bir soruya su cevabi verir, ne sevap amellerden sayilacak ve ne de günâh olan amellerden. Çünki bu bos söz söylemeye benzer. Ulu Allah (C.C) «Allah, maksatsiz yere yaptiginiz yeminlerden dolayi sizi mes\'ûl tutmaz» buyurmustur.

Bu husûsde çesitli görüsleri naklettik. Uygulayacagi gerçegi arayanlar söz uzadikça görüslerin çatistigini görerek ya hayrette kalirlar yahud da kendi arzulari istikametinde olan bir görüse meylederler. Bu davranislarin her ikisi de kusurludur. Isin dogrusu, hakki, hakikat usulü ile aramaktir. Bu da mahzurluk ve mübâhlik bakis acisi altinda yürütülecek arastirmalarla olur. (Bu hususda, kesin hüküm bildiren Hadis\'i Serifler mevcuddur, lâkin buraya alinmamis. Bununla birlikte, eserin tamâmi, hattâ bir sonraki bölümü okundugunda, bu husûsda kesin hükmün mevcûd oldugu görülecekdir: Münekkid)
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
ALLAH razı olsun ablacığım.bu çok önemli ve hala tam anlaşılamamış bir konu çoğu inanan tarafından.paylaşımın için sağolasın
 

firdevs-i gam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Eyl 2012
Mesajlar
100
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Arkadaşlar ben bu konuyu hala anlamadım. Allah'ı her daim hatırlayan bir insan mesela göksel'in şarkılarını dinleyebilir mi?
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt