gecekondu
Kayıtlı Kullanıcı
Bizler bir maksat için yaratıldık, mutlu olmak. Bu yol, mutlaka Allah'tan geçer.
Hiçbirimiz hayatımızda Allah'ı devreye sokmazsak mutlu olamayız. Böyle bir şey fizik standartlarda hiçbir zaman mümkün değildir. Cennet için de, diğer âlem için de mümkün değildir.
Dünya mutluluğu mu istiyoruz? Bu Rabbimize yakın olmakla mümkün. Cennet mutluluğu mu istiyoruz? Bu Rabbimize yakın olmakla mümkün. Sadece bir tek yolu var. O yol, Allah'a ulaştıran yol. Mutlu olmak istiyor muyuz, yoksa istemiyor muyuz? "Ben şu mutsuz dünyamda, mutsuz olmakta devam etmek istiyorum." diyorsak, bu bizim irademiz, bizim arzumuz. Susarız. Kim: "Ben mutlu olmak istiyorum, mutluluğa mutlaka ulaşmak istiyorum." diyor? Böyle demeyen pek az insanın olabileceğini düşünüyorum. Herkes mutlu olmak için yaşar.
Allah, bizim en büyük dostumuz. Bizi en çok seven. Bizi sevenlerin arasında en çok seven, sadece Allah'tır. Ne annemiz, ne babamız, ne evlâtlarımız, ne etrafınızdaki insanlar. Bizi, hepimizi en çok seven Allah'tır. Mutlaka sever. O sevdiği için varız. Yaratmayı diledi ve biz dünyaya geldik. İşte dizayn, bunun arkasında. Ya mutluyuz, ya da mutsuzuz. Eğer Allah'ın yolunda değilsek, mutlu olmamız mümkün değildir.
Mutlu olmak, bedava bir olay değildir. Bir bedeli vardır. O bedeli ödemeden, mutluluğa adım atamayız. Nedir mutluluğun bedeli? Mutluluğun bedeli, bir dilek; mutluluğu dilemek. Birisi çıksa karşımıza ve dese ki: "Dile benden ne dilersen?" Trilyonlarca lira param olsun mu deriz acaba? Zannediyor musunuz ki; o paralar bizi mutlu edecek? Ondan mutluluk dileyeceğiz, işte o zaman muhatabınız Allah'tır. Bizi mutlu etmek için her zaman hazırdır.
Eğer mutluluk yolculuğu başlasın dersek; böyle bir yolculuğun başlaması, mutluluğa giden bir trene binmemiz, bir uçağa binmemiz, mutluluğa ulaşmamız, bizin bir dileğinize bağlı O dilek, ALLAH'A DOST OLMAYI DİLEMEKTİR. Bizler Kalpten rabbimize ulaşmayı dilersek, O’na dost olmayı dilersek. Nasıl bir Rabia sultan, bir Yunus emre, bir Mevlana Rabbimizin en sevdiklerinden olmuşsa, bizlerde rabbimizin en sevdiklerinden olmayı dilersek. Bizlerde inş Rabbimizin en sevdiklerinden oluruz.
Zira Kalpler yanlız Allah(c.c.) anmakla huzur bulur ...
1. Cenâb-ı Hakk'ı biliriz dersiniz; fakat emirlerini tutmazsınız.
2. Kur'ân-ı Kerîm'i okursunuz; fakat onunla amel etmezsiniz.
3. Rasûlullah (s.a.v.)'i severiz dersiniz; fakat sünnetlerini terk edersiniz.
4. Şeytan düşmanımız dersiniz; fakat ondan korunmaz, üstelik yolundan gidersiniz.
5. Cenneti isteriz dersiniz; ancak cennet için hayırlı ameller işlemezsiniz.
6. Cehennemden korkarız dersiniz; ancak günahlara dalarak kendi elinizle kendinizi cehenneme atarsınız.
7. Ölüm haktır dersiniz; fakat ölüm için hazırlıkta bulunmazsınız.
8. Kardeşlerinizin ayıplarını sayar dökersiniz; ancak kendi ayıplarınızla meşgul olmazsınız.
9. Allah'ın verdiği çeşitli nimetlerden faydalanır; fakat şükretmezsiniz.
10. Ölmüşlerinizi götürür kabre gömersiniz; fakat onlardan ibret alıp nefislerinizi ıslaha çalışmazsınız.
İşte bu sebeplerden dolayıdır ki duanız kabul olmaz." buyurmuştur
Hiçbirimiz hayatımızda Allah'ı devreye sokmazsak mutlu olamayız. Böyle bir şey fizik standartlarda hiçbir zaman mümkün değildir. Cennet için de, diğer âlem için de mümkün değildir.
Dünya mutluluğu mu istiyoruz? Bu Rabbimize yakın olmakla mümkün. Cennet mutluluğu mu istiyoruz? Bu Rabbimize yakın olmakla mümkün. Sadece bir tek yolu var. O yol, Allah'a ulaştıran yol. Mutlu olmak istiyor muyuz, yoksa istemiyor muyuz? "Ben şu mutsuz dünyamda, mutsuz olmakta devam etmek istiyorum." diyorsak, bu bizim irademiz, bizim arzumuz. Susarız. Kim: "Ben mutlu olmak istiyorum, mutluluğa mutlaka ulaşmak istiyorum." diyor? Böyle demeyen pek az insanın olabileceğini düşünüyorum. Herkes mutlu olmak için yaşar.
Allah, bizim en büyük dostumuz. Bizi en çok seven. Bizi sevenlerin arasında en çok seven, sadece Allah'tır. Ne annemiz, ne babamız, ne evlâtlarımız, ne etrafınızdaki insanlar. Bizi, hepimizi en çok seven Allah'tır. Mutlaka sever. O sevdiği için varız. Yaratmayı diledi ve biz dünyaya geldik. İşte dizayn, bunun arkasında. Ya mutluyuz, ya da mutsuzuz. Eğer Allah'ın yolunda değilsek, mutlu olmamız mümkün değildir.
Mutlu olmak, bedava bir olay değildir. Bir bedeli vardır. O bedeli ödemeden, mutluluğa adım atamayız. Nedir mutluluğun bedeli? Mutluluğun bedeli, bir dilek; mutluluğu dilemek. Birisi çıksa karşımıza ve dese ki: "Dile benden ne dilersen?" Trilyonlarca lira param olsun mu deriz acaba? Zannediyor musunuz ki; o paralar bizi mutlu edecek? Ondan mutluluk dileyeceğiz, işte o zaman muhatabınız Allah'tır. Bizi mutlu etmek için her zaman hazırdır.
Eğer mutluluk yolculuğu başlasın dersek; böyle bir yolculuğun başlaması, mutluluğa giden bir trene binmemiz, bir uçağa binmemiz, mutluluğa ulaşmamız, bizin bir dileğinize bağlı O dilek, ALLAH'A DOST OLMAYI DİLEMEKTİR. Bizler Kalpten rabbimize ulaşmayı dilersek, O’na dost olmayı dilersek. Nasıl bir Rabia sultan, bir Yunus emre, bir Mevlana Rabbimizin en sevdiklerinden olmuşsa, bizlerde rabbimizin en sevdiklerinden olmayı dilersek. Bizlerde inş Rabbimizin en sevdiklerinden oluruz.
Zira Kalpler yanlız Allah(c.c.) anmakla huzur bulur ...
1. Cenâb-ı Hakk'ı biliriz dersiniz; fakat emirlerini tutmazsınız.
2. Kur'ân-ı Kerîm'i okursunuz; fakat onunla amel etmezsiniz.
3. Rasûlullah (s.a.v.)'i severiz dersiniz; fakat sünnetlerini terk edersiniz.
4. Şeytan düşmanımız dersiniz; fakat ondan korunmaz, üstelik yolundan gidersiniz.
5. Cenneti isteriz dersiniz; ancak cennet için hayırlı ameller işlemezsiniz.
6. Cehennemden korkarız dersiniz; ancak günahlara dalarak kendi elinizle kendinizi cehenneme atarsınız.
7. Ölüm haktır dersiniz; fakat ölüm için hazırlıkta bulunmazsınız.
8. Kardeşlerinizin ayıplarını sayar dökersiniz; ancak kendi ayıplarınızla meşgul olmazsınız.
9. Allah'ın verdiği çeşitli nimetlerden faydalanır; fakat şükretmezsiniz.
10. Ölmüşlerinizi götürür kabre gömersiniz; fakat onlardan ibret alıp nefislerinizi ıslaha çalışmazsınız.
İşte bu sebeplerden dolayıdır ki duanız kabul olmaz." buyurmuştur