mustafa_xtar
Kayıtlı Kullanıcı
esselamu aleyküm arkadaşlar. Her nefis, her canlı ölümü tadacak, sonra bize rücû edecektir (dönecektir). Ali imran 185
Hiç şüphemiz yok, aslında şüpheye yer yok, hepimiz ölümü tadacağız. Önemli olan nasıl yaşadığımız ve nasıl öldüğümüz. Çünkü herkes bi şekilde yaşıyor. Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Bu bizim nasıl yaşamamız gerektiğini apaçık ortaya koyuyor. Buyrun şu kıssayı dinleyelim.
Yezîd er-Rakkaşî anlatıyor:
İsrailoğulları zamanında zalim bir hükümdar vardı. Bir gün makamında otururken kapıdan içeri sevimsiz görünüşlü ve korkunç halli birisinin girdiğini gördü. Hükümdar onun aniden içeri dalışının heybetli bir şekilde girişinin verdiği şiddetli korku ile hemen adamın karşısına dikilerek:
- Ey adam, sen kimsin! Evime bu şekilde girmene kim izin verdi? diye sordu. Gelen adam:
- Bu evin asıl sahibi izin verdi! Ben ise hiçbir kapıcı ve muhafızın engel olamayacağı, hiçbir padişahın yanına girerken izin almaya ihtiyaç duymayan, hiçbir sultandan korkmayan, hiçbir zalimin korkutamadığı ve aynı zamanda hiçbir kimsenin elimden kaçamadığı birisiyim, dedi. Bunları duyan hükümdar yüz üstü yere düştü, vücudu titremeye başladı; ona:
- Yoksa sen ölüm meleği misin? diye sordu; o da:
- Evet, ben ölüm meleğiyim, dedi. Hükümdar:
- Allaha yemin ederek söylüyorum; bana bir gün zaman tanışan da, yapmış olduğum bütün günahlardan tövbe etsem, Allahtan benim kusurlarımı bağışlamasını istesem ve hazinemde biriktirmiş olduğum bütün malları dağıtsam! Yoksa ben, ahirette Onun azabına tahammül edecek güçte değilim, dedi. Melek:
- Sana nasıl zaman tanıyabilirim ki! Ömrünün günleri sayılı ve vakitleri değişmeyecek şekilde yazılıdır, dedi. Hükümdar:
- O zaman bir saat mühlet versen olmaz mı? diye sordu; melek:
- Sana tanınan bütün saatler bu hesabın içindededir. Onlar geçip gitti, senin hiç haberin olmadı. Sen bütün nefeslerini tükettin, senin için bir nefeslik süre kalmadı, dedi. Hükümdar:
- Peki, sen beni mezara koyunca yanımda kim olacak? diye sordu. Melek:
- Salih amelinden başka hiçbir şey olmayacak, dedi. Hükümdar:
- Benim hiçbir salih amelim yok ki! deyince, melek:
- Hiç şüphesiz senin gidişin ateşe ve varacağın yer Cabbar olan Allah'ın gazabı olacaktır, dedi ve onun ruhunu aldı.
Burası çok önemli arkadaşlar. Ruhu alınan hükümdar tahtından aşağı yüz üstü düştü. Memleketindeki insanlar ise ardından feryat ediyorlardı. Şayet onlar Allah'ın ona gazap etmesi sebebiyle gideceği yeri bilselerdi; daha çok ağlarlar ve daha fazla feryat ederlerdi.
Yöneticilere Altın Öğütler....
İmam Gazâlî
Hiç şüphemiz yok, aslında şüpheye yer yok, hepimiz ölümü tadacağız. Önemli olan nasıl yaşadığımız ve nasıl öldüğümüz. Çünkü herkes bi şekilde yaşıyor. Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Bu bizim nasıl yaşamamız gerektiğini apaçık ortaya koyuyor. Buyrun şu kıssayı dinleyelim.
Yezîd er-Rakkaşî anlatıyor:
İsrailoğulları zamanında zalim bir hükümdar vardı. Bir gün makamında otururken kapıdan içeri sevimsiz görünüşlü ve korkunç halli birisinin girdiğini gördü. Hükümdar onun aniden içeri dalışının heybetli bir şekilde girişinin verdiği şiddetli korku ile hemen adamın karşısına dikilerek:
- Ey adam, sen kimsin! Evime bu şekilde girmene kim izin verdi? diye sordu. Gelen adam:
- Bu evin asıl sahibi izin verdi! Ben ise hiçbir kapıcı ve muhafızın engel olamayacağı, hiçbir padişahın yanına girerken izin almaya ihtiyaç duymayan, hiçbir sultandan korkmayan, hiçbir zalimin korkutamadığı ve aynı zamanda hiçbir kimsenin elimden kaçamadığı birisiyim, dedi. Bunları duyan hükümdar yüz üstü yere düştü, vücudu titremeye başladı; ona:
- Yoksa sen ölüm meleği misin? diye sordu; o da:
- Evet, ben ölüm meleğiyim, dedi. Hükümdar:
- Allaha yemin ederek söylüyorum; bana bir gün zaman tanışan da, yapmış olduğum bütün günahlardan tövbe etsem, Allahtan benim kusurlarımı bağışlamasını istesem ve hazinemde biriktirmiş olduğum bütün malları dağıtsam! Yoksa ben, ahirette Onun azabına tahammül edecek güçte değilim, dedi. Melek:
- Sana nasıl zaman tanıyabilirim ki! Ömrünün günleri sayılı ve vakitleri değişmeyecek şekilde yazılıdır, dedi. Hükümdar:
- O zaman bir saat mühlet versen olmaz mı? diye sordu; melek:
- Sana tanınan bütün saatler bu hesabın içindededir. Onlar geçip gitti, senin hiç haberin olmadı. Sen bütün nefeslerini tükettin, senin için bir nefeslik süre kalmadı, dedi. Hükümdar:
- Peki, sen beni mezara koyunca yanımda kim olacak? diye sordu. Melek:
- Salih amelinden başka hiçbir şey olmayacak, dedi. Hükümdar:
- Benim hiçbir salih amelim yok ki! deyince, melek:
- Hiç şüphesiz senin gidişin ateşe ve varacağın yer Cabbar olan Allah'ın gazabı olacaktır, dedi ve onun ruhunu aldı.
Burası çok önemli arkadaşlar. Ruhu alınan hükümdar tahtından aşağı yüz üstü düştü. Memleketindeki insanlar ise ardından feryat ediyorlardı. Şayet onlar Allah'ın ona gazap etmesi sebebiyle gideceği yeri bilselerdi; daha çok ağlarlar ve daha fazla feryat ederlerdi.
Yöneticilere Altın Öğütler....
İmam Gazâlî