Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mustaz'afların Davası! (1 Kullanıcı)

Muhtazaf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2008
Mesajlar
9,591
Tepki puanı
957
Puanları
113
Yaş
66
Web Sitesi
www.aydin-aydin.com
MUSTAZ'AFLARIN DAVASI
Tarih geçmişten günümüze iki insan sınıfının mücadelesine tanıklık etmektedir :
Müstekbirler / yeryüzünde büyüklenenler ve Mustaz'aflar / zayıf bırakılanlar , yani ezenler ve ezilenler ya da bir başka ifadeyle efendiler ve köleler . İnsanlık geçmişten günümüze Firavunların zulmü altında inlerken , ALLAH muradını apaçık bir biçimde ortaya koymaktadır :

"Halbuki biz istiyorduk ki , yeryüzünde zayıf bırakılanlara lütufta bulunalım , onları önderler yapalım ve onları yeryüzüne mirasçılar kılalım . Ve onları güvenlik içinde yeryüzünde yerleştirelim ; Firavun'u , Hâmân'ı ve onların ordularını da onların eliyle korktukları şeye uğratalım ." (Kasas : 5 )
Şu bir gerçek ki , iman kuru kuruya bir inançtan ibaret değildir ; sahih bir iman beraberinde inkarı da zorunlu kılar . Kelime-i Tevhid bunun en ideal örneğidir : "La ilahe illALLAH / ALLAH'tan başka kulluk edilmeye layık hiçbir varlık yoktur ." Dolayısıyla , ALLAH'a iman beraberinde sahte ilahların inkarını da zorunlu kılmaktadır . "La" demek budur işte ! Her namazın her rekatında tekrarladığımız "İyyake na'budu ve iyyake nestein / yalnız sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz" ifadesi ise Kelime-i Tevhid'in açılımından başka bir şey değildir . İnsanı özgür kılan , kölelerin boyunduruklarını kıran , mustaz'afların ezilmişliklerine son veren yegane ifadedir bu , Tağut'un reddi , şirkin bütünüyle inkarıdır.

"... Öyleyse kim tağut'u / şeytani güçleri inkar eder ve ALLAH'a iman ederse artık o en sağlam kulpa yapışmış olur , öyle ki onun kopması yoktur..." (Bakara : 256 )

Tağut... ALLAH'ın birebir kendi karşısında zikrettiği habis zihniyet... Dünya merkezli tüm düşüncelerin (Kapitalizm ve Komunizm gibi ) bir yaşam biçimi haline getirilerek ayakta tutulmasını , korunmasını savunan ve sağlayan tüm lanetli kişilerin ve düzenlerin ortak adı... Firavun , Haman ve Karun... Nemrut , Hirodes ve Ebu Cehil... Bush , Blair ve Olmert... Ve diğerleri... Kitleleri haktan uzaklaştırarak köleleştirmek ve kendi kulları haline getirmek isteyen egemen şer güçler... İğreti istek ve tutkuları doğrultusunda tamamen dünya merkezli hareket eden bu zihniyetin geçmişten günümüze manevi-ahlaki kaygılardan uzak bir biçimde adı her ne olursa olsun yeryüzünde meydana getirdiği beşeri düzenlerin tümü gerçekte kula kulluğa dayanan isyan ve küfür sistemleridir . Bunlar
"Bulundukları yerlerde haddi aşıp azgınlaşır ve böylelikle hak ve adalet sınırlarını aşarak yozlaşmaya ve çürümeye sebep olurlar ." (Fecr : 11-12 )
Buna boyun eğdiğiniz takdirde , ALLAH'ın va'zettiği varlık kanunları tecelli eder ve tıpkı bugün olduğu gibi ezilip horlanan , zayıf bırakılmış kitlelerin maruz kaldığı maddi ve manevi yıkım bulaşıcı bir hastalık gibi sarıp kuşatır dört bir yanı . Artık yeryüzüne fesad hakimdir , halklar köleleştirilmiş , ülkeler birer sömürge haline getirilmiştir . Buna mukabil Kur'an , "ALLAH'tan başkasına kulluk edilen her şeyin ve böylece insanı yüce yaratıcıdan uzaklaştırarak deyim yerindeyse şeytani güçlere ve düzenlere yönelten tüm şeylerin (kişi, güç ve sistemlerin)" 1 inkarını ve bununla birlikte yalnızca Alemlerin Rabb'ine kulluk edilmesini emreder . ALLAH'ın bu konudaki beyanı gayet açıktır :

"Andolsun ki , her ümmetin içinden , "ALLAH'a kulluk edin ; ve şeytani güçlere / düzenlere kulluktan kaçının" diye resul(ler) gönderdik . ALLAH , böylece onlardan bir kısmını hidayete erdirdi ; bir kısmına da sapıklık hak oldu . Öyleyse yeryüzünde gezip dolaşın da yalanlayanların akıbeti nasıl olmuş bir bakın !" ( Nahl : 36 )


Ve ALLAH , iki hizbin kıyamete dek sürecek olan savaşından söz etmektedir :
"Size ne oluyor ki , ALLAH yolunda ve "Ey Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu topraklardan

kurtar[ıp özgürlüğe kavuştur] ve rahmetinle bizim için bir koruyucu ve destek olacak bir yardımcı gönder!” diye yalvaran zayıf bırakılmış çaresiz erkekler , kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?"

"İman edenler ALLAH yolunda savaşırlar ; inkar edenler ise tağut'un yolunda / şeytani güçler uğrunda savaşırlar , öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın . Şüphesiz ki , şeytanın hilesi pek zayıftır." (Nisa : 75-76 )

Açıktır ki , ALLAH'ın davası yeryüzünde zayıf bırakılarak ezilip horlanan tüm insanların davasıdır . Filistin'de , Irak'ta , Lübnan'da , Çeçenya'da , Keşmir'de ,Türkistan'da , kısacası dünyanın dört bir yanında zulme uğratılan tüm mustaz'afların davası... İmanın küfürle bitmek bilmeyen mücadelesi , Rabb'imizin peygamberlerin elleriyle çağların ötesinden bugüne taşıdığı amansız kavgadır bu .

Tevhid... Tek Rab , tek İlah , tek din ve tek ahlak ... Rabb'in dosdoğru yolu...
"Bizi dosdoğru yola ilet : Nimet verdiğin kimselerin / gelmiş geçmiş tüm peygamberlerin , Sıddıkların / özü ile sözü bir olanların , Şehitlerin / hayatlarıyla hakikate şahitlik edenlerin ve Salihlerin / dürüst , erdemli kimselerin yoluna" (Fatiha : 5-6 , Nisa : 69) Hakkın batıla karşı verdiği savaş... Tevhid ve şirk , iman ve küfür , Habil ve Kabil , ahlak ve ahlaksızlık , eşitlik ve kölelik , izzet ve zillet , fazilet ve alçaklık , dünya ve ahiret... Elbette bu meşakkatli bir yoldur ve bu yolda yürümek , sorumluluk bilinci (takva) temelinde sarsılmaz bir imanı ve her türlü zorluk ve sıkıntı karşısında direnişi (sabır) gerektirir . Dolayısıyla dava adamı demek , söz değil ; eylem adamı demektir . Bunun en güzel örnekliğini ise ALLAH'ın elçileri teşkil etmektedir . Zira bu yol , Nuh'un , Hud'un ve Salih'in yoludur , bu dava İbrahim'in , İsmail'in ve İshak'ın davasıdır , bu mücadele Şuayb'ın , Musa'nın ve Harun'un mücadelesidir ve bu kavga Zekeriyya'nın , Yahya'nın ve İsa'nın kavgasıdır (Hepsine salat ve selam olsun ). ALLAH peygamberler zincirinin son halkasına yani Hz . Peygamber'e (S) şöyle seslenmektedir :

"İşte onlar ALLAH'ın hidayete erdirdiği kimselerdir . Öyleyse sen de onların rehberliğine uy .
De ki : "Ben bunun karşılığında sizden hiçbir ücret istemiyorum . Şüphesiz o bütün insanlık için bir öğüt ve uyarıdır ." (En'am : 90 )

Bu nedenledir ki , nasıl olmalı ve nasıl yapmalıyız ? sorusuna verilebilecek en güzel cevap elçilerin kıssalarında saklıdır . Hakikat elçileri... ALLAH'ın seçtiği kullar... Nuh gibi ALLAH'ın vahyine uygun bir gemi inşa etmek zulmün ortasında ; tahtası iman , çivisi ise salih ameldir bu geminin ve yalnızlığınıza kahkahalarla gülecektir zulüm . Ve İbrahim gibi tek başına ümmet olmak... Nasıl ümmet olur insan yapayalnız ? Zulmün karşısında tek başına ve dimdik durabilmek , dini yalnızca ALLAH için ayakta tutmak hususunda koca bir topluluğa bedel olmak , evvah olabilmek kendince ; bütün bir insanlığa yetecek derdi-tasayı bir başına yüklenebilmek... Ve gerektiğinde kurban edebilmek en sevdiğini ...
Ve Musa gibi meydan okuyabilmek Firavun'a ,
Eyyub gibi sabredebilmek ,
Yusuf gibi medrese edinebilmek zindanı ,
Süleyman gibi adaletli olabilmek ,
Zekeriyya gibi testerenin dişleri altında görmek şehadeti ,
Yahya gibi tereddütsüz uzatabilmek boynunu kütüğün üstüne ,
ve İsa misali vahyi taşıyarak kalben ölü olanlara hayat verebilmek ve kaldırabilmek
gözlerin üzerinden tüm perdeleri ...
Ve pek tabii , alemlere rahmet son Peygamberin örnekliğinde hakkın öldürücü darbesini
vurabilmek batılın kafasına , zulmü gömebilmek uçsuz bucaksız çölün tam ortasına !
(Hepsine salat ve selam olsun )

Evet , dün olduğu gibi bugün de Firavunların zulmü altında inlemekte dünya , yeryüzü nüfusunun üçte ikisi aç , kan , zulüm ve gözyaşı sarmış dört bir yanı ... Karar vermeli artık ; "Her şeye rağmen ALLAH'ın davası uğrunda üstün gayret ve çaba" mı ; yoksa "Bizden bu kadar" mı ?

Elçilerin örnekliğini hayata taşımak , hasılıkelam ; yatmak değil doğrulmak , durmak değil yürümek , konuşmak değil iş yapmak dileğiyle...
Selam ve dua ile...

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt