-Ammar Bin Yasir-
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 27 Eyl 2007
- Mesajlar
- 4,864
- Tepki puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
İslamoğlu’nun Hz. İsa’nın nüzûlü konusundaki görüşünün değerlendirmesine geçebilirim. Başlıkta da belirttiğim gibi değerlendirme İslamoğlu’na yöneltilen bir soruya kendisinin verdiği cevap üzerinden olacaktır. Herhangi bir yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için hem kendisine yöneltilen sorunun hem de bu soruya verdiği cevabın metni olduğu gibi alıntılanmıştır:
SORU: Sorum Hz. İsa ile ilgili olacak. Onun tekrar geleceğine inanan yakın dostlarıma nasıl anlatayım da veya nasıl cevap vereyim de, birazda olsa bilgi sahibi olsunlar. Bu konuda bana birkaç ayet gösteriyorlar, bunlara birazda olsa cevap verebiliyorum ama Buhari, Müslim gibi zatların hadislerini gösterdiklerinde bu hadisler uydurma diyemiyorum ve yorum yapamıyorum. Çünkü; hadislerin gerçekliğini bilemiyorum. Bana bu konuda yardımcı olabilir misiniz? Ben gelmeyeceğine inananlardan olduğumu ifade ettiğimde bana itikadımdan bahsediyorlar. Sizden değerli cevaplarınızı bekliyorum. Allah sizden ve Mümünlerden razı olsun. (02/03/2007)
CEVAP: Aynen ben de öyle yapıyorum. Bu doğru olan. Buhari ve Müslim'deki hadisleri izahın bin bir yolu var. İsa'nın gerçek inancı onu takip edenlere dönecek de diyebiliriz. Fakat bu hadisler haber-i vahid. Zan içerir. Yanlış ve yalana ihtimali vardır. Bu tür haberler akideye konu olmazlar. Bu yeterlidir.
(Kaynak: http://www.mustafaislamoglu.com/haber_detay.php?haber_id=122 )
İslamoğlu’nun Hz. İsa’nın nüzulü/yeryüzüne inişiyle ilgili görüşü kabaca yukarıdaki soruya verdiği cevaptan anlaşılmaktadır. Soruyu soran kimse görüldüğü gibi Hz. İsa’nın nüzulüne inanmadığını ifade ediyor. Tartışmalar Kur’an ekseninde devam ettiği sürece nüzul-i İsa’ya inananlara biraz cevap verebildiğini de belirtiyor. Burada araya girerek şunu ifade etmek isterim: Hz. İsa’nın nüzulüyle ilgili ayetler, bir yandan sahabe ve tabiînden gelen rivayetlere diğer yandan siyak-sibaklarına bağlı kalınarak anlaşılmaya çalışıldığında bunların açık biçimde Hz. İsa’nın nüzulüne delalet ettiği görülecektir. Burada ilgili ayetleri açık ve seçik biçimde ele almak isterdik; ama konumuz İslamoğlu’nun cevabı üzerine bina edildiği için buna fırsatımız olmayacak.
Soruyu soran kimse daha sonra konuyla ilgili Buharî ve Müslim’de nakledilen hadisler karşısında çaresiz kaldığını söyleyerek İslamoğlu’ndan yardım istiyor. İslamoğlu’nun meseleye kendince getirdiği çözüm, Hz. İsa’nın nüzulüyle ilgili olarak Buhari ve Müslim’de geçen hadislerin inkârı değil, tevilidir. İslamoğlu’na göre bu hadislerin bin bir tevili vardır. Cevapta ileri sürdüğü tevile göre de hadisler bizzat Hz. İsa’nın nüzulünü değil, kıyametin arifesinde onun gerçek inancının takipçilerine döneceğini bildirmektedir.
İslamoğlu’nun cevabından üç şey çıkıyor: Birincisi, Hz. İsa’nın nüzulünü bildiren hadisler hakikî/açık anlamlarına yorulmamalı, bilakis tevil edilmelidir. İkincisi, ilgili hadisler haber-i vahiddir. Üçüncüsü, haber-i vahidler zan ifade ederler. Bu bakımdan akîdeye konu olamazlar.
Rıhle dergisi
SORU: Sorum Hz. İsa ile ilgili olacak. Onun tekrar geleceğine inanan yakın dostlarıma nasıl anlatayım da veya nasıl cevap vereyim de, birazda olsa bilgi sahibi olsunlar. Bu konuda bana birkaç ayet gösteriyorlar, bunlara birazda olsa cevap verebiliyorum ama Buhari, Müslim gibi zatların hadislerini gösterdiklerinde bu hadisler uydurma diyemiyorum ve yorum yapamıyorum. Çünkü; hadislerin gerçekliğini bilemiyorum. Bana bu konuda yardımcı olabilir misiniz? Ben gelmeyeceğine inananlardan olduğumu ifade ettiğimde bana itikadımdan bahsediyorlar. Sizden değerli cevaplarınızı bekliyorum. Allah sizden ve Mümünlerden razı olsun. (02/03/2007)
CEVAP: Aynen ben de öyle yapıyorum. Bu doğru olan. Buhari ve Müslim'deki hadisleri izahın bin bir yolu var. İsa'nın gerçek inancı onu takip edenlere dönecek de diyebiliriz. Fakat bu hadisler haber-i vahid. Zan içerir. Yanlış ve yalana ihtimali vardır. Bu tür haberler akideye konu olmazlar. Bu yeterlidir.
(Kaynak: http://www.mustafaislamoglu.com/haber_detay.php?haber_id=122 )
İslamoğlu’nun Hz. İsa’nın nüzulü/yeryüzüne inişiyle ilgili görüşü kabaca yukarıdaki soruya verdiği cevaptan anlaşılmaktadır. Soruyu soran kimse görüldüğü gibi Hz. İsa’nın nüzulüne inanmadığını ifade ediyor. Tartışmalar Kur’an ekseninde devam ettiği sürece nüzul-i İsa’ya inananlara biraz cevap verebildiğini de belirtiyor. Burada araya girerek şunu ifade etmek isterim: Hz. İsa’nın nüzulüyle ilgili ayetler, bir yandan sahabe ve tabiînden gelen rivayetlere diğer yandan siyak-sibaklarına bağlı kalınarak anlaşılmaya çalışıldığında bunların açık biçimde Hz. İsa’nın nüzulüne delalet ettiği görülecektir. Burada ilgili ayetleri açık ve seçik biçimde ele almak isterdik; ama konumuz İslamoğlu’nun cevabı üzerine bina edildiği için buna fırsatımız olmayacak.
Soruyu soran kimse daha sonra konuyla ilgili Buharî ve Müslim’de nakledilen hadisler karşısında çaresiz kaldığını söyleyerek İslamoğlu’ndan yardım istiyor. İslamoğlu’nun meseleye kendince getirdiği çözüm, Hz. İsa’nın nüzulüyle ilgili olarak Buhari ve Müslim’de geçen hadislerin inkârı değil, tevilidir. İslamoğlu’na göre bu hadislerin bin bir tevili vardır. Cevapta ileri sürdüğü tevile göre de hadisler bizzat Hz. İsa’nın nüzulünü değil, kıyametin arifesinde onun gerçek inancının takipçilerine döneceğini bildirmektedir.
İslamoğlu’nun cevabından üç şey çıkıyor: Birincisi, Hz. İsa’nın nüzulünü bildiren hadisler hakikî/açık anlamlarına yorulmamalı, bilakis tevil edilmelidir. İkincisi, ilgili hadisler haber-i vahiddir. Üçüncüsü, haber-i vahidler zan ifade ederler. Bu bakımdan akîdeye konu olamazlar.
Rıhle dergisi